Son Haberler

HAYATINI İŞE ADAYAN PATRONİÇE

hayatini_ise_adayan_patronice_2.jpg ♦ Herkesin ‘angarya’ diye burun kıvırdığı işleri bile öğrenmekten geri durmadı, gecesini gündüzüne kattı ve çalışarak herşeyin üstesinden gelinebileceğini öğrendi.

♦ çalışanları ödüllendiren hayat, O’na da güzel bir sürpriz hazırlamıştı. Matbaacı olan abisi kendi işinde çalışmak istiyordu ve hemen karar verip birlik oldular, 3-5 personelle Ekol Ofset’i kurarak yola koyuldular.

♦ Sabah işyerine en erken O gelir, en geç yine O çıkardı. çalışma azmine, disiplin eklenince şirket kurumsallaşarak hızla büyüdü ve bugün 40 ülkeye ihracat yapacak seviyeye geldi. Avrupa’nın en büyük üç markasından biri olan Ekol Ofset; Türkiye’nin en büyük markası olarak globalleşiyor.

♦ 2011 Cirosu 33.000.000 Euro olan Ekol Ofset’in Yönetim Kurulu üyesi ülkü Büyükgönenç, İSO Yönetim Kurulu üyeliği görevini de başarıyla yürütüyor. Birden fazla şapkası olan ve birçok kadın örgütünün kurulmasını sağlayan iş kadını, Türkiye’de girişimci kadın modelinin öncü isimlerinden biri olmayı başardı. Şimdi yeni girişimcilere ışık tutuyor.

3 kişi ile kurulan Ekol Ofset, Global marka oluyor

40 üLKEYE REKOR İHRACAT

Karton bardakta Türkiye’deki ilk ve en büyük üretici konumunda olan Ekol Ofset; Türkiye’deki pazarın yüzde 85’ine hakim. Avrupa’nın da ilk 3 firmasından biri olarak lider üreticiler arasında yer alan firma, Avrupa’nın en büyük üreticisi olmayı hedefliyor.

Silivri’de, Avrupa standartlarına sahip dev bir tesisteyiz. Türkiye’de benzeri parmakla sayılacak kadar az olan bu modern tesisin hikayesi tam 33 yıl öncesine dayanıyor. Belli ki bir ömür adanmış, çok çalışılmış, yoğun emek verilmiş ama ülkenin en büyük markalarından biri yaratılmış. Hayatını işine adayan Ekol Ofset’in Patroniçesi ülkü Büyükgönenç’le toplantı odasındayız ve başarı serüvenini konuşmaya başlıyoruz. Söze; 1968’li yıllardan başlayan tecrübeli patroniçe; “çalışmaya 15 yaşında başladım.

O yıllarda Şampiyon Daktilo Kursları meşhurdu, oraya yazıldım ve kursu birincilikle bitirdim. Sekreterlik yaparak iş hayatına atıldım. Yaptığım her işi seviyordum, öğrenmeyi fazlasıyla önemsiyordum. İnsanların “angarya” diye yapmaktan kaçtığı işleri bile büyük bir şevkle yapıyordum. çalışarak herşeyin üstesinden gelebileceğime inanıyor, kararlılık ve disiplinle hedeflerime ilerliyordum” diyor.

Röportajımız sırasında “…İşe en erken ben gelir, en geç ben çıkardım” sözleriyle aslında tam bir işkolik olduğunun ipuçlarını veren Büyükgönenç; Ekol Ofset’in bu kadar başarılı olmasında, iş bölümünün büyük rol oynadığının altını çiziyor. Hiçbir işi öğrenmekten kaçmadığını ve yaptığı her işin hakkını vermeyi prensip edindiğini söyleyen kadın girişimci, iş felsefesini “Ya Sevdiğin İşi Yap, Ya Yaptığın İşi Sev” şeklinde özetliyor.

43 yıllık iş hayatının, 33 yılını Ekol Ofset’te geçirdiğini belirten girişimci iş kadını, ağabeyi ümit Büyükgönenç ve Zeki Aşkın’la kurdukları küçük matbaayı, nasıl büyüttüklerini ve Türkiye’nin en büyük markalarından biri haline getirdiklerini anlatmaya devam ediyor. Türk kadınının imkan verildiğinde neler başarabileceğinin en güzel örneklerinden biri olan ülkü Büyükgönenç’le; başarısının sırrını konuştuk:

♦ ülkemizdeki önemli kadın girişimcilerden biri olarak başarı serüveninizin başlangıcından söz eder misiniz, iş hayatına nasıl atıldınız, bugünlere nasıl gelindi?
çalışma hayatıma 1968 yılında Yıldız Akşam Meslek Yüksek Okulu öğrenci Birliği Sekreteri olarak başladım. 1969 yılında Kavel Kablo Fabrikası’na personel sekreteri olarak geçiş yaptım. 1969–1980 yılları arasında bu işyerimde çeşitli mesleki eğitimler alarak Planlama Koordinatörü ve Teknik Büro Genel Sekreteri olarak 1980 yılına kadar çalıştım. 1980 yılında, ağabeyim ümit Büyükgönenç ve Zeki Aşkın EKOL OFSET’i kurma kararı aldı ve ben de Kavel’den ayrılarak kurucu ortak olarak EKOL OFSET A.Ş.’ye katıldım.

Uzun yıllar boyunca üçümüz de çok yoğun çalıştık. Ben 28 yaşımdan sonra muhasebe eğitimi alarak şirketin muhasebe ve idari işlerini yürüttüm. İlerleyen zaman içinde EKOL OFSET’in hızla gelişerek büyümesi ile yeni kadrolar oluşturduk ve bazı görevlerimi devrettim. Bugün daha çok yönetim ve denetim ile İnsan Kaynakları ve Kurumsal İletişim görevlerine devam ediyorum. 1995 yılından itibaren İstanbul Sanayi Odası Matbaa Meslek Komitesi üyeliğine seçildim ve halen İSO Matbaa Meslek Komitesi Başkanı, İSO Meclis üyesi ve İSO Yönetim Kurulu üyesi olarak çalışmalarıma devam ediyorum. 2000 yılında Dünya Gazetesi tarafından yapılan başarılı iş kadınları araştırmasında matbaa sektörünün en başarılı iş kadını ödülünü aldım. Eğitimi, özellikle kız çocuklarımızın eğitimini çok önemsiyorum. 44 yıllık iş hayatımın bana verdiği tecrübe zenginliğini, gençler ve özellikle kadınlar ile paylaşmak bana keyif veriyor ve bunu bir sosyal sorumluluk olgusu olarak düşünüyorum. Benim iş hayatında başarı formülüm “-Ya Sevdiğin İşi Yap, Ya Yaptığın İşi Sev” Ve “Hayat Boyu öğren” ilkeleridir.

KARTON BARDAK üRETİMİNDE AVRUPA’DA 3. SIRADAYIZ

Karton bardakta Türkiye‘de pazarın % 85‘ine sahibiz. 3. olduğumuz Avrupa pazarında her eve bir ürünümüzün girmesini hedefliyoruz

♦ Ekol Ofset’ten söz eder misiniz, Türkiye ve yurtdışındaki pazar payınız nedir, kapasiteniz ve geçen yılki cironuz neydi, kaç ülkeye ihracat yapıyorsunuz, toplam kaç kişiye istihdam sağlıyorsunuz?
2011 yılında toplam ciromuz yaklaşık olarak 33.000.000 Euro seviyesinde gerçekleşti. İhracatımızın toplam ciroya oranı % 47 oldu. Kapasitemizin % 70’ini kullanıyoruz. 2010 yılına göre Euro bazda % 7 artış yakaladık. üretim miktarlarını karşılaştırdığımızda; 2010 yılında yaklaşık 22.000 ton olan üretim miktarımız, 2011 yılında 24.000 tona yükseldi. Küresel ekonomide bir kriz dönemi olarak geçirdiğimiz 2008 ve 2009 yılları, özellikle yeni fabrika yatırımı yaptığımız bu dönemlerde tüm sektörlerde olduğu gibi Ekol Ofset için de sıkıntılı bir durum yarattı. Gerek 2010 yılı, gerekse 2011 yılında bu kriz etkilerinin yavaş yavaş azalmaya başladığı dönem oldu.

Dolayısıyla firmamız her zamanki büyüm trendine kaldığı yerden devam ederek, artan kapasitesi ve yenilenen teknolojisiyle cirosunu arttırıyor. Karton bardakta Türkiye’deki ilk ve en büyük üreticisi olarak pazarın yüzde 85’ine sahibiz. Hali hazırda aylık 65 milyon adet karton bardak üretimi ve ihracatı yapıyoruz. Karton bardağın ciromuzdaki payı % 40, ambalajın ise % 60’tır. Toplamda 40 ülkeye ihracat yapıyor, şirket çatısı altındaki tedarikçileri de dikkate aldığımızda 400 kişiyi istihdam ediyoruz.

♦ 2012 yılına dair en önemli hedeflerinizden bahseder misiniz?
Satışlarımızı ve ürün çeşitliliğimizi arttırmak, iç ve dış pazar payımızı arttırmak 2012 yılı hedeflerimizde öncelik arzediyor. Aynı zamanda Ekol Ofset’in bugüne kadar kazandığı konumu koruyarak daha yüksek seviyeye çıkmak bizim için önemli bir hedeftir. Ayrıca, yurtdışı yatırımlarını geliştirmek ve Avrupa’da her eve bir Ekol Ofset ürününün girmesini sağlamakta hedeflerimiz arasında yer alıyor.

TüRKİYE‘DE PAZARA HAKİMİZ
♦ Global pazardaki konumunuzdan bahseder misiniz, uluslararası pazarda markanızı nasıl konumlandırıyorsunuz?
Karton bardakta Türkiye’deki ilk ve en büyük üreticisi olarak pazarın yüzde 85’ine hakimiz, Avrupa’nın da ilk 3 firmasından biri olarak lider üreticiler arasında yer alıyoruz. Avrupa’nın en büyük üreticisi olmayı hedefliyoruz. Ekol Ofset olarak, klasik üretimlerimizin yanı sıra İngiltere’ye lüks ambalaj kutusu da ihraç ediyoruz. Başta İngiltere olmak üzere pek çok Avrupa ülkesine ihracat yapıyoruz. Ortadoğu ve Asya pazarlarında da aktif olan şirketimiz, Rusya’da yatırım yaparak bölgedeki etkinliğini arttırıyor. Belçikalı ambalaj devi Van Genechten Ambalaj ile Belçika’da yüzde 50 ortaklıkla holding şirketi kurarak, Moskova’da kurduğumuz tesiste Eylül 2011’den bu yana karton bardak üretmeye başladık. Belçikalı ortaklarımız ile Moskova’da kurulan “VG EKOL Rus” adlı şirketle hem Rusya hem de Orta Avrupa’da etkinliğimizi arttırmayı planladık.


FİRMALAR KRİZİ, İNOVASYON VE YENİ PAZARLAR KEŞFEDEREK ATLATABİLİR
Kriz nedeniyle 2012 yılında iç ve dış talebin zayıflaması bekleniyor. Etiket ve ambalaj konusunda piyasa talebine bağlı olan sektörümüzün olumsuz etkilenmemesi için inovasyon ve yeni pazar arayışlarına girmesi gerekiyor. Türkiye bu krizden güçlenerek çıkma başarısını ortaya koyabilir.

♦ Küresel krizle ortaya çıkan tabloyu özelde firmanız, genelde sektörünüz adına nasıl yorumluyorsunuz, beklentiniz hangi yönde?
2012 yılı dünya ve Türkiye için şimdiden belirsizliklerle dolu olup, 2011 yılı gibi verimli geçmeyeceği öngörülüyor. Bu durumda öncelikle dış pazarlar için rekabet gücünü arttıracak makro ve mikro desteklerin devreye girmesi bekleniyor. 2012 yılında iç ve dış talebin zayıflayacağı tahmin ediliyor, özellikle etiket ve ambalaj konusunda piyasa talebine bağlı olan sektörümüzün olumsuz etkileneceği düşünülebilir. çıkış yolu “İnovasyon” ve “Yeni Pazar Arayışları” olabilir.
Türkiye’nin; daha önce de krizlerden güçlenerek çıkma başarısını göstermiş bir ülke olarak 2012 yılında da sıkıntıları aşma fırsatları yaratmayı başaracağını bekliyoruz. Dünya ekonomisi özellikle Avrupa’nın ekonomisi 2012 de oldukça zorlu bir yola girmiş görünüyor.

Avrupa ülkelerine yapılan ihracatta Euro bölgesine çok bağımlıyız.Yunanistan ve İtalya için 2011 yılından devamla 2012 yılı da çok riskli görünüyor. Diğer ülkeler için de yapılacak ihracat anlaşmalarında çok dikkatli olunması gerekiyor. Orta Doğu ülkelerinde ise yaşanan rejim krizi yine ihracatçılarımızı zorlayacak gibi. Bundan dolayı adımları dikkatli atmak gerekir diye düşünüyorum.

GİRİŞİMCİ KADINLARIN EKONOMİDEKİ AĞIRLIĞI ARTIYOR

♦ Türkiye’nin bölgesel lider ve küresel güç olma yolunda attığı adımları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’nin bölgesel lider ve küresel güç olma yolunda attığı adımları oldukça olumlu adımlar olarak
değerlendiriyorum. Yeni pazar arayışları içinde özellikle Ekonomi Bakanımız Zafer çağlayan ve ekibinin yoğun dış temaslarının olumlu iş imkanları olarak döneceğini bekliyorum. TOBB Kadın Girişimciler Kurulu üyelerinin bu tür iş seyahatlerine davet edilmelerini, kadının iş yaşamına katkısının arttırılması açısından oldukça olumlu buluyorum.

♦ İş yaşamının “kadın” için en zor tarafları nelerdir?
ülkemizde kadınların işgücü piyasasına katılımı halen düşük düzeyde. Nedenine gelince, kadınların toplumdaki rollerine ilişkin geleneksel fikirler, kadınların düşük eğitim düzeyi, çocuk, özürlü ve yaşlı bakım imkanlarının yetersizliği ve düşük düzeyli işlerde ödenen düşük ücretler sayılabilir. Bunun yanı sıra, birçok kadının kayıt dışı sektörde çalışması da etken oluyor.

♦ Girişimci olmaya hazırlanan kadınlara ne tür tavsiyeleriniz olacak?
öncelikle kadınların girişimcilik ruhu taşıması gerektiğine inanıyorum. Girişimci olmak isteyen kadınlarımızın yapmak istedikleri işi iyi değerlendirmeleri, analiz etmeleri ve işle ilgili eğitim arayışlarına girmeleri gerekiyor. Kadınların işgücüne katılımını arttırmak için birçok program ve proje gerçekleştiriliyor.

KOSGEB’in kadın girişimcileri ve kadınların kendi işlerini kurmaya teşvik eden destek programları, İŞKUR bünyesinde düzenlenen aktif işgücü programları, İş Geliştirme Merkezlerinde yerel sanayi ve ticaret odalarıyla işbirliği içinde düzenlenen mesleki eğitim ve mikro kredi programları gibi konularda destek arayışları içinde olmalıdırlar.

♦ Türkiye veya dünyada model olarak gördüğünüz, beğendiğiniz iş kadını var mı?
Türkiye’de Betül Mardin, Dünyada Coco Chanel model olarak gördüğüm iş kadınlarıdır.

KREDİLERDE ADINLARA POZİTİF AYRIMCILIK YAPILMALI

♦ İş kadını olarak, kadınların ekonomide daha fazla yer alması için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz? Sivil toplum örgütlerinin bu anlamda yaptığı çalışmalar yeterli mi, hangi adımların atılması gerekiyor?
TOBB Kadın Girişimciler bünyesinde özellikle Anadolu’da bulunan kadın girişimciler kurullarının etkinliklerini katılmak, tecrübe paylaşımı çalışmalarım devam ediyor. çeşitli platformlarda kadın girişimcileri birleştirerek gruplar oluşturarak birlikte hareket ederek sinerji yaratmayı hedefliyorum. KOSGEB kredilerinde kadın girişimcilere pozitif ayrımcılık yapılması gerekliliğine inanıyorum.
n Ekol Ofset olarak sosyal sorumluluk projeleri kapsamında yapmış olduğunuz faaliyetler var mı?
Ekol Ofset, aynı zamanda kurumsallaşmasını tamamlamış, sosyal sorumluluk projelerine önem veren bir şirket. özellikle çevre ve eğitimle ilgili devam eden projelerimiz mevcut.

Ekol Ofset, ara eleman sorununu, okullarla, firmalarla, sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte çalışarak eğitimli ara eleman yetiştirerek aşıyor. Bu çalışmalar çerçevesinde Matbaa Meslek Lisesi ve Meslek Yüksek Okulu öğrencilerinin stajyer eğitimleri ile ilgili bölümlerde eğitilerek çalışmaları, burs sağlamak, eğitim dönemleri içinde matbaamızı gezdirerek ve okullarda öğrencilerle panel ve seminerler yaparak vizyonlarının gelişmesine yardımcı olmak şeklinde çalışmalarımız devam etmektedir.

Ayrıca Ekol Ofset Yönetim Kurulunu temsilen Türkiye sanayinin % 40’ını üreten ve ihraç eden İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu üyeliği, matbaacılık sektörünün önde gelen sivil toplum kuruluşları olan Basev Basım Sanayi Eğitim Vakfı, Basev Kadın Platformu Kurucusu, Kasad Karton Ambalaj Sanayicileri Derneği, Silivri İş Adamları Derneği, TOBB Kadın Girişimciler Kurulu İstanbul Kurucu Başkanı, Silivri Kadın Girişimciler Kurulu Kurucu Başkan Yardımcısı olarak sosyal sorumluluk çalışmalarımı sürdürüyorum.

EKONOMİ VE SİYASETTE DAHA FAZLA KADIN OLMALI
♦ Türkiye’yi, gelişmiş ülkelerle kıyasladığınızda Türk kadınının; ekonomide, siyasette ve yaşamın içindeki rolü hakkında neler söylemek istersiniz?
Az evvel altını çizdiğim üzere kız çocuklarının eğitimini çok önemsiyorum. Türk kadını eğitim imkanı verildiği takdirde cesur, çalışkan ve üretici olabiliyor. Siyasette daha fazla kadının Meclis’e girmesi, kadın sorunlarını daha aza indirgeyecek. Aile bütçesine ekonomik desteği olan kadının, ekonomik nedenlerden kaynaklanan aile içindeki şiddeti azaltacağını düşünüyorum.

♦ Başarılı bir iş kadını olarak, tecrübelerinizden yola çıktığınızda kamuoyuyla paylaşmak istediğiniz son mesajınızı alabilir miyiz?
özellikle kız çocuklarını eğitelim ve onlara güvenelim. Aile içinde güven duygusu ile yetişen kız çocuğu ilerleyen yaşamında birey olarak kendini güçlü ve başarılı hissedecek, sorunlarla başa çıkabilme yetkinliğini kazanarak başarılı olacak.

Turcomoney – Şubat 2011

4 Yorum

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

  • hakan donmez
    25 Eylül 2013 11:51 - Reply

    mrb nasılsınız sizi devamlı takip ediyorum matba bölümünüzde iş istiyorum çok ihtiyacım var hayalimin matbasında çalışmak istiyorum lüfen….aygılarımla hakan donmez.05312900312…

  • Bülent Serim
    8 Haziran 2014 09:41 - Reply

    1982 den 2000 e kadar ekol de calistim firma sahibi Ümit tam bir pezevenk tir. zeki askin ise para islewrine bakar ama is hakkinda bir sey den haberi yoktur. firmada isler sadece isciye baski ile devam ediyor. karin tokluguna zavalli iscileri calistiriyorlar. bastaki bir kac yobaza cok para veriyor geri kalanlari ezsin diye. tam bir esir kampidir ekol ofset.

  • Bülent Serim
    8 Haziran 2014 09:43 - Reply

    1984 de Klassik matbaasi adi ile devam eden ekol ofset. firma sahibi ucman in kacmasi ile 1 gecede makinalari firmadan söküp caldi Ümit Büyükgönenc. tasakkli biri varsa bunlari yayinlasin.

  • Bülent Serim
    8 Haziran 2014 09:46 - Reply

    1993 de ümit büyükgönenc in oglu türker büyükgönenc honda marka arabasi ile yolda zavalli bir adama carpti ve öldürdü. sorun bakalim ümit e kac milyar ödedi bu konuyu kapamak icin. bunlari yayinlayinki size saygi duyayim.

  • Site Haritası