– Kapitalizmin, yarattığı açmazları aşmak için bir tür kurtuluş reçetesi olarak ahlaka başvurulur. Bir tür deus ex machina. Mevcut açmazın ilahi bir müdahale aracılığıyla aşılması. Kulağa ne kadar hoş geliyor. Acaba gerçekten de öyle mi? Emile Durkheim, insan ve toplum gerçekliklerini bir arada ele almaya yönelirken homo duplex kavramını kurgulamış. Durkheim’a göre insan; bir taraftan arzu, istek ve ihtiraslardan oluşan biyolojik bir canlı iken, diğer taraftan da toplumun kültür aracılığıyla inşa ettiği bir varlıktır.
– Piyasa ekonomisinin sorunlarını çözecek ahlak, geçmişte kurgulanmış ahlak olabilir mi? İyi insan olmanın, erdemli davranışların geçmişte de tartışıldığı muhakkak. Ama o günün koşullarında çözümleme yapılmış ve cevaplar üretilmiş. Bugün ise yeni koşullar var ve dolayısıyla yeni çözüm önerileri olmalı. Bu dönüşüm süreçlerini kavramadan önerilecek ahlak veya ahlaklı olma çağrısı, büyük olasılıkla duygularımıza hitap etmenin ötesine geçmeyecektir.
İktisadi sorunlara dair çözüm önerileri bağlamında karşımıza çıkan önemli bir alandır ahlak. Burada genellikle ahlak ve ahlaklı olmak sorunları çözecek bir araç gibi tanımlanıyor. İktisadi olguların, somutlaştırmak gerekirse kapitalizmin, yarattığı açmazları aşmak için bir tür kurtuluş reçetesi olarak ahlaka başvurulur. Bir tür deus ex machina. Mevcut açmazın ilahi bir müdahale aracılığıyla aşılması. Kulağa ne kadar hoş geliyor. Acaba gerçekten de öyle mi?
Emile Durkheim, insan ve toplum gerçekliklerini bir arada ele almaya yönelirken homo duplex kavramını kurgulamış. Durkheim’a göre insan; bir taraftan arzu, istek ve ihtiraslardan oluşan biyolojik bir canlı iken, diğer taraftan da toplumun kültür aracılığıyla inşa ettiği bir varlıktır. Bu fikirden hareket ederek, insanın madde ile kurmak zorunda olduğu ilişkileri ele almak üzere iktisadın ürettiği homo economicus’u; buna ilave olarak insanın toplumsal bir canlı olarak (zoon politikon) bir arada yaşamak için ahlak yarattığını ve bu kapsamda bir homo ethicus’u ele alabileceğimizi iddia ettiğim bir makale kaleme almıştım, naçizane. Bu perspektiften yaklaşıldığında, homo economicus’un tek başına bir tür canavar olduğunu ve onu terbiye edecek bir ahlaka ihtiyaç olduğunu düşünüyordum. Daha sonra, Immanuel Kant üzerine okumalarımda, onun homo phainomenon ve homo noumenon ayrımıyla karşılaştım. Kant, insanı epistemolojik bağlamda irdeler ve onun bir taraftan bir doğa canlısı, diğer taraftan da bir akıl canlısı olduğunu ileri sürer.
AKIL CANLISI OLARAK İNSAN ÖZGÜRDÜR, OTONOMDUR
Burada dikkat çekici olan, doğa canlısı olarak insanın bağımlı olduğudur. Kendi bedenine, doğaya veya fizik evrene bağımlıdır insan. Ancak, akıl canlısı olarak insan ise özgürdür, otonomdur. Ve özgürlüğünün belki de en önemli göstergesi kendisine kural koyabilmesidir, diğer bir deyişle ahlakı yaratabilmesidir. Bu yaklaşım da benzer bir sonuca götürüyor bizi: Fizik evrenin veya maddi düzlemin insanı, metafizik evrenin veya manevi düzlemin insanı ile tamamlanmalıdır. Aksi takdirde, eksik kalır ve kendi türünün başına bela bir türe dönüşür.
İNSANIN KENDİSİNİ YAPAN, KURGULAYAN VE İCAT EDEN BİR CANLI OLMASI SÖZ KONUSU
Esasen burada yürütülmeye çalışılan tartışma yeni değil, tersine Antik Yunan’dan itibaren ele alınan bir tartışmadır. Nitekim Platon’a göre insan, autourgike özelliğiyle kendini inşa eder. Daha farklı bir ifadeyle, insanın kendisini yapan, kurgulayan ve icat eden bir canlı olması söz konusudur. Bu sürecin bir çıktısı veya icadı olarak düşünmek mümkündür ahlakı. O halde, şöyle özetleyebiliriz: İnsan kendisini inşa ederken ve yaşamını kurgularken, bir taraftan zorunluluklar dünyasında yer alıyor. Diğer taraftan da düşüncesini bu zorunluluklar dünyasının ötesine yöneltiyor. İktisat bilgisinin söz konusu zorunluluklar dünyası için üretildiği açıkça ortadadır. Ahlak ise, insanın zorunluluklar dünyasının ötesine bakma arayışının bir somutlaşmasıdır. Bu perspektiften yaklaşıldığında, iktisat ile ahlak düalizmini bir arada ve birbirlerini tamamlayan bir biçimde görmek, yüreklere su serpen bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor. Ancak, bu perspektifte de eksik kalan bir taraf var.
KAPİTALİZM ÇAĞININ İKTİSADİ SÜREÇLERİ İLE PREKAPİTALİST ÇAĞIN AHLAKI BİRBİRLERİYLE UYUMLU OLABİLİR Mİ?
Şu soruyu sormamız zorunlu: Hem iktisat hem de ahlak içinde bulunulan çağın, dönemin veya tarihsel sürecin davranış kodları olarak kendiliğinden birbirleriyle uyumlu mudur? Daha farklı bir biçimde ifade etmek gerekirse, birbirleriyle uyumlu bir biçimde ortaya çıkarlar mı? Örnek vermek gerekirse, kapitalizm çağının iktisadi süreçleri ile prekapitalist çağın ahlakı birbirleriyle uyumlu olabilir mi? Farklı bir dönemin ahlakı, içinde bulunduğunuz çağın sorunlarını bırakın çözmeyi, kavramakta başarılı olabilir mi?
PİYASA EKONOMİSİNİN SORUNLARINI ÇÖZECEK AHLAK, GEÇMİŞTE KURGULANMIŞ AHLAK OLABİLİR Mİ?
Esasen, günümüzde tam da bu çelişkiyi yaşıyoruz. Platon, Kant veya Durkheim’ın işaret ettikleri gibi, insanın sorunlarını aşacak yaratıcılığa sahip olduğunu düşünüyoruz. Ancak, bu yaratıcılığın kendi ritmini ihmal ediyoruz. Ahlak bir çözüm olabilir, ama hangi ahlak? Piyasa ekonomisinin sorunlarını çözecek ahlak, geçmişte kurgulanmış ahlak olabilir mi? İyi insan olmanın, erdemli davranışların geçmişte de tartışıldığı muhakkak. Ama o günün koşullarında çözümleme yapılmış ve cevaplar üretilmiş. Bugün ise yeni koşullar var ve dolayısıyla yeni çözüm önerileri olmalı. Piyasayı, parayı ve finansı anlamadan nasıl onlarla uyumlu olacak davranış kodları üreteceksiniz. Bu dönüşüm süreçlerini kavramadan önerilecek ahlak veya ahlaklı olma çağrısı, büyük olasılıkla duygularımıza hitap etmenin ötesine geçmeyecektir. Oysa, insanın olanı reddedecek bir yaklaşıma değil, olanı (olgusallıkları – örneğin finans) kavrayacak ve onunla birlikte yaşamasını sağlayacak bir ahlaka ihtiyacı var.
Doç. Dr. Ertuğrul KIZILKAYA
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi
kizilkaya@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.