Son Haberler

İlk ve en büyük sosyal girişimci: Atatürk

-Sosyal girişimler, faaliyet gösterdikleri alanlarda kalıcı değişim yaratmayı, çözümlerini yaygınlaştırmayı hedeflerler. Atatürk’ün Cumhuriyetin ilk yıllarında ortaya koyduğu gibi, serbest piyasa koşullarında sürdürülebilir toplumsal fayda yaratmaya odaklanır. Atatürk’ün modern Türkiye’nin “ilk ve en büyük sosyal girişimcisi” olduğu bir gerçektir.

-Cumhuriyetin ilk yıllarında fabrikaların açılmasını müteakiben çalışanlar için balolar düzenlendi, sinema ve tiyatro salonları açıldı, spor kulübü ve kreşler açıldı ve sosyal girişimciliğin özü olan serbest piyasa koşullarına göre elde edilen kar sosyal faydayı yükseltmek üzere kullanıldı.

-Yüz yıl önce Atamızın ortaya koymuş olduğu büyük öngörü ile şekillenen sosyal fayda anlayışının ülkemizde daha da yaygınlaşmasını, şirketlerimize ve yönetim kurullarımıza serbest piyasa ekonomisi içerisinde aldıkları kararlarda öncülük etmesini ve ayrılmaz parçası bir parçası olmasını dilerim.

Bu ayki yazımı kaleme aldığım 19 Mayıs 2022’de “Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı”mızın 103. Yıldönümünü coşku ile kutluyoruz. Milli mücadele ateşinin yandığı bu günde Mustafa Kemal Atatürk’ü ve tüm milli mücadele kahramanlarını bir kez daha saygı, rahmet ve minnet ile anıyorum.

Atatürk’ün askeri ve siyasi dehası üzerine yazılmış olan sayısız eserin dışında bu ayki yazımda hiç değinilmemiş olan modern Türkiye’nin “ilk ve en büyük sosyal girişimcisi” yönüne değinmek istiyorum.

ATATÜRK’ÜN MODERN TÜRKİYE’NİN “İLK VE EN BÜYÜK SOSYAL GİRİŞİMCİSİ” OLDUĞU BİR GERÇEKTİR

Toplumsal sorunlara sürdürülebilir çözümler üretmek olarak tanımlayabileceğimiz sosyal girişimcilik, tam da Atatürk’ün Cumhuriyetin ilk yıllarında ortaya koyduğu gibi, serbest piyasa koşullarında sürdürülebilir toplumsal fayda yaratmaya odaklanır.

Ülkemizin önde gelen genç sosyal girişimcilerinden İsmail Hilmi Adıgüzel’in “iki kitap” felsefesi ile yazdığı “Sosyal Girişimcilik, Kapitalizm 2.0” isimli kitabında da değindiği gibi, “sosyal girişimler, faaliyet gösterdikleri alanlarda kalıcı değişim yaratmayı, çözümlerini yaygınlaştırmayı, hedeflerler.”

Bu perspektiften bakıldığında, Atatürk’ün modern Türkiye’nin “ilk ve en büyük sosyal girişimcisi” olduğu bir gerçektir.

İzmir İktisat Kongresinin ilk oturumunun 4. Maddesinde “Türkiye halkı, sarf ettiği eşyayı mümkün mertebe kendi yetiştirir. Çok çalışır, vakitte, servette ve ithalatta israftan kaçar. Milli istihsali temin için icabında geceli gündüzlü çalışmak şiardır” denilerek toplumsal refahın arttırılması için gerekli temel vizyon ortaya konuldu.

1923–1926 yılları arası dönem Türkiye’deki anonim şirketleşme sürecinin en yoğun olarak yaşandığı yıllardır (Gündüz Ökçün, 1971:126). İktisat Kongresinde, milli sanayileşme ve kalkınmada tarıma dayalı sektörlerin desteklenmesi ve üreticilerin rekabete uyumlu duruma getirilmeleri kararı alındı. Bunun için acilen fabrikalaşmaya ve şirketleşmeye gidilerek yerli girişimcilerin oluşturulması amaçlandı.

Kurulan Sanayi ve Maadin Bankası 1929 ekonomik buhranının getirdiği olumsuz şartlar ile kapatılmış, bankanın işletmeleri Devlet Sanayi Ofisi’ne devredildi ve 1933 yılında Sümerbank kuruldu (ataturkansiklopedisi.gov.tr).

Devlet Sanayi Ofisinden devralınan fabrikaları işletmek ve özel sanayi işletmelerindeki devlet iştirak hisselerini ticaret kanununa göre idare etmek amacı ile kurulmuş olan Sümerbank’ın kuruluş amaçlarında öngörülen yatırım faaliyetleri yanında işletilen fabrikalarda gerekli olan istihdamı kurmak için çalışanların yetiştirilmesi için okular açılması, üniversitelerde öğrenci okutulması, yurtdışına öğrenci gönderilmesi sosyal faydalar açısından önemle ele alındı.

SOSYAL GİRİŞİMCİLİĞİN ÖZÜ OLAN SERBEST PİYASA KOŞULLARINA GÖRE ELDE EDİLEN KAR SOSYAL FAYDAYI YÜKSELTMEK ÜZERE KULLANILDI

Bu kapsamda fabrikaların açılmasını müteakiben çalışanlar için balolar düzenlendi, sinema ve tiyatro salonları açıldı, spor kulübü ve kreşler açıldı, okuma yazma ve meslek edindirme kursları düzenlendi ve sosyal girişimciliğin özü olan serbest piyasa koşullarına göre elde edilen kar sosyal faydayı yükseltmek üzere kullanıldı.

Bugün, yukarıda cumhuriyetimizin ilk sosyal girişim örneği olarak ele aldığım Sümerbank’ın kuruluşunun üzerinden doksan yıl geçtikten sonra sosyal girişimciliği yeniden keşfediyoruz. Pandeminin etkisi ile daha da bozulan gelir dağılımı adaletsizliğinin azaltılması yanında, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada bireylerin ve kurumların sınırlı ve süreli hayır işlerine dayalı bir sosyal fayda modelinden, sürdürülebilir ekonomik modeller ile endüstrileri kökten değiştiren sosyal fayda modeline geçiyoruz.

Sürdürülebilir kalkınma hedefleri kapsamda, Birleşmiş Milletler, Business Roundtable, OECD, Dünya Bankası gibi uluslararası kurumlar bildiriler ile standartları geliştirirken, Türkiye’de de farklı kamu ve özel sektör kurumları düzenlemeler yapmakta, özel banka ve girişimler de uluslararası düzenlemelere imza atarak bu yaklaşımları giderek daha fazla destekliyor.

Özellikle son 10 yıldır, şirketlerin sadece mal ve hizmet üretimi ve satışı ile kar elde etmelerinin yeterli olmadığı, aynı zamanda çevre ve topluma duyarlılık göstererek kurumsal yönetişimin farklı boyutlarını da uygulamalarına farklı düzenlemeler ile yansıtan bir dönüşüm sürecine şahitlik ediyoruz. Türk Ticaret Kanunu Madde 365’e göre “Anonim Şirketler yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur” deniliyor.

KARLILIK DIŞINDA KRİTİK KABUL EDİLEN DİĞER ALANLARDA DA YÖNETİM KURULLARINA YENİ SORUMLULUKLAR YÜKLENİYOR

Yönetim kuruluna atfedilmiş olan bu önemli sorumluluk zaman içerisinde değişime ayak uydurarak kapsamını genişletiyor. Şirketlerin misyonlarının sürdürülebilir olması için son yıllarda yönetim kurullarının sorumlulukları üzerine tartışmalar da meydana gelen gelişmeler ışığında giderek artıyor. Bu kapsamda yönetim kurullarının etkinliğinin artırılması için yönetim açısından karlılık dışında kritik kabul edilen diğer alanlarda da yönetim kurullarına yeni sorumluluklar yükleniyor.

1978’den bugüne kurumsal yönetişim standartları konusunda çalışmalar yapan, üyeleri genel müdürlerden oluşan etkili bir iş örgütü olan Business Roundtable, aralarında Amerika’nın en büyükleri olan Amazon, Apple, Pepsi Co., Coca-Cola, IBM, Dell, Exxon Mobile, Ford, General Motors, Visa, Walmart gibi markaların da bulunduğu 181 büyük işletmenin CEO’larının imzası ile 6 Eylül 2019’da yayınlanan business roundtable bildirisinde yönetim kurullarının yetki ve sorumlulukları maddeler halinde aşağıdaki şekli ile ele alınıyor:

  • Müşteri beklentilerini değer katarak aşmak,
  • Çalışanlarına yatırım yapmak,
  • Tedarikçilerine açık ve etik davranmak,
  • Toplum ve çevre için sürdürülebilir uygulamaları desteklemek,
  • Hissedarlar için uzun dönemde değer yaratmak.

Karlılıkla birlikte sosyal faydayı sürdürülebilir uygulamalar ile desteklemek üzere günümüzde yeniden şekillenen yönetim kurulları, yalnızca hissedarların servetini maksimize etmek değil, aynı zamanda toplumsal, ekonomik, finansal, çevresel, kültürel, politik sürdürülebilirlik gibi kavramlar ile de gelişmeye devam ediyor. Yüz yıl önce Atamızın ortaya koymuş olduğu büyük öngörü ile şekillenen sosyal fayda anlayışının ülkemizde daha da yaygınlaşmasını, şirketlerimize ve yönetim kurullarımıza serbest piyasa ekonomisi içerisinde aldıkları kararlarda öncülük etmesini ve ayrılmaz parçası bir parçası olmasını dilerim.

Prof. Dr. Mehmet Yazıcı

Maltepe Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı

yazici@turcomoney.com

 

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

İlgili Haberler

Site Haritası