*İlk defa yapılan hata, eğer ikincisi yapılmazsa derstir ve gelişime büyük katkı sağlar. İşletmede buna dönük bir sistem mutlaka kurulmalıdır. Her bir çalışan buna uygun davranmalı, yani aynı hatayı ikinci kez yapmıyor olabilmelidir. Zira her bir tekrar önemli maliyettir.
*Mal ve hizmet üretim sürecinde “tekrar” maliyeti çok önemli bir konudur. Söylenileni iyi anlayamayan müşteri temsilcisinin kaçırdığı müşterilerin maliyeti çok fazladır. Söylenilen bir defada yapabilen çalışanın işletmeye kattığı değer ise çok yüksektir. Bu iki durum karşılaştırıldığında çalışan verimliliği daha iyi anlaşılabilir.
İşletmeler müşteri ihtiyaç ve beklentilerine uygun ürün ya da hizmeti en optimal ve en rekabetçi bir maliyetle oluşturup bunu pazarlayabildikleri sürece varlıklarını sürdürebilirler. Bunu yapabilmek, iyi bir organizasyon, vizyon, misyon, belirlenmiş hedefler, üstün teknoloji, yeterli kaynak ve nitelikli bir personel yapısı ile mümkündür.
İşletmelerde gelir kadar rekabetçi bir maliyet yapısı da son derece önem arz eder. Maliyet, bir amaca ulaşmak için katlanılan fedakarlıkların parasal ifadesidir. İşletme yönetiminde sabit maliyetler ve değişken maliyetler olmak üzere iki türü vardır. Sabit maliyetler daha çok üretim artışına dönük uzun vadeli yatırımlardan oluşur. Değişken maliyetler ise üretim sürecinde sürekli olarak ve de tekrarlanan maliyetlerdir ve kısa vadelidirler.
GİZLİ MALİYETLER, GENELLİKLE BİLİNMEZLER VE ÖLÇÜLEMEZLER
Bu iki maliyet türü bilinen ve ölçülebilen maliyetlerdir. Ek olarak bir de gizli maliyetler vardır ki genellikle bilinmezler ve ölçülemezler. Dolayısıyla işletme bilançosunda doğrudan gider kalemi olarak görünmezler.
Bunlar; hatalı ürün ya da hizmetten dolayı oluşan müşteri kayıplarının maliyeti, mutsuz çalışanların tutumları kaynaklı maliyetler, eğitim eksikliğinden kaynaklanan maliyetler, personel nitelik yetersizliğinden gelen maliyetler, işin tekrar yapılmasından kaynaklanan maliyetlerdir. Bu maliyetleri ölçmek oldukça zordur ve uzun vadeli hasarlara yol açar.
Esasen müşteri ihtiyaç ve beklentilerini karşılamayan maliyetlere kalitesizlik maliyetleri diyebiliriz. Böylesi bir durumda hatalı ürün maliyetine ek olarak, yeniden üretmenin ve hatta yeniden teslimatın maliyeti (zaman, ham madde, işçilik, yol vs.) ortaya çıkar.
Kalitesiz ürün ya da hizmet, işletmenin prestij kaybetmesine yol açar, müşteri güvenini azaltır, şikayetleri artırır, pazar payını düşürür, belki de işletmenin batışına bile yol açabilir. İstatistiklere göre, kalitesizlik maliyeti cironun yüzde 5 ile 25’i arasında değişir.
“TEKRAR” MALİYETİ ÜZERİNDE DURULMASI GEREKEN ÖNEMLİ BİR KONUDUR
Mal ve hizmet üretim sürecinde “tekrar” maliyeti üzerinde durulması gereken çok önemli bir konudur. Söylenileni iyi anlayamayan veya iyi anlasa bile bunu gerektiği gibi uygulayamayan bir müşteri temsilcisinin kaçırdığı müşterilerin maliyeti sanıldığından çok fazladır. Bunun aksine söylenileni/öğretileni bir defada yapabilen bir çalışanın işletmeye kattığı değer ise çok yüksektir.
Bu iki durum karşılaştırıldığında çalışan verimliliği daha iyi anlaşılabilir.
İşletmeler tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de son yıllarda personel alırken, mezun olunan okul, alan bilgisi ve özgeçmiş kadar adayların genel yeteneklerini de göz önünde bulunduruyorlar.
YETENEK, ÇABUK ALGILAMA VE ÖĞRENDİĞİNİ DOĞRU YORUMLAYABİLME
Zira genel yetenek, çabuk algılama ve öğrendiğini doğru yorumlayabilme kabiliyetini ortaya koyan önemli bir unsurdur.
Kurumlar Müfettiş Yardımcılığı sınavlarında eskiden 2-3 gün süren alan bilgisi yazılı sınavları olurdu. Örneğin, banka müfettiş yardımcılığı giriş sınavları yapılırken hukuk, ekonomi, muhasebe, istatistik-matematik vs. gibi alanlarda klasik sınavlar yapılırdı. Adaylar bu sınavların ortalamasına göre sözlü sınava çağrılır, ek olarak yapılan mülakatlar sonrası seçilirdi.
1990’lı yılların sonunda benim de Teftiş Kurulu Başkan Vekili olarak görev yaptığım bankada, müfettiş yardımcılığı sınavı için üniversiteye alan bilgisini ölçen sorular hazırlatıyorduk. Soru hazırlattığımız üniversitede bir profesör bana, “neden alan bilgisi sınavı yaptığımızı, aslında bunun saçma ve yersiz olduğunu” söyledi. Ve devamında, konuyla ilgili üniversiteyi bitiren herkesin alan bilgisinde zaten yeterince bilgi sahibi olduğunun var sayılması gerektiğini, sadece genel yetenek testi, yabancı dil ve belki bir de kompozisyon sınavı ile aday seçilmesinin yeterli olması gerektiğini belirtmişti.
KİŞİNİN ALGISI, HIZLI DÜŞÜNME YETENEĞİ, YORUMLAMA BECERİSİ ÖLÇÜLMELİ
Bu düşünceye önce şaşırmış, karşı çıkmış, daha sonra ise hak vermiştim. Bugün dönüp baktığımızda kurumsal şirketlerin pek çoğu bunu uyguluyorlar. Yani alan bilgisi yerine, kişinin algısını, hızlı düşünme yeteneğini, yorumlama becerisini, bilgiyi kullanma yeteneğini, işe uygunluğunu ölçen testlerle personel alımı gerçekleştiriyorlar. Doğru da yapıyorlar.
Çalışanın yeteneği kadar, işe uygunluğu, motivasyonu, çalışma ve öğrenme iştahına sahip olması, şirketine ve takımına bağlılığı/inancı ve aidiyet duygusu da verimli olup olmamasını önemli ölçüde etkiler. Bu nedenle şirketler ve yöneticiler bu kavramların gereğini yerine getirmeye dikkat edilmesi gerekiyor. Aksi halde, sonuçtan en az verimsiz çalışanlar kadar sorumlu olurlar.
ÖĞRENEN ÇALIŞAN VEYA ÖĞRENEN ORGANİZASYONLAR YARATABİLMELİYİZ
Paulo Coelho, “bir yanlışı tekrar ediyorsan, artık o bir yanlış değil, karardır.” diyerek, yanlışın bir süre sonra karar/seçim haline geleceğini belirtir. Albert Einstein ise, mükemmel insanı “aynı hatayı tekrar etmeyen kişi” olarak tanımlar. Bu yaklaşımları işletmeler ve üretim süreçleri için de düşünmeli, mutlaka öğrenen çalışan veya öğrenen organizasyonlar yaratabilmeliyiz.
İlk defa yapılan hata, eğer ikincisi yapılmazsa derstir ve gelişime büyük katkı sağlar. İşletmede buna dönük bir sistem mutlaka kurulmalıdır. Her bir çalışan buna uygun davranmalı, yani aynı hatayı ikinci kez yapmıyor olabilmelidir. Zira her bir tekrar önemli maliyettir.
Belirtilen bu açıklamalar ışığında “İlk Defada Doğru Yapmak” tüm şirketlerin ve de çalışanların hedefi olmalıdır. Aksi halde verimsizlik kaçınılmaz olur.
Şaban Çağıran
Bankacı
cagiran@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.