Ekonomimizin önemli rahatsızlıklarından işsizlik giderek daha büyük sorun haline dönüşüyor. Zira işsizlik azalmazken; her yıl yaklaşık 850 bin ile 1 milyon arasında artan nüfusun yarısı olan 15 yaşını bitirmiş gençlere iş imkanları (istihdam) sağlamak durumundayız. Bilindiği gibi işsizlik hastalığının tek reçetesinde iki ilaç yazılı: Yatırım ve üretim. Bu imkanlar ise siyasi istikrarın ve sosyal barışın sağlanabildiği, işverenin üzerindeki ölçüsüz yüklerin makul olduğu, işverenin önünü görebildiği dönemlerde elde edilebiliyor.
2013 Kasım itibariyle nüfusumuz 74 milyon 793 bin, 15 yaş üzeri nüfus 55 milyon 935 bin. Bu aktif nüfusun 27 milyon 707 bini çalışmıyor ancak 25 milyon 443 bini çalışma durumunda. 2011/2012 döneminde 1 milyon 24 bin yeni iş imkanı sağlanmışken 2012/2013 döneminde bu rakam 152 bine gerilemiş. İşsizlik ise 154 bin artarak kayıtlı işsiz sayısı 2 milyon 754 bin olmuş ve oran yüzde 9,9. Ancak iş müracaatında bulunmayanlarla, eğitimli, yetenekli, tecrübeli olup da düşük seviyeli, ya da kısıtlı işlerde çalışmalar dikkate alınırsa bu oran çok daha yüksek çıkar.
Zira tarım dışında yüzde 12, 15-24 yaş grubunda yüzde 19,3 görülüyor. Bu gerçeklere bir de Devletin yıllardır sosyal sorumluluklarının büyük bir bölümünü yasalarla işveren üzerine yüklemesiyle istihdamı caydırıcı bir mevzuat dağı oluşmuş bulunuyor.
İşveren rekabetin çılgınca geliştiği pazarda ayakta kalabilmek için tasvip edilmese de zorunlu olarak bu yüklerden kaçınıyor.
özellikle istihdamda ve rekabet gücümüzün yükselmesinde önemli rol oynayan KOBİ kuruluşlarımız istemeyerek kayıt dışına itiliyor.
Kaldı ki; hiçbir ülkede bizdeki gibi uygulanmayan kıdem tazminatı kamburunu da eklersek olay daha da ciddi boyutlara varır.
İşsizlik toplumun en büyük sorunu, geçinme sıkıntısının oluşturduğu psikolojik baskılar, ruhi bozukluklar başta sağlık yapımızı bozmakta olup ahlaksızlık, aile geçimsizlikleri, boşanmalar, cinayetler, hırsızlık, soygun, kapkaç, yolsuzluklar özet olarak toplumun sosyal dengeleri hızla bozuluyor.
Son yıllarda ekonomimizin itici gücü olan inşaat ve otomotiv sektöründe sıfır faiz uzun vade ile konut ve otomobil almış olanlar yükümlülüklerini yerine getirememeye başladılar. Bu ise ekonomiyi durgunluğa gerilemeye sürükleyebilir. Kaldı ki daha düne kadar yatırım cazibe merkezi haline gelmiş olan ülkemize, komşu ülkelerden çalışmaya gelmiş olanlara karşı ufak da olsa sorunlar gündeme geliyor. Diğer taraftan 700.000 kişiyi aşan Suriyeli göçmeni sosyal bir sorumlulukla barındıran ülkemizde sorunlar daha da büyüyebilir.
Sonuç olarak neredeyse her yazımda belirttiğim gibi istikrarın yozlaşmaya başladığı şu günlerde bir an önce hukuki, idari, siyasi ne gibi önlemler alınacaksa acilen alıp; kesimler arasında sosyal barış ve istikrar sağlamalıyız.
Yoksa yarın çok geç olabilir…!
Mihenk Taşı
Ali Coşkun
58 ve 59 Hükümette Sanayi ve Ticaret Bakanı İş Dünyası Vakfı Başkanı
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.
Kıdem tazminatı Türk milletinin elinden alınmamalı. zaten işsizlik var ülkemizde