ülkemiz için finansal merkez olan İstanbul’u uluslararası bir finansal merkez yapma düşüncesi 2000’li yılların başında ekonomi çevrelerinde ve hükümet nezdinde tartışılmaya başlandı. 2005 yılında yabancı bir danışmanlık firmasına “İstanbul uluslararası bir finansal merkez olur mu” çalışması yaptırıldı. Yapılan çalışma sonucunda; “isterseniz olur” ortak kanaati çıktı.
Devam eden süreçte konu bir hükümet projesi haline geldi. Devlet, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları bu proje üzerinde uzun tartışma ve çalışmalar yürüttü. Nihayet, 2009 yılında İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Strateji Belgesi hükümet kararı olarak yayımlanarak aynı yıl Türkiye‘de toplanan IMF toplantıları sırasında Dünya finans ve ekonomi çevrelerine deklare edildi. Son yıllarda ekonomik performansı ile dikkat çeken Türkiye‘nin bu projesi, ilgi uyandırdı ve olumlu karşılandı. Strateji Belgesi‘ne göre; İstanbul öncelikle bölgesel, nihai olarak da küresel finans merkezi olacak. Bu strateji ve eylem planında; İstanbul’un uluslararası bir finans merkezi olması için uluslararası standartlarda işleyen bir hukuk altyapısının oluşturulmasına, finansal ürün ve hizmet çeşitliliğinin artırılmasına, vergi sisteminin basitleştirilmesi ve etkinleştirilmesine, düzenleyici ve denetleyici çerçevenin geliştirilmesine, fiziksel ve teknolojik alt yapının güçlendirilmesine, nitelikli insan kaynağı ihtiyacını karşılayacak bir eğitim alt yapısının sağlanmasına ve dünya ölçeğinde tanıtım ve izleme yapacak bir organizasyon yapısının oluşturulmasına yönelik öncelik ve eylemler belirlendi.
Paydaşların desteğini sağlamak amacıyla da, IFM Strateji ve Eylem Planı çalışmaları kapsamında dokuz adet çalışma grubu kuruldu. Seksenin üzerinde kamu ve özel sektör kurumu ile sivil toplum kuruluşu ve üniversitelerden yaklaşık üçyüz temsilci çalışma gruplarında yer aldı.
Bugün gelinen nokta itibariyle hükümetin koordinatörlüğünde ve yönlendirmesi çerçevesinde çalışmalar büyük bir titizlik ve kararlılıkla sürdürülüyor. İstanbul adım adım belirlenen hedefe doğru yürüyor. Finans Merkezi Haziran 2013 Dönem Raporuna göre, Strateji ve Eylem Planında yer alan 71 eylemden 31 tanesi tamamen gerçekleştirildi. Eylemlerin ortalama gerçekleştirilme oranı yüzde 74 düzeyine ulaştı.
Uluslararası finans merkezi olunabilmesi için asgari yedi kriterin sağlanması beklenir. Bunlar; siyasi ve ekonomik istikrar, coğrafi konum, nakit akışı (likidite), yetenekli profesyonellerin yaşayabileceği bir ortam, güvenilir vergi politikası, şeffaflık ve yatırım dostu ortam. Bunlardan ilk dördü İstanbul’umuzda var. Kalan üçünü de bizim geliştirmemiz gerekiyor.
İstanbul’u öncelikle bölgesel, uzun vadede uluslararası bir finans merkezi yapma projesi doğru bir projedir. Siyasi irade ve kararlılık ciddi anlamda vardır. Projenin hayata geçirilmesi için paydaşlarla birlikte vargüçle çalışılıyor. Ancak, finans merkezi olmanın bir maraton olduğu ve uzun bir süreç gerektiği akıldan çıkarılmamalı. Hükümetin bu konudaki nihai hedefi, İstanbul finans merkezinin 10 yıl içinde, dünyanın en büyük 10 finans merkezinden birisi olmasıdır.
Evet; eğer biz siyasi ve finansal istikrarı koruyabilir, sürdürülebilir ekonomik büyümeyi devam ettirebilirsek, İstanbul’u kısa vadede (on yıl içinde) bölgesel, uzun vadede (yirmi yıl içinde) bir uluslararası finans merkezi yapabiliriz.
Genel Bakış Osman Akyüz Türkiye Katılım Bankaları Birliği Genel Sekreteri
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.