Son Haberler

Kalkınmanın anahtarı reel sektördür

Türkiye son 10 yılda üretimde, ihracatta, faiz oranlarında, enflasyonda önemli gelişmeler yaşadı ve dinamik bir yapıya kavuştu. Ancak reel sektörün önündeki bazı engeller ve buna bağlı zayıf kalan istihdam kalkınmayı yavaşlatıyor.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma örgütü (OECD) en son yayınladığı “Bir Bakışta Toplum” raporunda; istihdam oranının ortalama yüzde 66,1 olduğu OECD ülkeleri içerisinde Türkiye‘nin yüzde 44,3 ile en düşük istihdam oranına sahip olduğunu açıkladı. Aynı raporda örgütün üyeleri arasında en yüksek gelir eşitsizliğine sahip ülkeler; Şili, Meksika ve Türkiye olarak sıralanıyor. Bu çarpıcı verilerle yazıya başlamak istedim. Zira görülüyor ki; henüz alacağımız çok yol var. Elbette 2001 yılındaki mali krizden bu yana çok ciddi gelişmeler, atılımlar gerçekleşti. Türkiye’de son 10 yılda üretimde, ihracatta, faiz oranlarında, enflasyonda güzel gelişmeler yaşandı ve Türkiye hiç olmadığı kadar güçlü ve dinamik bir yapıya kavuştu. Ancak bu yeterli midir? İlk başta verdiğim verilere bakarsak henüz alınması gereken çok yol olduğu görülüyor.

Türkiye’nin en büyük sorunu hepimizin malumu işsizliktir. Yoğun ve yaygın işsizlik sorununun yanı sıra prodüktif istihdam yaratamama sorunu, uygulanan hatalı istihdam politikalarının sonucudur. Aslında bugüne kadar belirli ve bilinçli bir istihdam politikası uygulanmamıştır. Yine rakamlara hızlıca göz atalım. Türkiye genelinde işsiz sayısı 2010′da bir önceki yıla göre 425 bin kişi azalarak, 3 milyon 46 bin kişiye düştü. İşsizlik oranı, 2010 yılında bir önceki yıla göre 2,1 puanlık azalışla yüzde 11,9 seviyesinde gerçekleşti. 2009 yılında işsizlik, yüzde 14 olarak açıklanmıştı. Bu rakamlar ışığında görüyoruz ki; kısmi bir iyileşme mevcut ancak işsiz sayımız hala çok yüksek. Türkiye’de bu sorunu aşmak için kullanılacak politika aslında bellidir; AB İstihdam Stratejisi. Bu stratejinin özü şudur. Girişimciliğin ve yenilikçiliğin teşviki; çalışma mevzuatının ve işgücü piyasasının esnekleştirilmesi; Eğitim olanaklarının geliştirilmesi; Toplumsal işbirliği.

Elbette bu konuya değindiğimizde reel sektörün önemine vurgu yapmadan geçemeyeceğim. Herkesçe malumu dillendirmek istemem ancak yine herkesin ısrarla üzerinde durması gerektiği bir konu, reel sektörün durumudur. Bir ülkenin kalkınmasının en önemli araçlarında n biri ve Türkiye için en önemlisi reel sektörün desteklenmesi ve yaygınlaştırılmasıdır. En büyük sorunumuzun işsizlik olduğu, gelir dağılımındaki eşitsizlikte OECD ülkeleri içersinde en sonlarda kaldığımız için en önemli hedefimiz reel sektörü büyütmek ve geliştirmek olmalıdır. İstihdam ancak reel sektöre gerekli değer verildiği, reel sektör işletmelerinin iç ve dış piyasalardaki r ekabet gücünün iyileştirildiği yerde artar.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde işsizliğin ve reel sektörün durumu biraz daha vahim noktadır. Bu bölgelerimizde reel sektör yatırımları ne yazık ki; istenilen düzeyde değil. Elbette bunun birçok nedeni var ancak bu bölgeler için düşünülen ya da yürürlükte olan teşvik ve destekler, bu bölgelerin avantajlı konuma gelmesine bir türlü yardımcı olamamakta. Diyarbakır-Şanlıurfa bölgesinde iş gücüne katılım oranı sadece yüzde 34 iken, İşsizlik oranı yüzde 19’dur. Bu oran genç nüfusta yüzde 25 seviyelerinde seyrediyor. Türkiye, bu yoğunlukta bir iş gücüne sahipken ve reel sektör yatırımlarının kalkınmada mutlak bir araç olduğu ortadayken yapılması gereken şey doğru istihdam politikalarıyla, doğru yatırım teşvikleri uygulamaktır.

Tarkan KADOOĞLU
kadooglu@turcomoney.com

7 Yorum

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

  • Kemal Aksan
    18 Mayıs 2011 14:08 - Reply

    Reel sektörü olmadan kalkınma olamaz zaten, çok isabetli bir görüş

  • Dilay Atasev
    18 Mayıs 2011 14:09 - Reply

    Kalkınmak için fabrikaların sanayi kuruluşlarındaki çarkların donmesi gerekir. Bu olrusa işsizlik de azalır. Hem üretim hem işsizliğin panzehiri reel yatırım

  • Cevat
    18 Mayıs 2011 14:10 - Reply

    Tutturmuşuz borsa, faiz sıcak para diye… Bunlardan hayır gelmez, sıcak para bugün var yarın yok önemli olan reel yarımdır, bunun desteklenmesi lazım,

  • Suna Mayalı
    18 Mayıs 2011 14:12 - Reply

    Türkiye ekonomisinde üreti olmak, yatırımcı olmak yani reel sektörde oyncu olmak maalesef çok zor. Vegiler yüksek, ssk primleri yüksek girdi maliyetleri yüksek eee yatırım nasıl yapılacak bunu merak ediyorum? Buna biri yanıt verebilirmi ?

  • Rumuz11
    21 Mayıs 2011 15:32 - Reply

    Reel sektör cidden ele alınmalı ve önü açılmalı bu tespiti aynen katılıyorum, yoksa sıcak parayla bir yere varmak mümkün değil bunu artık görmeliyiz

  • Rumuz Sülo
    21 Mayıs 2011 15:34 - Reply

    ağır verilreden bahsetseniz birazda yatırım iyi de yatırım için kolaylık lazım bu hükümet önce bu konuda adım atsın bence

  • h.daştan
    25 Mayıs 2011 13:28 - Reply

    Türkiyede maalesef her şey devletten bekleniyor. eskiden yüksek enflasyon oranlarına bağlı yapılan ucube zamlarlave hesapsız dağıtılan kamu teşvikleriyle para kazanan özel sektör maalesef uluslararası rekabette tıkanmıştır. üzerine düşeni yapamamaktadır.

  • Site Haritası