– 2023’ün sonundaki genel beklentinin aksine 2024, sadece gelişmiş piyasalarda değil global piyasalar için de harika bir yıl oldu. 2024’ün en iyi getirili yatırımları kripto paralar, altın ve hisse senetleri oldu. Şirket kazançlarının ciddi miktarda büyümesiyle birlikte hisse senetleri için özellikle de ABD’de harika bir yıl oldu. 27 Aralık 2024 itibarıyla ABD hisse senedi endeksi S&P 500 senelik bazda +%25,2 artarken, Avrupa hisse senedi endeksi Euro Stoxx 50 aynı dönemde yalnızca +%8,4 getiri sağladı.
– Global gelişen piyasalar hisse senedi endeksi MSCI EM de aynı dönemde +%5,1 getiri ile ABD ve Avrupa hisse senedi endekslerinin gerisinde kaldı. Global hisse senedi piyasası getirileri de bu olumlu havayı yansıttı. Global hisse senedi göstergesi MSCI All Country World Index (ACWI) yıl sonundan bu yana +%17 gibi ciddi bir getiri sağladı. 2024’te Borsa İstanbul Endeksi BIST100 yerel para birimi cinsinden +%34,2 (ABD doları bazında +%13) getiri elde etti.
– Tahvil endeksleri ise, 2022’deki zayıf performanslarının aksine 2024’te pozitif getiri elde ederken 2023’teki getirilerinin gerisinde kaldılar. 27 Aralık itibarıyla Bloomberg Global Toplu Tahvil Endeksi, Global Şirket Tahvil Endeksi ve Global Yüksek Getirili Tahvil Endeksi sırasıyla +%3,1, +%3,5 ve +%10,6 yıllık getiri elde etti. Belli başlı emtialar arasında 2024’ün en çok kazandıranlarından biri altın oldu. Altın, yılı +%27 getiriyle kapattı.
– Belli başlı emtialar arasında 2024’ün en çok kazandıranlarından biri altın oldu. Jeopolitik riskler ve ekonomik belirsizlikler nedeniyle altın yılı +%27 getiriyle kapattı. Ciddi bir artış beklentisine rağmen, ham petrol altının aksine nispeten zayıf ama istikrarlı bir seyir sürdürdü. Bunun ana nedeni, arz ve talep dengelerinin ince bir dengeyi muhafaza ettirmesi oldu. Nihayetinde ham petrol, 27 Aralık 2024 itibarıyla yılı -%1,5 gibi ufak bir kayıpla kapattı.
– Geleneksel yatırım araçlarının dışında ise Bitcoin, benzeri görülmemiş ve beklenmedik bir dalgalanma sonucunda 27 Aralık 2024 itibarıyla yıllık +%122 getiri elde ederek göz kamaştıran bir yıla imza attı. Trump’ın kripto yanlısı yaklaşımı nedeniyle Trump’ın iktidara gelmesi de kripto dünyasını destekledi. Ethereum, daha geniş yatırımcı kitlesinden faydalanmasına rağmen, yıllık +%45,25’lik getiri ile Bitcoin’in gerisinde kaldı.
– 2025’e girerken global enflasyon ve büyüme, hala belirsizliğini koruyor. Ancak kesin olan piyasaların 2023 sonunda beklediği resesyonun 2024’te gerçekleşmediği. Tam aksine global ekonomi, beklenenden daha dirençli çıktı. Elbette bazı ülkeler ve onlara bağlı yatırımlar diğerlerinden daha iyi performans gösterdi. Ancak genel olarak gerçekleşen ekonomik resesyon yerine bir miktar yavaşlamaydı. Bu nedenle de gelişmiş ülke merkez bankaları 2024’te gösterge faiz oranlarını düşürmeye başladı.
– 2025 yılının en belirleyici faktörlerden birinin Trump yönetiminin uygulayacağı politikalar olacağını düşünüyoruz. Burada sadece ABD’den bahsetmiyoruz. ABD’yi daha rekabet edebilir kılmak amacıyla Trump’ın mevcut global ticari sistemi yeniden düzenlemeye oldukça hevesli olması nedeniyle bu kesinlikle global bir mesele olacaktır. Trump’ın ilk 100 gününün Çin ve muhtemelen Avrupa ile ticari ilişkilere odaklı olacağı bir sır değil. ABD, Meksika ve Kanada arasındaki NAFTA veya yeni adıyla USMCA 2026’da tekrar gözden geçirilecek.
– Son dönemdeki tüm olumlu ekonomik gelişmelere rağmen, “bilinen bilinmeyenler” göz önüne alındığında, 2025’in yatırımcılar için ne getireceği hala belirsiz. Bu karışıma bir de beklenmedik iflaslar, savaşlar, siyasi çalkantılar, dünyanın en ücra köşelerinde patlak verebilecek krizler ve hatta yeni bir pandemi olasılığı gibi “bilinmeyen bilinmezleri” de eklediğimizde hem yatırımcıların hem de portföylerinin olası büyük bir düşüşe hazırlıklı olmaları gerektiği çok net.
– Başarılı bir yatırımcı olmak sadece önemli olayları tahmin etmek değil, önemli olaylar olduğunda ve daha da önemlisi kriz anında hazırlıklı olmak ve nasıl tepki verilmesi gerektiğini bilmek demektir. Sizi ünlü bir ekonomistin ve benzer şekilde tanınmış bir yatırımcının tavsiyeleriyle baş başa bırakalım. John Maynard Keynes’in tavsiyesine uyup gerçekler değiştiğinde fikrinizi değiştirin ve Warren Buffett’ın dediği gibi unutmayın ki “kriz zamanında nakit ve cesaret, paha biçilemezdir.”
-İşte 2024 yılının en çok kazandıran ve en çok kaybettiren yatırım araçları…
İşte 2024 yılının sonu da geldi çattı tekrar… Hepimiz günlük hayatın koşuşturmacasından uzaklaşıp ailelerimiz ve sevdiklerimizle birlikte şenlikli bir tatil geçirme planları yaparken, aynı zamanda yeni yılı ve onu öncekilerden daha iyi hale getirmenin yollarını düşünüyoruz. Elbette bu yeni bir bilgi değil. Ancak ilginç olan, yılın ortasında veya yılın herhangi bir zamanında değil de yılın sonunda geleceği “tahmin etmeye” çalışıyor olmamız. Sonuçta, 31 Aralık’ta aslında hiçbir şey gerçekten “sona ermiyor”. Ekonomiler, o gece sıfırlanmıyor. Aynı şekilde siyasi partiler veya ve savaşlar başa sarmıyor. O zaman neden yıl sonunda bu tahminlere bu kadar takıntılıyız?
Bunun sebebi, hepimizin aslında gelecekte ne olması gerektiği, olabileceği ve olacağı konusunda genel iyimser tutumumuz. Bir yılın “sona ermesi” de yeni başlangıçlar için daha da umutlu olmak için iyi bir bahanemiz olduğu anlamına geliyor. Tam da o zaman yeni yıl için bir “dilek listesi” oluşturma eğiliminde oluyoruz.
Piyasalar da aynı şekilde bunu yapmaya bayılıyorlar. Aralık ayı genellikle finans piyasalarıyla uzak yakın herkesin bir sonraki yıldaki beklentilerini paylaştığı bir ay. Bu kadar akıllı, eğitimli ve tecrübeli insanın elindeki geniş imkanlar ve araçlar göz önüne alındığında, bu tahminlerin hiç değilse bir kısmının geleceği kısmen de olsa doğru tahmin etmesini beklerdiniz değil mi?
FİNANSAL PİYASALARI KİMSE TAM OLARAK TAHMİN EDEMEZ
İşin ilginç tarafı, her tür çabaya rağmen bir türlü finansal piyasaları kimse tam olarak tahmin edemiyor. Aslında buna da çok şaşırmamak gerekiyor. Piyasalarda bu kadar çok hareketli parça varken, global piyasaları kısmen bile olsa tahmin etmek imkânsız. Bunun ana nedenlerinden biri, bilgilerimize bir doz bildiğimizi sandığımız bilgileri, bir doz da piyasa görüşümüzü ekledikten sonra bütün bunların bileşkesiyle uzun vadeli tahmin yapma eğilimimiz. Gerçekten “bildiğimiz” bir bilginin geleceğe ışık tutmak için yeterli olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak bu bile, yani bildiğimizi düşündüğümüz bilgilerin bir kısmı bile objektif bilgiden ziyade bizim o objektif verileri “yorumumuzdur” aslında.
FED ÜYELERİNİN KENDİ TAHMİNLERİ BİLE TUTMUYOR
Basit bir örnek verelim. Piyasalarda en hararetle tartışılan sorulardan biri olan Amerika Merkez Bankası FED’in faiz kararlarının orta ve uzun vadeli tahmini konusunu ele alalım. Ekonomistlerin ellerindeki verilere bakarak gelecekteki FED faiz oranı kesintilerinin veya artışlarının sayısı ve zamanlaması konusunda sürekli fikir beyan ettiği bilinen bir gerçek. Ancak, bu “tahminlerin” kısa vadeli olanlarının bile birçoğunun “yanlış” çıktığı gene yaygın olarak bilinen bir gerçek. Peki bu kadar uzman nasıl olur da bu kadar yanılabilir? Çünkü geleceği tahmin etmenin bir yolu yok. Öyle ki, FED’in kendisi bile karar vermeden önce faiz indirimlerinin ne olacağını tahmin edemiyor. Mesela FED, “tahmini noktalar” olarak anılan ve üyelerinin FED faiz kararı tahminini her çeyrekte yayınlıyor, ancak FED üyelerinin kendi tahminleri bile tutmuyor. Bu konu hakkında daha detaylı bilgi edinmek isteyen okuyucularımız, bu sorunu daha derinlemesine irdelediğimiz Ocak ve Şubat 2023 sayılarımıza bakabilirler.
Birçok piyasa oyuncusu için şu andaki en güncel konuya, yani yeni yıldaki piyasa beklentilerine geri dönelim. Okuyucularımızın hatırlayacağı üzere, yıl sonundaki yazılarımızda son yılda yaşananların analizini yapıyor ve yeni yıla dair bazı öngörülerimizi paylaşıyoruz. Ancak, piyasaların beklenmedik olaylar veya bilgiler ışığında en beklenmedik zamanlarda tamamen beklenmedik bir yöne hareket etme alışkanlığı nedeniyle, tam kapsamlı “tahminler” yapmayı yukarıda da açıkladığımız nedenlerle doğru bulmuyoruz. Bu yıl da benzer şekilde, 2024’te finans piyasalarında neler olduğunu, 2025’te önemli olabilecek temaları, 2025’te “bilinen bilinmezlerden” bazılarının ne olduğunu ve bunlara göre yatırımcıların portföylerini nasıl yapılandırabileceğini ve revize edebileceklerini tartışacağız.
2024’ün kısa bir özetiyle başlayalım.
2024’TE NELER OLDU?
Özetle, 2023’ün sonundaki genel beklentinin aksine 2024, sadece gelişmiş piyasalarda değil global piyasalar için de harika bir yıl oldu. Aşağıdaki grafik, 2024’te belli başlı yatırımların ve endekslerin yıllık performanslarını en yüksekten başlayarak gösteriyor.
Notlar: Yukarıdaki tabloda paylaşılan getiriler, 27 Aralık 2024 kapanışı itibarıyla Bloomberg tarafından bildirilen verilere ve fiyatlara dayanmaktadır. Ülke adıyla işaretlenen tüm endeksler, ilgili ülkenin hisse senedi endeksinin temsil eder. “MSCI ACWI”, MSCI Tüm Dünya Ülke Hisse Senedi Endeksi’ni ifade eder. “MSCI World”, gelişmekte olan piyasa hisse senedi endekslerini hariç tutan MSCI Dünya Hisse Senedi Endeksini ifade eder. “MSCI EM”, MSCI Gelişmekte Olan Piyasalar Hisse Sentleri Endeksi’ni ifade eder. Liste, belli başlı yatırım araçlarının getirilerini örneklerle açıklama amacıyla oluşturulmuş olup tüm ülkeleri veya her ülke için mevcut tüm endeksleri içermemektedir. Altın ve ham petrol getirileri her birinin ilk ay vadeli işlem sözleşme fiyatlarına dayanmaktadır.
2024, ABD’DE HİSSE SENETLERİ İÇİN HARİKA BİR YIL OLDU
Yukarıdaki grafikte 2024’ün en iyi getirili yatırımlarına bakarsanız, kripto paralar ve altın hariç, hisse senetlerinin listenin en üst kısmını kapladığını görebilirsiniz. Şirket kazançlarının ciddi miktarda büyümesiyle birlikte hisse senetleri için özellikle de ABD’de harika bir yıl oldu. Bunun ana nedenlerinden biri S&P 500 endeksinin getirilerini 2024’te bir kez daha geride bırakan Magnificent (Muhteşem) 7 olarak anılan Alphabet, Amazon, Apple, Meta Platforms, Microsoft, NVIDIA ve Tesla’nın çok güçlü kazançları. 27 Aralık 2024 itibarıyla ABD hisse senedi endeksi S&P 500 senelik bazda +%25,2 artarken, Avrupa hisse senedi endeksi Euro Stoxx 50 aynı dönemde yalnızca +%8,4 getiri sağladı. Global gelişen piyasalar hisse senedi endeksi MSCI EM de aynı dönemde +%5,1 getiri ile ABD ve Avrupa hisse senedi endekslerinin gerisinde kaldı. Global hisse senedi piyasası getirileri de bu olumlu havayı yansıttı. Global hisse senedi göstergesi MSCI All Country World Index (ACWI) yıl sonundan bu yana +%17 gibi ciddi bir getiri sağladı.
Türkiye borsasını ise global hisse senedi piyasalarındaki olumlu hava ve faiz arbitrajı (carry trade) destekledi. Bu vesileyle 2024’te Borsa İstanbul Endeksi BIST100 yerel para birimi cinsinden +%34,2 (ABD doları bazında +%13) getiri elde etti.
RESESYON BEKLENTİLERİ ORTADAN KALKMAYA BAŞLADI
Tahvil endeksleri ise, 2022’deki zayıf performanslarının aksine 2024’te pozitif getiri elde ederken 2023’teki getirilerinin gerisinde kaldılar. 27 Aralık itibarıyla Bloomberg Global Toplu Tahvil Endeksi, Global Şirket Tahvil Endeksi ve Global Yüksek Getirili Tahvil Endeksi sırasıyla +%3,1, +%3,5 ve +%10,6 yıllık getiri elde etti. Daha da önemlisi, 2021’in sonundan bu yana (aşağıdaki grafikteki mavi çizgi) yüksek enflasyon ve durgunluk beklentileri nedeniyle aşağı yönlü seyreden tahvil getiri eğrisinin eğimi tekrar yukarı döndü (yeşil çizgi). Daha önceki sayılarımızda da bahsettiğimiz üzere normal piyasa koşullarında bu eğrinin yukarı yönlü olması beklenir. Bu da en azından ABD’deki tahvil faizi piyasalarının artık normal koşullara dönmeye başladığına işaret ediyor. Getiri eğrisinin eğiminin yukarı dönmesinin nedeni FED’in kısa vadeli faizleri indirmesi nedeniyle kısa vadeli getiri faizlerinin düşmesi ve uzun vadede yavaşlama veya resesyon beklentilerinin ortadan kalkmaya başlamasıyla birlikte getiri eğrisinin uzun vadeli kısmındaki faizlerin artması. Getiri faizi eğrisinin şeklini 2025’te muhafaza edip edemeyeceğini de zaman gösterecek.
Kaynak: Bloomberg
2024’ÜN EN ÇOK KAZANDIRANLARINDAN BİRİ ALTIN OLDU
Belli başlı emtialar arasında 2024’ün en çok kazandıranlarından biri altın oldu. Okuyucularımızın hatırlayacağı üzere, jeopolitik riskler ve ekonomik belirsizlikler nedeniyle 2022’den beri altının portföylerdeki önemini ve getiri potansiyelini vurguluyorduk. Dolayısıyla, altının yılı +%27 getiriyle kapatmasına çok şaşırmamak gerekiyor. Altının getirisinin, önceki sayımızda daha ayrıntılı olarak ele aldığımız gibi, Kasım’da yapılan ABD Başkanlık seçimlerinin de etkisiyle zirveye ulaştıktan sonra seçimlerin akabinde getirilerinin bir kısmını geri verdiğinin de tekrar altını çizelim.
HAM PETROL, 2024 YILINI UFAK BİR KAYIPLA KAPATTI
Ciddi bir artış beklentisine rağmen, ham petrol altının aksine nispeten zayıf ama istikrarlı bir seyir sürdürdü. Bunun ana nedeni, OPEC+ ülkelerinin potansiyel üretim artışı ve global makroekonomik verilerin zayıflamasına karşın önemli bir petrol üretim bölgesi olan Orta Doğu’daki çatışmanın devam etmesi nedeniyle arz ve talep dengelerinin ince bir dengeyi muhafaza ettirmesi oldu. Nihayetinde ham petrol, 27 Aralık 2024 itibarıyla yılı -%1,5 gibi ufak bir kayıpla kapattı.
BITCOIN, GÖZ KAMAŞTIRAN BİR YILA İMZA ATTI
Geleneksel yatırım araçlarının dışında ise Bitcoin, benzeri görülmemiş ve beklenmedik bir dalgalanma sonucunda 27 Aralık 2024 itibarıyla yıllık +%122 getiri elde ederek göz kamaştıran bir yıla imza attı. Bunun ana nedeni ise, Amerikan Menkul Kıymetler Komisyonu (SEC)’nin Ocak ayında Bitcoin’in Mayıs ayında ise Ethereum’un yatırım fonlarını (ETF) onaylaması ve bu vesileyle Bitcoin’i ve Ethereum’u hem daha yaygın yatırım yapılabilir hale getirmesi hem de her iki kriptonun bir yatırım aracı olarak daha geniş çaplı olarak kabul edildiğinin sinyalini vermesi oldu. Trump’ın kripto yanlısı yaklaşımı nedeniyle Trump’ın iktidara gelmesi de kripto dünyasını destekledi. Ethereum, daha geniş yatırımcı kitlesinden faydalanmasına rağmen, yıllık +%45,25’lik getiri ile Bitcoin’in gerisinde kaldı.
Bu analizimizin odak noktası 2024 olsa da çeşitli yatırımların getirilerinin zaman içinde nasıl değişebileceğini daha iyi anlatmak adına, aynı yatırım ve endekslerin 2024 yılı getirilerine ek olarak 2023 ve 2022 getirilerini de ikinci grafikte paylaşıyoruz. Amacımız piyasalarda stabil getiri diye bir konsept olmadığı mesajımızın tekrar altını çizmek. Nitekim, bir yıl çok iyi getiri elde eden bir yatırım, aşağıdaki grafikte de gösterildiği gibi bir başka yıl çok başarısız olabilir. Portföyde risk ve yatırım çeşitlendirmesi yapmanın da ana nedeni işte bu getiri değişkenliğine dayanır.
2025’E GİRERKEN “BİLİNEN BİLİNMEYENLER” NELER?
Enflasyon düşecek mi, gelişmiş merkez bankaları faiz indirimlerine devam edecek mi?
2025’e girerken global enflasyon ve büyüme, hala belirsizliğini koruyor. Ancak kesin olan piyasaların 2023 sonunda beklediği resesyonun 2024’te gerçekleşmediği. Tam aksine global ekonomi, beklenenden daha dirençli çıktı. Elbette bazı ülkeler ve onlara bağlı yatırımlar diğerlerinden daha iyi performans gösterdi. Ancak genel olarak gerçekleşen ekonomik resesyon yerine bir miktar yavaşlamaydı. Bu nedenle de gelişmiş ülke merkez bankaları 2024’te gösterge faiz oranlarını düşürmeye başladı. Aşağıdaki grafik, belli başlı merkez bankalarının son dönemde para politikası faiz oranlarını 2007/2008’de yaşanan Global Mali Krizden (Global Financial Crisis veya GFC) hemen sonraki döneme benzer şekilde nasıl düşürmeye başladığını gösteriyor.
Kaynak: BIS
Asıl soru şu: Piyasalar buradan nereye gidecek? Yukarıdaki grafikte 2008 sonrasına bakıldığında, gelecek dönemde daha fazla faiz indirimi olacağı sonucuna varılabilir. Ancak gerçekten öyle mi? Belli başlı merkez bankalarının faiz indirimlerine devam etmesi olası. Ancak hala düşmeyen enflasyon ve aşağıda daha ayrıntılı olarak ele aldığımız üzere ABD’deki yeni Trump yönetiminin global ticaret savaşlarını tetiklemesi buna engel olabilir.
Trump yönetimi ilk 100 gününde neye odaklanacak?
Gelecek yılı değerlendirirken ilk olarak mevcut durumu inceleyelim. 2025 yılının en belirleyici faktörlerden birinin Trump yönetiminin uygulayacağı politikalar olacağını düşünüyoruz. Burada sadece ABD’den bahsetmiyoruz. ABD’yi daha rekabet edebilir kılmak amacıyla Trump’ın mevcut global ticari sistemi yeniden düzenlemeye oldukça hevesli olması nedeniyle bu kesinlikle global bir mesele olacaktır. Trump’ın ilk 100 gününün Çin ve muhtemelen Avrupa ile ticari ilişkilere odaklı olacağı bir sır değil. ABD, Meksika ve Kanada arasındaki NAFTA veya yeni adıyla USMCA 2026’da tekrar gözden geçirilecek. En son 2020’de müzakere edildiğinde, bazı ciddi engellere rağmen anlaşmanın ana hatlarında pek bir değişiklik olmadı. Bu sefer de geçen seferkiyle aynı olabilir veya olmayabilir. ABD ve Kanada’nın dünyadaki en büyük ikili ticari ilişkiye sahip olduğu göz önüne alındığında, herhangi bir önemli değişikliğin sadece bu iki ülke için değil, global olarak da büyük etkileri olabilir. Bunun da nedeni iki ülke arasındaki ticaretin önemli bir kısmını doğal kaynakların oluşturması.
Bu müzakerelerin enflasyonist bir etkiye mi sahip olacağı yoksa sadece tek seferlik bir fiyat değişikliği etkisi mi yaratacağı belli değil. Ancak son Trump yönetimi sırasında yapılan bu tarz müzakerelerin ne tür sonuçlarını olduğunu biliyoruz. Aşağıdaki grafikte Trump dönemindeki fiyat artışlarının geçiciden ziyade kalıcı ve enflasyonist etkileri olduğu bariz. Olası bir ticaret savaşının global büyümeyi olumsuz yönde etkileme riski olduğunu da unutmamak gerek. Bu da yatırımcıların yakından takip etmesi gereken aşağı yönlü bir risk.
2018-2019 Gümrük Vergilerinin Çekirdek Tüketim Harcamaları Endeksi (PCE) Fiyatlarına Etkisi
Kaynak: Haver Analytics, Goldman Sachs Global Yatırım Araştırmaları
Ufuktaki olası jeopolitik riskler neler?
Jeopolitik risklerin global arenadan hiç eksik olmadığı bir gerçek. Ancak her jeopolitik riskin piyasaları aynı derecede etkilemediğini de ekleyelim. Bazıları piyasalarda daha büyük ve daha geniş kapsamlı bir etki oluştururken, diğerleri daha kısa sürebiliyor. Örneğin Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’ya saldırısının ardından global güç dinamikleri kayda değer miktarda değişti. Piyasaların akabinde birkaç hafta boyunca oldukça olumsuz etkilenmesine rağmen, olayın finansal piyasalarla bağlantısının sınırlı olduğu ortaya çıkar çıkmaz piyasalardaki etkisi kayboldu. Piyasaları son dönemde diğer sarsan olay Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’e düzenlediği saldırıydı. Finansal piyasalara etkisi emtia piyasalarıyla sınırlı kalırken nispeten uzun soluklu oldu. Bunun kısmi nedeni İsrail’in komşularının bir kısmına misilleme yapması ve dolayısıyla bu olayın daha geniş kapsamlı ve global bir etkisi olmasıydı. Hamas’ın rehinelerin bir kısmını hala tutuyor olması ve bunların arasında ABD vatandaşlarının da bulunması, ABD’nin Hamas’a misilleme yapma ihtimalini arttırıyor. Trump daha evvel, yeni yılda görevi devraldığı tarihte ABD vatandaşı olan rehinelerin hala serbest bırakılmamış olması halinde misilleme yapacağı tehdidinde bulunmuştu. Hamas’ın ne yapabileceğini ve ABD için “misilleme”nin ne anlama geldiğini şu noktada kestirmek zor olsa da bu bölgedeki jeopolitik ve dolayısıyla finansal piyasa riskinin arttığı yadsınamaz.
Her ne kadar “jeopolitik risk” sayılmasa da Trump’ın ABD’nin Kanada, Panama ve Grönland’a genişleyebileceğini ima eden şakalarını, eski/yeni Başkanın ani ve heyecanlı doğası nedeniyle tamamen göz ardı etmek doğru olmayabilir. İlk etapta kulağa komik gelmesine rağmen Avrupa Birliği’ne benzer bir ekonomik birlik yapısıyla, bu bölgelerin/ülkelerin herhangi birinin veya hepsinin ABD’ye “katılması” fikrini destekleyen güçlü bir ekonomik argüman da var aslında. Olasılık düşük olsa da bu cephede yaşanacak herhangi bir gelişme, global güç ve ticaret dengelerini ciddi miktarda Kuzey Amerika lehine değiştirebilir.
Yapay zekâ 2025’te hayatımızı değiştirecek mi?
2025 ve sonrası için gerçek bir “bilinen bilinmeyen” ise yapay zekâ (AI). Bankacılıktan market alışverişine ve Instagram’a kadar artık günlük yaşamın herhangi bir alanında yapay zekâdan kaçınmak imkânsız. Yapay zekâ o kadar yaygın ki, yapay zekanın piyasaları ve getirileri nasıl etkileyebileceğini irdelemeyen bir piyasa analizi veya beklentisi bulmak imkânsız. Bu nedenle, bu konuyu derinlemesine incelemenin pek bir imkânı olmasa da bu konuyu listemize ekledik. Global ekonominin hala çok küçük bir parçası olsa da yapay zekanın büyüyeceği kesin. Ancak bunun ne kadar zamanda olacağı ve hangi yönde gelişeceği şu an oldukça belirsiz. Ancak iyi haber şu ki, piyasalar yapay zekanın genel olarak olumlu bir faktör olduğu düşünüyor, yani en azından bu aşamada herhangi bir potansiyel aşağı yönlü risk oluşturması beklenmiyor. Ancak bu, yatırımcıların yapay zekayı göz ardı etmesi gerektiği anlamına da gelmiyor. Tam tersine, yatırımcıların özellikle hisse senedi portföylerinin teknoloji segmentindeki yatırım kararlarını şekillendirecek trendleri anlamak amacıyla bu alandaki gelişmeleri yakından takip etmeleri şart.
YATIRIMCILAR PİYASALARDA ANİ BİR DÜŞÜŞE HAZIRLIKLI OLMALI
2024’le ilgili olumlu beklentilerimizin aksine ve tüm son dönemdeki tüm olumlu ekonomik gelişmelere rağmen, yukarıda bahsettiğimiz “bilinen bilinmeyenler” göz önüne alındığında, 2025’in yatırımcılar için ne getireceği hala belirsiz. Bu karışıma bir de beklenmedik iflaslar, savaşlar, siyasi çalkantılar, dünyanın en ücra köşelerinde patlak verebilecek krizler ve hatta yeni bir pandemi olasılığı gibi “bilinmeyen bilinmezleri” de eklediğimizde hem yatırımcıların hem de portföylerinin olası büyük bir düşüşe hazırlıklı olmaları gerektiği çok net. Daha önceki sayılarımızda da bahsettiğimiz gibi, genel kanının aksine, piyasalarda ciddi düşüşler inanmak istediğimizden çok daha sık. Bir asır geriye dönüp bakarsak örneğin, ortalama olarak piyasalarda her 6-8 yılda bir ciddi bir düşüş yaşandığını gözlemleyebiliriz.
Başarılı bir yatırımcı olmak sadece önemli olayları tahmin etmek değil, önemli olaylar olduğunda ve daha da önemlisi kriz anında hazırlıklı olmak ve nasıl tepki verilmesi gerektiğini bilmek demektir. Sizi 2025’teki piyasa beklentilerine uygun olduğunu düşündüğümüz ünlü bir ekonomistin ve benzer şekilde tanınmış bir yatırımcının tavsiyeleriyle baş başa bırakalım. John Maynard Keynes’in tavsiyesine uyup gerçekler değiştiğinde fikrinizi değiştirin ve Warren Buffett’ın dediği gibi unutmayın ki “kriz zamanında nakit ve cesaret paha biçilemezdir.”
Sınırsız fırsatların olduğu ve “doğru” miktarda cesaretli olabileceğiniz, mutlu ve başarılı yeni bir yıl diliyoruz!
ELA KARAHASANOĞLU, MBA, CFA, CAIA
Uluslararası Yatırım Direktörü
karahasanoglu@turcomoney.com
ela.karahasanoglu@ekrportfolioadvisory.com
https://www.linkedin.com/in/elakarahasanoglu/
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.