Sahip olduğu geniş coğrafya nedeniyle 11 farklı zaman dilimini yaşayan ülkenin; bir ucundan, diğer ucuna uçakla 12 saatte varılabiliyor. Asya’nın kuzeyinde Kuzey Pasifik Okyanusu ve Avrupa arasında Kuzey Buz Denizi’ne uzanan ülke, 14 farklı ülkeyle sınır komşusu. Rusya, Karadeniz kıyılarında görülen subtropikal iklimden, yıllık sıcaklık farkının 80°C’ye vardığı Güney Sibirya’daki sert karasal iklime ve kuzeydeki kutup iklimine kadar değişen bir iklim mozaiğine sahip. ülkenin kuzeyi Arktik kuşağında bulunurken, güneyde Karadeniz kıyılarında subtropikal iklim özellikleri görülüyor. Doğu Sibirya karasal iklimin etkisi altındayken, Rusya’nın uzak doğusu muson yağmurları nedeniyle yıllık 1 000 mm yağış alıyor. Moskova’da saat gece yarısına yaklaştığında bile hava tam olarak kararmıyor, bu nedenle “Beyaz Geceler” tabiri kullanılıyor.
2 saat 45 dakikalık uçak yolculuğunun ardından Moskova’ya inmeye hazırlanırken geniş ve devasa ormanlar sizi karşılıyor. Gözünüzü nereye çevirseniz, ağaç ve yeşil görüyorsunuz. ülke birkaç ay dışındaki tüm zamanları soğuk ve karlı havanın etkisinde geçiriyor. Başkent’te en sıcak ay Temmuz olup, en düşük ve en yüksek sıcaklık değerleri Temmuz ayında ortalama 13-23 °C’ seviyelerinde
seyrediyor. Kentteki en soğuk ay olan Ocak ayında ise ortalama sıcaklıklar en düşük -16 °C ve en yüksek -9 °C’dir. En yağışlı ay Temmuz ayı olup, en az yağış görülen ay ise Mart’tır. Rusya, nüfusundaki sürekli düşüş nedeni ile ciddi bir nüfus sorunu ile karşı karşıya. Sovyetler Birliği’nin 1991 yılında dağılmasından bu yana nüfusun yaklaşık 4 milyonu ülke dışında çıktı. Nüfusta yıllık ortalama yüzde 0,5 oranında daralma gerçekleşiyor. Nüfusun yaklaşık yüzde 80’i Ruslardan geri kalan kısmı ise
sayıları 160’ı bulan değişik etnik gruplardan oluşuyor. Tatar, Ukraynalı, çeçen, Ermeni, Yakut, Karaçay -Balkar, Mordvin, Beyaz Rus, Azeri, Oset, Moldovalı, Ahıska Türkü, Udmurt, çirmişler, Komi, Komi-Permyak, Karelyalı, Buryat, Kalmık, Nenets, Evenk, çukçe, Hantı, Mansi, Yahudi, Alman, çuvaş,
Başkurt, Kumuk, Tuva, Nogay, Hakas, Altay, Dolgan, Avar, İngus, Lezgi, Gürcü ve Abazalardan oluşan etnik gruplar öne çıkıyor. Rusya’da hayat oldukça pahalı, özellikle konut fiyatları cep yakıyor. 80 m2’lik daire 1000 dolara kiralanabiliyor, ortalama çalışan ücretleri de 1000 dolar civarında. Rusya’daki en büyük şehirler sırasıyla; Moskova, Saint Petersburg, Novosibirsk, Nijni Novgorod, Yekaterinburg, Samara, ömsk, Kazan, çelyabinsk, Rostov-on-don’dur.
BüYüLEYİCİ ORMANLARLA KAPLI YEMYEŞİL, TARİH KOKAN MOSKOVA Moskova’da; Kızıl Meydanı, Kremlin Sarayı ve Hermitage Müzesi’ni gezerken hayranlık uyandıran pek çok tarihi yapıya rastlıyorsunuz. ülkenin geneline hakim olan ormanlar, başkentte büyük parklar ve yeşil alanlar şeklinde kendini gösteriyor. Oldukça huzurlu bir atmosferin hakim olduğu geniş caddeler ve özellikle tarihi dokunun korunmuş olması takdir edilmesi gereken en önemli konu. Yüzyıllara meydan okuyan tarihi binaların yeniden restore edilmesi ve hiçbir çarpık yapılaşmaya izin verilmemesi Rusların en başarılı icraatı olarak nitelendirilebilir. Tüm büyükşehir ve başkentlerde trafik derdi var ama Moskova’da bu sorun biraz daha fazlası hissediliyor çünkü; binaların neredeyse tamamı tarihi yapılardan oluşuyor. Bu binaların altında otopark olmadığından, park sorunu hemen hemen her yerde karşınıza çıkıyor.
Otobandaki yolun ortasında ve etrafında yeralan büyük reklam tabelaları ise ciddi görüntü kirliliğine neden oluyor. Rusya’da insanlar genellikle rahat bir yaşam tarzına sahip, kurallara uygun hareket eden bir toplum özelliği sergiliyorlar. Girişimcilikte ciddi varlık gösteremeyen Ruslar, bu nitelikleri dolayısıyla aslında girişimci ruha sahip Türklere önemli bir avantaj sunmuş oluyor. Bu nedenle Rusya’yı tanıyan, özümseyen ve bu ülkenin kurallarına göre hareket eden Türk girişimcilerin, ülkede uzun vadede başarılı olmaması mümkün değil. Nitekim Rusya’da dev projelere imza atmış birçok yerleşik Türk firması buna örnek teşkil ediyor.
RUSYA’DAKİ TüRK FİRMALARI Almanya ve Fransa gibi Türk nüfusunun yoğun olarak yaşadığı ülkeler hariç tutulduğunda Rusya; Türk yatırımcıların en fazla yatırım yaptığı ülkelerin başında geliyor. Rusya’da resmi olarak toplamda 3 bin Türk firmasının olduğu biliniyor. Büyük çaplı iş yapan firmalar arasında; Zorlu Enerji, Vestel, Rönesans Holding, Enka, Anadolu Grubu, Şişecam, Denizbank, Ziraat Bankası, Türkiye İş Bankası, Fiba Group (Credit Europa Bank), Eroğlu Giyim ve Colins öne çıkıyor. 60 bin Türk’ün yaşadığı Rusya’da; 11 milyar dolarlık sabit sermayeli Türk yatırımı yapıldı. 1993 yılından bugüne Türk firmalarının, bu ülkede üstelendiği taahhüt işlerinin toplamı 80 milyar dolar civarında. Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığı, “ihracatta Devlet Yardımları” kapsamında 2 bin mağazaya teşvik sağladı. Bu mağazaların yarısı Rusya’da, geri kalan kısmı diğer ülkelerde faaliyet gösteriyor.
üLKENİN ZENGİNLİĞİ DOĞALGAZ VE PETROLE DAYANIYOR Rusya, zengin doğalgaz ve petrol kaynaklarının yanı sıra kömür, alüminyum, bakır, demir, elmas, altın, gümüş maden kaynakları ve ormancılık ürünleri ile dünya ham madde ihracatında önde gelen ülkelerden biri. ülkenin sahip olduğu doğal kaynakların üretimi Sovyetler Birliği’nin dağılmasından bu yana artış gösterdi. Ayrıca dışa bağımlılığın azaltılmasına yönelik alanlarda verimlilik güçlendi, çevre kirliliği konusundaki önlemler de sıkılaştı. Ancak Sovyet döneminin hızlı sanayileşme sürecinden miras kalan çevre sorunları göründüğünden daha fazla sorun teşkil ediyor. Başlıca sanayi bölgelerindeki hava ve su kirliliği, tarımsal alanların azalması ve toprak verimliliğindeki düşüş, ormanların özellikle Sovyet dönemi süresince yok edilmesi başlıca çevre sorunlarıdır. ülkedeki enerji santralleri yeterince denetlenmediği için yüksek miktarda toksik atık üretiyor.
GİRİŞİMCİLERE DESTEK Petrol ve doğalgaz zengini Rusya, DTö’ya üyelik sürecinin ardından ekonomiyi çeşitlendirme stratejisi çerçevesinde yatırımcıları kendine çekmeyi hedefliyor. Serbest bölgelerde yeralacak firmalara özel destek sağlayan Rusya; inşaattan gıdaya, tarımdan hayvancılığa kadar birçok sektöre özel destekler sunuyor. Tarım ürünlerinde ihracata bağımlı olan Rusya, sera üretimi yapmak isteyen üreticilere geniş arazi desteği de sunuyor.
RUSYA 525 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT 313 MİLYAR DOLARLIK İTHALAT YAPIYOR Rusya 2012 yılında toplam 525 milyar dolarlık ihracat yaptı. İhracat yapılan kalemler arasında ham petrol yüzde 35, petrol ürünleri yüzde 20, doğalgaz ise yüzde 12’lik pay alıyor. Başlıca ihracat pazarları arasındaki sıralamada ise; Hollanda, çin Halk Cumhuriyeti, Almanya, İtalya, Türkiye, Ukrayna, Belarus, Polonya, Japonya ve İngiltere bulunuyor. Rusya geçtiğimiz yıl toplam 313 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdi. Makine ekipman ithalatı yüzde 51’lik payla ilk sırayı alırken, kimyasallar ve ilaç yüzde 15, gıda ve tarım ürünleri yüzde 13, metaller yüzde 7, tekstil ve giyim eşyası yüzde 5’lik paya sahip oldu.
RUSYA’YA NE İHRAç EDİLEBİLİR? Türkiye’den, Rusya’ya ihraç edilebilecek ürünler arasında; otomotiv ve oto yedek parça, tekstil ve konfeksiyon, ayakkabı, kozmetik, yaş meyve ve sebze, kimyasallar ile makine ve ekipman, tavuk, balık, kabuklu meyve ve sebzeler, makarna ve ekmekçilik malzemeleri, konserve meyve-sebzeler ve meyve suları, alkollü içecekler, ilaçlar, plastik, lastik ve kauçuktan eşya, demir-çelik, makine, gemi, mobilya, zeytinyağı ve hijyenik kağıt ürünleri (tuvalet kağıdı-kağıt havlu) öne çıkıyor.
MüTEAHHİTLİK VE TURİZMDE öNE çIKIYORUZ YILDA 4 MİLYON TURİST TüRKİYE’YE GELİYOR Türk yatırımcıların, Rusya’da öne çıktığı iki sektör bulunuyor. Müteahhitlik ve turizm sektörlerinde söz sahibi olan Türkiye, bu iki alanda başarılı bir grafik çiziyor. Müteahhitlik alanında: kümülatif olarak, 1.300’den fazla projeyle, 40 milyar dolarlık ticarete sahip olan Türk müteahhitler, Moskova başta olmak üzere Rusya’nın çeşitli şehirlerinde dev inşaat projelerine imza atıyor. Rusların en çok tatil yaptığı ülkelerin başında Türkiye geliyor. Turizm alanında söz sahibi olan Türk turizmi, Rusya Federasyonu’nun bir numaralı turizm destinasyonu konumunda. Yılda yaklaşık 4 milyon Rus turist, Türkiye’yi ziyaret ediyor. Rusya ile Türkiye arasında vize uygulanmaması iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesine önemli katkı sağlıyor. Bu iki sektör dışında da iki ülke arasında karşılıklı olarak önemli yatırımlar bulunuyor. Türkiye’deki, Rus yatırımları (en son İskenderun’da yapılan demir-çelik tesisi dahil, Akkuyu Nükleer Santrali hariç), 10 milyar dolar civarında.
DTö üYELİĞİ YABANCI YATIRIMLARI TETİKLEYECEK Mİ? 2011 Aralık ayında, Dünya Ticaret örgütü (DTö) VII. Bakanlar Konferansında, 18 yıllık müzakerelerin ardından Rusya Federasyonu’nun DTö üyesi olması kabul edildi. İç onay sürecinin bitiminin ardından (22.08.2012) ülke resmen DTö üyesi oldu. Rusya’nın DTö’ye katılım paketi, ülkenin ticari ve ekonomik konulardaki mevzuatının kapsamlı şekilde DTö kurallarına uyumu konusundaki taahhütlerini içeriyor. (Bu taahhütler, RF-Belarus-Kazakistan GB’yi de etkiliyor.) Rusya Federasyonu, örgüte katılmakla DTö Anlaşması’na ilişkin tüm kuralları uygulamaya geçirmeyi taahhüt etmiş oldu. öte yandan, katılım paketindeki geçiş süreleri nedeniyle, Rusya’nın DTö üyeliğinin tam etkileri ancak 5-7 yıl sonra görülebilecek. Rusya için DTö üyeliği, yabancı yatırımcıların güvenini artırarak, gerek doğrudan yabancı yatırım çekmekte, gerek hizmet sektöründe rekabetçiliği artırmada oldukça faydalı olacak. İş dünyası açısından da üyelik ile birlikte, kuralların bilindiği ve uygulamaların takip edilebildiği ve ihtiyaç olması halinde DTö’nün Anlaşmazlıkları Halli mekanizmasına başvuru hakkının mevcut olduğu kurumsal bir yapı kurulmuş olacak. özellikle, AB ve ABD firmalarının bu tür bir zeminde çalışmayı tercih etmesi, bu ülkelerden Rusya Federasyonu’na yatırımlarının artmasında etkili olacak.
PEKİ DTö üYELİĞİ NE TüR AVANTAJLAR SAĞLIYOR? – Gümrük Vergileri: Ortalama vergiler, yüzde 10’dan yüzde 7,8’e düşecek. Sanayi ürünlerinde vergi yüzde 9,5’tan yüzde 7,3’e, tarım ürünlerinde yüzde 13,2’den yüzde 10,8’e gerileyecek)
– İthalatta kota, lisans gibi DTö Anlaşması çerçevesinde meşru olmayan tüm uygulamalar kaldırılacak ve daha sonra yeniden başlatılmayacak.
– Standartlar, teknik düzenlemeler ve uygunluk değerlendirmelerine ilişkin tüm mevzuat, DTö TBT Anlaşmasına uygun olacak.
– Rusya Federasyonu otomotiv sektöründe imzaladığı 75 anlaşma ile sağladığı ve DTö kurallarına aykırı olan tüm tavizleri de 1 Temmuz 2018 tarihinde kaldıracak.
– Dağıtım sektöründe de yabancılar yüzde 100 sermaye payı ile toptan ve perakende alanlarında faaliyet gösterebilecek ve şube açabilecek.
– Hizmetler sektörü, bankacılık ve sigortacılık başta olmak üzere tüm sektörlerde şeffaflık sağlanarak rahat bilgi paylaşım imkanı sunulacak.
– ülke özel gümrük prosedürü uygulamaları, DTö üyeliği ile birlikte sona erecek.
– Tüm transit mevzuatı (enerji dahil) DTö kuralları ile uygun hale gelecek.
– Rusya, üyelik ile birlikte DTö TRIPS anlaşmasına riayet edecek. İhracat vergileri belirli bir oranı geçmeyecek (hurda demir, maden, vs.)
RUSYA’DA İŞ KURMAK İSTEYENLER NELERE DİKKAT ETMELİ? – 90’lar Rusya’sından kalma iş anlayışının artık olmadığı öncelikle bilinmeli. – Maliyet yapısının diğer ülkelerden ve Türkiye’den farklı olduğu (pahalı) bilinmeli, ancak kar marjının da bir o kadar fazla olduğunu göz ardı edilmemeli. – Mutlaka profesyonel yardım alınmalı (hukuk-lojistik-danışmanlık) İlk kurulum doğru yapılmalı-Rusya’ya ilk girişte, gereken profesyonel yardım alınmalı ve bu şekilde devam edilmeli. – Rusya’da iş yapabilmek için yerleşik olunmalı (devlet yardımları ile desteklenmekte.) Rusya’da düzgün iş yapmak için Türkiye’deki merkez yeterli olmaz) – Beyaz ve hesap verilebilir olunmalı. Niketim kar marjı nedeniyle resmi çalışmak uzun vadede daha karlıdır. – Dil bilen elemanlar bulunmalı ve herşey (broşür-vs.) Rusça olmalı. – Fuar katılımlarına önem verilmeli. – Rusya’nın ihracat ve iş bağlantısı konularında tecrübeli bir Türk iş varlığı mevcut, işbirliği imkanları aranıp bulunmalı. – Rusya’da iş yapmak isteyenler için siyasi ilişkiler ve zemin oldukça iyi. Bu durum ticari-ekonomik ilişkilere de yansıyor. (Rus kurumların istekli olması, vs.)
Moskova‘da gecenin en hareketli mekanları özellikle Moskova’da Tverskaya Caddesi’nde yoğunlaşan bir gece hayatı var. Bu caddenin güneyinde kalan Novy Arbat Caddesi ise şehrin en lüks mekanlarına ev sahipliği yapar. St. Petersburg ise revü ve kabare şovlarıyla ünlü. Şehrin bir diğer önemli noktası ise nehir kenarında konumlanmış restoranlarıyla Vassilevsky Adasıdır.
Nazım’ın Hikmet’in ikinci vatanı Nazım Hikmet’in vatanına, sevgililerine ve çocuklarına özlemine tanıklık etme ayrıcalığına sahip Rusya, bu büyük yazarı koynunda besliyor. Başkent Moskova’dan, Avrupa’ya açılan kapısı St. Petersburg’a kadar son yüzyılda yaşadığı çalkantılı sürecin izlerini yansıtan Rusya, büyülü mimarisiyle ziyaretçilerini derinden etkiliyor.
Türkiye Moskova Büyükelçisi Aydın Adnan Sezgin:
Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkiler her alanda süratle gelişiyor. İlişkilerimiz bugün artık salt devletlerarası ilişkiler olmaktan çıkmış, halktan halka ilişkiler manzumesi haline dönüşmüştür. İkili siyasi ilişkilerimiz gayet iyi düzeyde. Esasen Türkiye-Rusya ilişkileri zincirleme bir dönüşümden geçiyor ve her alanda ivme kazanarak ilerliyor. İlişkilerin bir alanında atılan adım, diğer alanlarda işbirliğini teşvik ediyor. Bunlar elbette tesadüfi gelişmeler değildir. Her iki ülkede en üst düzeyde bulunan ikili ilişkileri geliştirme iradesinin bir sonucudur. Diğer yandan tabii ki; hiçbir ülkenin, dünya meseleleriyle ilgili her konuda özdeş görüşlere sahip olması beklenemez. Türkiye ile Rusya’nın da üzerinde tam olarak mutabık olmadıkları konular bulunuyor. Ancak ilişkilerimizin en önemli özelliği, bu hususların varlığına rağmen, işbirliğimizi ilerletebilmemizdir. Esasen ülkelerimizin dünyaya bakışlarında birçok ortak payda mevcuttur.
Ekonomik işbirliğimiz; enerjiden turizme, inşaattan otomotive çok geniş bir yelpazede çeşitlenerek büyüyor. 1990’lı yılların başından itibaren Türkiye-Rusya ekonomik ve ticari ilişkilerinin istikrarlı bir şekilde geliştiğini, çeşitlendiğini ve derinleştiğini memnuniyetle gözlemliyoruz. İkili ticaret hacmimiz büyük sıçramalar yaparak; 2012 yılı sonu itibariyle 35 milyar dolara ulaştı. Türkiye ve Rusya birbirlerinin önemli ticari partönerleridir. Ticaret hacmini önümüzdeki dönemde 100 milyar dolar seviyesine çıkarmak Türkiye ile Rusya’nın ortak hedefini teşkil ediyor. Bu hedef iki ülkenin liderlerince birçok kez yineledi. Son dönemdeki rakamlar, ticaret hacmimizin 100 milyar dolar seviyesine çıkarılması yönündeki ortak hedef istikametinde ilerlediğimize işaret ediyor.
Ekonomik ilişkilerimiz elbette sırf ikili ticaretten ibaret değildir. Karşılıklı yatırımlarımız 10‘ar milyar doları aşmıştır. Türk şirketleri, Rusya’da önemli yatırımlar gerçekleştiriyor ve istihdam imkanı sağlıyor. Son yıllarda başta enerji, iletişim, turizm, bankacılık ve demir-çelik sektörleri olmak üzere Türkiye’deki Rus yatırımları da ivme kazandı. Bu rakamların süratle çok daha yukarılara çıkması ortak beklentilerimizi oluşturuyor.
Türk müteahhitlik firmaları 1990‘lı yılların başından bu yana Rusya‘da takriben 45 milyar dolar değerinde 1.300 civarında proje üstlendiler. Türk müteahhitleri, Rusya’nın bir ucundan diğer ucuna üstlendikleri işlerde büyük başarı göstermişlerdir ve o ölçüde büyük potansiyele sahiptirler.
Enerji işbirliğimiz, stratejik düzeydedir ve ekonomik ilişkilerimizin en önemli bileşenlerinden birisidir. 20 milyar dolarlık Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi enerji işbirliğimizin hidrokarbon dışındaki alanlarda da ulaştığı ileri seviyenin bir göstergesidir.
Her yıl milyonlarca Rus turist, Türkiye‘yi ziyaret ediyor. Türkiye geçtiğimiz yıl 3,6 milyon Rus misafiri ağırladı. Turizm beşeri alandaki ilişkilerimize de katkıda bulunuyor ve her iki ülkenin halklarının birbirlerini daha yakından tanımalarına ve aralarında ne kadar çok ortak yön bulunduğunu görmelerine vesile oluyor.
Kısacası, ekonomik ve ticari işbirliğimiz, Türkiye ile Rusya arasındaki sağlam ilişkilerin en önemli güç kaynaklarından biridir. İlişkilerimizin her alanındaki bu yoğunlaşmayı kurumsal bir yapıya oturtmak amacıyla 2010 yılında Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin başkanlıklarında yılda bir kez toplanan ortak bir Bakanlar Kurulu toplantısı niteliğindeki üst Düzeyli İşbirliği Konseyi kuruldu. Konsey’e bağlı üç alt organ var.
Dış politika konularında işbirliği imkanları, Dışişleri Bakanları başkanlığındaki Ortak Stratejik Planlama Grubunda ele alınıyor. Bu organ aynı zamanda muhtelif ikili ve uluslararası düzeydeki konular hakkında ayrıntılı istişarelerde bulunmamıza da imkan veriyor.
Ekonomik işbirliği konuları ise Karma Ekonomik Komisyon’da görüşülüyor. Ayrıca iki ülke arasındaki beşeri ve kültürel temasları arttırmaya yönelik olarak oluşturulan bir Toplumsal Forumumuz mevcut. ülkelerimiz arasında bu bağların teşekkül etmesinde iş çevrelerimizin rolü şüphesiz çok büyük. Bu fırsattan istifadeyle, Türk iş çevrelerinin özellikle Rusya Federasyonu’ndaki başarılı çalışmalarının devamını temenni ediyorum.
Türk-Rus işbirliğinin iki ülkenin halklarının yararına daha da gelişmesini diliyorum.
Rusya Federasyonu Sanayİ ve Tİcaret Odası Başkan Yardımcısı Georgy G. Petrov:
Türkiye, Rusya için şüphesiz önemli bir partner. Turizm, inşaat ve ticaret hacmi giderek artıyor. 2008 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacmi 30 milyar dolardı. Krizle birlikte 2009 yılından sonra bu rakam 20 milyar dolara kadar geriledi. 2010 yılının ardından ise rakamlarda yeniden düzelme gerçekleşti ve ticaret hacmi 34.3 milyar doları geçti. Bundan sonraki süreçte hızlı bir yükseliş beklenmiyor ancak yatırımların karşılık olarak arttırılması ticaret hacmini de arttıracaktır. örneğin; nükleer santral konusunda 20 milyar dolarlık yatırım var. Ekonomik ilişkilerde sanayi, enerji, bankacılık, yatırım ve ticaret öne çıkıyor. Nitekim Sberbank’ın, Denizbank’ı satın alması bankacılık alanındaki yatırım fırsatlarına önemli bir örnek oluşturdu. Alfa Grup’un, Turkcell’e ortaklık durumu yine önemli bir gösterge. öte yandan eskiden beri devam eden bavul ticaretinin yerine artık Rusya’da yatırım yapan ve üretime geçen tekstil fabrikaları alıyor.
Rusya doğrudan yatırımları çok fazla önemsiyor. Yatırımların karşılıklı olarak artması, her iki ülkenin global krizden daha az etkilenmesini sağlayacaktır. Rusya askeri ve savaş malzemeler ile savunma sanayi alanında üretim yapıyor, bunun dışında kalan her alanda üretim ve yatırıma sıcak bakabilir. Gıda ve tarım sektörüyle ilgili Türk yatırımcılar bu anlamda Rusya’da yatırım yapabilir. Rus devleti vergilerde düşüş hedefliyor. Serbest bölgelerde daha avantajlı imkanlar sunuyor. Rusya’nın güneyinde Soçi’de turizm alanında hizmet veren özel bölgeler var.
Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü Uzmanı / Natalie Uncenko:
Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkiler oldukça iyi bir gelişim izliyor. Her iki ülkenin de elbette kendine göre bazı problemleri var. Türkiye cari açık sorunu yaşarken, Rusya ekonomisini sadece doğalgaz ve petrol üzerine temellendirmenin zorluklarını yaşıyor. Türkiye hazır mallar üreterek Rusya’ya ihracat yapıyor, Rusya ise Türkiye’ye doğalgaz ihraç ediyor. Dünyanın çeşitli ülkelerinde bazı üretim sistemleri mevcut. Buna göre bazı mal ve ürünlerin üretimi önce bir ülkede başlıyor, ardından ikinci bir ülke bu üretime devam ediyor ve nihayette üçüncü ülke de malları satın alıyor. Böyle bir sistem işliyor. Bu aslında eski bir anlayış ve bunun dışında yeni bir anlayışa ihtiyaç var. Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkiler bu modelin dışında yeni arayışlarla büyüyebilir.
İki ülke arasında dev işbirlikleri sağlanabilir. örneğin Rusya nükleer santral, uzay bilimleri ve enerji konularında Türkiye ile işbirliği yapabilmeli. Bunun için elbette iki ülkenin birbirine daha fazla güvenmesi gerekiyor. Karşılıklı güvenin sağlanamaması halinde elbette böyle bir işbirliği imkanı olmayacak. Böyle bir işbirliği her iki ülke için de büyük fayda sağlar. öte yandan başkaca alanlarda önemli ortaklıklar kurulabilir. Rusya artık sadece doğalgaz ve petrol satan bir ülke olmak istemiyor. Doğalgaz ve petrolü işleyerek katma değeri yüksek ihracat yapmayı hedefliyor. Türkiye bu anlamda da önemli bir ülke ve Rusya ile bu alanda önemli işbirliği yapılabilir.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan; Rusya’yı ziyaretinde Putin’e, Şanghay Beşlisinin arasına katılmayı gündem etmişti. Bir yüzü Batı’ya bakan Türkiye’nin, diğer yandan bu ülkelerle bir arada iş yapması oldukça önemli bir hamle olabilir. Bu anlamda atılacak adımlarla birlikte Şanghay İşbirliği örgütü daha da genişleyerek güçlenebilir. Otonom, yada kapalı olmayan bir sisteme sahip olan örgüt bu tür girişimlere uygun bir yapıya sahip.
Başbakan Recep Tayyİp Erdoğan; Rusya’yı zİyaretİnde Putİn’e, Türkİye’nİn de Şanghay Beşlİsİnİn arasına katılmasını gündem etmİştİ. Pekİ yüzü Batı’ya dönük Türkİye’nİn, bu örgüte katılması mümkün mü?
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.