Son Haberler

Merkezi üniversite sınav sistemi kaldırılmalı

Türkiye’de üniversite sınav sistemi, bilginin ölçülmesine dayanmayan, gençliğin hayatını karartan, adaletsiz, ezberci katil sınavların bir ürünü. Dünya örneklerini incelediğimizde sistemin ivedilikle değişmesi gereken tarafları var.

Dünyada eşi ve benzeri olmayan, bilgi ölçmekten ziyade sıralama yapan, adaletsiz, haksız, çürümüş ezberci eğitimin ve gençliğin hayatını karartan katil sınavların bir ürünüdür üniversite sınav sistemi. Dünya’da ve Türkiye’deki uygulamasını karşılaştırırsak bunu daha net gözler önüne sermiş olacağız. Karşılaştırma yapmadan önce Türkiye’de gençler üniversiteye nasıl hazırlanıyor ve eğitim sisteminin altyapısında ne gibi farklılıklar var?

Türkiye’de mevcut sistem:
1) Anayasaya aykırı. Her lise mezununun üniversiteye girme hakkı olmalı.
2) Yoksul ve dar gelirli kesimlerin vergilerinden varlıklıların okutulduğu bir model.
3) üniversiteye girmek ve hatta istediğin bölümü tercih edebilmek için mili eğitim sistemimizin verdiği düz eğitim yeterli olmuyor. öğrenci, birkaç yıl süren bugün sayıları 5000 bulan (merdiven altı kaçaklar hariç) ekonomik değeri 20 milyar dolara ulaşmış yeryüzünde eşi benzeri olmayan bir “dershane tezgâhı” içinden geçmek zorunda bırakılıyor. Dolayısıyla dershane için parası olmayan yoksul kesimin üniversiteye gitmesi zorlaşıyor.
4) Ayrıca mevcut sistem bilgi, nitelik ve özellikle yeteneği ölçmemekte, ezberci bir model ile yaratıcı ve analitik düşüncenin gelişmesine engel olurken pratik ve uygulamaya yatkın beyinlerin sistem dışında kalmasına neden olmakta ve dolayısıyla klasik bir sıralama sınavı özelliğinin ötesine geçememektedir.
5) öğrenciler yetenekleri ile uyumlu doğru tercih ve meslek seçmekte problem yaşıyor. üniversite sınavını kazanıp, mezun olduktan sonra önemli bir kısmı diplomalarının öngördüğü mesleği yapmamakta ve ilgili alanlarda çalışmamakta. Bu bir milli servet ve nitelikli insan kaybı olduğu gibi işgücü piyasaları açısından ‘mismatch’ durumu. Yani arz ve talep uyumsuzluğu.
6) Dünyada bu tarz bir merkezi sınav sistemi bulunmuyor. Güven sorunu var, adil değil, parası olanın dostu, çocukların sağlıklı gelişim ve sosyal vatandaş olarak büyüme hakkını elinden alan onları mekanik birer birey haline getiren sağlıksız bir model, ezberci, bağımsız ve özgür düşünceyi temsil etmiyor. Her şeyden önemlisi vatandaşın ve kamuoyunun vicdanında şeffaflık ve hesap verilebilirlik boyutuyla problemli.
7) Dershanelerin varlığı mevcut liselerimizin, eğitim sistemimizin ve buralarda görev yapan eğitim kadrolarının kalitesini ve performansını tartışmaya açan ve hatta aşağılayan bir ‘yetersizlik’ göstergesi.

Avrupa’da merkezi sınav yok

1) Ademi merkeziyetçi bir model var. Merkezi sınav yok. Yerleştirme yok ve öğrenciler gitmek istedikleri üniversitelerle yazışma, görüşme ve yerinde ziyaret ve tespitlerle bu süreci başlatıyorlar.
2) Genelde öğrenciler lise de elde ettikleri beceri, kazanımlar ve başarılarına göre üniversiteye yerleşiyor.
3) Ancak Avrupa ülkelerinin çoğunda lise yeterlilik sınavı var. Bu sınavlar hem ilgili lisenin performansını hem lise öğrencisinin becerisini ölçüyor hem de burada alınan başarı puanı yada sonucu üniversiteler kendilerine yapılan başvuru esnasında üniversiteye giriş ve kabul açısından da bir kriter olarak kullanıyor.

Avrupa modeli herkese açık, bağımsız ve özgür bir üniversiteyi temsil ediyor.

İngiltere’de sistem öğrencinin başarısı üzerine kurulu
İngiltere de sistem öğrencinin lisede seçtiği derslerdeki başarısına göre işliyor. öğrenci lisede ilgi alanı ve yeteneklerine uygun dersler seçiyor ve bu derslerdeki başarı notlarına göre başvurduğu üniversiteler değerlendirme yapıyor. Bunun dışında elbette mülakat, referanslar ve üniversitede başarılı olacağınızı ispatlayan diğer kanıtlar ödül, zeka oyunları, birincilik vb unsurlarda olumlu etki yapıyor.

ABD’de lise yeterlilik sınavı SAT var

1) öğrencinin lise başarısı
2) Referans mektupları (öğretmenler+staj-proje yöneticileri vb)
3) SAT sınavı lise yeterlilik benzeri bir merkezi sınav olup, yılda birkaç kez girilebilir. üniversitelere adayların bireysel yapacağı başvuru esnasında istenebilen giriş kriterlerinden birisi.

İstenildiği zaman SAT’a girip skor yada başarı puanı yükseltilebilir. öğrencinin ilgili ve hedeflediği alanla alakalı olarak SAT1 (Matematik ve dil) yada SAT2 (Fen ve sosyal) sınavlarından ikisinden birine yada her ikisine girme serbestisi var.

Uzakdoğu’da üniversitelerin seçme hakkı var

1) Lise başarısı.
2) Yeterlilik sınavı (Lisede bağımsız kuruluşlarca yapılır ve üniversiteye girmek isteyen herkes için zorunlu)
3) Her üniversite ayrıca adayın seçeceği bölümlerle ilgili olarak (matematik, fen, sosyal, dil vb) kendi sınavlarını (yazılı ve sözlü) yapabilir ve ayrıca mülakata alabilir.

Eğitim sistemi aktörleri masum değil
Dershane lobisi ve üniversitelerde çalışan gelenekçi öğretim üyesi ve bu öğretim üyeleri içinde özellikle siyasete bulaşmış ve siyasi partilerin eğitim konularındaki siyasetini belirleyen ve çoğunluğu dünyadaki yüksek öğretimden bir haber olan hocalar var. Maalesef bunlar yıllarca yerine ne koyacağız gibi naif bir gerekçe ile merkezi sınav sisteminin savunucusu oldular. Bugünkü yüksek öğretimde gelinen kalite sorununun ve her şeyden önemlisi milyonlarca işsiz üniversite mezununun sorumlusu onlar.

üniversitelerin seçme hakkı olmalı
Son on yıldır Türkiye’de merkezi üniversite sınavlarının kaldırılmasını ve yerine tıpkı küreselleşen yüksek öğretimde örneklerini gördüğümüz batı dünyasındaki gibi üniversitelerin kendi öğrencisini seçme hakkına sahip olması gerektiğini savunuyoruz. Başka bir ifade ile her üniversitenin veya her öğrencinin özgürce eğitim-öğretim ilişkisini her üniversitenin kendi belirleyeceği kriter, norm ve standartlar paralelinde kurabilmesi gerekir. Elbetteki, üniversiteler istedikleri takdirde öğrenci seçme ve yerleştirme kriterleri olarak yeterlilik sınavına girmiş olmayı ön koşul olarak kabul edebilirler. Bu durumda bu tarz sınavları yapma yetkisi ve yeterliliğine sahip akredite edilmiş bağımsız sınav yapan organizasyonlar yada kurumlar kurulabilir hatta belirli kalite güvencesini sağlamaları halinde dershaneler bu misyonu üstlenebilir.

Dershane eğitimi alan desteği vermeli
öğrenciler de her zaman için üniversitelerin özgürce düzenledikleri sınavları geçmek, yeterlilik sınavına girmek veya daha iyi bir bölümü kazanmak için dershanelere giderek sadece ihtiyaç duyduğu alanlar yada derslerle ilgili takviye alabilirler. Böylece işini iyi yapan dershaneler varlıklarını sürdürmeye devam edebilirler.

Bir kısmı da Sayın Başbakanımızın söylediği gibi lise veya mesleki eğitime yatırım yaparak bu ülkeden bugüne kadar kazandıkları paraların en azından bir bölümünü en hayırlı işlerden biri olan genç nüfusun eğitiminin özel sektör tarafından finansmanı için harcayabilirler. Dolayısıyla, dershaneler sırf ekonomik menfaatleri zedelenecek, dershane de rehber hoca olup hayatında bir fabrika bile gezmeden meslek tavsiye edenler işsiz kalacak diye artık kayıp nesiller yetiştirmeye devam edemeyiz. Dershanelerin devamından beslenen kesimler ve nüfusun parası olup, çocuğunu dershane ve binlerce özel ders desteği ile zorla üniversiteye sokan, zorla hiçbir işe yaramayan diploma sahibi yapan ailelerin bu sistemin devamı yönündeki isteklerini artık ciddiye almayız.

Türkiye’nin nitelikli insan gücüne ihtiyacı var
Bu sistem iflas etti. Ayrıca Türkiye’nin daha fazla üniversite mezununa değil daha fazla meslek sahibine veya nitelikli insan gücüne ihtiyacı var. Onlarında illaki üniversite mezunu olması gerekmiyor. çünkü eğitimsiz insan mesleksiz ve mesleksiz insan işsiz insan demek. Aslında eğitimin temeli mesleki eğitim ve işgücü piyasalarının öngördüğü formatta nitelikli insan kaynağı yetiştirmek. Bu itibarla, gelin tüm sınavları kaldıralım çocukluklarını ve gençliklerini yaşamadan yarış atı gibi koşan ve hayatları a-b-c-d-e seçenekleri arasına sıkıştırılmış yavrularımızı azat edelim hobileri, entelektüel altyapısı, sosyal zekâsı, hayal dünyası, yaratıcı fikirleri, analitik düşüncesi ve sorgulayıcı beyni olan genç nesiller yetiştirelim.

Prof. Dr. Ali Rıza BüYüKUSLU

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Site Haritası