-DAO, merkeziyetsiz bir şekilde, otonom olarak akıllı sözleşmeler vasıtası ile yönetilen bir organizasyondur. Merkeziyetsizlik özelliği karar verme ve uygulama yetkisinin tek bir birimin elinde olmamasından geliyor. Bir anlamda kendi kendini yöneten bir sistem olup, bu sistem çoğunluğun rızası ile değişime açıktır. Kurallar çoğu zaman paydaşların oyları aracılığıyla belirlenir.
-DAO’lar henüz gelişim aşamasında olup, işleyişi sağlayan akıllı sözleşmelerden kaynaklı bazı problemler yaşanabiliyor. Bunun yanında çoğunluğun karar sahibi olacak kadar “token” elde bulundurması da demokrasiyi engelleyebilecek ayrı bir sorundur. DAO’lara şirket nitelemesi yapmak, paydaşlarına da ortak demek mümkün görünmüyor.
-DAO’ların hala gelişme safhasında oluşu gibi nedenlerle henüz yaygın bir yasal düzenleme bulunmuyor. Hukuki sorumluluk, otonom işleyişe müdahale, merkeziyetsizliğin belirli ölçülerde kısıtlanıp kısıtlanmayacağı ve vergisel konular düzenleme yapılması beklenen konulardır. Wyoming eyaleti, 2021 yılında bir düzenleme yaptı ve sınırlı sorumlu şirketlere tanıdığı hakları tanıdı.
Son günlerde sıkça duymaya başladığımız “DAO’lar nedir?”, “Bu oluşuma şirket diyebilir miyiz?”, “DAO’ların finansal piyasalarla kesişimi var mı?” gibi sorulara bu yazımızda kısaca cevap bulmaya çalışacağız.
Öncelikle yaklaşık 2,5 trilyon dolar tutarındaki kripto varlık dünyasının sadece yüzde 2,5 gibi bir oranı DAO projelerine ayrılmış durumdadır. Yani DAO’lar için gelişime açık ve henüz deney safhasında demek yanlış bir niteleme olmaz.
Ayrıca son dönemde NFT’lerin (Non Fungible Token-Değiştirilemeyen Token) yaygınlaşması ile NFT’lere yatırım yapan DAO’ların da (PleasrDAO örneği) oluşmaya başladığını görüyoruz
DAO, isminden de anlaşılacağı üzere merkeziyetsiz bir şekilde, otonom olarak akıllı sözleşmeler vasıtası ile yönetilen bir organizasyondur. Merkeziyetsizlik özelliği karar verme ve uygulama yetkisinin tek bir birimin elinde olmamasından geliyor. Akıllı sözleşmeler DAO’ların olmazsa olmaz şartlarındandır. DAO’nun kodlarında yer alan kurallar konsensüs tabanlı bir algoritma üzerinden ve paydaşlar (node) tarafından işleme alınır. Bir anlamda kendi kendini yöneten bir sistem olup, bu sistem çoğunluğun rızası ile değişime açıktır. Kurallar çoğu zaman paydaşların oyları aracılığıyla belirlenir.
DAO’LAR MERKEZİ BİR OTORİTE OLMADAN ÇALIŞMA BECERİSİNE SAHİPTİR
DAO’larda karar almak için genellikle teklifler kullanılır. Eğer bir teklif paydaşların çoğunluğu tarafından kabul oyu alırsa uygulamaya konulur. Yapıya dair kararlar tamamen kendisini oluşturan kişiler tarafından verilir. Grubun paydaşları blokzincir ağı üzerindeki kodlamalarla bağlıdır. Kısacası DAO’lar merkezi bir otorite olmadan çalışma becerisine sahiptir.
DAO’lar “token” mekanizması aracılığıyla teşvik edilen bir paydaş topluluğu tarafından yürütülür. Bir DAO’ya paydaş olmak için projenin belli sayıda “token”ına sahip olunması gerekir. Bu “token”lar satın alınabilmekte ya da katkılar karşılığında hediye olarak alınabilir.
DAO ile blokzincirde kurulan bir organizasyon herhangi bir hiyerarşi olmadan akıllı sözleşmeler ile işleyebilir. Bu yapıda CEO ya da yönetim kurulu bulunmaz. Bu nedenle herhangi bir lidere ihtiyaç olmaması, öngörülebilir ve şeffaf bir şekilde işlemesi DAO’ların avantajları arasında yer alır. Alınan her karar şeffaf bir şekilde blokzincir üzerinden de takip edilebilir.
DAO için şirketler hukukunda olduğu gibi bir esas sözleşmeden bahsetmek mümkün değildir. Ayrıca DAO ile paydaşları arasındaki ilişki resmi bir sözleşme ile kurulmaz. Bunun yerine ortak bir hedef ve mutabakat kurallarına dayanan ağ teşvikleriyle birbirlerine bağlanırlar. Bu kurallar tamamen şeffaftır ve organizasyonu yöneten açık kaynaklı yazılıma işlenir. Tüm bu açıklamalar ışığında ortada bir şirket olduğundan ve DAO paydaşlarının da şirket ortağı olduğundan bahsetmek mümkün görünmez.
“TOKEN” SAHİPLERİ DE PROJENİN YÖNETİMİNDE SÖZ SAHİBİ OLUP, BUNDAN PAY ALABİLİRLER
DAO’ların blokzincir teknolojisi sayesinde elde edilecek finansal gelirleri dahil olunan topluluk paydaşlarına dağıtmayı da içerebilmesi önemli bir özelliktir. “Token”lar dahil olunan topluluğa katılım, katkı, yatırım gibi çeşitli kriterlere göre dağıtılabilir ve “token” sahipleri de projenin yönetiminde söz sahibi olup, proje değerlendikçe de bundan pay alabilirler.
Arzu eden “token”ını kripto para borsası aracılığı (işlem görüyorsa) ile nakde çevirebilir. Bu şekilde kazanç elde edebilme yönü nedeni ile şirketlere benzediğini ileri süren görüşler de mevcuttur.
2016 yılında piyasaya “The DAO” adı ile çıkan kitle fonlaması ile projeleri fonlayan bir DAO’da yaşanan akıllı sözleşme kaynaklı hata nedeni ile 50 milyon USD civarında bir zarar ortaya çıktı. Her güzelin bir kusuru olduğu gibi DAO’ların da kusurları olabilmektedir.
Özellikle akıllı sözleşmelerde kodlama hataları ve aksaklıklar bulunması durumunda hatayı düzeltmek amacı ile değişiklik için konsensüs gerekmesi ve konsensüs beklenirken müdahalelerde geç kalınması gibi örnekler vermek mümkün. Ayrıca bir diğer olumsuz durum ise; oy haklarının belirli bir grup ya da kişide toplanması olup, bu gibi durumlarda demokratik bir ortamdan söz edebilmek mümkün olamıyor. Bu konuda bazı çözümler öneriliyor. Örneğin belirli bir oranın üzerindeki oyların sınırlanması gibi.
HALA GELİŞME SAFHASINDA OLUŞU GİBİ NEDENLERLE HENÜZ YAYGIN BİR YASAL DÜZENLEMESİ YOK
DAO’ların hala gelişme safhasında oluşu gibi nedenlerle henüz yaygın bir yasal düzenleme bulunmuyor. Hukuki sorumluluk, otonom işleyişe müdahale, merkeziyetsizliğin belirli ölçülerde kısıtlanıp kısıtlanmayacağı ve vergisel konular düzenleme yapılması beklenen konulardır. Öte yandan, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) eyaletlerinden Wyoming DAO’lar hakkında 2021 yılında bir düzenleme yaptı ve DAO’lara sınırlı sorumlu şirketlere (LLC-Limited Liability Company) tanıdığı hakları tanıdı.
Finansal piyasalarla DAO’ların kesişimi “The DAO” örneğinde olduğu gibi kitle fonlaması gibi faaliyetler yanında, özellikle Merkeziyetsiz Finans (DeFi) Platformları ile oluyor. DeFi’ler de çalışabilmek için bir DAO’ya ihtiyaç duyarlar. DeFi’lerde temel amaç, internet erişimi olan herkesin aracılara ihtiyaç duymadan kredi kullanması, mevduat getirisi elde etmesi (MakerDAO, Compound) yani finansal sistemi kullanmasını sağlamaktır. Hatta varlık yönetimi bile yapılabiliyor (Yearn). DeFi tamamen şeffaf, eşit erişim imkanı sağlayan, merkezi takasa ve saklama hizmetine nerede ise ihtiyaç duymayan bu görevlerin çoğunun akıllı sözleşmelerle yerine getirildiği bir sistemdir.
Aslına bakılırsa lisansa tabi olan bu hizmetler DeFi’ler tarafından herhangi bir lisans olmadan yapılabiliyor. Katılımcılar da hesap açma gibi süreçlere tabi olmaksızın bu işlemleri yapabilirler. DeFi’lerin nasıl düzenleneceği konusu ABD’de de sürekli gündeme geliyor.
Sonuç olarak, DAO’lar henüz gelişim aşamasında olup, işleyişi sağlayan akıllı sözleşmelerden kaynaklı bazı problemler yaşanabiliyor. Bunun yanında çoğunluğun karar sahibi olacak kadar “token” elde bulundurması da demokrasiyi engelleyebilecek ayrı bir sorundur. Ancak şirketler hukukuna ilişkin ayrıntılı kurallar, formaliteler, maliyetler dikkate alındığında, DAO önümüzdeki dönemde daha da yaygınlaşarak farklı grupların çok farklı amaçlar için organize olmasına hizmet edebilecek bir yapıdır. DAO’lara şirket nitelemesi yapmak, paydaşlarına da ortak demek mümkün görünmüyor.
DAO’lar ve finansal piyasalarda DeFi’ler gerek sunduğu hizmetler gerekse de yapılması gereken regülasyonlar açısından gündemimizde kalmaya devam edecek.
Mahir Kubilay Dağlı
Eliptik Yatırım Menkul Değerler Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi
dagli@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.