– Uluslararası derecelendirme kuruluşu Moody’s Investors Service, yönetişim ve ekonomi politikalarındaki iyileşmeleri gerekçe göstererek, 10 yılı aşkın süredir ilk kez Türkiye’nin kredi notunu yükseltti. Moody’s ülkenin kredi notunu pozitif bir görünümle “B3″ten “B1″e yükseltti. Moody’s‘in bu kararıında, Hükumet politikalarındaki değişimlerin, özellikle de Ortodoks para politikasına dönüşün etkisi kesindir.
– Türkiye’nin gri listeden çıkması Moody’s in kararını etkiledi. Moody’s’in kararında etkili vaka ise, kara para aklama ve terörün finansmanı konusunda daha sıkı izlemeyle karşı karşıya olan ülkeleri içeren Mali Eylem Görev Gücü’nün “gri listesinden” Türkiye’nin geçen ay çıkarılması oldu. Türkiye, ciddi ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalmış durumda iken Moody’s bu not artırım kararı şaşırtıcı değil.
– Moody’s, iç talepte devam eden yavaşlama ve reel döviz kurundaki değerlenmenin de yardımıyla tüketici enflasyonunun Aralık ayına kadar sert bir şekilde %45’in altına düşmesini bekliyor. Halbuki bu düşmenin temel nedeni baz etkisidir. Moody’s’in, Türkiye’nin cari açığının 2022’deki %5 seviyesinden 2024’te yönetilebilir GSYİH’nın %2,4’üne ve 2025’te ise %2’nin altına düşeceğini beklemesi oldukça optimistik bir beklentidir.
– Moody’s, dış kırılganlık risklerinin Türkiye için önemli olmaya devam ettiği konusunda uyarıyor. Not değerlendirmesinde, ayrıca, siyasi risklerin önemli bir derecelendirme kısıtlaması olmaya devam ettiği belirtiliyor. Moody’s, büyümedeki çok keskin bir yavaşlama ve hızla artan işsizliğin, para politikası duruşunun erken gevşetilmesi yönünde siyasi baskılara yol açabileceği uyarısında da bulunuyor.
Moody’s, Türkiye için tahsis ettiği not artışının diğer derecelendirme kuruluşlarının seviyesine ancak yeni ulaştığı için piyasalardaki etkisi zayıf kalacak. Türk lirası, 2024’te şu ana kadar yaklaşık yüzde 10’luk bir değer kaybı yaşayarak, gelişmekte olan ülke para birimleri arasında en kötü performansı gösterenlerden biri olmaya hala devam ediyor olmasına rağmen, Moody’s Investors Service, yönetişim ve ekonomi politikalarındaki iyileşmeleri gerekçe göstererek, on yılı aşkın süredir ilk kez Türkiye’nin kredi notunu yükseltti. Moody’s bu son kararıyla; Ortodoks politikalara geri dönüş çerçevesinde, yönetişimdeki iyileşmeleri ve enflasyondaki düzelmeleri öne çıkarttı. Ülkenin kredi notunun pozitif bir görünümle “B3″ten “B1″e yükseltildiğini söyledi. Moody’s’in bu kararı, Hükumet politikalarındaki değişimlerden, özellikle de Ortodoks para politikasına dönüşten kaynaklanmış olduğu kesindir.
TÜRKİYE’NİN GRİ LİSTEDEN ÇIKMASI, MOODY’S’İN KARARINI ETKİLEDİ
Türkiye’nin gri listeden çıkması Moody’s in kararını etkiledi. Türkiye açısından bir diğer olumlu gelişme ve Moody’s’in kararında etkili vaka ise, kara para aklama ve terörün finansmanı konusunda daha sıkı izlemeyle karşı karşıya olan ülkeleri içeren Mali Eylem Görev Gücü’nün “gri listesinden” geçen ay çıkarılması oldu. Esasen Türkiye, kronik enflasyonun girdabına düşmüş durumda. Türkiye, ciddi ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalmış durumda iken Moody’s bu not artırım kararı şaşırtıcı değil. Zira diğer derecelendirme kuruluşlarının notlarıyla paralel hale geldi. Türkiye ekonomisinin 2024 yılının ilk çeyreğinde yüzde 5,7 oranında büyümesiyle paralellik gösteriyor.
Moody’s in not artırımında, vakalardan ziyade ön kabul ve beklentiler etkili oldu. Moody’s Investors Service’e göre enflasyon ve iç talepte ılımlılaşma başladı. Önümüzdeki aylarda ve 2025’te enflasyonist baskıların azalacağı öngörülüyor. Bu kapsamda Türkiye Merkez Bankası’nın (TCMB) para politikasının güvenilirliğini hızla artırdığı, bunun da Türk lirasına olan güvenin yeniden tesis edilmesine yardımcı olduğu ve sıkı politika duruşunun Türkiye’nin artan dış kırılganlığını önemli ölçüde azalttığı ifade ediliyor. Ayrıca, para politikasının aratan güvenilirliği ve etkinliği, makroekonomik istikrarı, kurumların gücünü, Türkiye ekonomisinin çeşitliliğini, rekabetçi gücünü ve nispeten güçlü maliye ve borç göstergeleri gibi temel kredi güçlerinin yeniden öne çıkmasına olanak tanıyabileceğini belirtiyor.
YAPISAL REFORMLARIN ÖNEMİ ÖNE ÇIKARTILIYOR
Rating kuruluşlarının vakalar yerine öngörü ve beklentilere dayanarak not artırması validasyon yanılsamalarına yol açma olasılığı oldukça yüksektir. Böyle bir riski Moody’s’in almasının altında, due diligence esnasında toplantıya katılan Türk Hazine yetkiliklerinin etkili savunma gücü olduğu tartışmasızdır. Makroekonomik politikanın yürütülmesindeki değişime gelecekte uzun süreli enflasyon şokları riskini azaltacak yapısal değişikliklerin eşlik etmesi halinde bunun gerçekleşeceği ifade edilerek yapısal reformların önemi öne çıkartılıyor.
Ekonomi politikalarına hükumet müdahalelerinin olmaması gerektiğine dikkat çekildi. Moody’s, Türkiye’de dolarizasyonun yüksek düzeyde olduğunu ve Türk lirasına olan güvenin henüz tam olarak sağlanmadığını kaydetmekle birlikte, dış dengesizliklerde daha fazla azalma ve para politikası etkinliğinin iyileştirilmesinin yanı sıra ekonomide nispeten sınırlı bir hükümet müdahalesinin olacağını söylüyor.
CARİ AÇIĞIN GSYİH’NIN 2025’TE YÜZDE 2’NİN ALTINA DÜŞECEĞİ BEKLENTİSİ
Enflasyonun düşmesinde baz etkisi Moody’s tarafından yanlış yorumlandı. İç talepte devam eden yavaşlama ve reel döviz kurundaki değerlenmenin de yardımıyla tüketici enflasyonunun aralık ayına kadar sert bir şekilde %45’in altına düşmesini bekliyor. Halbuki bu düşmenin temel nedeni baz etkisidir. Moody’s’in, Türkiye’nin cari açığının 2022’deki %5 seviyesinden 2024’te yönetilebilir GSYİH’nın %2,4’üne ve 2025’te ise %2’nin altına düşeceğini beklemesi oldukça optimistik bir beklentidir.
Türkiye’de finansman ihtiyacının önemli bir bölümünün sağlam kaynaklardan finanse edilmesine yönelik Moody’sin tespitleri gerçekçidir. Türkiye’nin dış finansman ihtiyacının GSYİH ‘ nın yüzde 20’sinin üzerinde yüksek seviyelerde kaldığı, diğer yarısından fazlasının ise istikrarlı finansman kaynaklarla, özellikle ticari krediler ve hem TCMB hem de tekrarlanan şoklara dayanıklı bankacılık sistemindeki mevduatlar aracılığıyla finanse edildiği ifade ediliyor.
MERKEZ BANKASI’NIN REZERV POLİTİKALARI DA NOT ARTIRIMINDA ETKİLİ OLDU
Merkez Bankası’nın son dönem rezerv politikaları da not artırımında etkili oldu. Merkez Bankası’nın döviz cinsinden rezervleri 12 Temmuz itibarıyla 86,9 milyar dolara yükselirken, “59,4 milyar doları aşan altın rezervleriyle birlikte rezervler şu anda on yıldan uzun bir sürenin en yüksek seviyesine ulaştığı belirtiliyor. Moody’s tarafından Türkiye’nin nispeten düşük bütçe açıklarına dönmesi öneriliyor. Kamu borcunun GSYİH’nın %30’u civarında istikrar kazanmasına yardımcı olacağını ve bu seviyenin, başarılması halinde birçok gelişmekte olan ülkeyle karşılaştırıldığında düşük bir seviye olacağını söylüyor.
Enflasyonda sürdürülebilir ve kalıcı bir düşüş, dolarizasyondan kurtulma ve daha güçlü bir cari denge pozisyonu sağlanması halinde Türkiye’nin notunun yükseltilebileceği belirtiliyor. Ayrıca, Türkiye’nin enerji ithalatına bağımlılığında yapısal bir azalmaya eşlik etmesi ve yapısal değişikliklerin olması halinde daha yüksek bir not artışı olacağı ifade ediliyor. Özellikle yapısal değişikliklere bağlı olarak görünümün de istikrara kazanacağı vurgulanıyor.
MOOD’Y’S OLDUKÇA SUBJEKTİF ALANA KAYIYOR
Mood’y’s’in analizinde “Güçlü bir kredi büyümesine yol açacak siyasi baskıların olması, daha yüksek ücret artışlarının yapılması veya enflasyonu artıracak düzeyde yüksek hükümet harcamalarının devam etmesi kredi notlarında negatifi gelişmelere yol açacak” deniliyor. Ekonomik rehabilitasyon açısından bu tespit ve uyarı yerinde olmakla birlikte, geniş yığınların tahrip olan satın alma güçlerinin başka yöntemlerle telafi edilmesi, maliye politikasının kapsama alanı içerinde temel görevdir. Moody’s, merkez bankasının para politikasının güvenilirliğini “hızla artırma” hareketinin para birimine olan güvenin yeniden sağlanmasına yardımcı olduğunu söyleyerek gereksiz yere oldukça fazla subjektif alana kayıyor.
MOODY’S’E GÖRE TÜRKİYE İÇİN DIŞ KIRILGINLIK RİSKLERİ DEVAM EDİYOR
Moody’s, dış kırılganlık risklerinin Türkiye için önemli olmaya devam ettiği konusunda uyarıyor. Ayrıca, siyasi risklerin önemli bir derecelendirme kısıtlaması olmaya devam ettiği belirtiliyor. Hükumetin enflasyonu aşağı çekme konusunda zaman flexibilitesinin rahat olduğunu teyit ederek, bu zamanın iyi kullanılması gerektiğini söylüyor. 2028’de yapılacak bir sonraki parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleriyle birlikte bunun Ankara’ya, geçici olarak düşük ekonomik büyüme pahasına olsa bile enflasyonu daha önceki düşük seviyelere indirmesi için zaman tanıdığını kaydediliyor.
Moody’s, büyümedeki çok keskin bir yavaşlama ve hızla artan işsizlik, para politikası duruşunun erken gevşetilmesi yönünde siyasi baskılara yol açabileceği uyarısında da bulunuyor. Enflasyon beklentilerinin merkez bankası hedefine sürdürülebilir bir şekilde yakınlaşmasını sağlamak amacıyla otoritelerin sıkı ekonomi politikası duruşunu bir süre daha sürdürmesini beklediklerini ifade ediyor.
Orhan Ökmen
Sesmir Yönetim Kurulu Başkanı
okmen@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.