Ocak 2022 ayı içinde ülkemizde satılan Binek ve Hafif Ticari Taşıt adetleri ODD tarafından açıklandı. Buna göre yılın ilk ayında binek ve hafif ticari taşıt satışları geçen yılın Ocak ayına göre %12,8 azaldı ve 38,131 adet oldu.

Satışlardaki bu daralma, satışları %17,9 düşerek 29 bin adede gerileyen binek otomobillerden kaynaklandı.
Bildiğiniz gibi artık dilimize yapışan yarı iletken çip teminindeki sıkıntıların yanı sıra aluminyum, kauçuk gibi hammaddelerin kıtlığı, talebin üretim olarak karşılanamaması sonucunu getirdi. Ocak ayının son günlerinde enerji kesintileri de devreye girince ülkemizde üretim ve sevkiyat aksadı. Buna taşıt fiyatlarının artışını ve kredi güçlüklerini de eklersek sonuca şaşırmamak gerek.

Bu olumsuz görünüme rağmen, son 10 yılın ortalamalarına bakarsak Ocak 2022 ayı satışları ortalamanın %18,8 üzerinde kalıyor. Demek ki yıla otomotiv satışları o kadar da kötü başlamadı. Ancak tedarik sorunları, taşıt fiyatlarının artması ve finans maliyetinin yüksek olması, bu yılın genelinde geçen yılki toplam satış adetlerini bulamayacağımızı gösteriyor.

İç pazarda bunlar olurken global otomotiv sektörü verilere bağımlı olmayı artarak sürdürüyor. Şu çok net ki veriler olmazsa yarının elektrik motorlu taşıtları, otonom sürüş, taşıtların birbiriyle bağlantı kurması ve araç paylaşım uygulamaları gerçekleşme imkanı bulamayacak.

Her bir taşıtın ürettiği milyonlarca veri sayesinde taşıt kullanıcıları nasıl etkileniyor? https://www.just-auto.com/comment/the-seven-data-driven-trends-that-are-transforming-mobility/
adresinde bununla ilgili önemli bir analiz yayınlandı. Analizde verilen ve kullanıcıları etkileyecek yedi adet başlığa kısaca bakalım:

1.KULLANICI DENEYİMİ

Aslında, henüz tam anlamıyla kullanıcı ve taşıt üreticisi arasında kurulamamış bir veri ilişkisinden bahsediyoruz.
Kullanıcıların taşıt içinde yaşadıklarından alınan verilere göre ani önlem almak, üreticinin aradığı yanıt durumunda. Bu verilere göre üreticinin soruna hızla müdahale etmesi ve proaktif olarak çözüm üretmesi ile kullanıcı markaya bağlanıyor kuşkusuz. Böylece bir yandan kullanıcının endişeleri yok edildiği gibi, diğer yandan verilerin veri hırsızlarından korunması mümkün olabiliyor. Verilerin esnek kullanımı ve emniyete alınması kullanıcı ile üretici arasında uzun süreli güven ilişkisi getiriyor.

2. DİJİTAL OTOMOTİV UYGULAMALARI

Kullanıcılar aynı zamanda kullanım değerlerini dijital uygulamalarla kişiselleştirip tutma eğilimindeler. Bu durum üreticiler için araç içinde karmaşık bir dijital uygulama ekosistemi anlamına geliyor. Standart ve stabil araç içi uygulamaları uzun ve maliyetli olduğu gibi risk te taşıyor. Ancak üreticiler ve tedarikçileri birlikte cazip ve esnek çözümler üretebilir. Hatta farklı marka ve model taşıta sahip aynı kullanıcıya hitap eden kişisel uygulamalar yapılabilir.

3. ELEKTRİKLENME

Kullanıcıların en büyük endişelerinden birisi elektrik motorlu taşıtların menzil artışında yavaş kalınması. Bu da şarj noktalarına ulaşamama korkusu getiriyor. Üreticiler buna karşı navigasyon verilerini kullanarak şarj noktalarını nerelere koyacaklarını belirliyorlar. Aynı zamanda bunların kullanıcılar tarafından öğrenilmesini sağlıyorlar.

Binlerce kullanıcıdan sağlanan kullanım verileri, üreticilerin bakım hizmetini yüksek memnuniyet sağlayarak yapabilmesine imkan veriyor. Böylece kullanıcılar sorun yaşamadan önce uyarılarak lastik değişimine, batarya değişimine veya ampul değişimine davet ediliyor.

Aynı şekilde üreticiler şarj sıklığına ve kullanıcıların enerji talep miktarlarına ait verileri toplayarak elektrik enerjisi sağlayan kuruluşlara elektrik şebekesini optimum yönetme imkanı da veriyor.

4. BÜYÜK VERİ

Her ne kadar otomotiv üreticileri kendi verilerini oluşturma ve kullanma çabasında olsa da otomotiv sektörüne ait büyük veri onlar için çok değerli bir kaynak. Bu veriyi kullanarak nerede yetkili satıcı bulunduracaklarına, onların kapasite büyüklüklerine dair sağlıklı karar verebiliyorlar. Aynı şekilde verileri kamu kuruluşlarına veya bağlantılı iş yerlerine satarak gelir sağlıyorlar.

Henüz bu büyüklükteki verinin tutulmasının maliyeti yüksek. Üreticiler bu verileri etkin ve verimli olarak kullanmaya çalışıyorlar.

5. HAREKET SERBESTLİĞİ

Bir taşıtı satın alınca bir yerden bir başka yere serbestçe gidebilme özgürlüğünü yaşıyoruz. Ama bunun maliyeti yüksek. Taşıt satın almadan da bir yerden bir başka yere gidebiliriz. İşte bu noktada durup düşünmek gerekiyor. Sürüş başına ödeme, günlük ödeme, kısa dönem kiralama gibi uygulamalar yenilikçi start-up çözümlerinin üretilmesini sağlıyor. Günlük hayatımıza giren taşıt paylaşımı çözümlerini buna örnek verebilirim.

Uygulamalar devreye girdikçe otomotiv üreticileri yol ve trafik şartları hakkında veri üreterek kullanıcıların hayatını pekala kolaylaştırabilir.

6. SİBER GÜVENLİK

Modern taşıtların güvenilir yazılımlarından yararlanma kullanıcılar için önemli olduğu kadar siber suçlarla mücadele için de önemli. Yazılımların çoğalması yazılım ve veri hırsızlığını da tetikliyor. Dolayısıyla yazılımları yasa dışı kırma ataklarına karşı önlem almak en önemli konu olarak ortaya çıkıyor.

Taşıt üreticileri siber güvenliği tasarlarken taşıtlarının yazılımlarını korumayı, bulut altyapılarını korumayı, zayıf yönlerini tanımayı ve güçlendirmeyi başarmak durumundalar.

Peki, güvenlik birimleri daha önce göremedikleri zayıf noktaları nasıl teşhis edecekler? Bu noktada taşıtların performansını sürekli takip ederek anormal bir taşıt davranışını yakalamak ve iyileştirmek gerekiyor. Bu amaçla siber suçlar uzmanları ile iş birliği yapmak tavsiye ediliyor.

7. OTONOM TAŞITLAR

Şurası gerçek ki otomotiv sektörünün nihai hedefi otonom taşıt ortamına ulaşmak. Beşinci seviye otonomi için henüz alınacak uzun bir yol var. Bu gidişin merkezinde veriler yer alıyor. Taşıt tarafından toplanan çok sayıda veri değişen sürüş koşullarında güvenilir taşıt performansı verecek şekle getiriliyor.

Bu verilerin içinde sensörlerden alınan dış ortam verileri, taşıtla ilgili iç veriler ve tüm bu verileri işleyen üst veri tabanı yer alıyor. Üst veri tabanı araç ve ortam verilerini analiz ederek insan yerine karar verici hale geliyor. Elde edilen her bir yeni veri, otonom geleceğe bizi yaklaştıran bir yeni adım olarak değerlendiriliyor.

Tüm taşıt üreticileri otonom geleceğin parçası olmak için bir yarış içinde. Araç içi yazılımlar, güvenlik ve ilgili veri teknolojileri bu yolculukta hayati önem taşıyor. Otomotivciler buna göre hareket edip kendi otomotiv bilgilerini ve deneyimlerini otonomi yolculuğuna tahsis ederek geleceği bugünden şekillendirenler arasında yer alacaklar mı, yoksa bu alanı dijital teknoloji girişimcilerine mi kaptıracaklar? 2030 yılına kadar hep birlikte göreceğiz.

İbrahim Aybar

Renault Mais Eski Genel Müdürü

aybar@turcomoney.com