Profesyonel politikacıların unutmadıkları siyasetin bir numaralı bir gerçeği vardır: Seçimleri ekonomi kazandırır. Ekonomi kaybettirir… Ekonominin de bir kalp-damar yapısı var: Para, bankalar, mega projeler. Kentler ve modern bir ulaşım ağı, ekonominin olmazsa olmazıdır. Dünyanın en ünlü üniversitelerinde, dünyanın en ünlü siyaset bilimi ve ekonomi profesörleri talebelik yıllarımda bana bunu öğrettiler. Bu okullarda en yakın arkadaşlarımdan bazıları çin’liydi. Bugün çin’in dev asma köprüler ve otoyol ağı bakımından dünyada bir numaraya yerleştiğini ve ABD’yi solladığını biliyoruz.
CHP VE MEGA PROJELER Ana muhalefet partisi yöneticilerini televizyonlarda izleyiniz. üç seçimin arka arkaya yapılacağı bir döneme girdik. Türkiye nüfusu 80 milyona koşuyor. İşsizlik had safhada. CHP liderleri, Başbakan Erdoğan’ı eleştiriyor. Gerçek dışı bir Atatürkçülük yapıyor. Atatürk’ü anladıklarını hiç zannetmiyorum. Atatürk on parası olmayan bir Cumhuriyette, bitmiş tükenmiş Anadolu toprakları üzerinde, erkek nüfusu on yıllarca süren savaşlarda kırılmış bir ülkede, bir mucize gibi, kendi ölçeğinde mega olan projeleri başlatmıştı. Bunları devlet imkanlarıyla gerçekleştirirken, öte yandan da milli bir özel sektör ve girişimci grubu oluşturmak için de ayrıca kolları sıvamıştı. Bugünkü CHP ise; sözde bir Atatürkçülük ile birinci, ikinci, üçüncü köprü, çanakkale köprüsüne ve tüm mega projelere karşı çıkıyor. Siyaset ve ekonomi bilimi bakımından bu durumu anlamak imkansız. Netice: CHP hep ana muhalefette. Yorumu seçmen yapıyor.
MHP KENDİNİ YENİLEMELİ MHP’nin vatan ve millet aşkından zerre kadar şüphem yok. Devlet Bahçeli diğer politikacılara örnek olacak bir dürüstlük abidesi. MHP’yi iyi tanıyorum. Rahmetli Türkeş TGRT’de yayınlanan programımda iki hafta peşpeşe konuğum olmuştu. Tırnaklarının işkenceyle nasıl çekildiğini anlatmıştı. MHP’nin en üst düzeyinde akademik unvan taşıyan ve dostum olan ekonomist dostlarım var. Anlayamıyorum. MHP mega projelerde neden AK Parti’nin de önünde koşmuyor?
BDP YOL AYRIMINDA MI? Kürt kökenli vatandaşlarımız Türkiye’de tam bir entegrasyon örneği veriyor. İstanbul’da, İzmir’de yaşayıp da, Kürt dostu olmayanı tanımıyorum. Bir yığın Türk kızı, Kürtle evlenmiş ve çoluk çocuğa karışmış. Bu duruma Türkiye’nin dört köşesinde rastlandığını bilmeyen var mı? O zaman bu yapıdaki bir Kürt realitesinde neden bazı Kürt liderler meseleye dar bir açıdan bakıyorlar? İstekleri “küçük olsun, benim olsun” mu? Bu Kürt liderler orta doğu ve şark ekseninde bir İrlanda veya Belçika modeli peşinden mi koşuyorlar? Tam tersine ABD modeli zengin ve refah ülkesi bir Türkiye’yi hayal etseler netice ne olur? ABD’de her renkten, her kökenden, her dinden ve inançtan üç yüz milyondan fazla insan bir “Amerikan rüyası” içinde yan yana geldikleri için Amerika dünyada bir numara oldu. Türkiye parçalanmış bir Suriye veya Irak mı olacak? Yoksa yüz milyon nüfusa koşan çok zengin ve akıllı Türkiye’mi? Bu soru Türk kökenliler kadar Kürt kökenli vatandaşlar içinde aynı önemi taşıyor.
Yorum Prof. Dr. Bener Karakartal
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.