Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat regülasyonu uyarınca belirlenen takvim işliyor.

Hatırlanacaktır; 19 Nisan 2023 tarihinde Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi, AB’nin 2050 yılındaki karbon nötr hedefine uygun olarak binek otomobillerin ve hafif ticari taşıtların CO2 emisyonu standartlarını revize etmişti. Böylece 2025 ten itibaren daha da sıkılaştırılan emisyon değerleri 2035 yılında sıfır olacak şekilde kademeli olarak düşürülüyor.

AB’nin revize edilen EU 2019/631 sayılı bu regülasyonu 2030 itibariyle CO2 emisyonunu 1990 değerlerine göre %55 daha aşağıya çekecek ve 2035 yılında emisyon sıfıra inecek. Bu sayede sıfır emisyon sağlayan taşıt teknolojilerinde önemli gelişmeler olması ve Avrupa şehirlerinin CO2 den arınmış temiz havaya kavuşması hedefleniyor. Aynı zamanda otomotiv değer zincirinde AB’nin teknolojik ağırlığının yükselmesi bekleniyor. Tabii Çinli markaların bu yolculukta sağladığı ivme ve rekabet baskısı AB’ye ne kadar izin verecek göreceğiz.

Adı geçen regülasyonun önümüzdeki 2025 yılından itibaren verdiği Co2 emisyon sınırlarını tekrar hatırlayalım:

2025 – 2034 arasında öngörülen değerler WLTP(Worldwide Harmonized Light Vehicle Test Procedure) bazında olmak kaydıyla,

Binek Otomobiller için 93,6 gr Co2/km (2025-2029) ve 49,5 gr Co2/km (2030-2034)
Hafif ticari taşıtlar için 153,9 gr Co2/km (2025-2029) ve 90,6 gr Co2/km (2030-2034)

2035 ten itibaren ise emisyon değerlerinin tamamen sıfır olma şartı söz konusu.

Bu takvimin gösterdiği gibi, Avrupa Birliği önümüzdeki 2025 yılından itibaren ithal edeceği ve üreteceği tüm hafif taşıtlarda Co2 emisyon standartlarını biraz daha sıkılaştırıyor.

İlgili düzenlemenin ön gördüğü şekilde yeni eşik değer olarak belirlenen 93,6 g/km’yi yakalamak, özellikle içten yanmalı motorlara sahip otomobil üreten üreticiler için büyük bir zorluk demek. Alman markalar BMW, Mercedes ve Volkswagen grubu ile Ford ve kısmen Renault grubu, bu yeni hedeflere ulaşma konusunda sıkıntı yaşayacak üreticiler arasında yer alıyor.

Dataforce tarafından yapılan bir analiz; hafif motorlu taşıt üretici ve ithalatçıları içinde içten yanmalı motor bulunduran tüm otomobil üreticileri olarak yalnızca Geely (Volvo, Polestar, vb.) ve SAIC Grubu (MG) şu anda 93,6 g/km’lik yeni eşik değerinin altında bulunuyor. Bu üreticileri, 105 g/km ile Toyota ve 106 g/km ile BMW takip ediyor. Volkswagen Grubu (123 g/km) ve Ford (125 g/km) gibi üreticilerin bu hedeflere ulaşabilmesi için ciddi çaba sarf etmesi gerekecek.

Alman premium markaları arasında, Mercedes-Benz 108 gr/km ile BMW’ ye yakın. Audi ise, Volkswagen Grubu’nun bir parçası olarak benzer bir zorlukla karşı karşıya. Bu durumda, üreticilerin 2025 yılı için belirlenen hedeflere ulaşabilmesi için bataryadan elektrikli (BEV) ve Plug-in hibrit (PHEV) taşıt satışlarını önemli ölçüde artırmaları gerekiyor.

Peki, 2025 yılından itibaren bu emisyon sınırları aşılırsa ne olacak? Sınırı aşan taşıt başına 95 €/gr Co2 olarak hesaplanacak ceza söz konusu. Bu durumun ACEA‘ya göre 2025 yılından itibaren yıllık 2 milyon adet hafif taşıt üretimini durdurması ve 15 milyar € ya varan ceza getirmesi gündemde.

Bu gelişmeler AB’nin en önemli ihracatçıları içinde olan otomotiv sanayiimizi de çok yakından ilgilendiriyor. Ürettikleri taşıtların modeline göre %80 e yakın kısmını AB pazarına ihraç etmeyi başarmış olan Tofaş, Oyak Renault, Otosan, Hyundai ve Toyota gibi fabrikalarımız da gerekli üretim revizyonlarını yapmak durumundalar. Ne yazık ki henüz üretim gamımızdaki hafif taşıtları BEV ve PHEV taşıtlarla çeşitlendiremedik. Bu da ihracat şampiyonu olan otomotiv sanayimizi ciddi tehdit altına sokuyor. Hele 2026 başından itibaren uygulanacak sınırda karbon vergisini düşündükçe uykular kaçıyor doğrusu.

Çinli otomotiv markalarının giderek şiddetlenen rekabet baskısının da etkisiyle AB otomotiv markalarının üretim merkezleri kapasite boşluğu yaşıyor ve kapanma riski altında. Bu durumda ülkemizdeki üretim tesislerine yeni nesil BEV ve PHEV model üretimlerini nasıl kaydıracaklar? O nedenle fazla uzatmadan Çinli markaların doğrudan yatırımlarını çekerek ülkemizde üretim kaybını önlemek zorundayız. O zaman gelin, ülkemizde yatırıma kararlı Çinli markaları fazla bekletmeyelim.

İbrahim AYBAR

Vesiile A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı

aybar@turcomoney.com