– Paylaşım ekonomisi, çevrimiçi dijital platformlar sayesinde kiralık konaklama, araç paylaşımı, yiyecek ve eşya paylaşımı vb. aracılığıyla bireyler ve işletmeler tarafından kaynakların paylaşılması veya kiralanmasının yarattığı yeni bir ekonomi biçimi olarak artık hayatımızda. Paylaşım ekonomisi, dünyada en hızlı büyüyen endüstrilerinden biri oldu.
– Paylaşım ekonomisi içinde halen 133 ülkede ve 25 kategoride faaliyet gösteren 9.829 şirket bulunuyor. 2025 yılına kadar küresel paylaşım ekonomisi pazarının 335 milyar ABD dolarına ulaşması PwC tarafından 2014 yılında öngörülmüştü. Genel kanı bu rakamın çok daha üzerine çıkılacağı yönünde. Araç paylaşım pazarı ise 2025 yılına kadar 14,8 milyar ABD doları büyüklüğünde bir hacme ulaşacak.
– Paylaşılan ekonomi yazılımları en çok genç nesiller tarafından kullanılıyor. 30 yaş altındaki girişimcilerin bu yazılımlar aracılığıyla gelir sağlama olasılığı oldukça yüksek. Paylaşım ekonomisi içinde faal olan şirketlerin önümüzdeki 12 yılda, yani 2035 yılına kadar % 2,133 oranında büyümesi bekleniyor. Geleneksel işletme modelini kullanan şirketler ise gelirlerini ancak %39,6 oranında artırabilecek.
– Paylaşım ekonomisi içinde bulunan ABD menşeli şirketlerin ise bu yıl yaklaşık 57 milyon kişiyi istihdam ederek 455,2 milyar ABD doları hacme ulaşması bekleniyor. Öte yandan paylaşım ekonomisi şirketleri, geleneksel işletme modelini yöneten düzenlemeleri görmezden geldikleri için eleştirilmeye devam ediyor.
-ABD, Çin, Almanya, Fransa, İngiltere ve Birleşik Arap Emirlikleri genelinde yaklaşık 500 milyon kişi, kazanç elde etmek için son 3 yılda varlıkları, mülkleri veya hizmetleri paylaştı. Aynı dönemde 680 milyondan fazla insan bu paylaşım ekonomisi varlıklarını veya hizmetlerini tüketti. Paylaşım ekonomisi uygulamalarını kullanan tüketicilerin %75’i bu hizmetleri olumlu buluyor.
– Paylaşım ekonomisindeki en büyük oyuncular arasında yer alan Uber ve AirBnb, artık küresel şirketler haline geldiler. Her gün 140 binden fazla kişi AirBnb üzerinden konaklama rezervasyonu yaparak onu dünyanın en büyük tatil konaklama sağlayıcılarından biri haline getirirken, Uber ise global olarak günde ortalama 157.000 yolculuğu yönetiyor.
-Kanada paylaşım ekonomisi, 1,3 milyar ABD Doları değerine ulaştı. 18 yaş ve üstü 2,7 milyon Kanadalı tüketici paylaşım ekonomisine katıldı. Çin, en büyük otomotiv pazarı durumunda. Çin’deki çevrimiçi nüfusun %73’ü paylaşım ekonomisindeki tüketiciler ve bunların yarısından fazlası, yani %55’i ise paylaşım ekonomisine mal ve hizmet tedarik ediyor.
-PWC’ye göre; son 15 yılda paylaşıma dayalı bir model izleyen 200’den fazla girişim toplam 11,5 milyar ABD doları tutarında yatırım aldı. Paylaşım ekonomisine katkı veren Amerikalı yetişkinlerin %76’sı, paylaşıma dayalı iş modellerinin daha çevre dostu olduğuna inanıyor.
– Paylaşım ekonomisi katlanarak büyüyor ve önümüzdeki yıllarda küresel ekonominin önemli bir gücü haline gelmesi bekleniyor. Paylaşım ekonomisi kullanıcılarının %52’si Y kuşağı. Halen Y Kuşağı, paylaşım ekonomisinin birincil kullanıcısı konumunda. Z kuşağının birkaç yıl içinde öne geçeceği bekleniyor.
– İstatistiklere göre paylaşım ekonomisi küresel ekonominin büyüyen bir parçası. Ama paylaşım ekonomisi, dolandırıcılık veya hırsızlık potansiyeli, düzenleme eksikliği ve platformlardan veya sağlayıcılardan hesap verebilirlik eksikliği gibi belirli riskler oluşturabilir. Ayrıca sağlayıcılar için güvenlik, gizlilik ve adil tazminat ile ilgili sorunlar olabilir.
Bir süredir paylaşım ekonomisi üzerinde yazı yazmadım. Aslında bu bilinçli bir tercihimdi. Pandemi dönemi global ekonominin tüm bileşenlerini olumsuz etkilerken paylaşım ekonomisi de bundan nasibini aldı. Neyse ki 2022 yılından itibaren başlayan toparlanma, bizlere de yeni gelişmelerin verilerini ilettikçe yeniden öngörüler ve yorumlar yapmaya imkân bulabildik. İşte bu yazımda sizlere son gelişmeleri ve 2023 yılı için yeni eğilimleri aktarmaya çalışacağım.
Paylaşım ekonomisi, dünyanın en hızlı büyüyen endüstrilerinden birisi haline gelmiş durumda. İnsanların yaşama ve çalışma biçimleri üzerinde büyük bir etkisi oluyor. İnsanların mal ve hizmetlere erişim biçimlerinde devrim niteliğinde yenilikler sunuyor. Kısacası paylaşım ekonomisi, çevrimiçi dijital platformlar sayesinde kiralık konaklama, araç paylaşımı, yiyecek ve eşya paylaşımı vb. aracılığıyla bireyler ve işletmeler tarafından kaynakların paylaşılması veya kiralanmasının yarattığı yeni bir ekonomi biçimi olarak artık hayatımızda.
Bu yazımda, paylaşım ekonomisinin mevcut durumunu ve gelecekteki potansiyelini daha iyi anlamayı sağlamak için paylaşım ekonomisi istatistiklerine ve eğilimlerine genel bir bakış vermeye çalışacağım. Paylaşım ekonomisinin avantajlarına, zorluklarına ve potansiyel geleceğine birlikte bakacağız. Keza paylaşım ekonomisinin küresel ekonomi üzerindeki etkisini inceleyeceğiz. Umuyorum ki bu satırlarda bulacağınız bilgilerle paylaşım ekonomisinden nasıl yararlanacağınız konusunda daha bilinçli karar verebileceksiniz.
PAYLAŞIM EKONOMİSİ PAZARININ 335 MİLYAR DOLARA ULAŞMASI BEKLENİYOR
Paylaşım ekonomisi içinde halen 133 ülkede ve 25 kategoride faaliyet gösteren 9.829 şirket bulunuyor. 2025 yılına kadar küresel paylaşım ekonomisi pazarının 335 milyar ABD dolarına ulaşması PwC tarafından 2014 yılında öngörülmüştü. Genel kanı bu rakamın çok daha üzerine çıkılacağı yönünde. Araç paylaşım pazarı ise 2025 yılına kadar 14,8 milyar ABD doları büyüklüğünde bir hacme ulaşacak.
Halen paylaşım ekonomisi içinde bulunan 9 bin 829 şirket temel olarak işletme ve inovasyon, finans ve ekonomi, yiyecek ve içecek, teknoloji ve veri ve gayrimenkul dahil olmak üzere 133 ülkede ve 25 kategoride faaliyet gösteriyor. Dünyanın dört bir yanından birçok girişimci bu yeni iş modelini mal ve hizmet satın almak ve/veya satmak için giderek daha fazla kullanma eğiliminde.
2035 YILINA KADAR YÜZDE 2,133 ORANINDA BÜYÜME BEKLENİYOR
Paylaşılan ekonomi yazılımları en çok genç nesiller tarafından kullanılıyor. 30 yaş altındaki girişimcilerin bu yazılımlar aracılığıyla gelir sağlama olasılığı oldukça yüksek. Paylaşım ekonomisi içinde faal olan şirketlerin önümüzdeki 12 yılda, yani 2035 yılına kadar % 2,133 oranında büyümesi sürpriz olmayacak. Tahminler bu yönde.
Buna karşılık, geleneksel işletme modelini kullanan şirketler ise gelirlerini ancak %39,6 oranında artırabilecek. Araştırmalar bunu gösteriyor.
ABD MENŞELİ ŞİRKETLERİN BU YIL 57 MİLYON KİŞİYİ İSTİHDAM EDECEK
Paylaşım ekonomisi içinde bulunan ABD menşeli şirketlerin ise bu yıl yaklaşık 57 milyon kişiyi istihdam ederek 455,2 milyar ABD doları hacme ulaşması bekleniyor. Öte yandan paylaşım ekonomisi şirketleri, geleneksel işletme modelini yöneten düzenlemeleri görmezden geldikleri için eleştirilmeye devam ediyor.
Aslında bu bürokratik düzenlemelerden kaçınmanın önemli tasarruflar sağlayabilmesi mümkün görünüyor. Yapılan çalışmalar; örneğin taksiler için işletme maliyetlerinin yaklaşık %35 ila %40’ının bu düzenlenmelere uyum sağlamaktan kaynaklandığını ortaya koyuyor. (gitnux.com/sharing-economy-statistics)
Öte yandan giderek çoğalan paylaşım ekonomisi uygulaması, kullanıcılarına her işlemde otomatik olarak sigorta teminatına da sahip olabiliyor. Son 3 yılda paylaşım ekonomisinde hizmet satan veya ürün veren girişimcilerin %57’si, uygulama içinde bulunan veya kişisel olarak sahip oldukları bir teminat ile sigortalanıyor.
500 MİLYON KİŞİ MÜLKLERİ VE HİZMETLERİ PAYLAŞTI
ABD, Çin, Almanya, Fransa, İngiltere ve Birleşik Arap Emirlikleri genelinde yaklaşık 500 milyon kişi, kazanç elde etmek için son 3 yılda varlıkları, mülkleri veya hizmetleri paylaştı. Aynı dönemde 680 milyondan fazla insan bu paylaşım ekonomisi varlıklarını veya hizmetlerini tüketti.
Memnuniyet ölçüsüne gelince; paylaşım ekonomisi uygulamalarını kullanan tüketicilerin %75’i bu hizmetlerin olumlu olduğunu düşünüyor.
HERGÜN 140 BİNDEN FAZLA KİŞİ AIRBNB ÜZERİNDEN KONAKLAMA REZERVASYONU YAPIYOR
Paylaşım ekonomisindeki en büyük oyuncular arasında yer alan Uber ve AirBnb, artık küresel şirketler haline geldiler. Her gün 140 binden fazla kişi AirBnb üzerinden konaklama rezervasyonu yaparak onu dünyanın en büyük tatil konaklama sağlayıcılarından biri haline getirirken, Uber ise global olarak günde ortalama 157.000 yolculuğu yönetiyor.
Bu her iki paylaşım ekonomisi devi, 2016 yılında Hilton gibi dev küresel otel zincirini ve VW, GM gibi dev otomotiv markalarını geride bırakmayı başarmıştı. AirBnb hisselerinin toplam değeri 30 milyar ABD dolarına, Uber hisselerinin toplam değeri ise 80 milyar ABD dolarına ulaşmıştı. Bu iki dev şirketin dünyada tekel olabileceği konuşuluyordu. Günümüzde ise AirBnb 69 milyar ABD doları değere ulaştı, Uber ise bir dizi ekonomik zorluk yaşamasına rağmen aynı değeri koruyor.
Bu iki şirket de oluşturdukları çevrimiçi uygulamalarla çok sayıda müşterinin daha fazla tedarikçiyi sisteme çekmesini sağladılar. Yeni girişimlerin rekabet etmesini zorlaştıran boyuta ulaştılar.
ABD’DE TÜKETİCİLERİN YÜZDE 72’Sİ PAYLAŞILAN BİR HİZMETİ VE UYGULAMAYI KULLANDI
Günümüze kadar ABD’de bulunan tüketicilerin yaklaşık %72’si paylaşılan bir hizmeti veya uygulamayı kullandı, %50’si çevrimiçi kullanılmış veya ikinci el ürünler satın aldı ve %15’i çevrimiçi araç çağırma uygulamaları kullandı.
Asya-Pasifik bölgesinde ise, insanların %78’i sahip olduklarını paylaşmaya veya kiralamaya istekliyken, %81’i başkalarından kiralamak istiyor.
Latin Amerika’daki insanların %70’i paylaşmaya veya kiralamaya ilgi duyuyor. %73’ü ise başkalarından kiralamaya istekli.
Orta Doğu ve Afrika’ya baktığımızda, insanların %68’i paylaşmaya veya kiralamaya istekliyken, %71’i başkalarından kiralamaya istekli.
Avrupa kıtasına baktığımızda, insanların %54’ü paylaşmaya veya kiralamaya ilgiliyken, %44’ü başkalarından kiralamaya istekli.
KANADA PAYLAŞIM EKONOMİSİ PAZARI 1,3 MİLYAR DOLARA ULAŞTI
Kanada paylaşım ekonomisinin 1,3 milyar ABD Doları değerine ulaştığını görüyoruz. 18 yaş ve üstü 2,7 milyon Kanadalı tüketici paylaşım ekonomisine katılmış durumda.
Çin’e gelince, bildiğimiz gibi Çin en büyük otomotiv pazarı durumunda. Çin’deki çevrimiçi nüfusun %73’ü paylaşım ekonomisindeki tüketiciler ve bunların yarısından fazlası, yani %55’i ise paylaşım ekonomisine mal ve hizmet tedarik ediyor. Çin; tüm yaş gruplarının genel olarak aynı seviyeye katıldığı tek Pazar olarak öne çıkıyor. Dünyanın diğer pazarlarında ise genç nesiller büyük bir yoğunluğa sahip.
BAE, hem arz hem de talep tarafında (sırasıyla% 54 ve% 61) yalnızca Çin’den sonra paylaşım için yüksek penetrasyon oranları sergiliyor.
200’DEN FAZLA GİRİŞİM, TOPLAM 11,5 MİLYAR DOLAR YATIRIM ALDI
PWC; son 15 yılda paylaşıma dayalı bir model izleyen 200’den fazla girişimin toplam 11,5 milyar ABD doları tutarında yatırım almasıyla paylaşım ekonomisine verilen önemin en iyi şekilde gösterildiğini belirtiyor. Paylaşım ekonomisine katkı veren Amerikalı yetişkinlerin %76’sı, paylaşıma dayalı iş modellerinin daha çevre dostu olduğuna inanıyor.
Bu eğilim paylaşım ekonomisindeki büyümeyi destekleyen önemli bir faktör.
Araştırmalar ilginç bir sonucu teyit ediyor: Paylaşım ekonomisine katılan insanlar, belirli markalara genel halktan daha az sadakat gösterme eğiliminde oluyorlar. Paylaşılan hizmet kullanıcılarının %83’ü tedarikçileri daha düşük fiyatlarla değiştirme ve %62’si ise hız ve rahatlık için mağazaları değiştirme eğilimindeler. Buna karşılık, genel tüketici kitlesinin bu nedenlerle marka değiştirme olasılığı %3 ila %12 arasında daha düşük çıkıyor. Öte yandan paylaşım ekonomisi çalışanlarına daha fazla özgürlük ve esneklik sağlıyor. İşe başlama öncesi konulan bariyerler daha az.
BAĞIMSIZ ÇALIŞANLARIN YÜZDE 72’Sİ SÖZLEŞMELİ OLARAK ÇALIŞMAK İSTİYOR
Bağımsız çalışanların yaklaşık %72’si geleneksel istihdam yerine sözleşmeli olarak çalıştırılmayı tercih ediyor.
Paylaşım ekonomisinin yükselişiyle birlikte dünyanın her yerinden dijital olarak uzaktan çalışma imkânı çok daha kolay hale geliyor.
Araç paylaşımını tetikleyen en önemli veri ise; çoğumuzun bildiği üzere motorlu taşıtları günlük sürenin ortalama olarak sadece %5’inde kullanabiliyor olmamız. Günün geri kalanında bir yerlerde park edip yer işgal ediyorlar. Büyük bir ekonomik israf söz konusu.
Lyft, Ola ve Uber gibi araç paylaşım uygulamaları için bir taksi şirketinden daha az sürüş gereksinimi olması, daha fazla sürüş arzı anlamına geliyor. Öte yandan dünyadaki otel fiyatlarından %30-60 daha ucuz olan AirBnb fiyatlarının da gösterdiği gibi, paylaşılan hizmetlerin fiyatları da düşüyor.
PAYLAŞIM EKONOMİSİNİN GELECEĞİ…
Avrupa’da paylaşım ekonomisindeki yıllık büyümenin %25’i aşması bekleniyor. PwC, 2025 yılı geldiğinde paylaşım ekonomisi büyüklüğünün 335 milyar ABD dolarına ulaşacağını belirtirken, BCC Research ise, küresel paylaşım ekonomisi pazarının 2024 yılına kadar çok daha yükseğe çıkmasını ve 1,5 trilyon ABD doları düzeyine ulaşmasını bekliyor. Araç paylaşım pazarı hacmi ise 2025 yılına kadar 14,8 milyar ABD dolarına ulaşacak.
Washington Eyalet Üniversitesi’ne göre, tüketiciler dijital platformlara daha yatkın hale geldikleri zaman, bunları geleneksel ürünler veya hizmetler yerine kullanma olasılıkları daha yüksek olacak. Örneğin, AirBnb’ de veya benzeri bir kiralama platformunu hiç kullanmamış tüketiciler, seyahat zamanlarının %79 ‘unda otelleri tercih ettiler. Ancak bir AirBnb adresinde konakladıkları zaman otellerde kalma tercihleri %40 ‘a düştü. Dünyanın dört bir yanındaki kullanıcıların %28 ‘i ise deneyimlerini dijital olarak paylaşmaya yatkın durumda.
Eşya paylaşımı olarak akıllı saat, bilgisayar, çocuk puseti veya buzdolabı gibi her türlü eşya paylaşıma sunulabiliyor. Bunlardan herhangi ihtiyaç süresince kiralamak, satın almaktan daha ekonomik bir çözüm olabiliyor. İlgilenenler için Hollanda menşeli Peerby uygulamasını, bizden örnek istenirse kiralabunu.com gibi siteleri incelemelerini öneriyorum.
PAYLAŞIM EKONOMİSİ KULLANICILARININ YÜZDE 52’Sİ Y KUŞAĞI
Şu bir gerçek ki paylaşım ekonomisi katlanarak büyüyor ve önümüzdeki yıllarda küresel ekonominin önemli bir gücü haline gelmesi bekleniyor.
Önemli bir veri daha paylaşalım: Paylaşım ekonomisi kullanıcılarının %52’si Y kuşağı. Halen Y Kuşağı, paylaşım ekonomisinin birincil kullanıcısı olmakla birlikte Z kuşağının birkaç yıl içinde öne geçeceğini söylemek gerekiyor. Dolayısıyla paylaşım ekonomisinin bu iki demografik grup arasında giderek daha popüler hale geldiğini ve işletmelerin hizmetlerini pazarlarken Y ve Z kuşağı tüketicileri hedeflemeyi düşünmeleri gerektiğini gösteriyor.
ABD’DE TÜKETİCİLERİN YÜZDE 28’İ PAYLAŞIM EKONOMİSİ HİZMETLERİNİ BIRAKTI
Paylaşım ekonomisine duyulan güvene gelince; ABD’deki tüketicilerin %28’i güvene bağlı nedenlerden dolayı paylaşım ekonomisi hizmetlerini kullanmayı bırakmış durumda. Bu tüketicilerin önemli bir bölümü, güven eksikliği nedeniyle bu hizmetlerin rahatlığından da vazgeçmeyi seçmiş oldu.
O halde, paylaşım ekonomisinin başarısını tartışırken güven faktörünü göz önünde bulundurmak gerekiyor. Güven duyulmayan işletmelerin başarısından söz edilemez.
PAYLAŞIM EKONOMİSİ, KULLANICILARA PARA KAZANDIRIYOR
Öte yandan, paylaşım ekonomisi kullanıcılarının %30’u hizmetleri geleneksel alternatiflerden daha güvenilir buluyor. Bu istatistik, paylaşım ekonomisinin güvenilirliğinin bir kanıtı olarak alınabilir. Kullanıcıların paylaşım ekonomisini geleneksel hizmetlere güvenilir bir alternatif olarak bulduklarını gösteriyor.
Paylaşım ekonomisinin güvenilir hizmet arayanlar için uygun bir seçenek olduğunu gösteren bu veriyi paylaşım ekonomisi istatistikleriyle ilgili kullanılması gereken önemli bir veri olarak alabiliriz.
ABD’deki paylaşım ekonomisi kullanıcılarının %58’i, paylaşım ekonomisi hizmetlerinin kullanıcılara para kazandırdığını düşünüyor. Kullanıcıların çoğunluğu hizmetlerde değer yaratarak harcamalarından tasarruf edebiliyorlar.
Bu konu, paylaşım ekonomisinin kullanıcılara finansal olarak fayda sağlama potansiyelini gösterdiği için, paylaşım ekonomisi istatistikleriyle ilgili önemli bir özellik olarak öne çıkıyor.
2025 YILINA KADAR YÜZDE 24,4 BÜYÜME BEKLENİYOR
2020’de Avrupa’daki paylaşım ekonomisi kullanıcılarının yaklaşık %70 ‘i 25 ila 49 yaşları arasındaydı. Paylaşım ekonomisi özellikle 25 ila 49 yaşları arasındakilerin ilgisini çekiyor. Bu veri, söz konusu yaş grubunun Avrupa’daki paylaşım ekonomisini büyüttüğünü gösteren önemli bir husus.
Paylaşım ekonomisinin ulaştırma sektöründe 2020’den 2025’e kadar %24,4lük bir ortalama ile büyümesi bekleniyor. Bu durum, paylaşım ekonomisinin hem işletmeler hem de tüketiciler için uygulanabilir ve karlı bir seçenek olduğunu açıkça gösteriyor.
ABD’deki tüketicilerin %78’i ekonomi hizmetlerini paylaşmanın daha güçlü bir topluluk oluşturduğunu düşünüyor. Tüketicilerin çoğu, insanları bir araya getirmede ve aralarındaki bağları güçlendirmede bu hizmetlerin değerinin farkındalar.
20 MİLYON İNGİLİZ, PAYLAŞIM EKONOMİSİ HİZMETİ KULLANIYOR
Yaklaşık 20 milyon İngiliz vatandaşı, paylaşım ekonomisi içinde hizmet kullanıyor veya hizmet veriyor. Nüfusun önemli bir kısmı, hizmet sağlayıcısı veya tüketicisi olarak paylaşım ekonomisine aktif olarak katılıyor.
Bu istatistik, paylaşım ekonomisinin başarısının ve geleneksel ekonomik modellere uygulanabilir bir alternatif sağlama yeteneğinin bir kanıtı.
Paylaşım ekonomisi kullanıcılarının %50’sinden fazlası üniversite mezunu. Paylaşım ekonomisi sadece üniversite diploması olmayanlar için bir platform değil, aynı zamanda daha yüksek bir eğitim seviyesine ulaşmış olanlar tarafından da etkin kullanılıyor. Bu durum, paylaşım ekonomisinin üniversite diplomasına sahip olanlar için uygun bir seçenek olduğunu ve bu demografik gruplar arasında giderek daha popüler hale geldiğini gösteriyor.
2025 yılına gelindiğinde, ABD’deki işçilerin yarısının serbest çalışanlar olacağı ve birçoğunun paylaşım ekonomisi içinde çalışacağı tahmin ediliyor. 2025 yılına gelindiğinde, işgücünün önemli bir kısmı, çoğu paylaşım ekonomisi içinde çalışan serbest çalışanlar olacak.
İşgücü piyasasındaki bu değişimin, işletmelerin işleyiş şekli ve insanların geçimini sağlama şekli üzerinde büyük bir etkisi olacağı kesin. Bu nedenle paylaşım ekonomisini ve etkilerini tartışırken bu istatistiği dikkate almak gerekiyor.
DOLANDIRICILIK VEYA HIRSIZLIK POTANSİYELİ VAR
İstatistikler de gösteriyor ki, paylaşım ekonomisi küresel ekonominin büyüyen bir parçası ve etkisi önümüzdeki yıllarda giderek artacak. Teknoloji ilerlemeye devam ettikçe, paylaşım ekonomisi iş yapmanın giderek daha popüler bir yolu haline gelecek. İşletmeler, rekabetçi kalabilmek ve başarı sağlamak için paylaşım ekonomisinin sunduğu fırsatlardan yararlanmayı zorunlu görecek.
Yine de paylaşım ekonomisi, dolandırıcılık veya hırsızlık potansiyeli, düzenleme eksikliği ve platformlardan veya sağlayıcılardan hesap verebilirlik eksikliği gibi belirli riskler oluşturabilir. Ek olarak, sağlayıcılar için güvenlik, gizlilik ve adil tazminat ile ilgili sorunlar olabilir. Uygulamayı bu risklerden ve sorunlardan arınmış şekilde kurgulamanın altını önemle çizmek gerekiyor.
İbrahim AYBAR
Vesiile A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
aybar@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.