Yurtiçi ve yurtdışından gelen haberlere bağlı yavaşlayan perakende sektörü; büyümek için piyasalarda istikrar ve güven ortamının yeniden tazelenmesini bekliyor.
Türkiye ekonomisi, son yaşanan gelişmelerin ve uluslararası konjonktürün etkisi altında. Söz konusu etki öncelikle perakende sektöründe hissediliyor. Kredi hacmindeki büyüme ve cari açıkla ilgili gelişmeler ekonomi yönetimini, iç talebi kademeli yavaşlatma tedbirleri almaya yöneltti. Bu çerçevede alınan tedbirlere; FED’in parayı kısmasıyla TL’de değer kaybına yol açan hamleleri ve siyasi ortamdaki gerginliğe, seçim atmosferi eklenince iç talepte ciddi düşüş yaşandı. Tüm bu gelişmelere bağlı perakende sektörünü direkt ilgilendiren tüketici güven endeksi 69.2 ile son 4 yılın en düşük seviyesine geriledi.
Perakende sektöründe özellikle otomotivdeki gerileme şubat ayıda yüzde 27.5 ile son yılların en büyük düşüşünü yaşadı. Otomotivdeki olaya daha geniş açıdan baktığımızda; bir taraftan öTV artışı ve kredilerle ilgili alınan tedbirlere ek olarak FED kararları ile birlikte artan döviz fiyatı otomotiv talebini ciddi biçimde düşürüyor. Diğer taraftan cari açığa olan katkı ve kredi büyümesi yavaşlatılırken, kamunun finansmanında satışlardaki düşüş nedeniyle tahsil edilemeyen ciddi miktarda öTV kaybı ve diğer taraftan kullanıcılardaki azalma nedeniyle benzin üzerinden alınabilecek vergi kaybı da göz ardı edilmemeli. Ekonomi yönetimi bir tarafı düzelteyim derken fazla ileri gidip başka dengeleri bozmamaya dikkat etmeli!
Tüm bu gelişmelere ilave olarak havaların gerçek anlamda kış şartlarına gelmemesi özellikle giyim ve ayakkabı sektörünün katma değerli ciro yapabilecekleri bot, kaban gibi ürünleri satamaması sebebiyle nispeten düşük cirolarla sezonu kapatmalarına sebep oldu.
Tüketici güven endeksi ve tüketici talebi nöroekonomi ile açıklanabilir. Bu konuda önemli çalışmalar yapan ekonomist Paul J.Zak, nöroekonominin ekonomik büyümede en önemli faktör olarak ‘güven‘ konusu üzerinde yoğunlaştığını görüyoruz. Söz konusu çalışmalara göre toplumda güven ve huzur ne kadar yüksekse ekonomik faaliyet ve alışveriş o kadar fazla gerçekleşiyor. Zak’a göre kişilerin alışveriş motivasyonunun harekete geçmesi bünyemizde bulunan oksitosin hormonuna bağlı, bu hormonun artışı güven ve istikrarla doğrudan bağlantılı, ülkemizde son aylarda yaşanan ortam kişiler arasında güven ve birbirine inanma konusunda tereddüde neden olduğundan tüketici güvenindeki düşüşün perakende satışlara yansıması son derece doğaldır. Bu nedenle bir an önce güven ortamı tekrardan sağlanmalı ve perakende de olası kayıpların önüne geçilmeli.
Eko Sentez Dr. Fatih Anıl ORKA Holding İcra Kurulu üyesi
anil@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.
Peş peşe acığlan ve binbir umutla para bağlanan avm lere dikkat edin. parekende de olsa batırıyorlar