– Mart ayında da ABD Başkanı Donald Trump’ın tarife düzenlemeleri, piyasaların odağında yer aldı. Trump, tüm dünyadan çelik ve alüminyum ithalatına %25 gümrük vergisi getirirken, özellikle 2 Nisan’dan başlamak üzere ABD’ye ihracat yapan ülkelere mütekabiliyet kapsamında tarifeler uygulanacağını açıkladı. Gazze’de İsrail’in ateşkesi bozması, ABD’nin Yemen’de Husilere hava saldırısı düzenlemesi ve İran’ı bölgeye daha fazla destek olmaması konusunda uyarması, jeopolitik riskleri artırdı.
– Geçen ay piyasalarda önemli dalgalanmalar yaşandı. ABD borsaları ortalama %4, Avrupa borsaları ortalama %1 geriledi, Asya borsaları ortalama %1 değer kazandı. Mart ayında Dolar Endeksi %3’e yakın değer kaybetti. Gelişmekte olan ülke para birimleri Dolar’a karşı ortalama %2,2 değer kazanırken, iç gelişmelerle TL %4 üzeri değer kaybıyla negatif ayrıştı. Ons altına yönelik güvenli liman talebi sürerken ile %6 civarı değer kazancıyla rekorlar serisine devam etti.
– Yurt içinde geçen ay başında beklentilerin oldukça altında gerçekleşen Şubat ayı TÜFE verisi ve ardından Avrupa-ABD ile siyasi iletişimin iyileşeceğine ilişkin artan beklentilerle ayın ilk yarısı risk iştahı güçlü seyretti. Ancak 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve bazı ilçe belediyeleriyle bazı İBB iştiraklerine yönelik başlatılan yolsuzluk soruşturmaları çerçevesinde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu dahil olmak üzere tutuklamaların gerçekleşmesi piyasalarda türbülansa neden oldu.
– Siyasi gelişmelerle borsadaki düşüşleri önlemek için BIST, pay piyasasında emir/işlem oranının düşürerek piyasalardaki volatiliteyi azaltıcı önlemler aldı. BDDK da bankaların pay geri alımının kolaylaştırılmasına yönelik adımlar attı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tüm düzenleyici kurumların eş güdüm ile çalışarak ekonomik programın kararlılıkla uygulanacağını ve oynaklığın azaltılması için gerekli tedbirlerin alındığını açıklaması piyasalardaki volatilitenin azalmasını sağladı.
– Mart ayında küresel ticaret politikalarındaki gerilimlerin tırmanması, finansal piyasalarda dalgalanmayı artırdı. ABD’nin Kanada, Meksika ve Avrupa Birliği’ne yönelik ek gümrük vergileri uygulaması üzerine, bu ülkeler misilleme niteliğinde karşı önlemleri açıkladı. Bu gelişmeler, jeopolitik risklerin yükselmesine ve politika belirsizliklerinin derinleşmesine neden oldu. Jeopolitik risklerin artışıyla birlikte yatırımcıların güvenli liman talebi hız kazandı. Ons altın, bu gelişmelerin etkisiyle 2956 dolar seviyesinden 3085 dolara kadar tırmandı.
– 3 Nisan’da açıklanacak olan Mart ayı enflasyon verisi ile ara dönem toplantısı ile faiz koridorunun üst bandını yükselten TCMB’nin 17 Nisan’da açıklayacağı faiz kararı da yakından takip edilecek. 20 Mart’ta gerçekleştirdiği ara toplantıda faiz koridorunun üst bandını 200 bpp artış ile %46’ya yükselten, haftalık repo ihalelerine ara vererek piyasayı bu seviyeden fonlayan ve 91 güne kadar vadeli likidite senetleri ihraç edileceğini açıklayan TCMB’nin, Nisan toplantısında faiz indirimlerine ara verme ihtimali güçlenmiş görünüyor.
– BİST tarafında, yurt içi haber akışlarının ana yönü belirlemeyi sürdüreceğini düşünüyoruz. Yukarı yönde hareketlenen kurların makroekonomik gelişmelere ne ölçüde yansıyacağı ve TCMB’nin faiz indirimlerine ara verip vermeyeceği yakından takip edilecek. Makroekonomik verilerin dezenflasyon sürecinin sürdüğüne işaret etmesi durumunda dalgalanmanın sınırlı kalarak bu yılın teması olan faiz indirim sürecinin devam etmesini bekliyoruz. Nisan ayında BİST100 endeksinin 9.000 – 10.250 aralığında geniş bir bantta dalgalanacağını düşünüyoruz.
Mart ayında da ABD Başkanı Donald Trump’ın tarife düzenlemeleri, piyasaların odağında yer aldı. Trump, tüm dünyadan çelik ve alüminyum ithalatına %25 gümrük vergisi getirirken, özellikle 2 Nisan’dan başlamak üzere ABD’ye ihracat yapan ülkelere mütekabiliyet kapsamında tarifeler uygulanacağını açıkladı. Diğer yandan Ukrayna-Rusya savaşının sonlandırılması konusunda görüşmeler devam ederken, enerji tesislerine saldırmama ve Karadeniz’de güvenli seyrüseferin sağlanması gibi konularda gelişme olsa da ateşkesin tesis edilmesi konusunda henüz bir mutabakat sağlanamadı. Ayrıca, Gazze’de İsrail’in ateşkesi bozması, ABD’nin Yemen’de Husilere hava saldırısı düzenlemesi ve İran’ı bölgeye daha fazla destek olmaması konusunda uyarması, jeopolitik risklerin canlı kalmasına neden oluyor. Makroekonomik tarafta ise FED, faizi %4,25-4,50 aralığında piyasa beklentisine paralel sabit tuttu. Projeksiyonlarda büyüme tahminleri aşağı, enflasyon beklentileri yukarı revize edildi. Bu yıl için 2 kez 25 puanlık indirim beklentisi korundu. Toplantı sonrası konuşan FED Başkanı Powell, enflasyon ve büyüme üzerindeki tarife etkisinin geçici olmasını beklediklerini söyledi. Powell’ın aksine tarifelerin global enflasyon için yukarı, global büyüme için aşağı yönlü riskleri artırdığını düşünen piyasalarda risk iştahı zayıfladı. Geçen ay ABD borsaları ortalama %4, Avrupa borsaları ortalama %1 geriledi, Asya borsaları ortalama %1 değer kazandı. Mart ayında Dolar Endeksi %3’e yakın değer kaybetti. Gelişmekte olan ülke para birimleri Dolar’a karşı ortalama %2,2 değer kazanırken, iç gelişmelerle TL %4 üzeri değer kaybıyla negatif ayrıştı. Ons altına yönelik güvenli liman talebi sürerken ile %6 civarı değer kazancıyla rekorlar serisine devam etti.
İBB SORUŞTURMALARI, PİYASALARDA TÜRBÜLANSA NEDEN OLDU
Yurt içinde ise geçen ay başında beklentilerin oldukça altında gerçekleşen Şubat ayı TÜFE verisi ve ardından Avrupa-ABD ile siyasi iletişimin iyileşeceğine ilişkin artan beklentilerle ayın ilk yarısı risk iştahı güçlü seyretti. Ancak 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), bazı ilçe belediyeleri ile bazı İBB iştiraklerinde başlatılan yolsuzluk soruşturmaları çerçevesinde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu dahil olmak üzere tutuklamaların gerçekleşmesi piyasalarda türbülansa neden oldu. BİST’te sert satışlar kaydedilirken, DolarTL 41,53, EuroTL 45,20 seviyelerini gördü. Ancak TCMB, SPK, BDDK ve BİST’in müdahaleleriyle piyasalarda tekrar denge sağlandı. TCMB ara toplantı gerçekleştirerek gecelik borç verme faizini 200bp artışla %46’ya yükseltti. Politika faizi %42,5’te ve gecelik borçlanma faiz oranı %41’de sabit tutulurken, 1 hafta vadeli repo ihalelerine bir süreliğine ara verildiği açıklandı. Ayrıca sıkı parasal duruşu desteklemek amacıyla vadesi 91 güne kadar likidite senetleri ihraç edilmesine karar verildi.
HAZİNE VE MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK’İN AÇIKLAMALARI, PİYASALARDAKİ DALGALANMALARI AZALTTI
Diğer yandan 25 Nisan 2025 tarihine kadar BIST A.Ş pay piyasalarında açığa satış işlemlerinin yasaklayan SPK, şirketlerin paylarının geri alımlarını kolaylaştırma ve kredili sermaye piyasası işlemlerinde öz kaynak oranını esnetme adımlarını attı. BIST, pay piyasasında emir/işlem oranının düşürerek piyasalardaki volatiliteyi azaltıcı önlemler alırken, BDDK da bankaların pay geri alımının kolaylaştırılmasına yönelik adımlar attı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tüm düzenleyici kurumların eş güdüm ile çalışarak ekonomik programın kararlılıkla uygulanacağını ve oynaklığın azaltılması için gerekli tedbirlerin alındığını açıklaması piyasalardaki volatilitenin azalmasını sağladı. Mart ayında 10.900-8.870 bandında oldukça dalgalı bir seyir izleyen BİST 100 Endeksi ayı %2’yi aşan kayıpla kapatıyor. Sınai endeks ayı %3’e yakın artışla tamamlarken Bankacılık Endeksi ise %17’yi aşan düşüşle önemli ölçüde negatif ayrıştı.
ABD’NİN İTHAL ÜRÜNLERE EK VERGİLER GETİRMESİ, DOLARIN DEĞER KAYBETMESİNE NEDEN OLDU
Mart ayında EURUSD paritesi güçlü bir yükseliş sergileyerek 1.03 seviyesinden 1.0960’a kadar tırmandı. Bu hareketin arkasında, küresel ticaret gerilimlerinin artması ve ABD ekonomisine yönelik endişelerin güçlenmesi yer aldı. Özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın Kanada, Meksika ve Çin’den ithal edilen ürünlere ek gümrük vergileri getirmesi, piyasalarda belirsizlik yaratarak doların değer kaybetmesine neden oldu. Avrupa Birliği’nin misilleme vergileriyle karşılık vereceğini açıklaması ise küresel ticaret savaşlarına yönelik risk algısını artırdı. Makroekonomik tarafta, ABD’de, enflasyonist baskılar ve ekonomik yavaşlama sinyalleri dikkat çekti. FED, Mart ayında faiz oranını sabit tutarken, yıl sonu enflasyon tahminini %2.5’ten %2.7’ye yükseltti. Bunun yanı sıra, tüketici güven endeksinin 92.9’a gerileyerek son dört yılın en düşük seviyesine ulaşması, ekonomideki kırılganlığı gözler önüne serdi. Kısa vadeli enflasyon beklentisinin %3.1’e yükselmesi de tüketicilerin fiyat artışları konusunda endişeli olduğunu gösterdi. Avrupa’da ise, Almanya’dan gelen güçlü ekonomik veriler euroyu destekledi. Alman iş dünyası güven endeksinin stabil seyretmesi ve koalisyon görüşmelerinin olumlu ilerlemesi, Euro Bölgesi ekonomisine yönelik beklentileri iyileştirdi. Teknik açıdan Mart ayı boyunca EURUSD paritesinde 1.0550 seviyesi güçlü bir destek olarak takip edilirken, yukarı yönlü hareketlerde 1.09 seviyesi kritik bir direnç noktası olarak öne çıktı. Ancak ayın ilerleyen günlerinde parite yükseliş momentumunu kaybederek düşüş trendine girdi ve Mart ayını 1.0750 seviyesinde tamamladı. Genel olarak, küresel ticaret savaşlarının tırmanması, ekonomik belirsizliklerin derinleşmesi ve merkez bankalarının politikaları EURUSD paritesinin Mart ayındaki fiyatlamalarında belirleyici rol oynadı. Önümüzdeki dönemde, ABD ve Euro Bölgesi’nden gelecek makroekonomik veriler ile politik gelişmeler paritenin yönü açısından kritik olmaya devam edecektir.
AVRUPA BİRLİĞİ, ABD’YE KARŞI MİSİLLEME NİTELİĞİNDE ÖNLEMLER ALIYOR
Mart ayında küresel ticaret politikalarındaki gerilimlerin tırmanması, finansal piyasalarda dalgalanmayı artırdı. ABD’nin Kanada, Meksika ve Avrupa Birliği’ne yönelik ek gümrük vergileri uygulaması, bu ülkelerin misilleme niteliğinde karşı önlemler açıklamasına yol açtı. Bu gelişmeler, jeopolitik risklerin yükselmesine ve politika belirsizliklerinin derinleşmesine neden oldu. Jeopolitik risklerin artışıyla birlikte yatırımcıların güvenli liman talebi hız kazandı ve ons altın, Mart ayı boyunca kayda değer bir yükseliş yaşadı. Altın, bu gelişmelerin etkisiyle 2956 dolar seviyesinden 3085 dolara kadar tırmandı. Teknik göstergeler incelendiğinde, 3150 dolar seviyesi önemli bir direnç noktası olarak öne çıkarken, 20 günlük hareketli ortalama 2970 dolar seviyesinde bulunuyor. 50 günlük hareketli ortalamanın 2910 dolar seviyesinde yer alması, bu bölgenin güçlü bir destek alanı oluşturduğunu gösteriyor. Genel olarak, ticaret savaşlarının tırmanması ve küresel ekonomik belirsizliklerin derinleşmesi, altına güvenli liman talebini güçlendiren en önemli faktörler arasında yer aldı. Önümüzdeki süreçte, küresel risk iştahındaki dalgalanmalar ve ABD-AB ticaret ilişkilerindeki gelişmeler, altın fiyatlarının yönü açısından belirleyici olmaya devam edecektir.
İBB VE İŞTİRAKLERİNE YÖNELİK SORUŞTURMALAR, DOLAR/TL KURUNUN ARTMASINA NEDEN OLDU
Mart ayında yurt içi siyasi gündem, döviz kuru hareketleri, enflasyon verisi ve Merkez Bankası’nın para politikası kararları ön plana çıktı. Mart ayı TÜFE, aylık bazda %2.27 ile %3’lük beklentilerin altında gerçekleşirken, yıllık enflasyon %39.05 seviyesine geriledi. TÜFE verisindeki düşüş, TCMB’nin faiz indirimlerinde elini güçlendirirken, Mart ayı toplantısına TCMB politika faizini 250 baz puan düşürerek %45’ten %42.50’ye çekti. Ancak, faiz kararının ardından piyasa dinamikleri siyasi gelişmelerin etkisiyle yön buldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve iştiraklerine yönelik açılan soruşturma sonrasında Dolar/TL kuru hızla yükseldi. Kur, kısa sürede 36.65 seviyesinden 41’e kadar tırmanarak %10’un üzerinde değer kazandı. Bu volatilitenin ardından ekonomi yönetimi ve başta TCMB olmak üzere düzenleyici kurumların aldığı tedbirler ile fiyatlama dengelenerek 38 seviyesinde istikrar kazandı. Aynı dönemde TCMB rezervlerinde sert düşüşler yaşandı ve swap hariç net rezervler 13.2 milyar dolar geriledi. Piyasalardaki dalgalanmalar Londra off-shore TL swap faizlerine de yansıdı ve oranlar %176 seviyesine yükseldi. Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) 29 baz puan artarak 328 baz puana ulaşarak Mart 2024 yerel seçimlerinden bu yana en yüksek seviyesini gördü. Bu gelişmeler üzerine TCMB, olağanüstü bir ara toplantı düzenleyerek para politikasına yönelik yeni önlemler açıkladı. Politika faizi %42.50 ve gecelik borçlanma faizi %4 seviyesinde sabit tutulurken, gecelik borç verme faizi 2 puan artırılarak %46’ya çıkarıldı. TCMB’nin hamleleri sonrası kurda volatilite azaldı. Teknik olarak, Dolar/TL paritesinde 40.00 seviyesi kritik bir direnç olarak öne çıkarken, bu seviyenin aşılması durumunda 41.02 zirvesi izlenebilir. Geri çekilmelerde ise 37.00 seviyesindeki 20 günlük hareketli ortalama ve 35.80 seviyesindeki 100 günlük hareketli ortalama güçlü destek bölgeleri olarak takip ediliyor. Genel olarak, Mart ayında Türkiye ekonomisi küresel gelişmelere ek olarak iç siyasi dinamiklerin etkisi altında kaldı. TCMB’nin para politikası hamleleri, rezerv hareketleri önümüzdeki dönemde piyasaların yönü açısından belirleyici olmaya devam edecektir.
TRUMP, TARİFELERLE İLGİLİ POLİTİKASINI VE RUSYA İLE BARIŞ GÖRÜŞMELERİ SÜRDÜRECEK
Nisan ayında global piyasaların Trump’ın başta tarifeler ve Rusya ile yürüttüğü barış görüşmeleri olmak üzere atacağı adımları takip etmeyi sürdüreceğini düşünüyoruz. Nisan ayında FED toplantısı bulunmazken, ayın 17’sinde faiz indirimlerine ara vermesi beklenen Avrupa Merkez Bankası’nın toplantısı takip edilecek. Ay boyu makroekonomik verilerin piyasalara yön vereceğini, ayrıca, başta Almanya olmak üzere savunma harcama paketleri açıklayan Avrupa Birliği üyelerindeki gelişmelerin de yakından takip edileceğini düşünüyoruz.
S&P, 25 NİSAN’DA TÜRKİYE’NİN NOTUNU VERECEK
Yurt içinde ise devam eden yolsuzluk soruşturmalarından gelecek haber akışları ve makroekonomik tarafta 3 Nisan’da açıklanacak olan Mart ayı enflasyon verisi ile ara dönem toplantısı ile faiz koridorunun üst bandını yükselten TCMB’nin 17 Nisan’da açıklayacağı faiz kararı da yakından takip edilecektir. Yaşanan son gelişmelerle beraber 20 Mart’ta gerçekleştirdiği ara toplantıda faiz koridorunun üst bandını 200 bpp artış ile %46’ya yükselten, haftalık repo ihalelerine ara vererek piyasayı bu seviyeden fonlayan ve 91 güne kadar vadeli likidite senetleri ihraç edileceğini açıklayan TCMB’nin, Nisan toplantısında faiz indirimlerine ara verme ihtimali güçlenmiş görünüyor. Bununla beraber, ekonomi yönetimi proaktif bir şekilde alınan önlemler neticesinde finansal piyasalardaki oynaklığın makro verilere olan etkisinin sınırlı olacağını düşünüyor. 25 Nisan’da Uluslararası Derecelendirme Kuruluşu S&P’nin Türkiye’ye yönelik not değerlendirmesi de piyasaların takip edeceği bir diğer gündem maddesi olacaktır. Başta Rusya-Ukrayna savaşı, Suriye ve Gazze konusundaki haber akışları olmak üzere jeopolitik gelişmeler de yakından takip edilecektir.
FAİZ İNDİRİM SÜRECİNİN DEVAM ETMESİNİ BEKLİYORUZ
BİST tarafında, yurt içi haber akışlarının ana yönü belirlemeyi sürdüreceğini düşünüyoruz. Son haber akışlarının ve yukarı yönde hareketlenen kurların makroekonomik gelişmelere ne ölçüde yansıyacağı ve TCMB’nin faiz indirimlerine ara verip vermeyeceği yakından takip edilecek. Makroekonomik verilerin dezenflasyon sürecinin sürdüğüne işaret etmesi durumunda dalgalanmanın sınırlı kalarak bu yılın teması olan faiz indirim sürecinin devam etmesini bekliyoruz. Nisan ayında BİST100 endeksinin 9.000 – 10.250 aralığında geniş bir bantta dalgalanacağını düşünüyoruz.
Osman GÖKTAN
Şeker Yatırım Genel Müdürü
goktan@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.