YATIRIMCILARA NE SUNUYOR?
Portekiz’in son yıllarda uluslararası ekonomik krizin etkilerinin üstesinden gelmek adına sarf ettiği ve son bir yıldır meyvelerini vermeye başladığı görülen yoğun çabalar sonucu oluşan ekonomik ortam esasen ülkemiz işadamları ve yatırımcıları için de dikkate değer fırsatlar sunuyor. 2008’den bu yana süren Avrupa’daki ekonomik krizden etkilenen AB ülkeleri arasında yer alan Portekiz bir dizi istikrar önlemini kararlılıkla uygulamış olup, nihayetinde ülke 2014 yılını % 1 civarında ekonomik büyüme ile kapattı. Portekiz, ekonomik krizin üstesinden gelmek için uyguladığı Troyka denetimindeki ekonomik uyum programını 2014 Mayıs ayında “temiz çıkış” yöntemiyle sonuçlandırdı. Bu bağlamda, Portekiz’in gerek ekonominin idaresi, gerekse halkın sözkonusu çabalara özverili katkısı anlamında AB içerisinde başarılı bir performans sergilediğini söylemek mümkün. Nitekim, istihdam, büyüme, bütçe açığı, özelleştirmeler ve enflasyon gibi ekonominin farklı alanlarında özellikle son bir yıldır elde edilen somut ve pozitif veriler bu kanaati pekiştiriyor. Portekiz ekonomisindeki iyimser seyrin 2015 yılında da devam etmesi bekleniyor.
ülkemizin, Portekiz ile ekonomik ilişkileri son yıllarda siyasi ve kültürel alanlarda da yaşanan hareketliliğe paralel olarak, gelecek vaad eden bir seviye izledi ve derinlik kazanıyor. 2000 yılında sadece 275 milyon Dolar seviyesinde olan ikili ticaret hacmi, 2012 yılında 1 milyar Dolar barajını aştı ve 2013 yılında 1 milyar 257 milyon Dolar seviyesini yakaladı. 2013 yılında Portekiz’e olan ihracatımız, 2012’ye kıyasla % 40’a yakın artış kaydetti, ithalatımız ise nispeten düşük oranda artışla % 5.5 arttı. 2014 yılının bütününe ilişkin resmi rakamlar henüz açıklanmamış olmakla beraber, yılın ilk 10 ayında Portekiz’e olan ihracatımızın yaklaşık 474 milyon Dolar olduğu, bu ülkeden ithalatımızın ise yaklaşık 641 milyon Dolara çıktığı görülüyor. İki ülke arasındaki ticaretin uluslararası konjonktürdeki gelişmelere de bağlı olarak ve halihazırda yakalanan momentumun iyi değerlendirilmesi halinde önümüzdeki yıllarda daha da artacağı ümit ediliyor.
2014 yılı iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin kurumsal çerçevesinin sağlam bir temele oturtulması açısından son derece önemli bir gelişmeye sahne olmuş ve iki ülkede ekonominin yönetiminden sorumlu kurumlar arasında, Türkiye-Portekiz Ekonomik ve Ticari Ortaklık Komisyonu (JETCO) kuruldu. İlk toplantı Haziran ayında Lizbon’da gerçekleşti ve sadece dört aylık bir sürenin ardından ikinci toplantı Ekim ayında İstanbul’da yapıldı. Sözkonusu ilk iki JETCO toplantıları sonunda imzalanan Protokollerle ikili ekonomik ilişkilerimiz gözden geçirilerek, yakın gelecekte ulaşılması arzulanan gelişmeler ve bu bağlamda gerçekleştirilecek projeler bir takvime bağlanmış oldu. JETCO toplantılarının üçüncüsünün bu yıl içerisinde Portekiz’de yapılması öngörülüyor. JETCO ayrıca, eşzamanlı olarak düzenlenen iş forumları vesilesiyle iki taraf işadamlarının biraraya gelmesi ve yeni işbirliği imkanlarının değerlendirilmesi için de uygun fırsat sağlamaktadır. önem verdiğimiz bir diğer kurumsal alan Türkiye-Portekiz İş Konseyi’dir; 2009 yılından bu yana toplanmayan sözkonusu İş Konseyi’nin canlandırılması ve ekonomik ilişkilere somut katkılar sağlaması için gerekli çalışmalar başlatıldı.
2014 yılında iki ülke ilişkileri açısından memnuniyet yaratan somut bir diğer gelişmeyi Lizbon Santa Apollonia Kruvaziyer Liman Terminalinin yenilenmesi projesinin ihalesini, bir Türk firmasının en büyük hissedar olduğu uluslararası konsorsiyumun kazanması teşkil etti. Bahis konusu proje ihalesini kazanan konsorsiyum içerisindeki ikinci büyük hissenin Portekizli bir şirkete ait olması esasen Türkiye ile Portekiz arasındaki ikili ekonomik işbirliğine iyi bir örnek oluşturuyor.
Portekiz ekonomisindeki son bir kaç yıllık eğilimlere bakıldığında, izlenmekte olan ekonomik diplomasi politikaları çerçevesinde, ülkenin AB ülkeleri ile olan geleneksel olarak yoğun ticari ve yatırım ilişkilerinin ötesine geçerek, her iki alanda farklı partnerlerle de ilişkilerini derinleştirmek ve çeşitlendirmek arzusunda olduğu; bu çerçevede Portekiz’in, uluslararası ekonomik krize rağmen büyümeye devam eden dinamik bir ekonomiye sahip olan ülkemizle ilişkilerini her alanda geliştirmeyi öncelikli hedefleri arasına koyduğu ve bunu her fırsatta en yetkili ağızlardan dile getirdiğine şahit oluyoruz. Bu anlamda içinden geçilmekte olan dönem, yeni pazarlar arayışı içerisinde olan Türk işadamları için olduğu kadar yatırım portföylerine geleneksel olmayan pazarları eklemeye başladıkları görülen Portekizli yatırımcılar ve iş çevreleri için de fırsatlar yaratmakta, karşılıklı olarak cazip ve tamamlayıcı özellikler içeren bir iş ortamı oluşturmakta. Nitekim Portekiz’in ülkemizdeki doğrudan yatırımları yaklaşık 750 milyon Dolar gibi bir miktara ulaştı.
Portekiz’in son dönemde gelişme kaydeden turizm sektörü bu bağlamda akla ilk gelen işbirliği ve yatırım alanlarından birini oluşturuyor. Nüfusuna (yaklaşık 11 milyon) kıyasla yüksek oranda ve her geçen yıl daha da artan sayıda (yaklaşık 16 milyon) yabancı turist çekebilen Portekiz’in, turizm yatırımı için son derece cazip bir ülke olduğu söylenebilir. Ayrıca Portekizli turizm şirketlerinin yabancı ülkelerde yatırım yapmaya ve ortaklıklar kurmaya da açık oldukları gözlemleniyor. Nitekim Portekiz’in ülkemizdeki en büyük yatırımlarından biri bu sektördendir. Sözkonusu olumlu tabloyu pekiştireceği düşünülen bir gelişme Portekiz ile Türkiye arasındaki THY seferlerinin kısa süre içerisinde artacak olmasıdır. İçinde bulunduğumuz 2015’in ilk aylarında Lizbon’a olan doğrudan uçuşlarını günde iki sefere çıkarma kararı alan THY ayrıca, önümüzdeki Nisan ayı sonunda da Porto’ya doğrudan seferler başlatacak. Sözkonusu yeni seferler ile birlikte iki ülke arasındaki turizm hareketlerinde önemli bir artış yaşanacağı, bunun da yeni yatırımlar ve ortaklıklar için ilave itici güç oluşturacağı düşünülüyor.
Türkiye-Portekiz ekonomik ilişkileri açısından yeni ufuklar açabilecek nitelikte son bir unsur ise farklı coğrafyalarda üçlü işbirliği imkanlarının varlığıdır: Bilindiği üzere Portekiz, Portekizce Konuşan ülkeler Topluluğu’nun (CPLP) başlıca itici güçlerinden olup, tüm dünyada Portekizce konuşan yaklaşık 250 milyonluk bir pazar oluşturan ve Brezilya’dan Angola ve Mozambik’e, Doğu Timor’dan Portekiz’e tam dört kıtada, son derece geniş bir coğrafyada, önemli bir ekonomik potansiyele (küresel ticaretin % 4’ü CPLP ülkelerince gerçekleştirilmekte) ve dikkat çekici boyutta doğal kaynaklara sahip dokuz ülkenin üyesi olduğu sözkonusu uluslararası kuruluşa, ülkemiz de geçtiğimiz Temmuz ayında gözlemci üye oldu. Diğer önemli ekonomilerin de dikkatini çekmeye başladığı gözlenen CPLP, sunduğu geniş ticaret, yatırım ve ekonomik işbirliği imkanlarıyla, iş çevrelerimiz için yeni bir ufuk açıyor. Bu anlamda ülkemizin de esasen açılım içerisinde olduğu coğrafyaları birleştiren CPLP ile kurumsal ortaklık ilişkimizi tamamlamamızın, Türkiye-Portekiz ve diğer CPLP üyesi ülkeler arasında, önümüzdeki dönemde gerçekleştirilebilecek üçlü işbirliği olanaklarının hayata geçirilmesi ve sözkonusu coğrafyalarla olan ekonomik ilişkilerimize çeşitlilik kazandırılması açılarından yeni imkanlar sunabileceği akla geliyor.
Bu düşüncelerle, değerli işadamlarımızı, ülkemizin müttefiki olan, aynı Akdeniz kültürünü paylaştığımız ve Türkiye’ye dostane yaklaşım sergileyen Portekiz ile her alanda olduğu gibi ekonomik ve ticari alanda da yeni işbirliği alanlarını değerlendirmeye davet ediyorum.