Dünyanın en çok konuşulan ülkelerinden biri Rusya olurken, dünyanın en çok konuşulan liderlerinden biri şüphesiz Vladimir Putin’dir… Peki bu ülke neden dünya gündeminin ön sıralarında yer buluyor, Putin niçin bu kadar önemli? Bu soruların cevabı, Rusya’nın son 20 yılda müthiş bir ilerleme kaydetmesi ve bu başarıya imza atan liderin de Putin olmasında saklı. Herkesin üzerinde ortak kanıya vardığı bir gerçek var ki: “Putin, Rusya’yı yeniden ayağa kaldırdı…”
İşte bu yaklaşım Putin’i, dünyanın en önemli liderlerinden biri haline getirdi. Peki Rusya’yı yeniden ayağa kaldıran bu lider kim, bu noktaya nerelerden geldi? Bu süreci gözlemleyebilmek için çok eskilere gitmeden, Rusya’nın son 25 yılına bakmak yeterli olur. 1985-1991 yılları arasında Sovyetler Birliği’ni yöneten Mihail Sergeyeviç Gorbaçov’un “glasnost” (şeffaflık) ve “perestroika” (yeniden yapılanma) diyerek başlattığı reform hareketi, hüsranla sonuçlandı ve Sovyetler Birliği dağıldı. 8 Aralık 1991’de Sovyetler’den ayrılan ve başını Rusya’nın çektiği 11 devletin oluşturduğu Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) kuruldu. Bu aynı zamanda Gorboçov’un da sonuydu. BDT kuruldu kurulmasına ama geriye çökmüş bir Rusya vardı. Gorbaçov gidince, Yeltsin iktidara geldi. Ancak Yeltsin’li Rusya da kayda değer bir varlık gösteremedi.
3 KEZ DEVLET BAŞKANI SEçİLDİ Bir zamanlar Amerika ile birlikte dünya dengelerini elinde tutan başrol oyunculardan SSCB’nin amiral oyuncusu Rusya, geri planda kalıyordu. Herkes “Rusya nereye gidiyor?” diye beklerken, Yeltsin 31 Aralık 1999 akşamı televizyonda yaptığı konuşmada istifa ettiğini ve yerine Anayasa gereği Başbakan Putin‘in geçeceğini açıkladı. Bu açıklama aslında Rusya için yeni bir dönemin başlangıcıydı. Aradan geçen yıllar bu tespiti teyit etti. Bir zamanlar KGB’nin başında olan Putin, genç ve dinamik görüntüsü, kararlı duruşu ve sert söylemleri ile kısa sürede Rus kamuoyunun ve dünya medyasının dikkatini çekmeyi başardı. 2000 yılında yapılan seçimlerde yüzde 52,9‘luk oy oranıyla devlet başkanı seçildi, 2004 yılında yapılan seçimlerde ise yüzde 71‘in üzerinde oyla tekrar devlet başkanı seçildi. Rusya‘nın 2000-2008 yılları arasında Devlet Başkanlığı görevini yürüttü. Putin’in döneminde Rusya ekonomisi hızlı büyüme rakamları yakaladı. Bunun en büyük nedeni Putin’in, doğalgaz ve petrol satranç hamlelerini çok iyi oynaması ve milyar dolarları ülkesine kazandırmasıydı. Putin, bu dönemde merkezi otoriteyi güçlendirdi, silahlı kuvvetleri yeniden yapılandırdı. Anayasa gereği bir dönem ara verdi, Dmitri Medvedev Devlet Başkanlığı koltuğuna oturdu, Putin Başbakan oldu. ve 4 Mart 2012 tarihinde yapılan seçimlerde yüzde 63,6 oyla Rusya Federasyonu‘na 3. kez devlet başkanı seçildi.
DOĞALGAZ VE PETROL KARTINI İYİ OYNUYOR Peki Putin ne yaptı da Rus halkı tarafından üç kez, hem de çok yüksek oy oranlarıyla devlet başkanı seçildi? Bir defa Rusya, doğalgaz ve petrolde dünyanın en büyük doğalgaz rezervlerine sahip ülkesi. Rusya’da 2011 yılı BP istatistiki verilerine göre; kanıtlanmış gaz rezervi 44,8 trilyon metreküp seviyesinde. Bu oransal olarak bütün dünya rezervlerinin yüzde 24’üne tekabül ediyor. Avrupa doğlagaz tüketiminin yüzde 25‘ini karşılayan Rusya aynı zamanda dünyanın en büyük petrol üreticilerinden biri.
ŞANGHAY İŞBİRLİĞİ öRGüTü’Nü KURDU Putin, Rusya’nın imkanlarını hem Avrupa ülkelerine, hem de Türkiye başta olmak üzere doğalgaz satın alan ülkelere karşı çok iyi kullandı. ülkesini zenginleştirdi. Ekonomisini güçlendiren Putin, bir yandan da Avrupa Birliği ve dünyadaki diğer ekonomi bloklarına karşı yeni bir oluşuma öncülük etti. 2001‘de kurulan çin, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve özbekistan‘ın aralarında bulunduğu altı ülkeden oluşan Şanghay İşbirliği örgütü’nü kurdu. Şİö üye ülkelerinin kapsadığı alan 37 milyon kilometrekare ile Avrasya‘nın yüzde 74‘ünü kapsıyor. üye ülkelerin toplam nüfusu 2,7 milyar ve dünya nüfusunun yüzde 40‘ını oluşturuyor. Daimi üye ülkelerin 2011‘deki gayri safi yurtiçi hasılası toplamda 7,67 trilyon ABD doları civarında ve bu rakam dünya ekonomisinin sekizde birine tekabül ediyor. Şİö‘nün ilk kurulduğu yıl olan 2001‘de 12 milyar dolarlık ticaret hacmi, 2012‘de 84 milyar dolara ulaşmış durumda. Şanghay İşbirliği örgütü’nün Rusya’nın öncülüğünde kurulması, Putin’in Doğu’ya yönelik en büyük hamlelerinden biriydi.
G-8 VE DTö üYELİĞİYLE DAHA DA GüçLENDİ Putin’e göre küresel bir güç olmak için daha büyük hamleler gerekiyordu. G-7 olarak anılan ve Amerika, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, İngiltere’nin oluşturduğu yapı içindeki yerini 2002 yılında 8. üye olarak aldı. G-7 artık G8 ülkeleri olarak anılmaya başlanmıştı. G-8 uluslararası hükümetler formu olup, dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde 65’ini temsil ediyor. Yani Rusya, bugün dünyanın en güçlü 8 ülkesinden biri. Ve Putin, ülkesini son olarak 2012 yılında uzun yıllardır uğraş verdiği Dünya Ticaret örgütü’ne üye yapmayı da başardı.
RUSYA, PUTİN’LE KüRESEL BİR Güç OLDU Putin, 21. yüzyılın en güçlü liderlerinden biri. Putin, bir yandan dünyanın yeni global güçleri çin ve Hindistan ile, bir yandan Türkiye ve İran gibi Müslüman ülkelerle, bir yandan Amerika ve bir yandan Avrupa Birliği ülkeleri ile de çok yönlü ilişkiler içinde. Bu yönüyle bakıldığında aynı zamanda çok iyi bir stratejist. Kısacası, Putin’in bir eli Doğu’da, bir eli Batı’da, bir gözü Kuzey’de bir gözü Güney’de bir lider. özetle Putin büyük oynuyor… Rusya, 150 milyona yaklaşan nüfusu, 2 trilyon doları aşan milli geliri ve 15 bin dolara ulaşan kişi başına düşen milli geliri en büyük küresel oyunculardan biri.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.