*Üretim gücüne tam olarak yansımayan ani ve yüksek kredi genişlemesi, fiyat istikrarını ve TL’nin dış değerini bozacak riskler biriktiriyor. Yüksek kredi genişlemesinin ürettiği likidite, tam olarak üretim kapasite artışına gitmediği ve oldukça yüksek sızıntı içerinde olduğu için, fiyatlar ve TL’nin dış değeri üzerinde negatif yönlü direkt etkisi ilerleyen dönemlerde net olarak ortaya çıkacak.
*Türkiye ekonomisindeki dış kırılganlıkların seviyesini, artık cari işlemler dengesi değil, rezervlerin seviyesi belirliyor. Gelecekteki yüksek enflasyonun nedeni şu andaki kredi genişlemesinin yaratacağı talep artışının olacağı şimdiden belli. Enflasyonun devam etmesinin ana nedenlerinden bir diğeri de parasal genişlemenin enflasyon yapışkanlığını desteklemesidir.
*Gümrük vergilerinin artırılması tek başına ithal ikameci süreci başlatmaya muktedir olamaz. Döviz talebinin caydırılması için alınan önlemler aynı anda döviz arzını da caydırıyor ve zorlaştırıyor. Döviz arzının devamlılığına zarar vermeyen ve sadece döviz talebini sınırlayan politikalar üretilmeli, her iki tarafa da zarar veren cari önlemler iptal edilmeli.
Piyasalarda ticarete ve tüketime konu olan mal ve hizmetlerin piyasa fiyatları ile arz ve talebi üzerinde herhangi bir müdahale yok ise, hane halkı, firmalar, devletler ve dış alem eşit koşullarda karar verici durumdadır. Koşulların bu birimler arasında eşit olması halinde kaynakların optimum dağılımı ile tasarruf ve yatırımların dengesi hep verimliliğe hizmet eder.
Serbest piyasa koşullarının harici kanallardan baskılanması nedeniyle, ekonominin optimum dengeleyici stabilizatörlerinin işlevsel etkinlikleri zayıflatır: Fiyatlama, kaynak dağılımı, kaynak kullanımı, yatırım ve bütçeleme gibi yatımcı kararlarına göre şekillenmesi gereken üretim ve pazarlama süreçleri serbest piyasa koşulları dışındaki kanalların müdahalesine maruz kaldığı için, ekonominin optimum dengeleri ve otomatik stabilizatörleri randımanlı çalışamaz.
ANİ VE YÜKSEK KREDİ GENİŞLEMESİ RİSKLER BİRİKTİRİYOR
Üretim gücüne tam olarak yansımayan ani ve yüksek kredi genişlemesi, fiyat istikrarını ve TL’nin dış değerini bozacak riskler biriktiriyor. Yüksek kredi genişlemesinin ürettiği likidite, tam olarak üretim kapasite artışına gitmediği ve oldukça yüksek sızıntı içerinde olduğu için, fiyatlar ve TL’nin dış değeri üzerinde negatif yönlü direkt etkisi ilerleyen dönemlerde net olarak ortaya çıkacak.
Gümrük vergilerinin artırılması tek başına ithal ikameci süreci başlatmaya muktedir olamaz: Artırılan gümrük vergileri, dış satım gelirlerindeki düşüsün dış alımda oluşan düşüşten yaklaşık dört kattan daha fazla yüksek olmasının üreteceği riskleri ve yüksek döviz talebini kısmen hafifletse bile, üretimdeki ikame etkisi beklenen düzeyde olmayacak.
DÖVİZ TALEBİNİN CAYDIRILMASI İÇİN ALINAN ÖNLEMLER DÖVİZ ARZINI CAYDIRIYOR VE ZORLAŞTIRIYOR:
Döviz talebinin caydırılması için alınan önlemler aynı anda döviz arzını da caydırıyor ve zorlaştırıyor: Döviz arzının devamlılığına zarar vermeyen ve sadece döviz talebini sınırlayan politikalar üretilmeli, her iki tarafa da zarar veren cari önlemler iptal edilmelidir.
Döviz likiditesi ve döviz stoklarının mevcut seviyeleri karşısında, Türk Lirasının negatif faiz alanında tutulması cari konjonktürle uyumsuzdur: Dış talebin ve turizmin düşüşüne bağlı olarak giderek derinleşen dövizli gelir kayıplarının var olduğu bir ekonomik konjonktürde, Türk Lirasına negatif faiz uygulanması, dış finansmanın sürekliliğini sınırlayan, çelişkili ve uyumsuz bir politika haline geldi.
Mevcut konjonktürde ihtiyaç sahibi ve meşruiyeti yüksek ülkelerin uluslararası finansa erişebilme kolaylığı eskiye göre çok daha fazladır. Kamu tarafından, altyapı ihtiyaçları için gerekli olan kaynakları, iyi yönetilen ve sorumluluk çerçeveleri iyi çizilmiş uluslararası finans kuruluşlardan temin edilmeye devam etmeli ve dış borcun fakirleştirici etkisine karşı önlemler alınmalıdır.
Salgınla birlikte artan yüksek belirsizliğe rağmen, Türkiye’nin borç çevirme gücü zayıflamadı: Ekonomik volatilite yaygınlığı ve yüksekliği özel sektörün borç çevirme gücünü zayıflatamamış ve başarılı bir çizgide devam etmektedir. Ancak aynı başarı borç ödeme gücü için söz konusu değildir.
DIŞ KIRILGANLIKLARIN SEVİYESİNİ ARTIK CARİ DENGE DEĞİL, REZERVLERİN SEVİYESİ BELİRLİYOR
Türkiye ekonomisindeki dış kırılganlıkların seviyesini, artık cari işlemler dengesi değil, rezervlerin seviyesi belirliyor.
Enflasyon artışına neden olan birim maliyet artışları, kaynak tahsis ve kullanımlarındaki verimsizlik giderilinceye kadar hep devam edecek. Şu andaki yükselen enflasyonun nedeni, düşük faizin sebep olduğu bol kredinin yükselttiği talep değil.
Ancak gelecekteki yüksek enflasyonun nedeni şu andaki kredi genişlemesinin yaratacağı talep artışının olacağı şimdiden belli. Ancak, şu andaki yükselen enflasyonun nedeni arz zincirinde oluşan aksamalar ve TL’nin değer kayıplarının ara mali ithalatında sebep olduğu pahalılaşmalardır.
Türkiye’deki enflasyonun devam etmesinin ana nedenlerinden bir diğeri de parasal genişlemenin enflasyon yapışkanlığını desteklemesidir. Artan para arzının geri çekileceğine ilişkin zamanlama ve niyet piyasalarla paylaşılmadıkça enflasyonun yapışkanlığı zayıflamayacak.
Orhan Ökmen
Sesmir Yönetim Kurulu Başkanı
okmen@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.