Son Haberler

Siyasi belirsizlik, piyasaları dalgalandıracak

BIST’in 24 Haziran olarak açıklanan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri öncesinde artan siyasi belirsizlik, aday seçimi ve seçim anketleri nedeniyle Mayıs ayında dalgalı bir seyir izlemesi bekleniyor. Ayrıca, hisse senedi piyasalarında geçmiş dönemlerde görülen Mayıs ayında “Sat ve Git” beklentisinin de piyasadaki dalgalanmayı artırabileceğini düşünüyoruz.

Borsa İstanbul, Nisan ayında da satıcılı seyrini devam ettirerek ayı %9.2 kayıpla 104.282 puandan tamamladı. Beklentilerin üzerinde gelen karlara rağmen Bankacılık Endeksi negatif ayrışmaya (%12 aylık) Nisan ayında da devam etti. Mart ayında Moody’s’in not indirimi, TL’deki değer kaybı, faizlerdeki yükseliş ve jeopolitik risklerle BIST’te başlayan satışlar, Nisan ayında MHP lideri Bahçeli’nin Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin erkene alınması teklifine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 24 Haziran tarihini açıklaması ile devam etti. İlk tepki, belirsizlik sürecinin kısalacağı beklentisi ile pozitif olsa da sonrasında satışlar devam etti. Ayrıca, Nisan ayında petrol fiyatlarının 66 dolar seviyesinden 75 dolar seviyesine yükselmesi de BIST’in EM içinde negatif ayrışmasında etkili oldu. Nisan ayında EM’lere yönelik risk alma iştahı düşerken, son iki ayda EM’lerden fon çıkış yaşandığı görülüyor. Bu eğilim BIST’te de yaşanırken, Şubat ayı başından itibaren yabancılar BIST’te 750 milyon dolar, tahvil tarafında ise yaklaşık 650 milyon dolar satış yaptı. BIST yabancı payı %63,87 ile Mart 2017’den beri en düşük seviyesine gerilerken, BIST’te yabancı çıkışının kısa vadeli trend şeklinde ilerlediği görülüyor.

MERKEZ BANKASI FAİZLERİ ARTIRDI AMA TL’NİN DEĞER KAYBI DEVAM ETTİ

Mevcut görünüm BIST’te kısa vadede yeni zirve denemelerinin pek mümkün olmadığına işaret ediyor. En azından seçim sonuçları belli olup, güçlü yabancı girişleri gerçekleşmedikçe BIST’te2017’de başlayan orta vadeli yükseliş trendinin sonlandığını söylemek yanlış olmaz. Ancak, BIST halen uzun vadeli yükseliş trendini koruyor ve mevcut satışlar şuan için kısa vadeli bir düzeltme olarak ilerliyor. Jeopolitik riskler, not indirimi ve erken seçimle birlikte siyasi risklerin tekrar ortaya çıkması bu düzeltmenin içsel nedenleri olsa da MSCI EM endeksindeki negatif eğilim gelişmekte olan ülke piyasalarında son iki ayda genel bir düzeltme sürecine girdiğini gösteriyor. 2017 yılında güçlü performans gösteren BIST doğal olarak içsel nedenlerin de etkisiyle bu düzeltme sürecinde başı çekiyor. Nisan ayında TL’deki değer kayıpları TCMB’nin faiz artırımına rağmen sınırlı da olsa devam etti. Ancak, Nisan ayında Dolar (DXY) Endeksi’ndeki güçlenme ve ABD tahvil faizlerinin 2014 yılı başından sonra ilk defa %3 üzerine çıkmasıyla birlikte EM para birimleri Dolar karşısında güçlü değer kaybetti. EM içinde Nisan aynında Brezilya Reali, Güney Afrika Randı ve Meksika Pezosu gibi para birimleri TL’ye oranla daha güçlü değer kaybına maruz kalırken, TCMB faiz artışı ile birlikte TL’deki değer kayıpları sınırlı kaldı.

                                        ÇİN ABD’YE KARŞILIK VERDİ, ENDİŞELER ARTTI

Nisan ayında global tarafta ticaret savaş tartışmaları devam ederken, ABD’nin Çin’e yönelik ek gümrük vergisi gibi uygulamalar global risk iştahında ciddi bir düşüşe neden oldu. ABD uygulamalarına Çin’in de karşılık vermesi, ABD ile Rusya’nın Suriye’de karşı karşıya gelmesi, ticaret savaşlarının global büyümeye yönelik endişeleri artırması gibi nedenler, risk iştahındaki düşüşte etkili oldu. Global piyasalardaki volatilite önceki 2 aya göre azalsa da Nisan ayında da devam etti. Ancak, Nisan ayının ortasından itibaren volatilite de düşüş gördük. Volatilite göstergelerinden bir olan VIX endeksinin kritik 20 seviyesi altına gelerek 15 seviyelerine kadar gerilemesi de bunu teyit etti. Mayıs ayı içinde volatilitenin momentum kaybederek devamı bekleniyor.

FED’in Mart ayında yeni başkan J.Powel liderliğinde 25 baz puan faiz artışı yaptığı tutanaklar kademeli faiz artışının devam edeceğine işaret etti. Tutanaklar ticaret savaşlarının endişe oluşturmasına rağmen, büyümenin devam ettiği ve kademeli faiz artışını politikasının devam edeceğine işaret etti. FED, enflasyondaki yükselişin %2 hedefine doğru gideceğine güvenmeye devam ederken, 2018 yılı toplam üç faiz artışı beklentisini koruyor. FED’in 2 Mayıs’taki toplantısında faizleri artırması beklenmiyor. Ancak, 13 Haziran’daki basın toplantısı da düzenlenecek olan toplantıda FED’in faizleri 25 baz puan artırarak, %1,75-2,00 aralığına yükseltmesi %90 üzerinde olasılıkla fiyatlanıyor.

MERKEZ BANKASI, GEÇ LİKİDİTE PENCERESİ FAİZİNİ ARTIRDI

TCMB Mart ve Nisan ayında TL’de yaşanan değer kayıpları sonrası son dönemde politika faizi gibi kullandığı Geç Likidite Penceresi (GLP) faiz oranını beklentilerin üzerinde paralel 75 baz puan artırarak %13,50’ye yükseltti. TCMB diğer faizleri ise sabit tuttu. TCMB ortalama piyasa beklentisi olan 50 baz puanın üzerinde bir artış yapmasına karşın TL’de ciddi bir güçlenme eğilimi görmedik bunun en önemli nedeni TCMB faiz artışının önceden fiyatlanmış olması ve son dönemde Dolar Endeksindeki güçlenme ile birlikte EM para birimlerinde değer kayıplarının güçlenmesidir. TCMB PPK özetinde enflasyondaki yüksek seviyelerin fiyatlama davranışları üzerinde risk oluşturmaya devam ettiğine görüşünü korunurken, ana eğilime ilişkin göstergelerin katılık sergilediği ve çekirdek enflasyonun yüksek seyrettiğine dair ifadeleri metinden çıkarıldı. PPK özetine ithalat fiyatlarındaki yükselişin fiyatlama davranışları üzerindeki riskleri arttırdığı ifadesi eklenirken, bu öngörü faiz artışı için temel neden olmuş gibi görünüyor. Ayrıca, PPK özetinde enflasyon görünümünde baz etkisi ve geçici faktörlerden bağımsız olarak belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşun kararlılıkla sürdürüleceği ifadesi korunmuştur. TL’deki değer kaybının devam etmesi durumunda TCMB, 7 Haziran toplantısında para politikasında sınırlı bir faz artışına ve/veya para politikasında bir sadeleşme adımına gidebilir.

 

              ULUSLARARASI PİYASALARDAKİ GELİŞMELER, PİYASALARI DALGALANDIRDI

Nisan ayında dünyanın en büyük iki ekonomisi olan ABD ve Çin’den ardı ardına gelen “tarife” açıklamaları küresel ticaret savaşı endişelerini artırmaya devam etti. Gelişmekte olan ülke para birimleri değer kaybederken Türk Lirası bu durumdan etkilenen para birimlerinden oldu. Küresel piyasalardaki çalkantı ve yurt içi tarafta şirket borçlarının yeniden yapılandırılması konusu, hali hazırdaki cari açık ve enflasyon sorunuyla kırılganlığın artması Dolar/TL kurunun Nisan ayının ortalarında yılın en yükseği olan 4.1933 seviyesini test etmesine neden oldu. Başkan Murat Çetinkaya’nın TCMB’nin 86. Olağan Genel Kurulu’nda konuşmasında ihtiyaç halinde ilave sıkılaştırma yapılabileceğini belirterek küresel ekonomiye karşı risklerin önemini koruduğu ifade etmesi ve son dönemde yaşanan gelişmelerin enflasyon beklentileri üzerindeki etkilerini yakından takip ettiklerini vurgulaması sonrası Dolar/TL kuru 4.10 seviyesinin aşağısını görmüş oldu. Kurun düşüşünde Rusya’ya yönelik yaptığı açıklamalarla gündemde olan ABD Başkanı Trump’ın mesajlarının daha ılımlıya yaklaşması da etkili oldu. Ardından ABD ile Rusya arasında artan gerginlik ABD, İngiltere ve Fransa öncülüğündeki koalisyonun Suriye’ye gerçekleştirdiği hava harekâtı ile zirveye ulaşsa da piyasaların bu duruma tepkisi sınırlı oldu. İlerleyen günlerde MHP Lideri’nin Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçiminin 26 Ağustos 2018 günü yapılmasına yönelik talebi ve sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimlerin 24 Haziran 2018’de yapılacağını duyurması kurlardaki dalgalanmanın devamına neden oldu. Yapılan açıklama ile seçimlerin Bahçeli’nin belirtmiş olduğu 26 Ağustos 2018 tarihinden daha da önceye alınması, belirsizliğin kısa vadede ortadan kalkacağı beklentisiyle Türk Lirası varlıklarının ilk tepkisinin olumlu olduğu gözlemlendi. Dolar/TL kuru kademeli olarak 4.0040 sınırına geriledi. Sonraki günlerde dolar endeksinin güçlü seyretmesinin de etkisiyle yükselişini devam ettiren kur için gözler yurt içinde PPK toplantısında odaklandı. PPK’nın 75 baz puanlık faiz artışına rağmen ABD tahvil faizinin 2014 yılından bu yana en yüksek seviyelere çıkması ve dolar endeksinin 91.00 üzerinde fiyatlanması Dolar/TL kurunun 4.10 seviyelerini tekrar test etmesine neden olduktan sonra kur ay sonunda kademeli olarak 4.04 geriledi.

TEMKİNLİ OLMAKTA FAYDA VAR

Bilindiği üzere; faizlerdeki yukarı yönlü hareket Türkiye gibi gelişen ülkeler için kritik önem taşıyor. Bu nedenle yurt içindeki siyasi riskler ile birlikte yurt dışı piyasaların takibi önem arz ediyor. Öte yandan ABD-Rusya-Suriye üçlüsü ile ilgili gelişmelerde tansiyon azalmış gibi görülse de önümüzdeki günlerde olası haber akışlarına karşı temkinli olmakta fayda var. Teknik olarak bakıldığında; 4.07-4.10 bandının kur açısından önemli olduğunu söyleyebiliriz. 4.10 seviyesinin üzerindeki fiyatlamalarda kurda daha önce test edilen 4.19 ve üzeri seviyelerin tekrar gündeme gelmesi muhtemeldir. Kurun gevşemesi için ise 4.07 aşağısındaki fiyatlamalar önemli. Bu seviye aşağısındaki geri çekilmelerde kurda 4.00 ve 3.94 destekleri takip edilebilir.

DRAGHI’NİN FAİZ MESAJI

Nisan ayının başlarında Çin-ABD geriliminin yanında, Suriye kaynaklı ABD- Rusya arasında yaşanan gerilimin Dolar’ı baskılamasından fırsat bulan EURUSD paritesi 1.24 üzerini test etmişti. Euro Bölgesi’nde Mart ayı enflasyon oranı ise Avrupa Merkez Bankası (ECB) politika toplantısına hazırlanırken %1.4’ten %1.3’e revize edildi. Böylece veri, geçtiğimiz ay beklenenden daha az hızlanarak Avrupa Merkez Bankası politika yapıcılarına parasal teşvikten çıkma yolunda terslik oluşturdu. İlerleyen günlerde Dolar endeksinin sert yükselişine de bağlı olarak gerileyen EURUSD paritesi için gözler ECB faiz kararı ve ECB Başkanı Mario Draghi’nin konuşmasındaydı. ECB, Nisan ayı toplantısında beklentiler doğrultusunda faiz oranlarını ve varlık alım programını değiştirmedi. Faiz oranlarının mevcut seviyelerde uzun süre devam edeceğini ifade eden Draghi, parasal gevşemenin enflasyon patikasında sürdürülebilir düzelme olana kadar süreceğini söyledi. Konuşma sırasında 1.22 üzerine çıkan EURUSD paritesi ardından en son Ocak ayında fiyatlanan seviye olan 1.21 aşağısına geriledi. Euro aleyhine işlemlerin devamı halinde paritede 1.1950 ve 1.18 destekleri gündeme gelebilir. Paritenin 1.21 üzerindeki fiyatlamalarda ise 1.2350 ve 1.25 direnç noktaları izlenebilir.

TRUMP’IN RUSYA İLE İLGİLİ MESAJI, TANSİYONU ARTIRDI

Mart ayının son günlerinde olduğu gibi Nisan ayının ortalarına kadar yükselişini sürdüren ons altın en son Ocak ayında test edilen seviyeye yükseldi. Trump’ın Suriye ve Rusya’ya yönelik yaptığı açıklamaların tansiyonu arttırmasıyla kıymetli metal 1340 bandından 1365 seviyelerine kadar çıkış kaydetti. Ardından Suriye rejimine yönelik saldırının ardından güvenli liman niteliğinde olan ürünlere talebin artabileceği düşünülse de; bu saldırıların tek seferlik olduğu vurgusu endişeleri bir nebze olsun hafifletti. Dolar endeksinin yükselişine bağlı olarak özellikle Nisan’ın son haftasında sert geri çekilen sarı metal 1315 sınırına kadar düştü. Bu seviyenin ons altın açısından önemli olduğunu söyleyebiliriz. Satışların devamı halinde 1301 ve 1260 destek noktaları gündeme gelebilir. Aksi yöndeki fiyatlamalarda ise tepki alımlarıyla birlikte 1332 ve 1365 dirençleri takip edilebilir.

PETROL FİYATLARI YÜKSELİRSE NE OLUR?

Mayıs ayında her ne kadar bir değişiklik beklenmese de FED faiz kararı ve tutanaklardaki ifadeler takip edilecek en önemli veri olacak. Faiz kararı sonrası FED üyelerinin yapacağı açıklamalar önemini korumaya devam edecek. Global tarafta ticaret savaşlar tartışmalarıyla risk iştahı azalırken, Mayıs ayında ABD başkanı Trump’tan yeni bir adım gelip gelmeyeceği izlenecek. Jeopolitik riskler gündemden gerilere düşse de ABD ile Rusya arasındaki ilişkiler Suriye’ye müdahale ile oldukça kötüleşmişti. Sonrasında ABD’nin Rusya’ya yeni yaptırımlar ve ambargolar uygulayabileceği tartışmaları gündeme geldi. Rusya’ya ilişkin yeni bir ekonomik kısıtlama getirilmesi durumunda bundan Türkiye’nin de etkilenmesi söz konusu olduğu için bu yöne atılabilecek adımlar yakından izlenecek. Olası yeni yaptırımların Türkiye ticaretini de etkilemesi durumunda TL varlıklarda ekstra satış baskısı görebiliriz. Mayıs ayında FED ile birlikte İngiltere Merkez Bankası faiz kararı takip edilecek. Bununla beraber, kısa vadede merkez bankalarından önemli bir aksiyon beklenmiyor. Nisan ayında negatif ayrışan ve fon çıkışı oluşan EM piyasaları bu eğilimi bir süre daha devam ettirebilir. Petrol fiyatları Nisan ayında yükselişini devam ettirerek 2014 Kasım’dan beri en yüksek seviyesine çıktı. Petrol fiyatlarındaki yükselişin devamı durumunda hem EM içinde hem de gelişmiş ülke piyasaları içinde petrol ihraççısı ülke piyasalarının pozitif ayrışmasını ve bu eğilim bir süre daha devam etmesi bekleniyor. Net enerji ithalatçısı olan Türkiye piyasalarına etkisinin negatif olması bekleniyor.

                                                       SEÇİM EKONOMİSİ VE PİYASALAR

Mayıs ayında yurtiçi piyasaların ana gündemi 24 Haziran’da yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri olacak. Erken seçimin çok kısa sürede yapılacak olması piyasalardaki olası negatif etkinin sınırlı kalmasını sağladı. Buradaki ana etken seçimin ekonomi üzerindeki negatif etkisinin kısa zaman nedeniyle sınırlı kalacak olmasıdır. Bununla beraber, enflasyon verileri başta olmak özere açıklanacak makro veriler, Merkez Bankası’nın faiz kararı ve Mayıs ayında ABD’de karara bağlanması beklenen dava ile ilgili gelişmeler yurt içinde yakından takip edilecek diğer konu başlıkları olacaktır.

MAYIS AYINDA PİSALARDA DALGALANMA BEKLENİYOR

Yukarıda sıraladığımız beklentilerin ışığında BIST’in 24 Haziran olarak açıklanan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri öncesinde artan siyasi belirsizlik, aday seçimi ve seçim anketleri nedeniyle Mayıs ayında dalgalı bir seyir izlemesi bekleniyor. Ayrıca, hisse senedi piyasalarında geçmiş dönemlerde görülen Mayıs ayında “Sat ve Git” beklentisinin de piyasadaki dalgalanmayı artırabileceğini düşünüyoruz. Bununla beraber, son iki aydaki düşüşü %12’yi aşan ve EM içinde düşük çarpanlar ile işlem gören BIST’in global piyasalarda bir toparlanma yaşanması ve Mayıs ayının ikinci yarısında seçim sonuçlarından istikrarın devam edeceği beklentisinin kuvvetlenmesi durumunda tepki yükselişi gerçekleştirebilir. EM’lerden fon çıkışlarının devam etmesi durumunda ise BIST Mayıs ayında da EM içinde negatif ayrışmasın sürdürebilir.

Osman Göktan

oktan@turcomoney.com

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Site Haritası