Uluslararası birçok toplantıya ev sahipliği yapan İstanbul’da, küresel finans sisteminin geleceği tartışıldı. Uluslararası Finansal Sistemler Forumu (International Forum on Financial Systems), İslam İşbirliği Teşkilatı’nın bir alt kuruluşu olan İslam ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC), Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB), Borsa İstanbul, İslam Kalkınma Bankası Grubu ve MüSİAD ortaklığında 11-12 Eylül 2013 tarihlerinde İstanbul WOW Kongre Merkezi’nde gerçekleşti.
Toplantı; devlet adamları ve diğer politika yapıcılar, uluslararası kuruluş üst düzey temsilcileri, akademi dünyasından ünlü iktisatçılar ve finans dünyasının önde gelen temsilcilerini içeren dünya ektelektüellerini, gelecek nesiller için daha adil, kapsayıcı ve istikrarlı bir finansal sistemin inşası yolunda potansiyel çözüm yollarını tartışmak üzere İstanbul’da biraraya getirdi. Cumhurbaşkanlığı himayesinde yapılan ve açılış konuşması Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından yapılan Forum’a, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da konuşmacı olarak katıldı.
GüL: DEHŞET DENGESİNE SAHİP EKONOMİK SİSTEM SORGULANIYOR
Uluslararası Finansal Sistemler Forumu’nda açılış konuşması yapan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, uluslararası ekonomik sistemin adeta bir “ekonomik dehşet dengesi” üzerinde hareket ettiğini belirterek, bu nedenle küresel finans sisteminin sorgulanmaya başlandığını belirtti. Ekonomi ve finans sektörünün yönetiminde amaçlarla, araçların birbirine karıştırıldığını ifade eden Gül sözlerini şöyle sürdürdü: “Hiçbir zaman unutulmamalıdır ki, ekonomik faaliyetlerin nihai amacı toplumların refah düzeyini yükseltmek ve insanların mutluluğu olmalı. Finans sektörünün temel fonksiyonu ise, bu hedefe ulaşılması için ilave kaynak oluşturulması ve böylece ekonomide atıl potansiyelin harekete geçirilmesidir. 2008 krizini getiren süreçte bu temel ilkeler maalesef tamamen unutuldu. Küresel finansal mimari, reel ekonomik değer ve karşılık yerine, geleceğe dönük beklentiler üzerine inşa edildi. Geliştirilen finansal araçlar da iş, aş, gelir ve refah sağlamak için değil, sektördeki aktörlerin ifrata kaçan açgözlülüğünü tatmin için kullanıldı. Neticede sistem tersten kurgulandı ve risk doğru yönetilemedi. Kısa vadeli kar maksimizasyonu ve spekülatif eğilimlerle birleşince, adeta felakete davetiye çıkarıldı ve kriz dünyayı olumsuz etkiledi. Bu anlamda yeni finansal mimarinin, gelişmekte olan ülkelerin küresel ekonomideki ağırlıklarını daha iyi yansıtması gerektiği aşikar. Tam da bu noktada faizsiz finans mevcut sistemi tamamlayıcı bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor.
ŞİMŞEK: İSLAMİ FİNANSLA EKONOMİ DAHA AZ KIRILGAN
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Sürdürülebilir Kalkınma için Sürdürülebilir Finans” temasıyla düzenlenen “Uluslararası Finansal Sistemler Forumu”nda yaptığı konuşmada, İslami finans enstrümanlarının gelişmesinin Türkiye ekonomisini daha az kırılgan yapacağını söyledi. Katılım bankası ve diğer enstrümanların spekülatif alanlara sermaye bağlamadığını ve kredi vermediğini vurgulayan Şimşek, reel sektörü de desteklediklerini kaydetti. Şimşek alternatif piyasaların gelişmesinin Türkiye’nin lehine olacağını ifade ederek, şunları kaydetti: “Türkiye tasarruf ihtiyacı olan bir ülkedir. Bu yolla Körfez‘deki yatırımcıdan daha çok kaynağı Türkiye’ye getirirsek, bu hem maliyetlerimizi, hem de imkanlarımızı olumlu etkiler. O nedenle bu konferans çok anlamlı. özellikle İslami finans ürünlerinin likiditesinin artırılmasına yönelik tedbirlerin alınması çok önemli. Şu an en büyük sıkıntı bu.
AL-MADANİ: İSLAMİ BANKACILIK 2 TRİLYON DOLARA ULAŞACAK “Sürdürülebilir Kalkınma için Sürdürülebilir Finans” temasıyla düzenlenen Uluslararası Finansal Sistemler Forumu‘nda konuşan İslam Kalkınma Bankası (IDB) Grup Başkanı Dr. Ahmed Mohammed Ali Al-Madani, ekonomik kalkınmanın sürdürülebilir olması için, her şeyden önce finansal işlemlerin temelinde adalet ve ahlaki davranışın yer alması gerektiğini belirtti. Son krizin finansal dünyada şimdiye kadar yaşananların en büyüğü olduğunu dile getiren Al-Madani, bunun mevcut finansal sistemin eksikliklerini gözler önüne serdiğini ve yeni bir finansal paradigmanın kapılarını araladığını işaret etti. İslami Bankacılıkla ilgili en son raporlara göre, küresel İslami bankacılık varlıklarının 2011 yılında 1,3 trilyon dolara ulaştığı bilgisini veren Al-Madani, uzmanların sektörün 2014 yılı sonunda 2 trilyon dolar eşiğini aşmasını beklediğini ifade etti.
İSLAMİ FİNANSMAN TüM İNSANLIĞA YAYGINLAŞTIRILMALI Suudi Arabistan Birleşik Krallığı Ulusal Ticaret Bankası Yönetim Başkan Yardımcısı Abdulrazzak Elkhraijy ise, her finansal kurumun risk yönetimiyle ilgili farklı beklentisi olduğunu ve İslami bankacılığın bütün insanlığa yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi. İslami bankacılığın gelecekteki büyümesini değerlendirecek bir standart olmadığını dile getiren Elkhraijy, bu standardın oluşturulmasının ve geliştirilmesinin İslami finans sektörünün büyümesi açısından hayati önem teşkil ettiğini kaydetti.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.