*Belirli ülkeler ve grupların servetleri ve refah düzeylerinin önemli ölçüde arttığı ancak milyarlarca insanın yoksulluk sınırının altında yaşadığı dünyamızda bu anlayışla savaşların, iktisadi krizlerin, küresel nüfus hareketleri ve göçlerin, virüslerin (!) bitme şansı yok. Tek şirkete dönüşen küresel ekonomide, dünyayı yönetenler sosyal adaleti ve adil bölüşümü beceremediği sürece daha çok sıkıntı çekilecek gibi görünüyor.
*Çeyrek asır önce Batı ülkeleri dünya gelirinden 2/3 oranında pay alırken, şimdi başta Çin ve Hindistan olmak üzere Pasifik havzası ile yarı yarıya paylaşmaya başladı. Yakın gelecekte Pasifik havzasının payı 2/3’e çıkacak. Hızla küreselleşen dünyamızda; doğanın ve insanın tahrip edilmesi pahasına toplam servet arttı ama bir yandan da iktisadi/siyasi krizler ve yığınların mutsuz olmasını sağlayacak sonuçlar oluştu.
Dünyayı yönetenler 90’lı yıların başından itibaren küreselleşmenin erdemini kafalara öyle bir güzel enjekte ettiler ki, herkes bugüne kadar niye küreselleşmemişiz diye adeta hayıflandı.(!) Ünlü-ünsüz-yerli-yersiz (!) iktisatçılar küresel dünyanın erdemini anlata anlata bitiremediler. Bu düşünce çabucak milyonlarca taraftar buldu ve hızla yayıldı.
Bunun üzerine dünya adeta tek bir şirkete dönüştürüldü. Emek, sermaye ve mal ticareti serbestleştirildi. Liberal sistemin özünün “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” olduğu ve “batan batar, çıkan çıkar”, müdahale etmeye gerek yok düşüncesi egemen kılındı.
Ekonomide devletlerin payı azaltılmaya başlandı. Yeni ekonomik sistem; verimliliği artırır, işsizliği azaltır, doğayı korur, genel refah düzeyini artırır, insanlar daha zengin ve daha mutlu olur düşüncesini vaat etti. Bu yaklaşımlar ve teknolojik etkileşim üzerine sosyalist blok adeta çöküverdi. Sosyal devlet anlayışı zayıflatıldı.
2000’Lİ YILLARLA BİRLİKTE KÜRESELLEŞMEDE RÜZGARIN HIZI İYİCE ARTTI
2000’li yıllarla birlikte küreselleşmede rüzgarın hızı iyice arttı. Bir mal nerede daha kaliteli ve daha ucuza üretiliyorsa oraya hücum edildi. Alıcılar sürekli araştırma halinde, malı daha ucuza nasıl satın alabilirimin peşine düşünce, bu kez nasıl daha ucuza üretebilirim gerçeği önem kazandı.
Üretimin ekseni batılı ülkelerden daha düşük fiyata mal-hizmet imal edebilen doğulu ülkelere kaymaya başladı. Bir anlamda yoksullar ucuza üretsin, zenginler tüketsin modeline geçildi.
Sistem iyi de başladı. Fakat zaman içinde ucuz girdi, ucuz iş gücüne sahip ülkeler diğerlerine oranla rekabet üstünlüğü sağladı. Bu ülkeler daha fazla mal satmaya, dış ticaret fazlası vermeye başladılar.
TÜKETİM BİREYLERE MÜTHİŞ BİR ŞEKİLDE POMPALANDI
Tüketim ise serveti fazla olan ve-veya kredisi olan ülkelere düştü. Kapitalist düşüncenin dayandığı temel ilkelerden biri olan tüketim bireylere müthiş bir şekilde pompalandı. Olan parasıyla, olmayan borçlanarak tüketmeye başladı. Bunun üzerine bireyler ve ülkelerin borç düzeyleri artmaya başladı. Yani bireyler sadece bugününü değil, geleceğini de tüketmeye başladı.
Her şey yolunda giderken, çok geçmeden, neredeyse ilk 10-15 yılı sonunda küreselleşmenin ilk sallantısı 2000’in ilk yıllarında bu sistemden en çok geçinen küresel liderde baş gösterdi.
Refah zinciri arıza yapmaya başladı. Konut kredilerinde nihai tüketici borcunu ödeyemez hale gelince, sırtını ve tüm gelecek planlarını tüketime dayamış olan finansal kuruluşlar ve hemen devamında dev şirketler zincirleme olarak sarsıntı geçirmeye başladı.
ABD SADECE BİR SİGORTA ŞİRKETİ İÇİN BİLE YÜZ MİLYAR DOLARA YAKIN KURTARMA PARASI VERDİ
Bu süreç domino etkisi ile geniş kitlelere, diğer sektörlere ve hatta diğer ülkelere taşmaya başlayınca, liberal düşünce rafa kaldırıldı ve hemencecik devletçilik devreye alındı. Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler düşüncesi unutuluverdi. Küresel lider ülke ABD sadece bir sigorta şirketi için bile yüz milyar dolara yakın kurtarma parası verdi.
Aksi halde havadaki, yoldaki tüm mallar bir anda teminatsız kalıverecek, sistem çöküverecekti. Bu krizi hemen hemen iki üç yılda bir yeni krizler takip etmeye başladı. Her yeni krizde de yeniden devlet kaynaklarına başvuruldu.
Küreselleşme sonucu üretim ekseninin doğuya/ucuz yere kayması ticaret savaşlarını tetikledi. En büyük tüketici ABD ile en büyük üretici Çin karşı karşıya geldi. ABD düne kadar ucuz mal kaynağı olarak gördüğü Çin’i bu kez küresel tehdit olarak görmeye başladı.
Çünkü çeyrek asır önce Batı ülkeleri (ABD, AB, Kuzey Ülkeler) dünya gelirinden 2/3 oranında pay alırken, şimdi başta Çin ve Hindistan olmak üzere pasifik havzası ile yarı yarıya paylaşmaya başladı.(1)
ABD, AB VE KUZEY ÜLKELER ALEYHİNE ÖNEMLİ BİR GÜÇ KAYBI SÖZ KONUSU OLACAK
Aynı hızla devam edilirse yakın gelecekte pasifik havzasının payının 2/3’e çıkacağı, yani ABD, AB ve Kuzey ülkeler aleyhine önemli bir güç kaybı söz konusu olacağı anlaşıldı.
Varılan noktaya bakıldığında, hızla küreselleşen dünyamızda; doğanın ve insanın tahrip edilmesi pahasına toplam servet arttı ama bir yandan da iktisadi/siyasi krizler ve yığınların mutsuz olmasını sağlayacak aşağıdaki sonuçlar oluştu.(2),
Özetle, belirli ülkeler ve grupların servetleri ve refah düzeylerinin önemli ölçüde arttığı ancak milyarlarca insanın yoksulluk sınırının altında yaşadığı günümüz dünyasında bu yapı ve bu anlayışla savaşların, iktisadi krizlerin, küresel nüfus hareketleri ve göçlerin, virüslerin (!) bitme şansı bulunmamaktadır.
Tek şirkete dönüşen küresel ekonomide, dünyayı yönetenler sosyal adaleti ve adil bölüşümü beceremediği sürece daha çok sıkıntı çekilecek gibi görünüyor. Bu nedenle devletleri yönetenler kadar onları seçenlerin tercihleri de son derece önemli.
(1) Dünya-Şeref Oğuz
(2) https://insamer.com/tr/kuresel-adaletsizlik-dunya-yoksulluk-ve-esitsizlik-raporu-2018_1682.html
(3) https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/kuresel-borclar-246-trilyon-dolara-ulasti-/1532903ml
Şaban Çağıran
Bankacı
cagiran@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.