1980 yılında Doğa ve Doğal Kaynakların Korunması Uluslararası Birliği tarafından yayınlanan raporda ilk defa artık kalkınmanın sürdürülebilir olmadığına dair tesbitler yeraldı.
İnsanoğlu ve ‘insankızı’ , HOMO SAPİENS , tarih içinde varolmaları sonrasında binlerce yıl sadece birinci evre sürdürülebilirlik sorunları ile boğuştular. Tüm yaptıkları da varolma ve ırkını devam ettirme içgüdüsü ve buna bağlı yaşam stratejileri temelli faaliyetler idi.Bu haliyle kendisi ile birlikte yeryüzünü mekan etmiş milyonlarca canlı türüyle benzeş konumdaydı.
Ancak zaman içinde ‘düşünen’ insan diğer canlı türlerinden farklılaşarak hayatını ya da mücadelesini kolaylaştıracak keşif ve icatlar yapmaya başladı.Fiziksel gücünün çok ötesinde , zaman zaman kendinden üstün özelliklere sahip diğer türleri ehlileştirip kullanarak ya da kendi tasarladığı ve ürettiği araç, alet , edavat ve nihayet makinalarla çevresindeki canlı ve cansızlara karşı etki gücünü arttırdı. Buhar kazanlarının ,içten patlamalı motorun, elektriğin ve nihayet nükleer gücün keşfi ile İNSAN giderek doğaya ve diğer türlere karşı yeni mevziler kazanarak canlı türleri arasında tartışılmaz üstünlüğünü ilan etti. Artık doğal zincir içinde herhangi bir halka değildi.Beslenme , barınma, hastalıklardan korunma, doğal olaylardan daha az etkilenme imkanları arttı ve diğer canlı türleriyle birbirini tamamlayıcı ve karşılıklı bağımlılık ilişkisi yerine insanın ihtiyaçlarına hizmet ettiği kadar ve insan için uygun olduğu biçimde bir ilişki oluştu.
Başlangıçta beslenme zinciri içinde ve sadece yakın çevresinde avcılık ve toplayıcılık yaparken ilerleyen dönemlerde tarım ve hayvancılık yapmaya başladı.Tarımsal faaliyetler tarih içinde önemli bir dönüm noktası oldu.Çünkü daha küçük alanda daha fazla insan yaşayabilir ve hayatını sürdürebilir oldu. Paranın icadı ve işgücünün ihtisaslaşarak işbölümünün artması ile birlikte mesleklerin ve toplumsal sınıfların oluşması ; mekanizasyon, sanayileşme ve kentleşmenin ulaştığı seviye artık İNSAN için türünün sürdürülebilirliği ile ilgili tüm doğal tehditleri yok seviyesine indirdi.
BÜYÜMENİN SINIRLARI
Milyarlarca insanın inanç dünyasının kutsal kitapları da insanın tüm yaradılmışlar içinde farklı ve üstün olduğunu ve diğer canlılara hükmetme ruhsatına sahip olduğunu söylüyordu..
Tam sürdürülebilirlik diye bir sorun kalmadı derken ‘DÜŞÜNEN İNSAN’ bastığı dalın çatırdadığını gördü. O güne kadar masum, içgüdüsel bir şekilde türünü sürdürmek saikiyle başlayan ve tarihsel gelişim içinde arttıkça artan ruhsal ve fiziksel ihtiyaçlarını karşılayarak tatmin olmak üzerine kurduğu dünya görüşü 1970’lere gelindiğinde sorgulanır oldu. Çünkü ‘Büyümenin Sınırları – Limits to Growth’ raporu o güne kadar sınırsızmış gibi tüketilen birçok doğal kaynağın öngürülebilir bir rezerv büyüklüğü olduğunu söylüyordu. Rapor, o yıllardaki nufus artışı, doğal kaynakların kullanılma hızları, sanayi süreçleri, gıda üretimi, çevresel sorunlar , insanların tüketim alışkanlıkları gözönüne alındığında yenilenmeyen kaynak stoku karşısında BÜYÜMENİN SINIRLARI olduğunu bilimsel verilerle ortaya koyuyordu.
Raporu hazırlatan Roma Kulübü ‘yeryüzü ve insanlığın geleceği üzerine öngörülerde bulunmak ‘ üzere kurulmuş bir düşünce topluluğuydu. Ne garip bir tesadüf ki Roma İmparatorluğu’nun da aşırı tüketim, israf ve sefahat nedeniyle yıkıldığı yaygın söylentiler arasındadır. İşte Roma Kulübü, Roma İmparatorluğu’nun son bulduğu kentte tam 15 asır sonra 1968 yılında kurulmuştu ve insanlığın geleceği ile ilgili çalışmaları destekliyordu.
CEHENNEM SENARYOLARI
Raporun geniş kamuoyuna tanıtılması sonrasında ne akademik dünyadan, ne siyasetçilerden, ne devlet yönetimlerinden, ne yasa yapıcılardan, ne de sivil toplum kuruluşlarından ve hatta aktivistlerden yeterli ilgiyi ve desteği gördüğü söylenemez.Öngörülenlerin vahametine rağmen ilgili tarafların sorumluluk da almadıkları görüldü. Öte yandan raporun metodolojisi, varsayımları ve geleceğe yönelik projeksiyonları hakkında çok sayıda bilim adamının da eleştirel bakış açıları takındıkları bir diğer gerçekti. Ancak üzerinden yıllar geçtikçe raporun alternatifli senaryolarının bazısının çok önemli sapmalar olmadan yaşandığı görüldü. Yani büyümenin sınırları bir gerçekti ve raporda tarif edilen cehennem senaryolarına adım adım yaklaşıyorduk.
Büyümenin Sınırları kitabının yayınlandığı 1972 yılında Stockholm’da İnsan Çevresi Birleşmiş Milletler Konferansı düzenlendi ve raporun işlediği pekçok konu farklı bakış açılarıyla tartışıldı.1980 yılında Doğa ve Doğal Kaynakların Korunması Uluslararası Birliği tarafından yayınlanan raporda ilk defa artık kalkınmanın sürdürülebilir olmadığına dair tesbitler yeraldı.
SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA NASIL SAĞLANACAK?
Ve nihayet 1983 yılına gelindiğinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarihi bir karara imza attı. Alınan karar gereğince Norveç Başbakanı Gro Harlem Brundtland başkanlığında kurulan Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Komisyonu 1987 yılında ‘’ORTAK GELECEĞİMİZ’’ adlı raporu yayınladı.İlk defa bu raporda çevre ve kalkınma konularının nasıl içiçe oldukları ile ilgili yapılan değerlendirmeler sonrasında bugün tüm dünyada en yaygın olarak kabul edilen ‘’SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA ‘’ tanımı yapıldı.
Sürdürülebilir Kalkınma ; gelecek kusakların kendi ihtiyaçlarını karsılayabilme imkanlarını kısıtlamıyacak sekilde bugünün ihtiyaçlarını karsılayan kalkınma modeli ve uygulamalarıdır.
Daha geniş anlamda sürdürülebilir kalkınma ;
SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMANIN ŞARTLARI
SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMANIN üç bileşeni vardır;
İNSANLIK , tarihinin en büyük sınavı ile karşı karşıya. Artık sürdürülebilirliği için altetmesi gereken karşısındaki yedi başlı canavar gibi bir hasım değildir.
RAKİP KENDİSİDİR.
YENMESİ GEREKEN ; KENDİ HIRSI, AÇGÖZLÜLÜĞÜ, EGOSU ve ALIŞKANLIKLARIDIR.
YAPMASI GEREKEN; İŞBİRLİĞİ,PAYLAŞIM VE DAYANIŞMADIR.
DEĞİŞMESİ GEREKEN ; DEĞERLERİ, MUTLULUK VE TATMİN ANLAYIŞIDIR.
OLMASI GEREKEN ; ADİL, İNSANCIL, BARIŞÇI ve EŞİTLİKÇİ olmaktır.
AKSİ TAKDİRDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK HAM HAYALDİR.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ADINA ATILACAK HER ADIM , ALINACAK HER KARAR YA DA YAPILACAK HER EYLEM YUKARDA SAYILAN ÖZELLİKLERDEN BİR YA DA BİRKAÇININ İNSANLAR, KARAR VERİCİLER VE UYGULAMACILAR TARAFINDAN BENİMSENMESİ HALİNDE MÜMKÜN OLABİLECEKTİR.
Yazı dizisi devam edecek……
Murat Sungur Bursa
Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Başkanı
sungur@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.