“ABD’de Trump’ın seçilmesiyle büyümenin ivme kazanabileceği beklentisi sonrası tahvil faizlerindeki hızlı yükselişe rağmen ABD hisse senedi piyasası kasım ayında pozitif bir seyir görüldü. Japonya ise dolar endeksindeki yükselişe paralel Yen’de meydana gelen sert değer kaybının ihracat tarafında oluşturacağı pozitif beklentilerle kasım ayında ABD endeksleriyle birlikte en iyi performansı gösteren gelişmiş ülke borsası oldu.”
Ekim ayını 78.500 seviyelerinden kapatan BIST-100 endeksi kasım ayında beklentimize paralel satış baskısı ile karşılaşarak yurtdışı borsalardan özellikle de gelişmiş ülke borsalarından negatif ayrıştı. BIST-100 endeksi kasım ayında %8’in üzerinde değer kaybeden bankacılık sektörü hisseleri öncülüğünde ay içinde %5 üzerinde değer kaybetti. Sürpriz bir şekilde ABD seçimlerini Cumhuriyetçi aday Trump’ın kazanmasıyla global piyasalarda ilk anda ciddi bir negatif fiyatlama oluştu. Sonrasında ise başta ABD olmak üzere gelişmiş ülke piyasaları hızla toparlanırken, gelişmekte olan ülke piyasaları negatif ayrıştı. Trump’ın vaat ettiği alt yapı yatırımları gibi politikaların ilerde ABD bütçe açığını artıracağı ve enflasyondaki yükselişi hızlandıracağı düşüncesi, piyasalarda Fed’in faizleri daha hızlı artıracağı beklentisinin oluşmasına neden oldu. Fed’in Aralık ayında faiz artışına gideceği beklentileri %100 seviyelerine yükselirken 2017 ve sonrası için Fed faiz artışı sayısının artacağı beklentisi oldukça güçlendi. Bu beklentilerle birlikte dolar endeksi hızla değer kazanırken, ABD tahvil faizlerinde hızlı yükseliş gerçekleşti. Buda gelişmekte olan ülkelerden doların ana vatanı olan ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelere fon akımını hızlandırdı.
TL’DEKİ DEĞER KAYBI
Bu gelişmeler sonrasında TL’deki değer kaybı ve tahvil faizleri hızlı yükselişler görüldü. TL’deki bu değer kaybı ve faizlerdeki yükselişe rağmen özellikle ABD Doları bazında oldukça düşük seviyelere gerileyen BIST endeksindeki düşüş daha sınırlı oldu. Artan volatilite sonrasında TCMB Kasım ayında, faizlerde bir değişiklik beklemeyen piyasa beklentilerinin tersine haftalık repo olan politika faizini 50 baz puan, faiz koridorunun üst bandını ise 25 baz puan artırma kararı aldı. Karar ilk etapta pozitif etki oluştursa da aynı gün AP parlamentosunun tavsiye niteliğinde olan AB’nin Türkiye ile müzakereleri dondurması tavsiye kararı alması bu pozitif havayı sınırlandırdı. TCMB toplantı özetine bakıldığında genel olarak ekim ve kasım notlarının arasında büyük bir farklılık görülmüyor. Büyümedeki zayıflamaya ilişkin ifade korunurken, cari açığa ilişkin atıf metinden çıkarıldı. Kasım notunda “küresel kaynaklı belirsizliklerdeki artış ve yüksek oynaklıklara” bağlı döviz kurundaki artış üzerinden enflasyon konusunda ekim ayına göre daha temkinli bir duruş sergilendi. TCM faiz artırımı dışında yabancı para zorunlu karşılıklarda tüm vade dilimlerinde 50 baz puan indirdi. Bu düzenleme ile piyasaya yaklaşık 1,5 milyar dolar ekstra döviz kaynağı oluşacak.
EN İYİ PERFORMANSI JAPONYA GÖSTERDİ
ABD’de Trump’ın seçilmesiyle büyümenin ivme kazanabileceği beklentisi sonrası tahvil faizlerindeki hızlı yükselişe rağmen ABD hisse senedi piyasası kasım ayında pozitif bir seyir görüldü. Japonya ise dolar endeksindeki yükselişe paralel Yen’de meydana gelen sert değer kaybının ihracat tarafında oluşturacağı pozitif beklentilerle kasım ayında ABD endeksleriyle birlikte en iyi performansı gösteren gelişmiş ülke borsası oldu. Gelişmekte olan piyasalar tarafında ise Kasım ayında petrol fiyatlarındaki yükselişle birlikte Rusya en iyi performans gösteren borsalardan biri olurken, Çin’de benzer birperformans gösterdi. BIST ise Hindistan, Endonezya ve Brezilya borsalarıyla birlikte gelişmekte olan piyasalar içinde Kasım ayında değer kaybeden borsalardan biri oldu.
FED, FAİZ ORANLARINI SABİT TUTTU
Kasım ayında Fed faiz oranlarını % 0,25-% 0,50 arasında sabit tuttu. Karar 2’ye karşı 8 üyenin oyuyla alındı. Fed, faiz artırımları için nedenlerin güçlenmeye devam ettiğini, hedeflere doğru ilerlendiği,ancak artırım için bazı kanıtlar görmek gerektiği belirtildi. Tutanaklarda Aralık ayında yapılabilecek bir faiz artırımının, Fed’in kredibilitesine olumlu katkı sağlayacağı ifadesi dikkat çekti. Birkaç Fed yetkilisi İngiltere’nin AB’den ayrılma kararıyla zayıf global büyümeden kaynaklı aşağı yönlü riskler gördüklerini ifade ettiler. Bazı üyeler ise tam istihdam ve % 2 enflasyon hedefine doğru gidildiğine ilişkin ilave bazı ek kanıtlar görmek gerektiği düşüncesini korudu. Ayrıca, tutanaklarda Fed üyelerinin faiz artırımı konusunda önceki toplantılardaki görüş ayrılığının azaldığı görüldü. Kasım ayına damgasına vuran ABD seçimlerinde sandıkların açılmaya başlamasından itibaren devam eden yüksek volatilite Euro/Dolar’da önce 1,13’ün, ardından 1.05’li seviyelerin görülmesine neden oldu. Piyasaların dolara yönelme eğiliminin artabileceği önümüzdeki aylarda pariteyi 1,00 seviyesinin altında görebiliriz. Bu durumda gelişmekte olan ülke para birimlerindeki satış baskısının artacağı TL üzerindeki baskının bir süre daha devam edebileceği söylenebilir. ABD seçim sonuçlarının açıklandığı gece ani fiyat yükselişiyle birlikte 1.335 dolar/ons seviyesini gören ve buradan gelen güçlü satışlarla birlikte 1.200’lü seviyelerin altına kadar düşen sarı metalde, dolardaki değerlenmenin devam etmesi ve Fed’den gelebilecek faiz artırımıyla birlikte 2016’nın en düşük seviyelerine doğru hareketler görülebilir. Taban oluşumunun ardından altında orta ve uzun vadede yükseliş trendlerigörülebilir.
FED, ARALIKTA FAİZ ARTIRACAK
Aralık ayında piyasaların ana gündemi kuşkusuz Fed faiz kararı olacak. Fed’in Aralık ayında faizleri artırma olasılığı %100’e yaklaşması nedeniyle Aralık ayında faiz artırılmasına kesin gözüyle bakılıyor. Ancak, piyasalar için önemli olan 2017 için Fed üyelerinin kaç faiz artırımı öngöreceği ve ortalama yılsonu faiz tahmini olacak. Bununla birlikte Yellen’in önümüzdeki dönemde faiz artırımlarının hızı konusunda vereceği mesajlar önemli olacak. Fed’den kademeli ve faizlerin yavaş artırılacağı mesajına tekrar vurgu yapılması faiz kararı sonrası gelişmekte olan ülke piyasalarının bir nebze nefes almasını sağlayacak. Buda başta TL olmak üzere değer kayıplarının sınırlanmasın hatta sınırlı da olsa düzeltme ile gelişmekte olan ülke kurlarında ve borsalarında toparlanmasının yaşanmasına katkı sağlayacak. Ancak, Fed faiz kararı sonrası Aralık ayında gelişmiş ülkelerin relatif olarak güçlenmeye devam etmesi bekleniyor. Global tarafta Aralık ayındaki gündemlerden biri de İtalya’da yapılacak anayasa referandumu olacak. Mevcut durumda anketler referandumda “evet” ve “hayır” oylarının başa baş olduğuna işaret ediyor. Referandumdan olası bir hayır kararının çıkması İtalya’da bir hükümet değişikliğine neden olabilir. Bu durumda da AB karşıtı bir siyasi parti başa gelebilir ki buda başta Avrupa piyasaları olmak üzere Brexit benzeri ciddi bir negatif fiyatlamaya neden olabilir. Aralık ayında global piyasaların bir diğer takip edeceği konu ise yeni ABD başkanı seçilen Trump’ın kendisine nasıl bir yönetim kadrosu kuracağı ve uygulanabilecek politikalara ilişkin ip uçları olacak. Piyasalar şuanda Trump’ın uygulayacağı politikaların kısa vadede ABD’deki büyümeye ivme kazandıracağına bunun da enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskı yaparak Fed faiz artışının hızlanabileceğine yönelik fiyatlama yapıyor. Bu yönde söylemlerin güçlenmesi, gelişmekte olan ülkelerden başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelere fon akımını hızlandırması beklenir. Buda en başta Türkiye olmak üzere gelişmekte olan ülkeler içinde kırılgan olarak nitelendiren ülke piyasalarındaki negatif fiyatlamanın devamına neden olacak. Global tarafta ABD’den ve Çin’den gelecek ekonomik veriler takip edilmeye devam edilecek. Son dönemde OPEC’in petrol üretimini konusunda kısıtlamaya gidebileceği beklentisi petrol fiyatlarında sınırlı bir toparlanmaya neden olmuştu. Bu konuya ilişkin gelişmeler yakından izlenecek. Petrol üretiminin sınırlandırılmasına yönelik alınacak bir kararın petrol fiyatlarında yukarı yönlü baskı oluşturması beklenir.
TCMB, DOLAR, SURİYE VE FED
Yurtiçinde ise Aralık ayında en önemli gündem TCMB almış olduğu son kararların etkileri ve Aralık ayına yönelik beklentiler oluşturacak. Ayrıca, ay içerisinde açıklanacak makro verilerin yanında Suriye ve diğer konuları içeren jeopolitik riskler, anayasa değişikliği ve diğer siyasi gelişmeler de yakından takip edilmeye devam edilecek. Eylül ayındaki not indirim sonrası önem derecesi düşük olsa da 2 Aralık’ta Moody’s’inyapacağı kredi notu gözden geçirmesi izlenecek. Bu beklentiler ışığında Aralık ayında gelişmiş ülkelerde risk alma iştahının yüksek, gelişmekte olan ülkelerde ise düşük seyretmeye devam etmesini beklemekteyiz. Ancak, Fed faiz kararı sonrası başta Türkiye olmak üzere satış baskısı altında kalan gelişmekte olan ülke piyasalarında sınırlı da olsa toparlanma eğiliminin oluşması bekleniyor. Gelişmekte olan piyasaların 14 Aralık’taki Fed faiz kararına kadar negatif ayrışmasını devam ettirmesi bekleniyor. Ancak eğer Fed’den şahin tonda ve faizlerin beklenenden hızlı artırılabileceğine ilişkin güçlü söylemler gelmesi durumunda gelişmekte olan ülke piyasalarındaki negatif ayrışmanın Fed faiz kararı sonrası hızlanarak devam etmesi beklenmeli. Geçmiş yıllar incelendiğinde son 6 yılda BIST’in Aralık ayında 2010 ile2012 yılı hariç genellikle kötü performans gösterdiği ve ayı genellikle kayıpla kapattığı görülüyor. BIST’in bu nedenle Aralık ayını da kayıpla kapatmasının yüksek olasılık olduğunu düşünüyoruz. Dolara olan talep ve gelişmiş ülkelere doğru başlayan fon akımı nedeniyle yurtiçi piyasaların kısa vadede zayıf performans göstermeye devam etmesi ve TL varlıklarda satış baskısının momentum kaybetse de Aralık ayında genel olarak devam etmesi bekleniyor.
Osman Göktan
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.