-Nisan ayında global tarafta Rusya ve Ukrayna arasındaki görüşmeler ile enerji fiyatlarındaki seyir takip edilecek. İki ülke arasında olası bir ateşkes veya anlaşma olması durumunda enerji ve emtia fiyatlarında gerileme oluşması beklenirken, borsalarda tepki yükselişi devam edebilir. Çatışmaların hızlanması ve enerji fiyatlarında yükselişin devam etmesi durumunda satışlarla karşılaşması beklenir.
-FED’le birlikte İngiltere Merkez Bankası’nın da faiz artırması sonrası jeopolitik risklere rağmen enflasyondaki yükseliş nedeniyle Avrupa Merkez Bankası’nın da yılın son çeyreğinde faiz artışlarına başvurabileceği beklentisi güçlendi. Merkez bankalarının yükselen enflasyonla birlikte güçlü sıkılaşmaya gitmesi global risk alma iştahındaki toparlanmanın sınırlı kalmasına neden olabilir.
-Nisan ayında yurtiçi piyasalarda Rusya-Ukrayna savaşındaki gelişmeler ve TCMB faiz kararı ile başta enflasyon olmak üzere makro veriler takip edilecek. Yüksek seyreden enflasyon nedeniyle TL’deki değer kaybı ve zayıf seyrin devam etmesi bekleniyor. Rusya ile Ukrayna arasında bir anlaşma sağlanması durumunda ise TL varlıklardaki güçlenmenin devam etmesi bekleniyor.
-Güçlü bilanço beklentilerinin korunması ve BIST’in halen benzerlerine göre iskontolu olması da bu beklentiyi destekliyor. Ancak, BIST’te güçlü yabancı çıkışının devam etmesi durumunda yükseliş eğilimi devam etse de kısa vadede potansiyeline ulaşmasının zorlaştırabilir. Bu beklentilerle BIST-100 Endeksinin Nisan ayında 2.100-2.350 aralığında dalgalanabileceğini düşünüyoruz.
-TCMB’nin uygulamaya konulan KKM programının da desteğiyle mevcut politikasını devam ettirerek faizleri sabit tutmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Jeopolitik risklerle birlikte başta turizm kaynaklı döviz girişinin beklenenden daha zayıf seyredecek olması ve enerji-emtia fiyatlarındaki yüksek seyrin enflasyon üzerinde baskı oluşturmaya devam etmesi, TL üzerinde negatif baskı oluşturmaya devam edecek.
-KKM hamlesine rağmen Türk Lirası’ndaki değer kaybı devam ederken, FED’in faizleri artırmaya başlaması da Türk Lirası için zorlayıcı oldu. TCMB’nin politikaları liradaki zayıf seyrin süreceğine işaret ediyor. Yeni direnç 14.85 seviyesi olurken, enflasyonun yüksek seyretmesi, FED’in artışa gitme olasılığının yükselmesi kurdaki baskıyı sürdürecek. 14.85 aşılırsa 16.50’lerin önemli direnç olması beklenir.
-Barış görüşmelerinde ilerleme sağlanması ve yüksek enflasyon sebebiyle FED’in sıkılaştırmayı hızlandırması altındaki yükseliş için en büyük engeller olarak görülüyor. Yine de altının 1.900 desteğini kırmaması, fazla kötümser olmaya gerek olmadığını gösteriyor. FED’in faiz artış hızını artırması halinde bile yüksek enflasyon sebebiyle negatif reel faiz durumu kaçınılmaz olacağından, altındaki sert satışlar alım fırsatı olabilir.
Mart ayında jeopolitik risklerin sıcak çatışmaya dönüşmesi ve ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz artışlarına başlayarak 2022 yılı için 6 faiz artışına işaret etmesine rağmen global risk alma iştahı ay sonuna doğru toparlanma eğilimine girdi. FED’in Mart ayında gerçekleştirdiği ilk faiz artışı sonrası üyeler ve FED Başkanı Jerome Powell gerekli olması durumunda her toplantı için 25 baz puandan daha yüksek bir faiz artışının gündeme gelebileceğine açıklayarak oldukça şahin mesajlar verdi.
İngiltere Merkez Bankası ve birçok merkez bankası da faiz artışlarıyla sıkılaşmaya devam etmesine rağmen resesyon endişesinin şu an için söz konusu olmadığına yönelik Powell tarafından yapılan açıklamalar ve makro verilerin güçlü gelmeye devam etmesiyle risk alma iştahı sınırlı da olsa toparlandı. Piyasaların yılbaşından beri güçlü negatif fiyatlama gerçekleştirmesi ve Rusya ile Ukrayna arasındaki görüşmelerde pozitif yönde ilerleme sağlanması da risk alma iştahını destekledi.
FED faiz kararı sonrası ABD 10yy tahvil faizleri yüzde 2,55 ile 2019’dan beri en yüksek seviyesini test ederken, hem yüksek enflasyon hem de merkez bankalarının sıkılaşma dönemine başlamasıyla majör ülke tahvil faizlerindeki yükseliş eğilimi güç kazandı.
Rusya’ya uygulanan yaptırımların etkisiyle başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarının düzeltme sonrası dalgalı seyrin devam etmesi majör borsalardaki tepki yükselişlerinin sınırlı kalmasına neden oldu. Rusya ile Ukrayna arasındaki görüşmelere yönelik pozitif gelişmeler olması ve Rusya’nın bazı bölgelerde saldırıları durdurması anlaşma sağlanabileceğine yönelik umutları artırdı.
MAJÖR BORSALAR MART AYINI YÜZDE 1,5-5 ARASINDA DEĞİŞEN YÜKSELİŞLERLE KAPATTI
Yurtdışı majör borsalar Mart ayını yüzde 1,5-5 arasında değişen yükselişlerle kapatırken, BIST pozitif ayrışmasını sürdürdü. BIST 100 Endeksi Mart ayını yüzde 15 üzeri güçlü yükselişle kapatmaya hazırlanırken, bankacılık endeksi yüzde 9 üzeri yükselişle negatif ayrışmaya devam etti.
Gelişmekte olan borsalar (EM) içinde Asya borsaları negatif ayrışırken, Çin’in sıfır vaka sayısı politikası nedeniyle karantina uygulamalarına yeniden başlaması Asya borsalarının negatif ayrışmasında etkili oldu. Türkiye’nin, Rusya’ya uygulanan ambargolardan kısmen daha az etkilenmesi, BIST şirketlerinin halen değerleme olarak makul seviyelerde olması, güçlü karlılıkların korunacağı beklentileri ve yüksek enflasyon ortamında yurt içi yatırımcıların getiri arayışlarının devam etmesi, BIST’in pozitif ayrışmasında etkili oldu.
Bununla beraber, BIST’ten yabancı çıkışı güçlü şekilde devam ederken, son 4 aylık dönemde endeksten yaklaşık 2,5 milyar dolarlık yabancı çıkışı gerçekleşti. Buna rağmen yerli yatırımcıların BIST’e yönelmesiyle endeksteki yükseliş trendi devam etti. DİBS tarafında da satışa devam eden yabancılar yılbaşından beri 900 milyon dolar üzeri satış yaparken payı tarihi düşük seviyeler olan yüzde 2,3’e geriledi.
Mart ayında DXY dolar endeksi güçlenerek yükselişine devam etmesine ve ABD 10 yıllık tahvil faizleri yüzde 2,55 ile Mayıs 2019’dan beri en yüksek seviyesine yükselmesine rağmen EM para birimleri genel olarak ayı değer kazancıyla kapattı.
TÜRK LİRASI %5 DEĞER KAYBI İLE EM PARA BİRİMLERİ İÇİNDE EN FAZLA DEĞER KAYBEDEN OLDU
TL ise yüzde 5 civarında değer kaybı ile EM para birimleri içinde en fazla değer kaybeden para birimi olurken, negatif ayrışmasını sürdürdü. DTH tarafında kur korumalı mevduata geçişler momentum kaybederken, Mart ayının ortasından itibaren tüzellerin yeniden DTH’larını artırdığını gördük.
Yılbaşından beri DTH’lardaki çözülme Mart ayı başlarında 23 milyar dolar üzerindeyken, tüzellerden gelen taleple 20 milyar dolar altına geriledi. KKM ürününe rağmen devam eden yabancı çıkışları nedeniyle ilerleyen dönemde TL’deki değer kaybı ve negatif ayrışmanın sınırlı da olsa devam etmesi bekleniyor.
FED üç yıllık aradan sonra politika faizini 25 baz puan artırarak yüzde 25-50 aralığına yükseltirken, üyelerden Bullard 50 baz puanlık faiz artışı yönünde oy kullandı. FED üyeleri yılın geri kalanında 6 adet 25 baz puanlık faiz artışına işaret ederek her toplantıda faiz artırma sinyali verdi. FED bilanço daraltılması için ise önümüzdeki toplantılardan birinde azaltım sürecine başlanacağının işaretini verdi.
FED 2022 YILI İÇİN BÜYÜME BEKLENTİSİNİ YÜZDE 4’TEN YÜZDE 2,8’E DÜŞÜRDÜ
FED 2022 yılı için büyüme beklentisini yüzde 4’ten yüzde 2,8’e düşürürken, 2023 ve 2024 büyüme beklentilerini sırasıyla yüzde 2,2 ve yüzde 2,0 olarak korudu. FED toplantısı sonrası bazı üyeler bir sonraki toplantı için 50 baz puanlık bir faiz artışının uygun olabileceğine yönelik açıklamalar yaparken, FED Başkanı Powell’da gerekli görülmesi durumunda önümüzdeki toplantılarda 25 baz puandan daha yüksek bir faiz artışı yapılabileceğine işaret ederek şahin mesajlar verdi.
FED kararı sonrası piyasalarda beklenenin aksine toparlanma yaşandı. Bunun en önemli nedeni jeopolitik riskler nedeniyle piyasalarda zaten güçlü bir negatif fiyatlama yaşanmış olması ve FED Başkanı Powell’ın şu an için resesyon riski görmediğine yönelik açıklaması etkili oldu.
Ancak, FED üyelerinden gelen şahin açıklamalar sonrası Mayıs ayı toplantısı için 50 baz puanlık faiz artışı yüzde 70 civarı olasılıkla fiyatlanamaya başlarken, yıl sonuna kadar toplam 200 baz puanlık bir faiz artışı da yüzde 60 üzeri olasılıkla fiyatlanmaya başladı.
FED’le birlikte İngiltere Merkez Bankası’nın da faiz artırması sonrası jeopolitik risklere rağmen enflasyondaki yükseliş nedeniyle Avrupa Merkez Bankası’nın da yılın son çeyreğinde faiz artışlarına başvurabileceği beklentisi güçlendi. Merkez bankalarının yükselen enflasyonla birlikte güçlü sıkılaşmaya gitmesi global risk alma iştahındaki toparlanmanın sınırlı kalmasına neden olabilir.
CARİ AÇIĞIN 2022 YILINDA FAZLA VERECEĞİNE YÖNELİK BEKLENTİ PPK METNİNDEN ÇIKARILDI
TCMB Mart ayı toplantısında faizleri yüzde 14,00 seviyesinde sabit bıraktı. Cari açığın 2022 yılında fazla vereceğine yönelik beklenti PPK metninden çıkarıldı. Kredi büyüme hızı ve kredilerin amacına uygun şekilde kullanılmasının finansal istikrara yapacağı katkının altı çizildi.
Jeopolitik risklerin emtia fiyatları üzerinde yarattığı baskı özellikle enerji fiyatlarındaki belirsizliği tetiklerken, enerji fiyatlarına paralel emtia fiyatlarında sert yükselişler yaşanması, enflasyon beklentilerinde bozulmaya neden oluyor.
Buna rağmen TCMB’nin uygulamaya konulan KKM programının da desteğiyle mevcut politikasını devam ettirerek faizleri sabit tutmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Jeopolitik risklerle birlikte başta turizm kaynaklı döviz girişinin beklenenden daha zayıf seyredecek olması ve enerji-emtia fiyatlarındaki yüksek seyrin enflasyon üzerinde baskı oluşturmaya devam etmesi, TL üzerinde negatif baskı oluşturmaya devam edecek.
EUR/USD PARİTESİ, MART AYI BAŞINDA DÜŞÜŞÜNE DEVAM EDEREK 1.0850 SEVİYESİNE KADAR GERİLEDİ
Önceki ay 1.15’ten 1.11’e gerileyen EUR/USD paritesi, Mart ayı başında düşüşüne devam ederek 1.0850 seviyesine kadar geriledi. Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı askeri harekatı tüm ülke geneline yayması ve Rusya’ya yönelik top yekun yaptırımların başlamasıyla artan jeopolitik riskler, Euro’nun da değer kaybetmesine neden oldu.
Ay içerisinde iki kere 1.11 direncini aşmaya çalışan parite, her iki denemede de başarılı olamadı. Satışlarda 1.0960 ilk destek noktası olarak izlenirken, bu noktanın kırılması halinde 1.0850 hedeflenebilir. Alımların güçlenmesi durumunda 1.11 direnci aşılırsa 1.1250 ikinci direnç noktası olarak izlenebilir.
FED’İN FAİZLERİ ARTIRMAYA BAŞLAMASI DA TÜRK LİRASI İÇİN ZORLAYICI OLDU
Rusya-Ukrayna savaşıyla artan jeopolitik risklerin de etkisiyle Dolar/TL’de 13.60 direnci aşıldı. Kur korumalı mevduat hesabı hamlesine rağmen Türk Lirası’ndaki değer kaybı devam ederken, FED’in faizleri artırmaya başlaması da Türk Lirası için zorlayıcı oldu.
Diğer ülke merkez bankalarının enflasyonu dizginlemek için faiz artırmaya başladığı dönemde, TCMB’nin mevcut politikaları Türk Lirası’ndaki zayıf seyrin devam edebileceğine işaret etmektedir. Kurda yeni direnç 14.85 seviyesi olurken, yurt içinde enflasyonun yüksek seyretmesi, FED’in 50 baz puanlık faiz artışına gitme olasılığının yükselmesi kurdaki baskının devam etmesine neden oluyor. 14.85 bölgesi aşılırsa 16.50’lerin orta vadeli önemli direnç olması beklenir. Türk Lirası’nın değer kazanması durumunda ise 13.60 destek seviyesi takip edilebilir.
Mart ayında oldukça volatil seyreden ons altın, jeopolitik risklerin gerçeğe dönüşmesi sonrası 2.070 dolara kadar yükseldi. Bu bölgede kalıcı olamayan ons altın, bir hafta içinde başladığı seviyeye geri gelirken, FED’in 25 baz puanlık faiz artışı yaptığı gün 1.900 doların aşağısını gördü. Ukrayna ve Rusya heyetlerinin barış görüşmelerinde ilerleme sağlaması ve yüksek enflasyon sebebiyle FED’in sıkılaştırmayı hızlandırması altındaki yükseliş için en büyük engeller olarak görülüyor.
ALTININ 1900 DESTEĞİNİ KIRMAMASI, FAZLA KÖTÜMSER OLMAYA GEREK OLMADIĞINI GÖSTERİYOR
Yine de 50 baz puanlık artış olasılığının artmasına karşılık altının 1.900 desteğini kırmaması, fazla kötümser olmaya gerek olmadığını gösteriyor. FED’in faiz artış hızını artırması halinde bile yüksek enflasyon sebebiyle negatif reel faiz durumu kaçınılmaz olacağından, altındaki sert satışlar alım fırsatı olarak değerlendirilebilir.
1.900 desteğinin altında 1.840 noktası alımların artacağı destek seviyesi olarak takip edilebilir. Yukarıda ise 1.990 ve 2.070 dirençleri gözlenmelidir. FED tarafında ise faizlerin yanı sıra bilanço küçültme hareketleri dikkatle izlenmelidir.
GLOBAL TARAFTA RUSYA VE UKRAYNA GÖRÜŞMELERİ İLE ENERJİ FİYATLARINDAKİ SEYİR TAKİP EDİLECEK
Nisan ayında global tarafta Rusya ve Ukrayna arasındaki görüşmeler ile enerji fiyatlarındaki seyir takip edilecek. İki ülke arasında olası bir ateşkes veya anlaşma olması durumunda enerji ve emtia fiyatlarında gerileme oluşması beklenirken, borsalarda tepki yükselişi devam edebilir.
Aksine çatışmaların hızlanması ve enerji fiyatlarında yükselişin devam etmesi durumunda yurtdışı borsaların tepki yükselişlerinin bir kısmını geri vererek satışlarla karşılaşması beklenir.
FED’den gelen şahin mesajlar sonrası Mayıs toplantısı için 50 baz puanlık faiz artışı yüzde 70 üzeri olasılıkla fiyatlanmaya başladı. Merkez bankalarının beklenenden daha hızlı faiz artışına gitmesi ve bilanço küçültmesinin daha hızlı şekilde gündeme girmesi, risk alma iştahındaki toparlanmanın sınırlı kalmasına neden olacak.
Diğer yandan güçlü parasal sıkılaşma beklentilerinin emtia fiyatları üzerinde negatif baskı oluşturması ve başta değerli metaller olmak üzere emtiada kar satışlarının devam etmesi beklenir. VIX endeksinin 20 seviyesi altına gelmesi ABD borsalarında volatilitenin düştüğüne ve endekslerde satışlar yaşansa da sınırlı kalacağına işaret ediyor.
YURTİÇİ PİYASALARDA SAVAŞ İLE İLGİLİ GELİŞMELER VE TCMB FAİZ KARARI İLE MAKRO VERİLER TAKİP EDİLECEK
Nisan ayında yurtiçi piyasalarda Rusya-Ukrayna savaşındaki gelişmeler ve TCMB faiz kararı ile başta enflasyon olmak üzere makro veriler takip edilecek. TCMB’nin faizleri sabit bırakması beklenirken, yüksek seyreden enflasyon nedeniyle TL’deki değer kaybı ve zayıf seyrin devam etmesi bekleniyor. Rusya ile Ukrayna arasında olası bir anlaşma sağlanması durumunda ise TL varlıklardaki güçlenmenin devam etmesi beklenirken, TL’nin son dönemdeki değer kayıplarının bir kısmını geri alarak kısa vadeli negatif ayrışmasını sonlandırması beklenir.
Güçlü bilanço beklentilerinin korunması ve BIST’in halen benzerlerine göre iskontolu olması da bu beklentiyi destekliyor. Ancak, BIST’te güçlü yabancı çıkışının devam etmesi durumunda yükseliş eğilimi devam etse de kısa vadede potansiyeline ulaşmasının zorlaştırabilir.
Bu beklentilerle BIST-100 Endeksinin Nisan ayında 2.100-2.350 aralığında dalgalanabileceğini düşünüyoruz. Ay içinde 2.100 ve altına gerilemelerin yeni alım fırsatı olacağını, 2.350 ve üzerine yükselişlerin ise kar satışı fırsatı olarak kullanılabileceğini düşünüyoruz.
Osman Göktan
Şeker Yatırım Genel Müdürü
goktan@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.