ESKİŞEHİR (AA) – Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk iş dünyasının karbon ayak izini hesaplayabilecekleri portalı yakın zamanda kullanıma açacaklarını bildirdi.
Hisarcıklıoğlu, Eskişehir Sanayi Odasınca (ESO) düzenlenen Eskişehir Sanayi Kongresi'nde yaptığı konuşmada, sanayicilerin "ehem" ile "mühim"i birbirinden ayırt etmesi gerektiğini söyledi.
Kongrenin bugüne odaklı bakıştan sıyrılmak ve geleceğe odaklanmak için herkese büyük imkan sunduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, şunları anlattı:
"Geleceği şekillendiren en başlıca konu, dijital ve yeşil dönüşüm sürecidir. Bunlar tüm şirketlerimiz için riskler ve fırsatları beraberinde getiriyor. Doğru kullanırsak özellikle AB pazarında rakibimiz olan diğer ülkelerin önüne geçebiliriz ama gerekli dönüşümleri eğer ülkede bizler sağlayamazsak AB ile aramızdaki Gümrük Birliği avantajlarını tamamen kaybedebiliriz. Araştırmalarda, 2026 yılında tamamen uygulamaya başlanacak olan sınırda karbon uygulamasından Çin ve Rusya'nın ardından Türkiye, dünyadaki üçüncü etkilenecek ülke olarak ortaya çıkmaktadır. Sınırda karbon vergisinden dolayı en dezavantajı konumdayız. Özellikle alüminyum, çimento, demir çelik sektörlerinde bu etkinin daha fazla görüleceği de beklenmektedir."
Hisarcıklıoğlu, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfının (TEPAV) geçen ay firmalara yönelik anketinde, her 4 şirketten yalnızca birinin karbon ayak izi hesabı yapabildiğinin belirlendiğini aktardı.
Çoğu firmada karbonsuzlaşma politikasının bulunmadığını, hidrokarbon kullanımı yaygın olanlarda ise mevcut enerji kaynaklarını değiştirme yönünde plana rastlanmadığını dile getiren Hisarcıklıoğlu, "Bunların hepsi bizim için tehdit. Firmalarımızın büyük çoğunluğunun yeşil mutabakat ve sınırda karbon düzenlemesi hakkında bilgisinin çok sınırlı olduğu görülmektedir. Emisyon Ticaret Sistemi hakkında kapsamlı bilgiye sahip olmadıkları ve hatta bunun Türkiye'de uygulanacağından şüphe duydukları tespit edilmektedir. Türk iş dünyasının karbon ayak izini hesaplayabilecekleri bir portalı yakın zamanda inşallah kullanıma açacağız." diye konuştu.
– Rusya-Ukrayna savaşının küresel ekonomiye etkileri
Rifat Hisarcıklıoğlu, Rusya-Ukrayna savaşının hem enerji güvenliği meselesini hem de gıda güvenliğini ön plana çıkardığını ifade etti.
Savaş nedeniyle Ukrayna'nın tarım arazilerinin neredeyse yarısının bu yıl ekilemediğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "Hasadı yapılan 25 milyon ton tahıl ise Ukrayna'daki limanlarda Rus blokajı nedeniyle orada kaldı, çürümeye terk edildi. Küresel gıda fiyat endeksine baktığımız zaman Nisan 2022'de geçen yıla göre tam yüzde 30 arttı. Aslında Rusya-Ukrayna savaşı bir yandan enerji güvenliği meselesini ön plana çıkarırken diğer yandan da enerji dönüşümünü de hızlandırmaktadır. Bu da Avrupa Yeşil Mutabakatı'nı dolayısıyla da Türkiye için önemini daha da sağlam bir zemine oturtmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Hisarcıklıoğlu, AB'nin Rus kaynaklı enerji ham maddelerine bağımlılığını azaltmayı hedefleyen "Re-Power-EU" planının, kısa vadede Avrupa için fosil yakıt kaynak ülkelerini çeşitlendirmeyi, orta ve uzun vadede enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjiyi hedeflediğini kaydetti.
Enerjide Rusya'ya bağımlılığın azaltılması için alınan bu kararları özel sektörün de desteklediğine değinen Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aralarında Microsoft ve Unilever'in de bulunduğu çok sayıda küresel firma, Rusya'ya olan bağımlılığın azaltılması, bunun için Yeşil Mutabakat'ın güçlendirilmesi gerektiğini savunuyor. Özetle, kapımızın önünde doğmakta olan yeni dünyanın farkında olmamız lazım. 1980'lerden 2010'lara kadar 'off-shoring' kavramı konuşuldu. Tedarik zincirleri, gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere doğru yayıldı. Bundan en çok kazanan Çin oldu. Biz de bu pazarda, otomotivde Avrupa'nın en büyük tedarikçisi olduk. Avrupa'ya en çok otomobil ihraç eden ülke, dünyada biziz. Beyaz eşya gibi orta teknolojili imalat sanayisinde, bu trendden epey faydalandık. Hem sanayimizi ve hem de ihracatımızı dönüştürdük ve geliştirdik. Sonra, 2010'lardan sonra 're-shoring' kavramı geldi. Emek gücünün ağırlığı azalıp teknoloji ve beşeri sermaye öne çıkınca tedarik zincirleri anavatanlarına geri dönmeye başladı. Ayrıca pandemiyle, uzun tedarik zincirlerinin etkinliği de azaldı. Nihayet Rusya-Ukrayna savaşı tekrar milletin gözünü açtı. Tedarik zincirlerinin geçtiğimiz 40 yıldaki gibi dünyanın her yerine rahat rahat yayılmasının artık mümkün olmadığı ortaya çıktı. Böylece, Amerika'da yeni bir kavram ortaya çıktı: Friend-shoring. Yani artık tedarik zincirlerinin güven duyulan ülkelerde olması isteniyor."
– "Friend-shoring çağında kuralların belirleneceği masada yer almalıyız"
Hisarcıklıoğlu, ABD ve Avrupa ülkelerinin güvenli ticaret istediğine işaret ederek, bu politikaları da ikili ve çok taraflı ticaret anlaşmalarıyla uygulamaya koyacaklarını belirtti.
"Dijital ekonomi", "veri paylaşımı", "karbon fiyatlandırması" ve "iklim değişikliği" gibi konularda, aynı yaklaşıma sahip ülkelerle tedarik zincirleri geliştirileceğini anlatan Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
"Tedarik zincirlerinin içinde kalmak istiyorsak hazırlanan yeni kurallara hepimizin uyması lazım. Uymazsak kaybedeceğiz. Kuralların şekilleneceği, kuralların konulduğu masada yer almamız gerekiyor. Zira AB ile Gümrük Birliği maalesef dijital ekonomiyi kapsamıyor. Avrupa Birliği ve ABD ise transatlantik veri paylaşımı çerçevesinde çalışıyorlar ve yakında anlaşacaklar. Dolayısıyla başlamakta olan 'friend-shoring' çağında kuralların belirleneceği masada kesinlikle yer almamız lazım. Yoksa aynı Gümrük Birliğine girişte göz ardı ettiğimiz serbest ticaret anlaşmalarının bugün nasıl bir probleme dönüştüğünün benzerini yaşayabiliriz ve tek başımıza kalabiliriz. Yakında önce, sınırda karbon düzenlemesiyle AB pazarlarına ithal edilecek ürünler, karbon ayak izine dayalı ek bir vergiye tabi tutulacak. Sonra sürdürülebilir ürün standartlarıyla birlikte karbon ayak izi, su ayak izi ve atık yönetimi şartlarına bakılacak. Detayları 2022 sonuna kadar biçimlenecek ve buna göre birtakım ürünlerin AB pazarlarına girişi tamamen yasaklanmış olacak. Gümrük Birliği de artık işe yaramayacak. İlk aşamada, ülkemizin en çok dış ticaret fazlası verdiği tekstil başta olmak üzere mobilya, yatak, lastik, deterjan, boya, mineral yağ, demir çelik ve alüminyum gibi sektörler için sürdürülebilir ürün standartları getirilecek."
– "TOGG ile teknolojik ve zihinsel dönüşümü yakalıyoruz"
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Yeşil Mutabakat sürecinin Türkiye'ye Avrupalı partnerlerle ortak geleceği tahayyül etme imkanı vereceğini, dış finansmana ulaşım konusunda da yeni ve çok geniş, yeşil finansman imkanlarının açılacağının görüleceğini aktardı.
Türkiye'nin otomobili projesinin araba üretmenin ötesinde bir iş olduğunu dile getiren Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:
"Son yıllarda Türkiye'de uygulanan en iyi sanayi politikası hamlesidir. Otomotiv, Türkiye'nin en önemli sanayi sektörlerindendir. Hem araba ve hem de parçalarını üretiyoruz. Bu alanda Avrupa'nın da en büyük tedarikçisiyiz. Eski markaların parsellediği otomotiv sektörüne girmek için bir fırsat penceresi açıldı: Elektrikli ve otonom araçlar. Bu fırsat penceresini kullanan 20 yıllık Tesla'nın piyasa değeri, dünyadaki tüm otomobil fabrikalarından daha değerli hale geldi. 'Araba' dediğimiz cihaz dönüşürken, Türkiye için hem pazara giriş fırsatı hem de otomotiv yan sanayimizin bu dönüşümün dışında kalmaması için tedbir alma mecburiyeti doğdu. Bu fırsat penceresini değerlendirmek üzere TOGG girişimini başlattık. İlk defa 5 farklı ve büyük grubu bir araya getirdik. İlk defa, fikri mülkiyet haklarının tamamı ülkemize ait olan bir otomobil üretiyoruz. İlk defa farklı alanlardaki start-up şirketlerle çalışarak, kendi tedarikçi ekosistemini kuruyoruz. İlk defa bu alanda beyin göçünü tersine çeviriyoruz. TOGG ile teknolojik ve zihinsel dönüşümü yakalıyoruz. 60 sene önce Eskişehir'de başlayan ama yarım kalan hikayeyi tamamlıyoruz. Seneye de TOGG'u yollarda görmeye başlıyoruz."
Hisarcıklıoğlu, "2021'de millet küçülürken biz büyüdük. Biz sanayide durmadık, ihracatımız arttı. Kolay iş değil." ifadesini kullandı.
Her türlü değişken şarta rağmen üretmeyi sürdürdüklerini, rekabet etmeyi öne çıkardıklarını bildiren Hisarcıklıoğlu, "Sizlerden ricam, ne olur birbirinizi ötekileştirmeyin. Birbirinizi öteki diye görmeyin. Birbirinize sımsıkı sarılın. Bunu yaparsak biz kazanırız." dedi.
Eskişehir Valisi Erol Ayyıldız da kentin özellikle önemli derecede rekabet gücü olan sanayi kollarına sahip olduğunu belirterek, havacılık ve savunma, makine imalat ve metal eşya, beyaz eşya ve yan sanayi, seramik ve raylı sistemler sanayi alanlarında öncü durumda bulunduğunu hatırlattı.
Etkinliğe, AK Parti Eskişehir Milletvekili Harun Karacan, İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu, Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş, Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Nadir Küpeli, Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Metin Güler ile sanayiciler katıldı.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.