– 2025 yılı piyasalarda çok hareketli başladı. Çiçeği burnunda ABD Başkanı Donald Trump, göreve başladığı 20 Ocak 2025’te ilk iş olarak bir dizi kararname yayınladı. Ancak en ilginci, Trump’ın göreve başlamasına sadece üç gün kala kendi adıyla piyasaya sürdüğü $TRUMP isimli görsel kripto paraydı. Trump’ın kripto dostu yaklaşımı nedeniyle piyasalar bu yeni paraya akın etti. Kendi adı dışında herhangi bir dayanağı olmayan bu yeni paranın piyasa değeri, 10 milyar doların üzerine çıkarak Donald Trump’ın ilk “Kripto Cumhurbaşkanı” olarak tarihe geçmesine neden oldu.
– Piyasalar 20 Ocak’ta Çin menşeli DeepSeek tarafından piyasaya sürülen Yapay Zekâ chatbot’u, yani sohbet robotuyla sarsıldı. Bu beklenmeyen yeni chatbot, NVIDIA gibi bir dizi büyük teknoloji hissesinin yanı sıra Nasdaq ve S&P 500 gibi bazı büyük hisse senedi endekslerinin de düşmesine neden oldu. Peki bu küçük Çin chatbot firmasının ABD teknoloji pazarıyla ne ilgisi var? Yapay Zekâ ile çalışan bir sohbet robotu olan DeepSeek, 2023’te Güney Çin’deki bir şehir olan Hangzhou’da kurulduktan sonra ilk versiyonunu aynı sene piyasaya sürdü.
– Trump’ın ABD ekonomisini daha rekabetçi hale getirme çabaları ve doları güçlendirmeye ve vergileri azaltmaya yönelik ekonomik planları ABD hisselerini körükledi. FED’in olası faiz indirimleri de hisse senedi piyasalarını desteklemeye devam etti. 27 Ocak itibarıyla ABD hisse senedi endeksi S&P 500 aylık bazda +%2,2 arttı. ABD teknoloji hisselerindeki düşüşten etkilenmeyen Avrupa hisse senedi endeksi Euro Stoxx 50 ise aynı dönemde +%6 artışla ABD’den çok daha iyi bir performans sergiledi.
– Trump’ın kripto yanlısı tutumu ve gevşeyen global likidite koşulları, Bitcoin’in 100.000 dolar sınırını geçerek 106.788 dolara yükselmesine neden olurken teknoloji hisselerindeki gerilemenin de etkisiyle 27 Ocak itibariyle Bitcoin tekrar 101.000 dolar seviyesine geri çekildi. Bu dönemde Bitcoin aylık bazda +%8,1 gibi ciddi bir artış kaydederken, Ethereum aynı dönemde tam tersi bir performansla -%5,6 kayıp yaşadı.
– Altın, Trump’ın enflasyonist politikalarına ilişkin belirsizlik nedeniyle Ocak ayı boyunca yükselişini sürdürdü. 27 Ocak itibarıyla, altının ilk ay vadeli işlem sözleşmesi aylık bazda +%4,7 yükselerek, 2024’teki güçlü performansını devam ettirdi. Ocak ayında ham petrol fiyatları, Trump yönetiminin planladığı ticari politikaların global ticaret ve emtia fiyatlarını nasıl etkileyeceğine ilişkin belirsizlikten dolayı arttı. 27 Ocak itibarıyla ABD ham petrolü WTI ilk ay vadeli işlem sözleşmesi aylık bazda +%2 getiri elde etti.
– Global faizlerdeki düşüş ve likidite artışı nedeniyle global hisse senetlerinde oluşan olumlu hava, Türkiye borsasına da olumlu yansıdı. Borsa İstanbul Endeksi BIST100, 27 Ocak itibarıyla yerel para birimi cinsinden +%1,7 (ABD doları bazında +%0,6) artış kaydetti. BIST100’ün ABD doları bazında getirisinin yerel para birimi cinsinden getirisinin altında kalmasının nedeni, doların Türk lirası karşısında 2024 sonundan bu yana +%1,1 değer kazanmış olması.
– Enflasyonun düşmemesi durumunda FED’in gelecekteki faiz indirimlerini yavaşlatması ve hatta duraksatması ani piyasa hareketlerine neden olabilir. Bu tarz bir ortama Trump’ın politikalarının enflasyonist etkilerinin de eklenmesi durumunda, piyasaların makroekonomik ortama ilişkin bir sürprizle karşı karşıya kalma ihtimali yüksek. Nitekim bu riskler nedeniyle son dönemde ciddi bir tırmanışa geçen altın fiyatının yatırımcılar tarafından önemli bir gösterge olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz.
– Uzun vadeli makro görünüm hala finansal piyasalarda yükselişe işaret etse de belli başlı yatırım araçlarının fiyatları gittikçe arttı. Bu nedenle piyasalarda aşağı yönlü bir düzeltme riskinin de oldukça yükseldiği kanaatindeyiz. Bu nedenle yatırımcılar, piyasaların biraz normalleşmesini beklerken, hisse senedi tarzı yatırımlarının bir kısmını nakde veya altın tarzı nakde benzer yatırımlara çevirerek portföylerindeki riski bir miktar azaltmayı düşünebilirler.
2025 yılı piyasalarda çok hareketli başladı. Çiçeği burnunda ABD Başkanı Donald Trump, göreve başladığı 20 Ocak 2025’te ilk iş olarak bir dizi kararname yayınladı. Bazı kararlar Dünya Sağlık Örgütü’nden çekilme, belli başlı kartellerin ve yabancı şirketlerin terörist ilan edilmesi gibi nispeten daha global bir platformu hedeflerken, diğerleri yeni Hükümet Verimliliği Departmanı’nın kurulması ve hükümetin Çeşitlilik, Eşitlik ve Katılım (DEI) programlarına son verilmesi gibi daha sıra dışı konulara odaklıydı. Ancak bunların hiçbiri Trump’ın göreve başlamasına sadece üç gün kala kendi adıyla piyasaya sürdüğü $TRUMP isimli görsel kripto paradan daha ilginç değildi. Bu para, piyasalar için biraz sürpriz olsa da hem Trump’ın arkasındaki halk desteği hem de kripto dostu yaklaşımı nedeniyle piyasaların ilk tepkisi bu yeni paraya akın etmek oldu. Kendi adı dışında herhangi bir dayanağı olmayan bu yeni paranın piyasa değeri, Trump’ın iş başı yaptığı ilk günün sonunda 10 milyar doların üzerine çıkarak Donald Trump’ın ilk “Kripto Cumhurbaşkanı” olarak tarihe geçmesine neden oldu.
PİYASALAR, ÇİN MENŞELİ DEEPSEEK İSİMLİ SOHBET ROBOTUYLA SARSILDI
Dünya, Trump’ın ABD Başkanı olarak ilk haftasını takip ederken, piyasalar 20 Ocak’ta Çin menşeli DeepSeek tarafından piyasaya sürülen Yapay Zekâ chatbot’u, yani sohbet robotuyla sarsıldı. Bu beklenmeyen yeni chatbot, NVIDIA gibi bir dizi büyük teknoloji hissesinin yanı sıra Nasdaq ve S&P 500 gibi bazı büyük hisse senedi endekslerinin de düşmesine neden oldu. Peki bu küçük Çin chatbot firmasının ABD teknoloji pazarıyla ne ilgisi var? Bunu analiz edebilmek için öncelikle DeepSeek’in tam olarak ne yaptığına bir bakalım. Yapay Zekâ ile çalışan bir sohbet robotu olan DeepSeek, 2023’te Güney Çin’deki bir şehir olan Hangzhou’da kurulduktan sonra ilk versiyonunu aynı sene piyasaya sürdü. 2025 başında ise DeepSeek’in daha ileri R1 versiyonu Apple Store’da ABD piyasasıyla tanıştıktan hemen sonra en çok indirilen uygulamalar listesinin en başına oturdu. DeepSeek’in paylaştığı bilgilere göre bu sohbet robotunun inşasının yalnızca 6 milyon dolara mal olduğunu da belirtelim. Bu rakam ABD’deki yapay zekâ şirketlerinin harcadığı milyarlarca dolardan çok daha az. Bu da doğal olarak, ChatGPT gibi daha iyi bilinen sohbet robotlarının yapay zekâ teknolojisini mümkün kılan çipleri üreten NVIDIA gibi bazı teknoloji firmalarının piyasa değerlemelerinin ne kadar doğru olduğu sorusunu doğuruyor. Trump’ın Çin’in ABD ile rekabetindeki dengesizliklerle ilgili kaygılarına iyi bir örnek DeepSeek. Ancak açık piyasa ekonomisi modeliyle işleyen ABD pazarlarını Trump’ın herhangi bir tarife veya yasakla Çin’e veya diğer ülkelere karşı nasıl koruyabileceği de çok net değil.
Teknoloji hisselerindeki piyasa hareketinin devam edip etmeyeceği ve Trump’ın politikalarının etkileri belirsizliğini korurken, global piyasalar Ocak ayında olumlu havasını muhafaza etti.
ABD HİSSE SENETLERİ OCAK AYINDA TIRMANMAYA DEVAM ETTİ
DeepSeek nedeniyle ay sonuna doğru yaşanan düşüşe rağmen, Trump’ın ABD ekonomisini daha rekabetçi hale getirme çabaları ve doları güçlendirmeye ve vergileri azaltmaya yönelik ekonomik planları ABD hisselerini körükledi. FED’in olası faiz indirimleri de hisse senedi piyasalarını desteklemeye devam etti. 27 Ocak itibarıyla ABD hisse senedi endeksi S&P 500 aylık bazda +%2,2 arttı. ABD teknoloji hisselerindeki düşüşten etkilenmeyen Avrupa hisse senedi endeksi Euro Stoxx 50 ise aynı dönemde +%6 artışla ABD’den çok daha iyi bir performans sergiledi. Global gelişen piyasalar hisse senedi endeksi MSCI EM Ocak ayında +%0,8 getiri elde ederken global hisse senedi piyasaları göstergesi MSCI All Country World Index (ACWI) aynı dönemde +%2,7 kazandı.
TAHVİL GETİRİ FAİZLERİ TEKRAR GEVŞEDİ
Ekim ve Aralık ayları hariç, 2024 Nisan ayının sonundan bu yana tahvil fiyatları yükselişte (yani tahvil getiri faizleri düşüşte). Buradaki önemli nüans ise uzun vadeli tahvil getiri faizlerindeki düşüşün tahmini enflasyondaki ciddi artışa rağmen oluşmuş olması. Tahmini enflasyondaki artışın ana nedeni ise ABD enflasyon (TÜFE) verilerinin yüksek seyretmeye devam etmesi ve Trump yönetiminin uygulamayı düşündüğü olası enflasyonist politikalar.
Bir kez daha hatırlatalım. Kısa vadeli getiri faizlerini merkez bankasının faiz kararları etkilerken, uzun vadeli nominal getiri faizleri o vadelerdeki tahmini enflasyon ve reel faize göre hareket eder. Basitleştirilmiş haliyle formüle edelim:
Nominal Getiri Faizi = Reel Faiz + Tahmini Enflasyon
Aşağıdaki grafik, tahmini enflasyonun geçtiğimiz sene, özellikle de Aralık 2024 sonu (aşağıdaki grafikteki kırmızı çizgi) ile Ocak sonu arasında (mavi çizgi) nasıl arttığını gösteriyor.
Kaynak: Bloomberg
Uzun vadeli tahvil getiri faizlerindeki bu hafif düşüşe paralel olarak, 27 Ocak itibarıyla Bloomberg Global Tahvil, Global Kurumsal Tahvil ve Yüksek Getirili Tahvil Endeksleri aylık bazda sırasıyla +%0,2, +%0,5 ve +%1,04 getiri elde etti.
BITCOIN MUHTEŞEM BİR AY DAHA GEÇİRDİ
Trump’ın kripto yanlısı tutumu ve gevşeyen global likidite koşulları, Bitcoin’in 100.000 dolar sınırını geçerek 106.788 dolara yükselmesine neden olurken teknoloji hisselerindeki gerilemenin de etkisiyle 27 Ocak itibariyle Bitcoin tekrar 101.000 dolar seviyesine geri çekildi. Bu dönemde Bitcoin aylık bazda +%8,1 gibi ciddi bir artış kaydederken, Ethereum aynı dönemde tam tersi bir performansla -%5,6 kayıp yaşadı.
ALTIN OCAK AYINDA YÜKSELDİ
Altın, Trump’ın enflasyonist politikalarına ilişkin belirsizlik nedeniyle Ocak ayı boyunca yükselişini sürdürdü. 27 Ocak itibarıyla, altının ilk ay vadeli işlem sözleşmesi aylık bazda +%4,7 yükselerek, 2024’teki güçlü performansını devam ettirdi.
HAM PETROL POZİTİF BİR AY GEÇİRDİ
Ocak ayında ham petrol fiyatları, Trump yönetiminin planladığı ticari politikaların global ticaret ve emtia fiyatlarını nasıl etkileyeceğine ilişkin belirsizlikten dolayı arttı. 27 Ocak itibarıyla ABD ham petrolü WTI ilk ay vadeli işlem sözleşmesi aylık bazda +%2 getiri elde etti.
TÜRK HİSSELERİ OCAK AYINDA YÜKSELDİ
Global hisse senetlerindeki olumlu hava, Türkiye borsasına da olumlu yansıdı. Borsa İstanbul Endeksi BIST100, 27 Ocak itibarıyla yerel para birimi cinsinden +%1,7 (ABD doları bazında +%0,6) artış kaydetti. BIST100’ün ABD doları bazında getirisinin yerel para birimi cinsinden getirisinin altında kalmasının nedeni, doların Türk lirası karşısında 2024 sonundan bu yana +%1,1 değer kazanmış olması.
PİYASALARDAKİ DALGALANMALAR 2025’İN İLK YARISINDA DEVAM EDEBİLİR
Enflasyonun düşmemesi durumunda FED’in gelecekteki faiz indirimlerini yavaşlatması ve hatta duraksatmasının piyasada neleri tetikleyebileceğini daha önce de ele almıştık. Bu tarz bir ortama Trump’ın politikalarının enflasyonist etkilerinin de eklenmesi durumunda, piyasaların makroekonomik ortama ilişkin bir sürprizle karşı karşıya kalma ihtimalinin yüksek olduğunu düşünüyoruz. Nitekim bu riskler nedeniyle son dönemde ciddi bir tırmanışa geçen altın fiyatının yatırımcılar tarafından önemli bir gösterge olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Son birkaç aydaki piyasa hareketleri de göz önüne alındığında, piyasalardaki dalgalanmaların devam etmesi ve hatta yılın ikinci çeyreğine doğru artması da kuvvetle muhtemel görünüyor.
Bu tarz bir makroekonomik ortamda devlet tahvilleri üzerinden fiyatlandırılan kurumsal ve yüksek getirili tahviller gibi kredi ve faiz bazlı yatırımların özellikle uzun vadeli olanlarının değer kazanmasını beklediğimizin altını daha evvel de çizmiştik. Yatırımcıların piyasa belirsizliklerinin arttığı bu tarz dönemlerde altın tarzı yatırımları tercih edebileceklerini de belirtmiştik. Nitekim bu yatırımların son dönemde kayda değer artışlar yaşadığı bir gerçek. Yukarıda bahsettiğimiz riskler piyasaları etkilediği sürece bu eğilimin devam etmesini bekliyoruz. Uzun vadeli makro görünüm hala finansal piyasalarda yükselişe işaret etse de belli başlı yatırım araçlarının fiyatlarının gittikçe artması nedeniyle piyasalarda aşağı yönlü bir düzeltme riskinin de oldukça yükseldiği kanaatindeyiz. Bu nedenle yatırımcılar, piyasaların biraz normalleşmesini beklerken, hisse senedi tarzı yatırımlarının bir kısmını nakde veya altın tarzı nakde benzer yatırımlara çevirerek portföylerindeki riski bir miktar azaltmayı düşünebilirler.
CİDDİ PORTFÖY KAYIPLARI YAŞANABİLİR
Piyasaların yürüyen merdivenle yukarı çıkarken asansörle inebileceğini ve kayıplar ile kazançların matematiksel olarak simetrik olmadığını tekrar hatırlatalım. %50 kaybı telafi etmenin tek yolunun %100 getiri sağlamak olduğu göz önüne alındığında, yatırımcılar, piyasa risklerinin yükseldiği dönemlerde yatırımlardan nakde dönerek riski azaltmanın getiri elde etmek amacıyla pozisyonları muhafaza etmekten çok daha etkili bir portföy yönetim mekanizması olduğunu unutmamalılar.
Ela KARAHASANOĞLU, MBA, CFA, CAIA
Uluslararası Yatırım Direktörü
karahasanoglu@turcomoney.com
ela.karahasanoglu@ekrportfolioadvisory.com
https://www.linkedin.com/in/elakarahasanoglu/
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.