“Hocaların hocası” Türk dünyasının “bilge adam”ı Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş’ın vefatı, halkımızı ve sevenlerini tarifi güç bir teessüre sevk etti.
Hocamızı, talebelik yıllarında TMTF, MTTB ve Türk Ocağı dönemlerinde yol gösterici eğitici biri olarak tanıdık. Türkiye’nin yeniden yapılanmaya girdiği dönemdi. DPT’de iktisadi ve sosyal planlama daire başkanı iken mühendisliğimin ilk yıllarıydı. Hazırladığımız özel ihtisas komisyonu raporlarını inceleyip yol göstermesini hiç unutmuyorum. TRT’nin siyaset gündemine oturduğu kavgalı ortamda İsmail Cem’in yerine TRT Genel Müdürü olarak getirildiğinde kararın iptali için davalar açıldı. Gerek muhalefet partisi sözcülerinin gerekse İsmail Cem’in basına yansıyan gerçek dışı iddia ve suçlamalarına ortalığı germemek için sabırla davranıp cevap vermedi. Çevresi olarak sitem ettiğimizde ‘olaylar siyaseten tırmandırılıyor herkes görevini yapacak ortalığı germemek gerekir, zaten ‘çok laf yalansız, çok para haramsız olmaz’ dediğini hatırlıyorum.
NEVZAT HOCA, HER KESİMLE BARIŞIK BİR İNSANDI
Hoca’mız herkesle, her kesimle yıldızı barışık olmakla kalmaz uzlaşma sağlardı. Bu özelliğini sendikalaşmanın çok yanlış uygulandığı, işverene komprador, kapitalist soyguncu gözü ile bakılıp grev yapıldığı o talihsiz günlerde iş dünyasında sosyal siyasetçi kimliği ile işçi ile işveren arasında adil davranışıyla uzlaşma sağladığını yaşadık.
Nevzat Hoca’mız, milli ve manevi değerlere bağlı inançlarından taviz vermeyen, dinin özünü yaşamaya çalışan aynı zamanda evrensel değerlere saygılı, canlı bir kütüphane, güçlü bir kültür hazinesi idi. İslam Kalkınma Bankası görevinden henüz dönmüştü, TOBB başkanlık görevi teklifi aldığım zaman bir iftar vakti kendisi ile istişare ettiğimde bilgi birikimim ve iş dünyasında sevilen birisi olarak görevi almazsam vebal altında kalacağımı söyleyince, “Hocam o zaman beraber olalım” teklifime “olur” diye söz vermişti. Akabinde Turgut Özal, dış işlerinde Prof. Dr. Doğramcı YÖK’te görev teklif etmesine rağmen söz verdiği için TOBB Yüksek İstişare Kurulu’nda kalarak, bu kadar cazip iki teklifi reddetmesine şahit olarak bir insanın sözünde durma örneğini vermesinden cidden çok etkilenmiştim. Hz. Muhammed’in (sav) buyurduğu ‘insanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır’ müjdesine nail olurcasına yılmadan yorulmadan çok güzel örnek hizmetler verdi. Yüce İslam dinini örnek bir kişilikle yaşarken aynı zamanda Türk dünyası davasının da yılmayan önderlerindendi. Türkiye, İran, Pakistan arasında aktedilmiş olan RCD paktı yıkılmış yerine EİT(Ekonomik İşbirliği Teşkilatı) kurulmuştu. Türkiye Balkan Odalar Birliği’ni kuruyorduk. Hoca’mız bir görüşmemizde, “SSCB bu hali ile gidemez, EİT Odalar Birliği’ni kuralım ileride Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan gibi özerk Türk bölgeleri devlet olunca muhtemelen Afganistan ve Tacikistan’ın da katılması ile Asya’da önemli bir ekonomik güç elde edecek kapı açmış oluruz” demişti. Bugün 10 kardeş ülkenin iştiraki ile güçlü bir oluşum doğmuş oldu.
TOBB başkanlığım döneminde beraber çalışma şerefine nail olduğum hocamızla Turgut Özal’ın değişim ve dönüşüm programını uyguladığı o reform yıllarında ülkemize yararlı hizmetler yaptık. Aynı zamanda Aydınlar Ocağı, İş Dünyası Vakfı, Türküye Gönüllü Teşekküllüler Vakfı gibi birçok sivil toplum kuruluşu yönetimlerinde beraber olduk. Siyasetin ve ekonominin dar boğazda olduğu önemli bir dönemde Ak Parti İstanbul milletvekilleri olarak TBMM’de yüce milletimize hizmet etme şerefini birlikte yaşadık.
KRİTİK DÖNEMLERDE DENGE UNSURUYDU
Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş’ın ülke menfaatlerini her türlü kişisel menfaatlerinin dışında tutarak verdiği örnek çalışmalara yakinen tanık oldum. Kritik dönemlerde her zaman denge unsuru bir bilge kişi idi. Hoca’mız inandığı yolda taviz vermeden kimseyi de gereksiz yere incitmeden fikirlerini açıkça söyleyebilen bir ilim adamı, her şeyden evvel bir gönül adamı idi. O ciddi devlet ve ilim adamlığı yanında ölçülü ve seviyeli şakalarımıza hoşgörü ile yaklaşır ve cevap verirdi. Bir seferinde “Sen bizim önderimizsin, şeyhimizsin” şeklindeki şakama karşılık arkadaşlara seslenerek “Duyun duyun ben bunlara sabrederek eriyorum” diye gülerek cevap vermişti.
HOŞGÖRÜ, SEVGİ VE SABIR TİMSALİ
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde hocaların hocası, yeri doldurulamayacak bir ilim adamı olarak binlerce öğrenci yetiştirdi, onlarca kitap, yüzlerce makale yazdı, sayısız konferanslar verdi, TV kanallarında açık oturumlarda ve programlarda inandığı doğruları anlattı, toplumun aydınlanmasına, bilinçlenmesine ve kalkınmasına büyük hizmetler verdi. Yakın çevresinde bulunan bizler yaratılan herşeye hoşgörü ve sevgi göstermeyi sabretmeyi ön yargısız davranmayı kısaca insanca davranmayı öğrendik.
15 Temmuz 2016 Cuma günü arzu ettiği şekilde geride örnek bir aile hayatı, yetişmiş iki örnek evlat ve gönüllerde sevgi seli bırakarak çekmeden çektirmeden ruhunu teslim etti. Yıllarca demokrasi, insan hakları ve özgürlükler için çırpınmış bir ilim adamı olarak çok üzüleceğini bildiğimiz aynı gün milli iradeye karşı cereyan eden ibretlik darbe teşebbüsünü görmeden vefat etti. Yüzbinlerin doldurduğu Fatih Camii’nde öğrencileri olan cumhurbaşkanı, devlet erkanı, iş dünyası, öğrencileri ve halkımızın katılımı ile şehitlerimizle birlikte dualar ve tekbirler dolu namazı müteakiben ebedi yolculuklarına uğurlandı. Aziz şehitlerimizin ve hocamızın ruhları şad, makamları cennet olsun.
Ali Coşkun
58. ve 59. Hükümetler Sanayi ve Ticaret Bakanı
coskun@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.