-Esas sorun aşırı seviyelere yükselen kurlar değil. Esas sorun ulusal paranın iç değerini istikrara kavuşturmak olmalı. Sorun enflasyon ile mücadele etmek ve bu sorunu kalıcı bir biçimde çözmektir. Sorun ulusal parayı bir “sağlam para” haline getirmektir.
-Bir metafor ile ifade etmek gerekirse: Ulusal para bir sağlam para olursa, iktisadi aktörler için bir “kutup yıldızı” olur. Sürekli bakmasalar da nerede olduğunu bildikleri, baktıklarında da kendilerine hep aynı yönü gösteren bir referans noktası. Ulusal makroekonomi açısından bir polaris, iktisadi başarı için bir kilit taşı.
Döviz kurlarında görülen eğilimler ve özellikle de volatilite doğal olarak ciddi finansal ve ekonomik sorunlara neden oluyor. Bu perspektiften yaklaşıldığında döviz kurlarında istikrar sağlamak bir taraftan makroekonomik istikrar, diğer taraftan da finansal istikrar doğrultusunda önemli görülüyor.
Ancak, bu tartışmalar kapsamında genellikle ihmal edilen bir boyut söz konusudur. Bir ulusal paranın değeri veya istikrarı sadece döviz kuru üzerinden değerlendirilmemeli… Esasta burada kullanılan döviz kuru kavramı ulusal paranın dış değerinin göstergesidir.
Başka bir ifadeyle, ulusal ekonomide yaşanan gelişmelerin dışa yansımasıdır. Ülkenin makroekonomik performansının bir göstergede somutlaşmasıdır. Örnek vermek gerekirse, dış ticaret fazlanız varsa bu durum döviz kurlarında değerlenme eğilimi yaratabilir. Veya tasarruf açığınız varsa, dış tasarruflara yönelirsiniz ve bu alanlardaki dinamikler yine döviz kuru üzerinde etkili olur.
Bu noktada şu soru sorulmalıdır: ulusal paranın değerini gösteren bir değişken olarak döviz kuru dışında başka bir değişken var mıdır? Tabii ki vardır ve hatta çok daha kritik önem arz ediyor. Bu değer ulusal paranın iç değeridir. İç değeri yansıtan kavram da paranın satın alma gücüdür.
SATIN ALMA GÜCÜNÜN NASIL SEYRETTİĞİNİ İZLEYECEĞİMİZ GÖSTERGE DE ENFLASYONDUR
Satın alma gücünün nasıl seyrettiğini izleyeceğimiz gösterge de enflasyondur. Bir ulusal ekonomide mübadele aracı olarak kullanılan her bir birim paranın taşıdığı değeri koruyup koruyamadığı veya bir istikrar içinde olup olmadığına bakmak isterseniz enflasyon gelişmelerine bakmanız gerekir.
Ulusal paranın iç değeri ile dış değeri arasında bağlantı var mıdır? Doğal olarak vardır. Dışa açık bir ekonomide, iç değer kapsamındaki eğilimler farklı kanallar üzerinden (dış ticaret, sermaye akımları vb.) dış değere yansır.
Farklı bir biçimde ifade etmek gerekirse, enflasyon orta-uzun vadede döviz kurlarına yansır. İç değerin göstergesi olan enflasyon yüksek ve sürekli ise başka gelişmeler de yaşanır. Ulusal ekonomi kapsamında fiyat istikrarının sağlanamaması iktisadi aktörleri farklı çözüm arayışlarına iter.
Genel anlamda, değerine güvenilemeyen ulusal paradan uzaklaşmaya ve alternatif araçlar arayışına girişilir. Literatürdeki adıyla söylemek gerekirse para ikamesi yaşanır. Daha popüler ifadesiyle dolarizasyon görülür. Fiyat istikrarsızlığının arttığı dönemlerde yaşanan bu gelişme ulusal paranın dış değerine hızlıca ve büyük oranlarda yansıdığında ise ulusal paranın dış değerinde veya döviz kurlarında istenmeyen eğilimler görülür. Bir birim ulusal para ile satın alınan her malın miktarı azalırken, satın alınabilecek döviz miktarı da azalmaya başlar.
ULUSAL PARANIN İÇ DEĞERİNİ İSTİKRAR İÇİNDE TUTAMAYAN ÜLKELERDE DIŞ DEĞERDE İSTİKRARSIZLIK GÖRÜLÜR
Kısacası, ulusal paranın iç değerini istikrar içinde tutamayan ülkelerde dış değerde istikrarsızlık görülür. Pekiyi, bir an için soralım: dış değerde büyük değişiklikler olursa ne olur? Bu bir tür sarmal yaratır. Özellikle dış ticarete konu mallarda ve eğer bu mallar yaygın bir biçimde kullanılmak durumunda ise tüm mallarda ilave fiyat artışları görülür. Burayı tekrar etmekte fayda var. Zaten var olan enflasyon nedeniyle döviz kurları artarsa, bu artışlar içeriye yansıdıkça enflasyon daha da yükselecek ve istenmeyen bir sarmal oluşur.
Para ikamesi sürecinde iktisadi aktörler bu sürece katılırlar, varlıklarını döviz üzerinden değerlendirmenin yollarını ararlar.
ULUSAL PARANIN İÇ DEĞERİNİ İSTİKRARA KAVUŞTURMAK VEYA ENFLASYONU DÜŞÜK BİR SEVİYEDE KONTROL ALTINA ALMAK GEREKİR
Bu süreci ve yaşanan olumsuzlukları ortadan kaldırmanın yolu ulusal paranın iç değerini istikrara kavuşturmak veya enflasyonu düşük bir seviyede kontrol altına almaktır. Ancak, bu çözüm hem çok fazla maliyet yüklenmeyi hem de çok uzun süre bu maliyetlere katlanmayı gerektirir.
Bundan kaçınmak isterseniz karşınıza pratik bir çözüm çıkar. Dış değeri istikrara kavuşturarak iç değeri istikrara taşımak. Kulağa çok hoş gelen bu fikir kısmen ve kısa sürelerde etkili olabilir. Ancak orta uzun vadede başarılı olamaz. Çünkü bastırılan önünde sonunda geri gelir, başka bir deyişle kaçınılmaz regresyon yaşanır. Ulusal para aşırı değerlenir, dış ticaret dengesi bozulur, sermaye hareketlerinin yönü değişir ve bir süre sonra döviz kurları tekrar istikrarsızlık unsuru olmaya başlar.
ESAS SORUN ULUSAL PARANIN İÇ DEĞERİNİ İSTİKRARA KAVUŞTURMAK OLMALI
O halde esas sorun ne idi? Esas sorun aşırı seviyelere yükselen kurlar değil. Esas sorun ulusal paranın iç değerini istikrara kavuşturmak olmalı. Sorun enflasyon ile mücadele etmek ve bu sorunu kalıcı bir biçimde çözmektir. Sorun ulusal parayı bir “sağlam para” haline getirmektir.
Ulusal parayı iktisadi aktörlerin sadece çarşıda pazarda mübadele amacıyla kullandıkları değil; birikim yaptıkları, geleceklerini planlarken güvenle kullandıkları bir değer ölçüsü ve değer saklayan araç haline getirmektir. Hatta başka ülke iktisadi aktörlerinin dahi güven ile kullandıkları bir araca dönüştürmektir.
Bir metafor ile ifade etmek gerekirse: Ulusal para bir sağlam para olursa, iktisadi aktörler için bir “kutup yıldızı” olur. Sürekli bakmasalar da nerede olduğunu bildikleri, baktıklarında da kendilerine hep aynı yönü gösteren bir referans noktası. Tüm iktisadi değişkenleri anlamlı hale getiren bir sabit nokta, ulusal makroekonomi açısından bir polaris, iktisadi başarı için bir kilit taşı. O halde sorun Türk Lirasının sağlam para olabilmesidir.
Doç. Dr. Ertuğrul Kızılkaya
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi
kizilkala@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.