Büyük resme bakıldığında Avrupa’daki krize rağmen Türkiye ekonomisinde büyüme devem ediyor. İMKB diğer borsalardan farklı bir seyir izliyor, ihracat artıyor. Alınan yeni tedbirlerin cari açık üzerinde de etkili olacak gözüküyor. Bu gelişmelerin ışığında iç piyasada önümüzü görebiliyor muyuz?
Ekonomide son çeyrekte daralma ve kaynak girişindeki yavaşlamaya rağmen not artışı beklentisi ile birlikte piyasalarda hafifte olsa bir canlanma beklenebilir. özellikle Avrupa’ daki krizin halen devam ediyor olmasına rağmen Türkiye ekonomisinin büyümeye devam ediyor. İMKB’nin diğer borsalara göre pozitif ayrışması, en büyük pazarımız olan Avrupa’daki krize rağmen ihracatın artıyor olması mevcut ekonomi yönetimimizin başarısını ve istikrarını gösteriyor.
Ekonomide yumuşak karnımız olan cari açıktaki gerileme artarak devam edecek gözüküyor. Geçtiğimiz yıl milli gelirin cari açığa oranında yüzde 10 gibi bir değerle dünya rekoru kırıldı. Akılcı politikalarla üçüncü çeyrek sonu itibariyle söz konusu oran yüzde 7-8‘lere geriledi. Burada kesinlikle yüzde 6‘nın altına inilmesi gerekiyor. Cari açıktaki rekorumuzun tabii ki yüzde 9‘luk büyüme rekorlarıyla birlikte gerçekleştiğini unutmamak gerekiyor.
Alternatif pazarların gelişmesi, ihracattaki artışın devam etmesi ve alınan tedbirlerle birlikte ithalatın hızla gerilemesi neticesinde dış ticaret de olumlu veriler cari acık problemini çözecek gibi gözüküyor. Döviz kurlarının bu seviyelerde devam etmesi ihracatı destekler nitelikte. Not artısı beklentisi zaten piyasalar açısından satın alındı. Dikkate alınması gereken bir diğer konu kısa vadeli dış borçlar. Türkiye’nin geçtiğimiz dönemlerdeki büyümesiyle birlikte artan kısa vadeli dış borçları üçüncü çeyrek sonu itibariyle 140 milyar doları aştı.
Büyük çoğunluğu özel sektör tarafından yerine getirilmesi beklenen dış borç ödemesi önümüzdeki 1 yıl içinde döviz kurlarının hassas şekilde izlenmesi gerektiğini gösteriyor. Diğer bir değişle olası not artışı ile birlikte artması öngörülen yabancı girişinin döviz kurları üzerinde TL‘nin değer kazanması açısından çok fazla etkisi olmayacak. TL’nin değerlenmemesi neticesinde ihracatçımız rekabet gücünü koruyacağından ihracata dayalı büyüme tekrar ivme kazanacak.
Büyük resme bakıldığında ihracattaki artış yaratılan değerle birlikte iç piyasayı da tekrardan canlandırıcı etki yaratacak. Diğer taraftan faizlerdeki düşüş kredilere ve harcama tarafına yansıdığında ekonomide tekrar beklenen canlanma oluşacak. Global krizin devam ettiği günlerde Türkiye’nin pozitif ayrıştığını görmek biz işadamlarının motivasyonunu arttırıyor.
Süleyman ORAKçIOĞLU
orakcioglu@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.