Türkiye, oldukça zorlu bir dönemden geçiyor. Siyasi ve ekonomik tabloyu, anayasa referandumu, ABD Başkanı Donald Trump’ın açıklamaları. FED’in faizle ilgili adımları ve Türkiye Merkez Bankası’nın kararları belirleyecek.
Ocak ayına 78.000 seviyesi altında başlayan BIST-100 endeksi ay içinde 76.000 seviyesi altını test etmesine karşın TL’deki değer kayıplarına rağmen TL bazında güçlü performans göstererek 84.000 seviyesi üzerini test etti. Ocak ayında bankacılık sektörü negatif ayrışırken, BIST’teki yükselişe TL’deki değer kayıplarından daha az etkilenen sanayi şirketleri liderlik etti. Trump’ın ABD Başkanı seçilmesi sonrası negatif ayrışan gelişmekte olan ülke borsaları, Trump’ın politikalarına ilişkin belirsizlikle dolar endeksinin hızla gerilemesiyle birlikte pozitif ayrıştı. Gelişmekte olan ülkelere fon akımının tekrar başlamasıyla birlikte BIST dolar bazında ucuzlayan fiyatların da etkisiyle TL getiri olarak Fitch kararı öncesi pozitif ayrıştı ve Bovespa’dan sonra en iyi performans gösteren borsa oldu. Ancak Ocak ayında TL diğer gelişmekte olan ülkelere göre düşük kalan reel faizlerin ve Fitch not indirimi beklentilerinin de etkisiyle negatif ayrışarak, değer kaybetmeye devam etti. TL Ocak ayında Dolar karşısında %8’in üzerinde değer kaybederken, TCMB’den gelen kısa vadeli sıkılaştırma hamleleri sonrası değer kayıplarını kısmen sınırlandırdı. BIST gelişmekte olan ülkelere devam eden fon akımı ve göreceli olarak ucuz kalan değerlemeler nedeniyle TL bazında pozitif ayrışırken, dolar bazında MSCI endeksleri içinde negatif ayrıştı. BIST’in pozitif seyretmesinde Suriye’de ateşkes kararı alınmasıyla jeopolitik risklerin kısmen azalması da etkili oldu. Fitch Türkiye’nin “BBB-“ olan yatırım yapılabilir notunu “BB”ye indirirken, “Negatif” olan görünümü “Durağan”a çevirdi. Böylece Moody’s sonrası 3 büyük kredi derecelendirme notu veren kurum içinde Türkiye’nin yatırım yapılabilir notu kalmamış oldu. Öte yandan S&P’de Türkiye’nin kredi notu grünümünü durağandan negatife indirdi. S&P, Türkiye’nin kredi notunu ise yatırım yapılabilir seviyenin iki basamak altında, BB seviyesinde tutuyor. Not görünümünün negatife indirilmesine gerekçe olarak, global faizlerin arttığı bir dönemde, enflasyon ve kur baskılarının şirketler ve bankalar üzerindeki olumsuz etkisinin büyüme tarafında ve dolayısıyla kamu bütçesi üzerindeki potansiyel olumsuz etkileri gösterildi. Hem S&P hem de Fitch’in kararları ardından kur tarafında sakin bir seyir görülürken, kararın fiyatlanmış olması ve kredi derecelendirme kuruluşlarındaki belirsizliğin ortadan kalkmış olması nedeniyle BIST’teki tepki de sınırlı kaldı.
TRUMP’IN AÇIKLAMALARI DOLAR’I GEVŞETTİ
FED Aralık ayında oy birliğiyle faizleri 25 baz puan arttırarak %50-%75 aralığına yükselttiği toplantı tutanaklarını yayınladı. FOMC tutanaklarında ABD maliye politikasının izleyeceği yola ilişkin belirsizliğin, FED’in ekonomi ve para politikasının yönüne ilişkin baskı oluşturduğuna vurgu yapıldı. Genişleyici ve daha hızlı büyümeye yol açabilecek maliye politikasının risklerine dikkat çekilirken, çoğu FED üyesi önümüzdeki yıllarda kademeli faiz artışının devam edeceği görüşünü tekrarladı. Hem tutanaklarda hem de FED üyelerinin ay içinde kademeli ve yavaş faiz artırımı vurgusuna devam etmesiyle Dolar endeksi gevşemeye başladı. ABD yönetimini devralan Trump’ın ve bazı kurmaylarının doların değerli olduğuna ilişkin açıklamaları da dolar endeksinin gevşemesinde etkili oldu. Trump’ın uygulayacağı politikalara ilişkin piyasalarda oluşan endişeyle birlikte FED’in kısa vadede faiz artırımları için temkinli davranacağı beklentisi kuvvetlendi.
MERKEZ BANKASI’NIN HAMLESİ
Ocak ayında TL’deki hızlı değer kaybı sonrası TCMB bankalara verdiği likiditeyi azaltarak ve geç likidite penceresini kullanarak ortalama fonlama maliyetini yukarı çekerek TL’de sıkılaşmaya gitti. Bu hamlelerle birlikte kurdaki değer kayıpları kısmen momentum kaybetti. TCMB Ocak toplantısında artırım beklentilerin aksine politika faizini %8,00 seviyesinde sabit tutarken, faiz koridorunun üst bandını 75 baz puan artırarak %9,25’e, geç likidite penceresi faiz oranını ise 100 baz puan artırarak %11,00’e yükseltti. Bu kararla birlikte TCMB para politikasındaki sadeleşeme politikasını sonlandırmış oldu. TCMB PPK özetinde “döviz kuru gelişmelerinin gecikmeli etkisi ve işlenmemiş gıda fiyatlarındaki oynaklık nedeniyle kısa vadede enflasyondaki belirgin yükselişin devam edebileceği öngörülüyor” denildi. Bu nedenle TCMB, enflasyon görünümündeki bozulmayı sınırlamak için parasal sıkılaştırmanın güçlendirilmesine karar verdiğini söyledi. PPK özetinde ayrıca ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabileceği ve döviz piyasasında sağlıksız fiyat oluşumları gözlenmesi halinde likidite araçları ile gerekli tedbirler alınacağı vurgulandı. TCMB kararı sonrası döviz kurlarındaki oynaklık devam ederken, TL gelişmekte olan para birimleri içinde negatif ayrışma eğilimini devam ettirdi.
TÜRK LİRASI ÜZERİNDEKİ BASKI DEVAM EDERSE…
Dolar/TL kurunun yıla oldukça volatil başladığını söyleyebiliriz. Yurtiçinde açıklanan enflasyon verisi, OHAL’in uzatılması, anayasa değişikliğine ilişkin görüşmeler Dolar/TL kurunun yükselmesine sebep oldu. Ocak ayı boyunca TL üzerindeki baskı artarken dolar kuru arka arkaya tarihi zirveleri gördü. Türk Lirası’nın değer kaybetmesinin yanı sıra FED beklentileri ve ABD Başkanı Donald Trump’ın yemin töreninden sonraki belirsizlik de USD/TRY paritesindeki oynaklığı artırmaya devam etti. TL likiditesinin sıkılaştırmaya yönelik çeşitli adımlar atan TCMB, politika faizini artırmadan kurun ateşini söndürmeye çalıştı. ABD Başkanı Trump’ın açıklamalarıyla değer kaybeden dolar endeksine ve örtülü faiz artışına rağmen Dolar/TL kurunda piyasaların beklediği düşüş kaydedilemedi. Türk Lirası üzerindeki baskının devam etmesi halinde psikolojik eşik olan 4 seviyesi kur için hedef noktası olabilir. Bu noktanın aşılması halinde 4.05 ve 4.10 seviyeleri de gündeme gelebilir. Aşağı yönlü hareketlerde ise 3.80-3.75 bandında tutunması durumunda 3.70 seviyesine kadar geri çekilmeler yaşanabilir.
“GÜVENLİ LİMAN” ALTINA TALEP
2016 yılını 1.0524 seviyesinden kapatan EUR/USD paritesi yeni yılda 1.0456 seviyelerine kadar düşse de paritenin genel olarak 1.06 üzerinde tutunmaya çalıştığını söyleyebiliriz. Euro’nun seyri açısından Ocak ayında Avrupa Merkez Bankası (ECB) faiz kararı ve açıklaması takip edildi. ECB, faiz oranında ve varlık alım programında beklendiği gibi herhangi bir değişikliğe gitmedi. ABD cephesinde ise ABD’nin seçilmiş başkanı Trump’ın başkanlık koltuğuna oturmadan önceki ve sonraki açıklamaları takip edildi. Teknik olarak baktığımızda 1.06 seviyesi EURUSD paritesi için önemli destek olarak görülüyor. Bu seviyenin üzerinde tutunması halinde 1.08 ve 1.09 seviyeleri takip edilebilir. Aşağı yönlü hareketlerde ise 1.06 seviyesinin altında hızlı satışlar ile karşılaşılabilir ve sırasıyla 1.0490 ile 1.04 desteklerine kadar geri çekilmeler yaşanabilir. Yeni yıla 1150 seviyesinden başlayan ons altının küresel çaptaki “güvenli liman” talebi ile değer kazandığı takip edildi. Ayın son günlerinde ise ABD borsalarının rekor seviyelerde olması yatırımcıların risk iştahının olduğunu göstermektedir. Bu durum Ocak ayı boyunca yükselişini sürdüren ons altının ay sonuna doğru düşüş kaydetmesine ve kazançlarının bir kısmını geri vermesine sebep olmuştur. 1200 seviyesinin altında kalıcı olması durumunda 1170 noktasından sonra 1141 destek seviyesi ön planda olabilir. 1200 seviyesinin üzerinde ise daha önce çift tepe yaparak test ettiği 1220 direnci hedeflenebilir.
TRUMP, PİYASALARI ENDİŞELENDİRDİ
Şubat ayında yurtdışı piyasaların ana gündemi aybaşında yapılacak FED faiz kararı ve sonrasında yapılacak açıklamalar olacak. Ancak gündemi asıl meşgul edecek olan ise yeni ABD başkanı seçilen Trump’ın ne tür politikalar uygulayacağı ve kısa vadede nasıl kararlar alacağı olacak. Trump’ın yönetimi devralması sonrası uygulayacağı ekonomi ve maliye politikalarına ilişkin ayrıntılı açıklama yapması piyasalarda endişelere neden oldu. Trump’ın söylemlerin ekonomik olarak korumacı bir politika uyulabileceği beklentisi oluşturmaya başladı. Bu olasılık küresel sistemi derinden etkileyebilir. Bu nedenle FED’in faizleri beklendiği gibi hızlı artıramayacağı beklentisi ile Dolar (DXY) endeksinde görev değişimi sonrası hızlı değer kayıpları oluştu. Piyasalar açısından Şubat ayındaki en büyük risk Trump’ın önceden kestirilemeyen açıklamalarla piyasalarda bir dalgalanmaya sebep olabilecek olmasıdır. Diğer taraftan Avrupa birliği içindeki ekonomik sıkıntılar ve Brexit süreci etkisini kaybetse de gündemdeki yerini korumaya devam edecektir. Dolar endeksindeki gevşeme eğiliminin devam etmesi durumunda Şubat ayında sınırlı da olsa gelişmekte olan ülke borsalarının pozitif ayrışmasını devam ettirmesi bekleniyor. Şubat ayında FED’in faiz artırımına gitmemesi, Trump politikalarına ilişkin belirsizliğin devam etmesi ve Emtialar’da yaşanacak pozitif seyir bu beklentiyi destekleyebilir.
FITCH’İN NOT İNDİRİMİ SERMAYE HAREKETLERİNİ ETKİLEYECEK
Yurtiçinde ise siyasi gündem Meclisten geçen yeni Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı sistemine ilişkin referanduma ilişkin süreç takip edilecek. Ekonomik tarafta ise TL’de yaşanan sert değer kaybı ve negatif ayrışma sonrası TCMB’nin ne gibi adımlar atabileceği izlenecek. TCMB’nın açıkladığı Para Politikası Kurulu toplantı takvimine göre Şubat ayında toplantısı bulunmuyor. TCMB’nın bundan sonraki ilk Para Politikası Kurulu toplantısı 16 Mart 2017’de. Şubat ayında TL’deki negatif ayrışmanın ve oynaklığın devam etmesi durumunda TCMB ek parasal sıkılaştırma dışında döviz satım ihaleleri ve dövize direkt satım şekilde müdahale seçeneklerine de başvurabilir. Şubat ayında TCMB’nin alacağı aksiyonlar piyasanın ana gündemi olacak. Fitch’in not indirimi sonrası kısa vadeli sermaye hareketlerinde değişimler izlenecek. Büyük oranda fiyatlara yansımış olan not indiriminin artçı etkileri piyasalar açısından önemli olacak. Moody’s kararı sonrası özellikle DİBS tarafında güçlü yabancı çıkışı yaşanmıştı. Bu nedenle Fitch sonrası çıkışların kısmen momentum kaybetmesi ve sınırlı kalması beklenir. Türkiye, Rusya ve İran arasında Astana’da varılan anlaşma ile Suriye’de ateşkesin kontrol altında tutulması kararı alındı. Bu karar sonrası Jeopolitik risklerin kısmen azalması not indirimine rağmen TL varlıklardaki negatif etkiyi sınırlandırabilir. Jeopolitik risklerin azalmasıyla birlikte gelişmekte olan ülkelere fon akımının devam etmesi durumunda BIST’te düzeltme sonrası göreceli olarak ucuz kalan değerlemeler nedeniyle yabancı ilgisi devam edebilir. Bu nedenle Fitch’in not indiriminin negatif etkisi BIST üzerinde kısmen sınırlı kalabilir. Son 6 yıl ortalamalarına göre BIST’in Şubat ayında genelde yukarı yönlü eğilim izlediği ve ayı genellikle hafif artıda kapattığı görülüyor. Ocak ayında güçlü performans gösteren BIST’te Şubat ayında pozitif eğilimin ay içinde devam etmesi ancak hızlı yükseliş sonrası kar satışlarıyla birlikte ay içinde bir bant aralığında dalgalı bir seyrin oluşması bekleniyor. BIST’in bu beklentiler ışığında Şubat ayını yatay yakın sınırlı bir pozitif eğilimle bitirmesi yüksek olasılık olarak değerlendiriliyor.
OSMAN GÖKTAN
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.