Türkiye İMSAD Başkanı Küçükoğlu'ndan 1-7 Mart Deprem Haftası açıklaması:

İSTANBUL (AA) – Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, depreme dayanıklı binalarda yaşayabilmenin, geleceğe güvenle bakmanın temel şartı olduğunu belirtti.

Türkiye İMSAD'dan yapılan açıklamada, AFAD verilerine göre 2024'te Türkiye ve yakın çevresinde 32 bin 500 deprem kaydedildiği, bunun, ülkenin deprem gerçeğiyle ne kadar iç içe olduğunu bir kez daha gözler önüne serdiği bildirildi.

Açıklamada 1-7 Mart Deprem Haftası dolayısıyla değerlendirmelerine yer verilen Küçükoğlu, depreme dayanıklı binalarda yaşayabilmenin, geleceğe güvenle bakmanın temel şartı olduğunu vurguladı.

Küçükoğlu, şehirlerin ve yaşam alanlarının depreme dirençli hale getirilmesi gerektiğine işaret etti.

Depremle mücadelenin en önemli kısmını da bilincin oluşturduğunu belirten Küçükoğlu, insanlarda deprem korkusunun değil deprem gerçeğiyle yaşama bilincinin ivedilikle var edilmesi gerektiğini kaydetti.

– "Deprem gerçeğine uyum sağlamak en önemli önceliğimiz olmalı"

Halkın deprem güvenliği bilincine kavuşması için en az 3 yıllık istikrarlı, kararlı ve kapsayıcı bir seferberliğe ihtiyaç olduğuna işaret eden Küçükoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Bu seferberlikte ekonomik beklentilerin ötesinde, sosyal sorumluluk bilinciyle hareket etmemiz gerekiyor. Türkiye İMSAD olarak, bu konuda tüm paydaşlarla işbirliğine ve üzerimize düşen sorumluluğu almaya hazırız. Depremin nerede ve ne zaman olacağını tartışmak yerine, yıkıcı etkilerini azaltacak önlemleri bir an önce hayata geçirmeliyiz. Deprem gerçeğine uyum sağlamak ve deprem riskiyle yaşamanın gerekliliklerini yerine getirmek en önemli önceliğimiz olmalı. İnsanlık tarihine baktığımızda, büyük felaketlerin ve acıların sonucunda büyük çözümlerin hayata geçtiğini biliyoruz. Yüksek dayanışma ruhuyla deprem felaketine karşı Türkiye'mizi dirençli, milletimizi bilinçli hale getireceğimize inancımız tamdır."

Küçükoğlu, depremin yıkıcı etkisini azaltmanın yollarını hayata geçirirken, kentsel dönüşüm süreçlerinde de dikkatli olunması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Deprem maalesef kapımıza gelmeden önce tarih veren bir afet değil. Bu sebeple aynı acıları bir daha yaşamamak için şehirlerimizi bir an önce depreme dayanıklı hale getirmeliyiz. Bu hedefe ulaşmanın ön şartını da kentsel dönüşümün bir acil eylem planı niteliğinde hayata geçmesinde görüyoruz. Tabii ki kentsel dönüşüm dediğimiz husus, sadece yapı dönüşümüyle sınırlı değil, ekonomik, politik, kültürel, toplumsal dinamikleri de etkiliyor. Bu sebeple dönüşüm süreci, dikkat edilmesi gereken birçok kritik noktayı da barındırıyor. Öncelikle planlama, çevre düzenlemesi, altyapı ve atık yönetimi gibi faktörlerin özenle yönetilmesi ve dönüşümün sürdürülebilir olması da büyük önem taşıyor."