Son Haberler

Türkiye ve dış politikası…

Dünyanın gidişatı Türkiye için oldukça ciddi ve ilerisi için potansiyeller, fırsatlar ve bir o kadar da ciddi riskler yarattı.  Ukrayna, Gazze, İran, Pakistan, Azerbaycan ve Ermenistan, İsrail, Suriye, Yunanistan gibi ülkeler üzerinde yönlendirici küresel güçler tarafından yaratılan dört tarafı çevrili savaş riski canlılığını giderek artırıyor.  Türkiye’nin dış politikada hata yapma lüksü kalmadı. Fırsat olasılıklarının artması için Batı ile ilişkilerin güçlendirilmesi şarttır.

– Akdeniz ve Ege’de ülkelerarası dengeler, Türkiye’nin lehine evrilmiyor. Libya bağlantılı mutabakat Türkiye’nin Yunanistan, Mısır ve Güney Kıbrıs ittifakını Türkiye aleyhine çevirdi. Bu gelişme, mevcut statükonun korunmasında zayıflıklara neden oluyor. Suriye krizinin şu andaki ulaştığı noktaya kadar, Türkiye’nin cihatçı gruplarla kurduğu ilişkilerin yarattığı atmosfer uluslararasında Türkiye’nin algısının negatif alanda beklemesiyle neticelendi.

Dış politika gerilimci olmayan, yapıcı, çözüm odaklı, rasyonelitesi oldukça yüksek, istikrar üreten, mantığa ve ortak akla dayalı nezaket ve matematiksel kuralları olan hukuki bir alandır.  Dış politika hiçbir şekilde iç politikanın lehe şekillendirilmesi amacıyla kullanılmamalıdır.

Dünyanın gidişatı Türkiye için oldukça ciddi ve ilerisi için potansiyeller, fırsatlar ve bir o kadar da ciddi riskler yarattı.  Ukrayna, Gazze, İran, Pakistan, Azerbaycan ve Ermenistan, İsrail, Suriye, Yunanistan gibi ülkeler üzerinde yönlendirici küresel güçler tarafından yaratılan dört tarafı çevrili savaş riski canlılığını giderek artırıyor.  Türkiye’nin dış politikada hata yapma lüksü kalmadı. Fırsat olasılıklarının artması için Batı ile ilişkilerin güçlendirilmesi şarttır.

TÜRKİYE’NİN DIŞ POLİTİKA RİSK ALANLARI GİDEREK ÇEŞİTLENİYOR

Maalesef küresel ölçekte Türkiye algısının çok olumsuz olduğunu, Türkiye’nin dışlanma olasılığının revaçta olduğu ve bölgesel ve küresel politika kurgularının Türkiye ’siz yapıldığını görüyor ve duyuyoruz.  Türkiye’nin dış politika risk alanları giderek çeşitleniyor ve büyüyor. Zira, dış politika ilkelerinin   ortak konsensüs sağlanmış noktaları özellikle son 15-20 yılda belirgin bir şekilde değişiyor, elastikiyet gücü giderek katılaşıyor.

Dengeli politik risk ölçüm referansları açısından dış politika uygulamalarının gerekli olan öngörülebilirliği ve tutarlılığı zayıflıyor. Denge bileşiminin oluşumunda ortak devlet aklı devre dışı kalmakta kişisellik ve ideolojik katılık ön plana geçiyor.

ÜLKELERARASI DENGELER, TÜRKİYE’NİN LEHİNE EVRİLMİYOR

Akdeniz ve Ege’de ülkelerarası dengeler Türkiye’nin lehine evrilmiyor. Libya bağlantılı mutabakat Türkiye’nin Yunanistan, Mısır ve Güney Kıbrıs ittifakını Türkiye aleyhine çevirdi. Bu gelişme, mevcut statükonun korunmasında zayıflıklara neden oluyor.

İki müttefik ülke olan Türkiye ve Azerbaycan, Dağlık Karabağ ve Zengezur Koridoru sorunlarında Ermenistan’a karşı sağladıkları müttefikliğe rağmen, İsrail ile ilişkilerde her iki ülkenin birbirinden tamamen farklı yaklaşımlar içerisine girmelerinin yarattığı olumsuz durum hala çözülemedi. Bu durum bütünlüklü yaklaşım olmadığının en bariz işaretidir.

Suriye krizinin şu andaki ulaştığı noktaya kadar, Türkiye’nin Cihatçı gruplarla kurduğu ilişkilerin yarattığı atmosfer uluslararasında Türkiye’nin algısının negatif alanda beklemesiyle neticelendi.  Esad’ın devrilip, Türkiye’nin desteklediği cihatçı grupların iktidara gelmesi uzun vadede Türkiye’ye beklenen avantajları yaratmayacağı şimdiden bellidir.

HEM ABD HEM DE AB İLE İLİŞKİLER UZLAŞMACILIK YERİNE ÇATIŞMA HALİNDE YÜRÜTÜTÜLÜYOR

İnsan hakları, kuvvetler ayrılığı ilklerine uyulmaması, hukukun üstünlüğünün zedelenmesi, kurumların güçsüzleştirilmesi, reform isteksizliği, gibi nedenlerle AB ile ilişkiler fiilen bozuldu. Aynı bozulma süreci ABD ile de yaşanıyor. Özellikle son yıllarda hem ABD hem de AB ile ilişkiler uzlaşmacılık yerine çatışma halinde yürütülüyor.

Rusya ve Ukrayna ile ilişkilerin, NATO’yu, AB ve bilumum batı ile ilişkileri sorgulatır bir üslup ve kapsamda yürütülmesi gerçekçi olmayan zararlı ve sürdürülmesi oldukça zor bir politikadır.  Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerinin pragmatist yapısı nedeniyle, Dünya siyasetine ve uluslararası sisteme ala yön veren Amerika ve bizzat NATO nezdinde Türkiye’ye yönelik ciddi bir güven sorunu oluştu.  Bunun bir an önce giderilmesi gerekir.

Teknoloji üretiminde Hindistan, Brezilya, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Vietnam vb. gelişmekte olan ülkelerin Türkiye’nin önünde geçmiş olması Türkiye’nin köprü ülke olma özelliği için tehlike arz etmeye başladı.  Bu gelişme, Türkiye’nin öneminde azalma yaratacağı için eş zamanlı olarak dış politikasının da önemsizleşeceği tehlikesini beraberinde getiriyor.

Orhan ÖKMEN

Sesmir Yönetim Kurulu Başkanı

okmen@turcomoney.com

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

İlgili Haberler

Site Haritası