İnşaat sektörünün en önemli oyuncusu olan Ağaoğlu, yeni otel yatırımlarıyla turizmde ağırlığını arttırırken, 2 milyar dolarlık yatırım yaptığı yenilenebilir enerji sektöründe de büyüyor. “Yatırımı yastık altına değil, toprağın üstüne yapacaksın” diyen ve kriz dönemlerinde bile yatırımlarına ara vermeyen Ağaoğlu, 15 bin kişiye istihdam sağlayarak ekonomiye katkı sunuyor. Kentsel Dönüşüm Yasası’nı Cumhuriyet tarihinin en önemli yasalarından biri olarak nitelendiren Ağaoğlu, önümüzdeki günlerde 20 yıl sürecek bu dönüşümle yakından ilgilenebileceğini söylüyor.
O, dünyanın sayılı projeleri arasında gösterilecek işlere imza atan, Türkiye’nin en çok konuşulan, en renkli iş adamlarından biri… Ekonominin zorlu dönemeçlerden geçtiği sıkıntılı süreçlerde bile cesaretle yatırımlarını sürdürdü ve krizlerin nasıl fırsata çevrilebileceğini gösterdi. Kendi deyimiyle, kazanımlarını hep toprağın üstüne yatırdı ve inşaat sektöründe dev bir marka haline geldi. Ardından girdiği turizm ve enerji sektörlerinde de mega projeler üretti. Türkiye ekonomisine ve istihdama hatırı sayılır katkılar sundu. İşin dışında imza attığı sosyal sorumluluk projeleri nedeniyle adı, “Eğitim Gönüllüsü” olarak anıldı. Yıllardır yurt içi ve yurt dışından sayısız ödüller aldı. Türkiye ekonomisine sunduğu katma değerin yanında, binlerce insana istihdam sunmayı, işinin en keyifli tarafı olarak görüyor.
İnşaat sektöründe çığır açan iş adamı, lider marka olmanın gereği olarak ekonomi basınının sürekli merceği altında. İlginç olan paparaziler de O’nu hep yakın takipte tutuyor. çünkü O, aynı zamanda Türkiye’nin en renkli, en medyatik iş adamı. Lüks araba tutkusu, genç sevgilileri, işe helikopterle gidip gelmesi ve dobra dobra açıklamaları magazin programlarına sıkça konu oluyor. Yüzü ekranlara o kadar çok geldi ki; markasına ait reklam filminde kendi oynadı ve şöhret olmanın avantajını kullanarak oldukça ses getiren bir projeye imza attı.
Yaşamını, “Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol” felsefesiyle sürdürdüğünün altını çizen ünlü iş adamı Ali Ağaoğlu ile özel röportaj için Ataşehir’deki merkez ofisinde buluşuyoruz. Organik domatesler yetiştirdiği binanın en üst katında bir araya geldiğimiz Ali Ağaoğlu ile samimi bir sohbete başlarken cep telefonu çalıyor, röportajda olduğundan kapatıyor. Muziplik olsun diye, “Cep telefonunuz da altından mı yoksa” diye soruyoruz. Telefonu uzatıyor ve oldukça ağır olan cep telefonun gerçekten de altın kaplama olduğuna şahit oluyoruz. İşte sıra dışı bir iş adamı portresinin iz düşümleriyle hayat bulan özel söyleşinin ayrıntıları:
Ağaoğlu markasının dünden bugüne uzanan hikayesini nasıl özetliyorsunuz? Benim iş felsefeme göre “marka” olmanız ancak ürününüzün arkasında durmanızla mümkün olabilir. İnşaat sektörüyle tanışmam uzun yıllar öncesine dayanıyor. Babam, inşaat sektöründe faaliyet gösteriyordu. Seneler önce onunla başlayan bu serüveni zaman içerisinde farklı noktaya taşıdım. Yola çıkarken farklı projeler üretmeyi kendime hedef edindim. Neticede herkes inşaat yapıyor ama biz ayrıcalıklı projeler geliştirmeliydik ve öyle oldu. Oluşturduğumuz My Konsept ile Türkiye’de konut algısını değiştirmeyi başardık. Eskiden ülkemizde insanlar konutu, sadece başlarını sokacakları bir yer olarak görüyorlardı. Fakat My Konsept bu algıyı tamamen değiştirdi. Konut bizimle birlikte bir statü, bir yaşam biçimi haline geldi. İlk olarak 1998 yılında My Konsept’i hayata geçirdik.
Peki bugüne kadar toplamda kaç konut ürettiniz?
Toplam 30 bin konut ürettik. Bunların 20 bini My Konsept’ine sahip. Şu ana kadar sattığımız hiçbir konuttan şikayet almadık. Şantiyelerimizde taşeronlarla birlikte toplam 15 bin kişiyi istihdam ediyoruz. Benim en büyük mutluluğum ülkeme faydalı olabilmektir. Bir kişiye bile iş imkanı sunabilmek mutlu olmamı sağlar. Elbette ülkemizde işini çok iyi yapan müteahhit ve inşaat şirketleri mevcut fakat Ağooğlu markasını farklı kılan ve ayrıştıran en önemli unsur projelerimizin arkasında durmamızdır. Türkiye’de özellikle 2000’li yılların ardından inşaat sektörü hızla gelişti. Şu anda sektör olarak dünyada çok öndeyiz. Bilhassa konut alanında son derece iyiyiz. çok güzel projeler yapılıyor. Sadece konutu üretmek değil, sonrasında projenin arkasında durmak önemli. Türkiye’de artık bunu başaran firma sayısı her geçen gün artıyor. Fakat bunu ülkemizde ilk başlatan Ağaoğlu markası oldu. 30, hatta 50 yıl sonraki ihtiyaçları karşılayabilecek özelliklere sahip konutlar üretiyoruz. Kalite, konfor, sosyal donatılar, yeşil alanlar ve her türlü modern niteliklere sahip konutlar üretmemiz Türkiye için milat oldu ve herhâlde bizi ayrıştıran nokta bu oldu.
Ağaoğlu markasıyla üretilen ve konseptiyle fark yaratan projeler hem yurt içinden, hem de yurt dışından büyük ilgi görüyor.
Bugüne kadar Ağaoğlu imzası taşıyan birçok konut ve ofis projesine imza atıldı. Konut projelerinde; Bakırköy 46, Maslak 1453 İstanbul, My Home Maslak, My Towerland, My World Europe, My Town Ispartakule, My Roseville çekmeköy, My City Bahçelievler, My World Ataşehir, Eltes Güneşi ümraniye, Eltes Gold Residence, My Country çekmeköy, My Home çekmeköy, My Dream Altunizade, My Village Samandra, My City ümraniye öne çıkıyor. Ofis projelerinde ise My Office Gold, My Office 212, My Office Ataşehir ve My Prestige dikkat çekiyor.
Merkezi bir lokasyonda yer alan Bakırköy 46, çevresinde yer alan alışveriş merkezleri, önemli ulaşım aksları, sosyal ve sportif faaliyet alanlarına yakınlığı ile ayrı bir önem taşıyor. Projede, yükseklikleri 22 kattan oluşacak 5 blokta 1.215 adet konut ve 3 blokta 12 adet villa olmak üzere toplamda 1.227 adet konut bulunuyor. Geniş ve rakipsiz kat planlarına sahip olan projede, farklı seçeneklerde ve alternatifli konut tipleri planlandı. Proje alanının yüzde 81’i yeşil alan olarak planlanırken, yine proje kapsamında etrafı kumsal ile çevrilmiş bir açık havuz ve açık havuzu çevreleyen bir gölet yer alıyor. Villalarda ve Residence konutlarında, geniş metrekareli büyüklüklere sahip teraslar yer alırken; bu alanlar peyzaj mimarisi ile destekleniyor.
Maslak 1453 İstanbul’da ana cadde olgusunu bir çekim merkezi olarak hayata geçirecek, kültür, sanat, yeme içme, eğlence ve gece hayatını en başta kendi sakinleriyle hareketlendirecek en önemli projelerden biri. Kuzeyden Fatih Ormanı‘na komşu olan 1453; ilginç ve eşine az rastlanır özelliklere sahip. Proje; hem büyük şehir özelliklerini, hem de sürdürülebilir kaynakları ve çevreye duyarlı yeşil bina sistemlerini bünyesinde barındıran ender bir yapı olarak öne çıkıyor. 3 bloktan oluşan kuleler, doğa manzaralı teras evler, meydan restoran ve cafelerden oluşan cadde 1453 konsepti, Maslak 1453’ü çekim merkezi haline getiriyor.
Bu proje, İstanbul’un finans ve iş merkezi Maslak’a yeni bir yaşam biçimi kazandırdı. Ana arterlere yakınlığı ile ön plana çıkan My Home Maslak, TEM otoyoluna ve 2. köprüye bağlantısı ile bulunmaz bir ulaşım kolaylığı sağlıyor. üniversitelere, okullara, alışveriş merkezlerine ve hastanelere çok yakın konumda olan My Home Maslak sağladığı zaman tasarrufu ile yaşamı kolaylaştırıyor. My Home Maslak, özel olarak tasarlanmış 3 kulede toplam 786 daireden oluşuyor. Projede yer alan tüm daireler özenle düşünülmüş mimari detaylarıyla Ağaoğlu kalitesini sunuyor. Projede studio dairelerden 3+1’e ve 4+1’den teras evlere kadar farklı ihtiyaçlara göre seçenekler bulunuyor.
► Marka olma başarısını ürettiği projelerin arkasında durmaya bağlayan Ağaoğlu, 20 bini My Konsept’inden oluşan toplam 30 bin konut üreterek Türkiye’deki konut algısını değiştirdi.
My World Europe, Başakşehir-Ayazma’da Atatürk Olimpiyat Stadı’na komşu yaklaşık 200 dönümlük bir arazi üzerinde kurulu. Geçmişteki tüm Ağaoğlu projeleri gibi ister yaşam, ister yatırım amacıyla olsun tüm ihtiyaçlara cevap verecek şekilde tasarlandı. My World Europe, TEM otoyoluna cephesi ve Metro bağlantısı ile bölgedeki tüm işyerleri, sanayi ve yerleşim yerlerine ulaşımı çok kolaylaştırıyor. My World Europe, Pool Residence, Arena Residence ve Golf Residence olmak üzere 3 bölümde yer alan 17 blokta toplam 3080 konut ve 20 ikiz villadan oluşuyor.
Yurt dışından en çok hangi ülkelerden talep geliyor?
Mütekabiliyet yasasının çıkmasıyla birlikte talepte artış oldu. Körfez ülkeleri başta olmak üzere, Türkiye cumhuriyetlerden ve birçok ülkeden ciddi talep var. Körfez ülkelerindeki yatırımcılar Londra veya Paris’ten ev alıp oralara yatırım yaparken, yasanın çıkmasıyla birlikte rahatça İstanbul’dan konut alabiliyorlar. İstanbul, Londra’dan daha güzel Her şeyden önce burada yatırım yapanlar, ezan dinleme fırsatına sahip oluyor. Aynı dinin mensupları olarak bu durum, onlar için oldukça önemli. Körfez ülkelerinden gelen yoğun talep üzerine oradaki çalışmalarımıza hız verdik, Dubai’de yeni bir ofis açarak oralarda kalıcı olduğumuzu gösterdik. Mütekabiliyet yasası yaklaşık 1 yıl önce çıktı ve o günden bu yana 1500’e yakın konut sattık. ülkemize 600 milyon dolarlık döviz kazandırdık. Bu anamda yabancılara mülk satışından elde edilen gelirin, cari açığın finansmanına da katkı sağladığını düşünüyorum.
İnşaat dışında hangi sektörlerde büyümeyi hedefliyorsunuz?
İnşaatın yanında, turizm ve enerji sektörlerinde yatırımlarımız mevcut. Turizmde 4 otelimiz faaliyette. Uludağ’da My Resort ve My Mountain Uludağ oteller, İstanbul ümraniye’de Ağaoğlu My City ve Samandıra’da My Village Residence ile turizm sektöründe faaliyet gösteriyoruz.
Yeni otel projelerimiz kapsamında İstanbul’da 8 otel projemiz var. Boğaz’da ve basın express yolunda inşaatı bitmek üzere olan otellerimiz var. Bu projelerle turizmde büyümeyi hedefliyoruz. Enerji sektöründe de iddialıyız. özellikle yenilebilir enerjide rüzgar ve hidroelektrik alanlarına yatırım yapıyoruz. Bugüne kadar enerjiye 2 milyar dolarlık yatırım yaptık. 1300 Mg’lık lisans aldık. üretimde olan enerji tesislerimizin yanında inşaat halinde olanlar var. Bugün olduğu gibi gelecekte de stratejik olacağına inandığımız enerji sektörüne yatırım yaparak bu alanda büyümemizi sürdürmeyi hedefliyoruz.
Bölgesel ve küresel birtakım sıkıntılar var. Sizce bu gelişmeler Türkiye ekonomisini nasıl etkileyecek?
Türkiye son 10 yılda yakalamış olduğu siyasi istikrarla büyük atılım yaptı. Dikkat ederseniz ülke olarak; Cumhuriyetin kurulduğu tarihten bugüne sürekli tek ve güçlü iktidarlar döneminde büyüdük. Rahmetli Menderes ve özal’ın dönemlerinde Türkiye önemli mesafeler kat etti. Malumunuz millet olarak uzlaşma kültürümüz zayıf. Bu nedenle tek ve güçlü iktidar ülkemiz için büyük önem taşıyor. Sözkonusu durum bugün için de geçerli. Son 10 senedir yakalamış olduğumuz siyasi istikrarla gerçekten ekonomimiz üçe katlandı. Türkiye ekonomisi için en büyük risk, siyasi istikrarsızlıktır. Hükümetin yoluna başarıyla devam ettiğini ve bu konuda şu an için risk olmadığını gözlemliyorum. Gezi olaylarında bazı tartışmalar yaşansa da Türkiye’deki demokrasi, bu tür durumların üstesinden gelebilecek olgunluktadır. Ufak tefek sorunlar yaşansa da, siyasi istikrarın devam edeceğini düşünüyorum.
Yokuştan aşağıya inen koca bir kamyon ve bu kamyonu durdurmak için birilerinin takoz koyduğunu düşünün! Takozun, hızla giden bu kamyonu durdurması mümkün değildir. Dolayısıyla istikrarın sürmesini ve ekonominin büyümeye devam etmesini bekliyorum. Birçok grup gibi bizim de yatırımlarımız devam edecek, bizler Türkiye’nin geleceğine güveniyoruz. ülkemiz kalkınacaksa bu, devlet ve özel sektörün birlikte çalışmasıyla mümkün olacak.
Ağırlıklı olarak hani kesim sizin ürettiğiniz konutları tercih ediyor?
Ağırlıklı olarak beyaz yakalı olarak tanımlanan B gelir grubuna yönelik projeler üretiyoruz. A Plus konutlarımız, üretimimizin yüzde ikisine bile denk gelmiyor, daha çok orta kesime hitap ediyoruz. Hem çok, hem çabuk üretiriz. Bizde müşteri patrondur, çünkü parayı o veriyor. Her müşteriye patron muamelesi yaparız. ürettiğimiz konutları alanlar her dönemde kazanmıştır. Müşterilerimiz şunu çok iyi biliyor ki; Ağaoğlu’ndan daire almak, kazanmak demektir. Bugün 120 Lira’dan alınan dairenin fiyatı, yarın 130 150 liraya yükseliyor. Bugüne kadar karımızı müşteriyle paylaşma prensibiyle hareket ettik ve kazanırken mutlaka kazandırdık. Satışa çıkan projelerimizin rekor taleple kısa sürede satılması bu nedene bağlıdır.
Yıllardır depreme dayanıksız binaların felakete davetiye çıkardığına dikkat çekiyordunuz. Kentsel dönüşüm başladı, neler söyleyeceksiniz?
Kentsel Dönüşüm Yasası, Cumhuriyet tarihi boyunca çıkarılan en önemli yasalardan biri. Barınmak, anayasal hak ama barınılan konutun güvenilir ve sağlam olması lazım. Oysa hepimiz İstanbul başta olmak üzere Türkiye’deki yapı stokunun yüzde 70’inin maalesef deprem açısından güvenli olmadığını biliyoruz. Kalitesi düşük bu binalarda insanların yaşaması diri diri tabutta yaşaması demektir. Bu nedenle çıkarılan kentsel dönüşüm yasası son derece önemli bir sürecin başlangıcı. Elbette dönüşüm bugünden, yarına bitecek kısa vadeli bir proje değil, 20 yıl devam edecek bir süreçtir. Fakat yasanın çıkması önemliydi. Devlet burada eğer bir rant olacaksa, bu ranta vatandaşa verip kentsel dönüşümü hızla gerçekleştirmeli. Bu dönüşüm sadece kanun gücüyle de olmaz. Burada kural koyucu olan devlet, vatandaşı ikna ederek dönüşümü sağlamalı. Devlet, yerel yönetimler, özel sektör ve vatandaş iş birliğiyle çözüme ulaşmalı. Kentsel dönüşümü destekleyen önemli bir oyuncu olarak önümüzdeki günlerde bu sürece dair projelerde yeralacağız.
Medyatik birisisiniz, şöhretli bir işadamı olmaktan memnun musunuz?
Hiçbir zaman medyanın gündemine girmek gibi bir derdim yok. Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol felsefesine sahibim. Aslında sürekli çalışan ve işinin başında olan birisiyim. Günde 10-18 saat çalıştığım oluyor. Bu yaz geldi, geçti Bodrum’a sadece iki kez gidebildim ama o kadar çok yazılıp, çizildi ki sanki 10 kez gitmişim intibası oluştu.
İstanbul’a alanında tek olan birçok proje kazandırıyorsunuz, peki Doğu’ya konut projesi yapmayı planlıyor musunuz?
2015 yılına kadar hayata geçirmeyi planladığımız “81 ile 81 proje” hedefimiz var. Bu ülkenin her yeri bizim. Doğu bölgemizde yaşanan terör sorunu maalesef ülkemizin maddi, manevi enerjisini boşa harcadı. Bu anlamda yürütülen barış sürecini sonuna kadar destekliyorum inşallah bu barış süreciyle beraber problemde çözülmüş olur.
Bu gerçekleştiği zaman Türk müteşebbisi, terör nedeniyle ihmal edilen o bölgelerimize ciddi yatırımlar yapacaktır. O bölgelerde enerji sektöründe zaten yatırımlarımız var. Konut olarak da önümüzdeki dönemde yatırım planlıyoruz. Bölgeye özgün, bölgenin mimarisini yansıtan mimaride projeler üreteceğiz.
Dünyanın krize girdiği dönemlerde bile yatırımlara devam etme cesaretinizi neye bağlıyorsunuz?
Herkesin durduğu yerde siz bir adım ileri gittiğinizde diğerleriyle aranızda fark oluşur. Biz kriz dönemlerinde yatırımlarımızı askıya almak yerine tam tersine hız veriyoruz. Krizi fırsata çevirmeyi iyi biliyoruz. Genç, dinamik, çabuk karar alabilen ve aldığı kararları hızla uygulayabilen bir gurubuz. Büyük bir aile ve iyi bir ekibiz. Başarı varsa bu başarı ekip çalışmasının bir sonucudur. Hiçbir başarı tesadüf değildir. Tüm başarılı projelerimiz ciddi bir araştırma ve çalışmanın neticesidir.
Siyasi partilerden teklif alıyor musunuz, ya da teklif gelse siyasete girmeyi düşünür müsünüz? Hayır, siyasete tamamen kapalıyım. Beynimde kaç hücre var bilmiyorum ama bu hücrelerden hiçbir tanesi siyasete girmeyi düşünmez. Ben iş adamıyım ve işimin başındayım.
Zengin bir iş adamısınız peki kapınızı çalanların sayısı çok oluyor mu?
Bizler, “sağ elin verdiğini, sol el görmesin” felsefesiyle yetiştik. Fakat şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki ben, eğitim gönüllüsü bir insanım. Eğitim alanı başta olmak üzere çeşitli katkılarda bulunmaya çalışıyoruz. Her ne kadar magazinsel yönümüz ön plana çıkarılsa da sosyal sorumluluk projelerinde de önemli adımlar atmaya gayret ediyoruz. Memlekete yapılabilecek en önemli hizmet, yarının teminatı olan gençlerimizi doğru yetiştirmektir. Bu nedenle eğitime mümkün olduğu kadar katkı sağlamaya çalışıyoruz.
Bölgesel ve küresel birtakım sıkıntılar var. Sizce bu gelişmeler Türkiye ekonomisini nasıl etkileyecek? Türkiye son 10 yılda yakalamış olduğu siyasi istikrarla büyük atılım yaptı. Dikkat ederseniz ülke olarak; Cumhuriyetin kurulduğu tarihten bugüne sürekli tek ve güçlü iktidarlar döneminde büyüdük. Rahmetli Menderes ve özal’ın dönemlerinde Türkiye önemli mesafeler kat etti. Malumunuz millet olarak uzlaşma kültürümüz zayıf. Bu nedenle tek ve güçlü iktidar ülkemiz için büyük önem taşıyor. Sözkonusu durum bugün için de geçerli. Son 10 senedir yakalamış olduğumuz siyasi istikrarla gerçekten ekonomimiz üçe katlandı. Türkiye ekonomisi için en büyük risk, siyasi istikrarsızlıktır. Hükümetin yoluna başarıyla devam ettiğini ve bu konuda şu an için risk olmadığını gözlemliyorum. Gezi olaylarında bazı tartışmalar yaşansa da Türkiye’deki demokrasi, bu tür durumların üstesinden gelebilecek olgunluktadır. Ufak tefek sorunlar yaşansa da, siyasi istikrarın devam edeceğini düşünüyorum.
Yaşam tarzınızda ne tür hobileriniz var?
Fazla hobisi olan biri değilim. çocukluğumdan gelen tek bir hobim var o da güzel arabalar kullanmaktır. Yerine göre hız yapmayı severim, uygun koşullarda gaza basarım.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.
gurur duyuyoruz…imza:oflu halkı..
