2008-2018 döneminde TANAP projesi ile birlikte Türkiye‘ye yapacağımız yatırım tutarı 17 milyar dolara ulaşacak ve Türkiye ekonomi tarihinin en büyük doğrudan yatırımcısı olacağız.”
Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi SOCAR, Petkim’i satın alarak Türkiye’ye aktif yatırımcı olarak girmişti. Petkim 60‘ı aşan petrokimyasal ürün yelpazesiyle Türkiye sanayisinin vazgeçilmez bir hammadde üreticisi konumunda. Petkim‘in ürettiği petrokimyasal ürünler; inşaat, tarım, otomotiv, elektrik, elektronik, ambalaj, tekstil sektörlerinin önemli girdileri arasında bulunuyor. Petkim, yılda 3.2 milyon ton brüt üretim gerçekleştiriyor. Petkim Yarımadası için planlanan entegre yapı içerisindeki en stratejik yatırım rafineridir. çünkü rafineri yıllık 10 milyon ton petrol işleme kapasitesine sahip olacak. Dünyanın en ileri rafineri teknolojisine ve çevre standartlarına sahip bir yapıda dizayn edilen rafineri alanında en iyisi olacak. STAR Rafinerisi’nin inşa aşamasında, yan sanayi ile birlikte 10 bin kişiye istihdam sağlanacak. Rafineri devreye alındıktan sonra yaklaşık 1000 kişi kalıcı olarak istihdam edilecek. STAR Rafinerisi’nde üretilecek yıllık 1 milyon 660 bin ton Nafta, Petkim’in temel hammaddesi olarak kullanılacak, nafta tedariğini bugün yüzde 80’in üzerinde ithalat ile karşılayan Petkim’in dışa bağımlılığı rafinerinin devreye girmesi ile birlikte sıfır noktasına inecek. SOCAR; Petkim Yarımadasına, Petkim‘in satın alınması ile birlikte yaklaşık 9 milyar dolar yatırım yaptı. 2008-2018 döneminde TANAP projesi ile birlikte Türkiye‘ye yapacağı yatırımın tutarı 17 milyar dolara ulaşacak ve Türkiye ekonomi tarihinin en büyük doğrudan yatırımcısı SOCAR olacak. Azeri devi SOCAR’ın Türkiye’deki yatırımlarını ve geleceğe dönük projeksiyonunu SOCAR Türkiye Başkanı Kenan Yavuz’a sorduk:
İki devletin bir millete hediyesi
SOCAR’ın faaliyetleri, “İki Devletin, Bir Millete Hediyesi” şeklinde yorumlanıyor, bu sloganın içerdiği anlamı biraz açar mısınız?
Türkiye ve Azerbaycan’ın tarihten süregelen kardeşlik bağları çok kuvvetli. Biliyorsunuz Türkiye, Azerbaycan’ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkeydi. Azerbaycan’ın dünyada tanınmasında destek verdi. Azerbaycan da enerji meselelerinde ve diğer meselelerde Türkiye’den desteğini asla esirgemedi. 2011 yılındaki Van depreminde Türkiye’nin yardımına koşan ilk ülkeydi. SOCAR da kuvvetli kardeşlik bağlarını iki ülkenin kalkınmasına hizmet edecek yatırımlarla donatıp kökleştiriyor. Petkim Yarımadası’ndaki entegrasyona dair yatırım planlarımızla Türkiye’nin kalkınmasında, 2023 hedeflerine ulaşılmasında önemli bir rol üstleniyoruz.
Türkiye ile Azerbaycan “kardeş ülke” olmanın ötesinde ilişkilerini, ekonomik olarak da perçinleme yolunda ilerliyor, bu konuda neler söyleyeceksiniz?
SOCAR Türkiye olarak, Petkim Yarımadası‘ndaki stratejik planlarını ve yeni yatırımlarını büyük bir kararlılıkla tek tek gerçekleştiriyor. Petkim Yarımadası üzerinde “Rafineri-Petrokimya-Enerji-Lojistik Entegrasyonu” sağlayarak, kümelenme modeli çerçevesinde ham petrol ile başlayan ve nihai ürünle biten katma değer zincirini hayata geçirerek, ürünlerin yurt içinde üretilmesini sağlayarak, ülkemizde üretimin ve ihracatın dışa bağımlılığını azaltmayı ve Petkim Yarımadası‘nı Avrupa‘nın en büyük üretim merkezlerinden biri haline getirmeyi hedefliyoruz.
Yatırımlara baktığımızda SOCAR, Türkiye’de tarihsel olarak en büyük yatırımcı rolüne adaydır. Türkiye’de petrokimya sektörüne devlet dışında hiç kimse bugüne kadar yatırım yapmaya cesaret edemedi. Biz SOCAR’ın Petkim yarımadası üzerindeki “Value-Site” 2023 projeksiyonu çerçevesinde yaklaşık 5 milyar dolarlık rafineri yatırımının altına girdik. Rafineri yatırımımız petrokimya ve “downstream” yatırımlarımızın temelini teşkil ediyor. Türkiye şu anda bölgenin en liberal pazarı. Türkiye’nin petrokimya alanında hammaddeye ihtiyacı var, Azerbaycan’ın da pazara ihtiyacı var. Türkiye’nin gelişen ekonomisi enerjide büyük ihtiyaçları doğuruyor. Bu ihtiyacın karşılanması çok kritik bir süreç, aynı zamanda entegrasyon zorunluluğu da var.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ve Başbakan Erdoğan tarafından onaylanan dev enerji projesi TANAP önümüzdeki dönemde enerjideki dengeleri nasıl etkileyecek?
TANAP bu yüzyılın en önemli enerji projelerinden biri. Avrupa ve Türkiye’nin doğalgaz ihtiyacını azaltmaya yönelik bir alternatif proje. TANAP’ın amacı 2018 yılına kadar Azerbeycan’ın Şahdeniz 2 ve diğer yataklarındaki gazı Türkiye ve Avrupa’ya taşımaktır. Azerbaycan gazının Avrupa’ya en pratik ve masrafsız şekilde, Avrupa’daki doğalgaz fiyatlarındaki rekabeti ve çeşitliliği garanti ederek ulaştırılmasını sağlayan bir projedir. Hem Türkiye’nin, hem de Avrupa’nın güvenilir gaz tedariki yolu TANAP’tan geçiyor. Azerbaycan’ın milli gelişimi için TANAP, Azerbaycan devletinin gözünde BTC kadar önemli. Avrupa’ya gidecek olan boru hattı, Azerbaycan’ın bölgede gaz ihracatçısı rolünü geliştirecek ve ülkeyi bölgede petrol endüstrisindeki önemli oyunculardan biri olma yolundaki rolüne katkı sağlayacak. Bunun yanında Türkiye’nin de bir “enerji hub”ı olarak büyük enerji oyunları içinde yerini belirginleştirmesi açısından da kritik bir yere sahip.
Azerbaycan’ın sahip olduğu enerjiyi, Avrupa’ya ulaştırmada Türkiye’yle yürüttüğü stratejik işbirliğinin önümüzde dönemde nasıl bir boyut kazanmasını bekliyorsunuz?
Azerbaycan ve Türkiye’nin stratejik enerji projeleri uzun vadeli projelerdir. önümüzdeki dönemde Petkim “Value-Site”, TANAP gibi çok önemli projelerde yol almak, zaman planlamalarını iyi yapıp, projeleri ilerletmek birincil hedeftir.
SOCAR’ın, Türkiye’de ilk “Stratejik Yatırım Teşvik Belgesi” almasını nasıl yorumluyorsunuz, bu durum yatırımlarınızı nasıl etkiler?
STAR Rafinerisi için geçtiğimiz Aralık ayında Ekonomi Bakanımız Sayın Zafer çağlayan’ın elinden Türkiye’nin ilk stratejik teşvik belgesini aldık. Yeni Teşvik Yasası kapsamında mevzuatımıza ‘Stratejik Yatırım’ konsepti getirilmişti. Rafineri ve petrokimya sektörleri stratejik yatırım kapsamına alınmıştı. Hükümetimizin üretim ve ihracat odaklı, yerli üretimi öncelleyen, yüksek katma değer yaratma kabiliyetine sahip, ara malı üretimini teşvik eden bakış açısı, rafineri yatırımımız ile tam olarak örtüştü. ülkemizin tanımladığı bu stratejiyi hayata geçiren bir yatırımı yaptığımız için gururluyuz.
STAR Rafinesi: Son 30 yılda, tek noktaya yapılan en büyük yatırım
STAR Rafinerisi’nde saha düzenleme ve hafriyat çalışmalarının yüzde 60’ı tamamlandı. Teşvik belgesine bağlanan yatırım tutarı 6.6 milyar TL oldu. “Türkiye’nin son 30 yıldaki, tek noktaya yapılan en büyük yatırımı” olan SOCAR Türkiye Rafinerisi’ne “Stratejik Yatırım” kapsamında; KDV istisnası, Gümrük Vergisi muafiyeti, yüzde 90 oranında vergi indirimi, yüzde 50 oranında Yatırıma Katkı Oranı, 7 yıl boyunca asgari ücret tutarı ile sınırlı olmak üzere sigorta primi işveren hissesi, bina inşaat harcamaları için KDV iadesi ve yatırım tutarının yüzde 5’ini geçmemek kaydıyla 50 milyon TL’ye kadar faiz desteği sağlanacak.
üretim maliyetleri düşecek
STAR Rafinerisinden sonra Petkim’de Etilen ve PTA kapasite artışı projelerimiz de stratejik teşvik kapsamına alındı. Yatırımlar tamamlandığında Etilen Fabrikası’nın yıllık kapasitesinin % 13 artarken, PTA Fabrikası’nın yıllık kapasitesi ise 70 bin tondan 105 bin tona yükselecek. Bu yatırımlarla birlikte Petkim‘in yıllık toplam üretim kapasitesinin 3.2 milyon tondan, 3.5 milyon tona yükselecek olup üretim maliyetlerimiz düşecek. “Petrokimya ürünleri Kapasite Artışı ve Yeni ürün üretimi Projesi” kapsamında alınan Stratejik Yatırım Teşvik Belgesi’ne diğer petrokimyada ki diğer projelerimizi de ekleyebileceğiz.
Hedef: 5 bin çalışanla 15 milyar dolarlık ciro
Firmanızın gelecekle ilgili hedeflerinden bahseder misiniz, 2023 projeksiyonunuzu hangi ana başlıklar altında topladınız?
Hedefimiz 2023 yılına kadar Petkim yarımadasında Rafineri-Petrokimya-Enerji-Lojistik entegrasyonunu tamamlayarak minimum 15 milyar dolar ciro, 5 bin çalışan, 5 milyar dolar ihracata ulaşmak. 2016 yılında devreye alınması planlanan STAR Rafinerisi, Petkim Yarımadası üzerindeki ‘Value-Site’ projesinin temel basamağı olup, istihdam yaratarak ve rekabet gücünü artırarak bölge ve ülke ekonomisine önemli derecede katkı sağlayacak.
Bu entegrasyonun “Lojistik” ayağını oluşturacak olan Petkim Konteyner Limanı için 13 Şubat 2012‘de dünyanın konteyner işletmeciliği konusunda en iyi şirketlerinden biri olan APM Terminals ile bir ön mutabakat zaptını imzaladık. 2013 yılının ilk çeyreğinde temelini atacağımız Konteyner Limanının birinci fazını 2014 yılında, ikinci fazını 2016 yılında tamamlamayı hedefliyoruz. Bir diğer önemli yatırım olan, SOCAR Power Enerji Yatırımları A.Ş‘nin Petkim Yarımadası‘nda gerçekleştireceği 612 MW kapasiteli STEP Enerji Santrali olacak. Rafineri-Petrokimya-Enerji-Lojistik Entegrasyonu‘nun olmazsa olmaz bir parçası olan enerji santralinde rafinerinin yan ürününü hammadde olarak kullanarak enerji entegrasyonu sağlanacak. Petkim için buhar üretecek olan ve üretim maliyetlerini rekabetçi seviyelere taşıyacak kömüre dayalı Petkim Kojenerasyon tesisine yönelik çalışmalarımız bir yandan devam ediyor. SOCAR Power tarafından yapılacak olan enerji tesislerimizi 2015 yılında devreye almayı hedefliyoruz. . SOCAR Power tarafından yapılacak bu yatırımlar Petkim’e ucuz, kaliteli ve sürekli elektrik sağlayarak üretim maliyetlerinde avantaj yaratacaktır. En önemlisi Petkim’in enerji temininde doğal gaza bağımlılığını azaltacak.
Türkiye ‘üretim ekonomisiyle” büyümeli
Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünya ekonomisi teyakkuz halinde, bu anlamda Türkiye ve Azerbaycan’ın, ekonomik krizle imtihanını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Küresel krizin etkilerinin özellikle Avrupa’da artarak devam ettiği bir yılı geride bıraktık. Avrupa’da 5 ülkede hükümetleri deviren kriz, üretim ekonomisinin önemini yeniden zihinlere kazıdı. üretim ekonomisinden vazgeçmeyen Almanya’nın nerdeyse ayakta kalan tek Avrupa ülkesi olması, bizlere de çok şey anlatmalı. Bu yıl ülkemiz ekonomisinin yüzde 3’ün altında büyüyeceği görülüyor. Bu rakam bizim gibi gelişmekte olan ve genç nüfusa sahip bir ülke için yeterli değil. Her zaman söylediğim gibi bizim sürdürülebilir olarak asgari yüzde 5-6 arasında büyümemiz lazım. Bunu başarabilirsek, mevcut işsizlerimize ve işgücüne her yıl katılan 700 binin üzerinde gencimize iş sahaları oluşturabiliriz. Tabii büyümenin üretime dayalı olması şartıyla. 2013 yılında büyüme rakamının bu yılın üzerinde, Orta Vadeli Programda öngörüldüğüne paralel olarak yüzde 5 civarında olması mümkün görülüyor. Bu itibarla büyüme hızının yükseltilmesi söz konusu olacak. Bunun başlıca yolu, faizleri düşürmek ve kur politikasını bu amaca uygun hale getirmek. Ayrıca üretim odaklı politikalar izlenmesi çok önemli. Yani iç talep canlandırılacak ve ihracatın daha da artması sağlanmaya çalışılacak. Bugün dünyada yaşanan büyük kriz ortamına rağmen, Avrupa, ABD ve Japonya gibi gelişmiş ülkeler artık bu sektöre yatırım yapamaz hale gelmişken, sektörde var olmamız ve bu yatırımları gerçekleştiriyor olmamız ülkelerimizin rekabet gücünün giderek arttığının göstergesidir.
Türkiye’nin en büyük dış yatırımlarını yapan firma olarak sizce Türkiye’nin ekonomi yönetimi, yabancı yatırımları arttırmaya dönük hangi adımları atmalı?
Türkiye 2010 ve 2011 yıllarında büyüme hızı limitinin iki katını gerçekleştirdi. 2012 yılında büyüme hızı ile birlikte enflasyon ve cari açık azalmaya başladı. Doğrudan Yabancı Yatırımlar Güven Endeksi’ne göre, 2012 yılında doğrudan yabancı yatırım için en cazip ülkeler listesinde 13. sırada yer alıyor. FITCH Türkiye’yi yatırım yapılabilir ülke statüsüne getirdi. Moody’s ülkemizin kredi notunda herhangi bir değişikliğe gitmezken, ülke görünümümü de pozitifte tuttu. Bütün bunlar pozitif gelişmeler. Ancak, Türkiye’nin yabancı yatırımcılar için son yıllarda yakaladığı siyasi ve ekonomik istikrarı sürdürmesi ve bürokratik süreçleri basitleştirmesi gerekiyor.
Cari açığın panzehiri yerli üretimdir
Türkiye’nin artan enerji ihtiyaçlarının cari açığı tehdit etmesini ve bu anlamda ithalata bağımlı olunmasını nasıl yorumluyorsunuz?
Cari açık sorunu, Türk ekonomisinin yumuşak karnı. Cari açığın temel ve kalıcı çözümü için üretim gücünüzü arttırmalı ve enerjide dışa bağımlı olmaktan kurtulmalısınız. Bu arada üretiminizi de yerli kaynaklarınızla yapacaksınız. “Yerli üretim” kavramından kastımız, elbette Türkiye’de yapılan üretimdir. Bu üretimi yerli, ya da yabancı firmaların yapması çok önemli değil.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.