-ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşları sürerken ortaya çıkan Covid 19 pandemisi hem dünyada gerekse hem de Türkiye’de tedarik zincirini çok olumsuz etkiledi. Pandemi nedeniyle uzun süren kapanma dönemleri, ticaret kısıtlamaları, arz ve talep arasındaki bağlantıyı kopardı. Pandemi bitiyor derken başlayan Rusya-Ukrayna savaşı ise sorunları daha da derinleştirdi. Giderek artan enflasyonist baskılar ve taşımacılıktaki navlun ve maliyet artışları dünyada geleneksel tedarik zincirinde de kesintilere ve kırılmaya neden oldu.
–Mevcut üretim ve tedarik zincirleri, hem arz hem de talep yönlü şoklar ile yönünü bulamaz ve ihtiyaçları karşılayamaz hale geldi. Yaşanan belirsizlikler karmaşayı da beraberinde getirdi. Ülkeler ve uluslararası şirketler bu ortamda çözüm yolları üretmeye çalışıyor. Türkiye, uluslararası yatırımcılara güven veren yapısal düzenleme ve uygulamaları geliştirebildiği takdirde tedarik zincirinden çok daha önemli bir pay alabilir ve bu sistemin yeni merkezlerinden birisi haline gelebilir.
Ürün veya hizmetlerin üreticiden tüketiciye ulaşmasına kadar süreçlerin tümünden oluşan tedarik zincirinin etkili bir şekilde işlemesi ticari sistemin devamı ve ekonomi için hayati önem taşıyan bir süreci ifade ediyor. Bu zincirin içerisinde üreticiler, tedarikçiler, toplantıcı ve dağıtımcılar, perakende satıcıları ve tüketiciler yer alıyor. Lojistik ağı olarak da ifade edilen tedarik zinciri ürünlerin satış fiyatlarını ve tüketicilerin maliyetlerini de doğrudan etkiliyor.
TEDARİK ZİNCİRİ KIRILDI
ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşları sürerken karşımıza çıkan Covid 19 pandemisi gerek dünyada gerekse ülkemizde tedarik zincirini çok olumsuz etkiledi. Pandemi nedeniyle uzun süren kapanma dönemleri, ticaret kısıtlamaları arz ve talep arasındaki bağlantıyı kopardı. Pandemi bitiyor derken başlayan Rusya-Ukrayna savaşı ise sorunları daha da derinleştirdi. Giderek artan enflasyonist baskılar ve taşımacılıktaki navlun ve maliyet artışları dünyada geleneksel tedarik zincirinde de kesintilere ve kırılmaya neden oldu.
ALTERNATİF TEDARİK ZİNCİRİ ROTALARI OLUŞUYOR
Mevcut üretim ve tedarik zincirleri yaşanan bu olumsuzlukların neden olduğu hem arz hem de talep yönlü şoklar ile yönünü bulamaz ve ihtiyaçları karşılayamaz hale geldi. Yaşanan belirsizlikler karmaşayı da beraberinde getirdi. Ülkeler ve uluslararası şirketler bu ortamda çözüm yolları üretmeye çalışıyor. Bunun bir yansıması olarak yeni ve alternatif tedarik zinciri rotaları arayışları ön plana çıkıyor. Geçmişte göz ardı edilen gelişmekte olan pazarlar yeni rotaların yıldızı haline geliyor.
MERKEZİ KONUMDA OLAN ÜLKELERE İLGİ ARTIYOR
Özellikle uzun mesafeli geleneksel tedarik zincirlerinde yaşanan sorunlar, üretimde yaşanan gecikmeler ve artan maliyetler daha merkezi konumdaki olan ve cazip avantajlar sağlayan ülkelere olan ilgiyi artırıyor. Birçok uluslararası şirket ürünleri sattıkları merkezlere yakın yerlerde üretim yönündeki stratejik yatırım planları ve kararları açıklıyor. Bunu günümüz rekabet ortamının bir zorunluluğu olarak görüyor ve rekabet avantajı oluşturmak için kullanmaya çalışıyor.
KÜRESELLEŞMEDEN BÖLGESELLEŞMEYE GEÇİŞ YAŞANIYOR
Küresel üretim ve tedarik zincirinde paradigma değişiyor. Artan korumacılığın da etkisiyle yaşanan gelişmeler bir anlamda uzun süredir dünya gündeminde olan küreselleşmeden bölgeselleşmeye geçişe işaret ediyor. Bölgesel ve yerel üretim ve tedarik yaklaşımı ön plana çıkıyor. Birbirine uzak konumdaki Amerika, Avrupa ve Asya merkezli tedarik zincirleri birbirine yakın yeni gelişen bölgesel üretim ve tedarik merkezlerine karşı güç kaybediyor.
CAZİBE ARTIYOR
Ülkemiz de özellikle jeopolitik konumu, büyüyen pazarlara yakın olması, lojistik altyapısı, ulaşım imkanları, üretim çeşitliliği ve maliyet avantajıyla tedarik zincirindeki bu değişimde merkez ülkelerden birisi olma potansiyelini taşıyor. Ülkemiz, tedarik zincirindeki değişimden olumlu olarak en fazla etkilenecek ülkelerin başında görülüyor. Bu yönde analizler giderek yoğunlaşıyor. Bu açıdan ülkemiz giderek daha fazla gündeme geliyor ve cazibesi artıyor. Yatırımların artacağı öngörülüyor.
KURALLAR YENİDEN YAZILIYOR
Tedarik zincirindeki bu büyük değişimi gören ülkemiz de bu açıdan stratejiler açıklıyor, teşvik mekanizmalarını artırmaya ve uluslararası yatırımları çekmeye çalışıyor. Özellikle uluslararası şirketlere cazip fırsatlar sunuluyor. Tedarik zincirindeki kuralların yeniden yazıldığı bu dönemde hızlı, esnek ve çevik olmak önem taşıyor. Bunun yanı sıra bu alandaki değişimi hızlandıran teknoloji ve inovasyona daha fazla yatırım yapmak gerekiyor.
YENİ TEDARİK MERKEZLERİNDEN BİRİ OLABİLİRİZ
Ayrıca tedarik zincirlerinde sürdürülebilir uygulamalar geliştirmeye odaklanmak önem taşıyor. Dünyada yaşanan ve giderek derinleşen iklim değişikliği, çevresel, ekonomik ve sosyal sorunlar dikkate alındığında bu çok daha önemli hale geliyor. Türkiye, uluslararası yatırımcılara güven veren yapısal düzenleme ve uygulamaları giderek geliştirebildiği takdirde uluslararası tedarik zincirinden çok daha önemli bir pay alabilir ve bu sistemin yeni merkezlerinden birisi haline gelebilir.
Gürdoğan Yurtsever
Mevzuat Uyum Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
yurtsever@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.