Türkiye’de yüksek öğrenim alanında, en önemli konuların başında üniversitelerle sanayi kuruluşları arasında bir türlü sağlıklı, güçlü bir ilişkinin kurulamaması. Bu durum, üniversitelerden mezun olan gençler için büyük bir sorun yaratıyor. İşte geçen ay yapılan bir düzenleme, bu sorunları kökünden çözmeyi amaçlıyor.
Geçtiğimiz günlerde sessiz sedasız ve basında pek dillendirilmeyen yükseköğretim sistemimizi ve üniversite sanayi işbirliğini ilgilendiren birtakım düzenlemeler yapıldı. Bu düzenlemeler, 1 Temmuz 2017 tarihli 30111 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. Yüksek öğrenim sistemimize dış paydaşları (kamu ve özel sektör kurum ve kuruluşları) ile birlikte hareket etme konusunda -her ne kadar yeterli olmasa da- hareket kazandıracak olan düzenlemeler özetle şu maddelerden oluşuyor (www.yok.gov.tr, 01.07.2017):
DÜZENLEMELER, NE GETİRİYOR?
Buna benzer bir başka teşvik de Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi 2015-2018 Eylem Planı’nda da belirtildiği üzere sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli eleman açığının giderilmesine yönelik olarak OSB’ler ve/veya sanayi odaları tarafından OSB’lerde meslek yüksek okulu açmaları, belgelendirme ve sertifikasyon eğitimlerinin desteklenmesine ilişkindir.
ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ İÇİN YENİ DÖNEM BAŞLIYOR
İsteyen organize sanayi bölgeleri teşvik kapsamında meslek yüksek okulu da açabilecek, burada eğitim gören öğrencilere YÖK burs teşviki, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı da kuruluşunda faizsiz kredi imkanı sağlayabilecek. (www.yeniasir.com.tr, 22.06.2017) Sektörün daha hızlı gelişimi ve ihtiyacın hızlı karşılanması amacı ile Ekonomi Bakanlığı Teşvik Sistemi içinde bu sektörü “Öncelikli Yatırım Sektörleri” içine alarak yüksek oranda teşvik ve istisnalardan yararlanması konusunda sektörün önünü açtı. Özellikle 31.12.2017 tarihine kadar gerçekleşecek yatırımlar teknik ve mesleki eğitim hizmetleri bölgesel teşvik destekleri içinde yüksek oranlı destekler ile teşvik ediliyor.
TEŞVİKLER, DESTEKLER…
Bu kapsamında sağlanan bazı destek ve istisnalar şunlar:
Özellikle son düzenlemeler, üniversite-sanayi işbirliğinin artırılması, teknik ve ara kademe işgücünün geliştirilmesi açısından hayati öneme sahip. Bu anlamda hem sistemdeki mevcut kopukluğun giderilmesi hem de yetişmiş işgücü azlığından şikayet eden işveren kesiminin elini taşın altına koyması açılarından daha da geliştirilmesi gereken bir konudur.
YETİŞMİŞ İŞGÜCÜ SORUNU VAR
Planlı ekonomi döneminde kalan hangi iş kolunda, hangi nitelikte, ne kadar mezuna ihtiyaç olduğu soruları plansız açılan yüksek öğretim kurumlarından çıkan niteliksiz işgücü ile başbaşa kaldığımızda tekrar aklımıza gelmiş gibi görünüyor. Buna eğitim ve kariyer danışmanlığı mekanizmasının ülkemizde yeterince çalışmaması yanında işbaşı eğitim deneyimlerinin azlığı eklenince durum daha da vahim bir hal alıyor. İhtiyacımız olduğunda yetişmiş işgücüne ulaşamamanın yarattığı darboğaza mutsuz ve verimsiz çalışan milyonları da eklememiz halinde ortaya çıkacak maliyet tabii ki devletimizin bu alanın gerektiği gibi gelişmesi ve için sağlayacağı teşviklerden çok daha yüksek oluyor. Ancak dikkat edilmesi gereken bir başka husus var ki başka bir yazımın konusunu oluşturuyor. O da yüksek öğrenimde yönetici ve mütevelli heyetlerinde aranan kaliteye ilişkin özelliklerin neden vakıf üniversite sahiplerinde aranmadığı konusudur.
Doç. Dr. Mehmet Yazıcı
yazici@turcomony.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.