Yıllar öncesinden aklımda kalan reklamları hatırlamaya çalışıyorum da ne şirketler geldi-geçti. “Demirbank – İyi Günler Diler”, “Hisarbank – Kale Gibi Banka”, “İmar Bankası – Macit Beni Otomobillendir” vs. vs… Yıllar akıp gitti ve bugün bu şirketlerin yanında, daha pek çok şirketler de tarih oldu. Hepsi şu veya bu şekilde faaliyetine son vermek zorunda kaldı, ömürleri çok kısa sürdü.
Yaptığım araştırmalarda edindiğim bilgilere göre; eski tapınak yapım işiyle iştigal eden Japon-Kongo Gumi firması, tam 1428 yıl yaşamış ve neredeyse dünyanın en eski şirketlerinden biriyken, değişime ayak uyduramadığı, müşteri ihtiyaç ve beklentilerini yakalayamadığı, buna uygun yeni stratejiler geliştiremediği için 2006 yılında iflas ederek, başka bir şirketle birleşmek zorunda kalmış… Dile kolay tam 15 yüzyıl yaşamış ama sonunda o da yok olmuş.
Bunun yanında Japonya’nın, Yamanashi şehrinde faaliyet gösteren Nisiyama Onsen Keiunkan Oteli 705 yılından beri aralıksız hizmet veriyor ve Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeyi başarıyor. Avusturya’nın meşhur Stiftskeller St. Peter Restoranı‘nın da kuruluş tarihi 803 yılı, yani tam 1211 yaşında.
Dünyada böylesine uzun ömürlü şirketlere rastlamak mümkünken, ülkemizde durum nedir, şimdi de buna bakalım. 1777 yılında kurulan “Hacı Bekir Lokumları” 237 yaşında ve ülkemizin en eski şirketi. 100 yılı geride bırakan diğer Türk şirketlerine bakıldığında ise en eskiler sırasıyla; İskender (1860), Ziraat Bankası (1863), Vefa Bozacısı (1870), Karaköy Güllüoğlu ve Kurukahveci Mehmet Efendi (1871), Sabuncakis (1874), Komili (1878), Haci Abdullah (1888) gibi şirketler göze çarpıyor. (ekodialog.com)
Dünyada şirketlerin ömrünün ortalama 50 yıl olduğu biliniyor. Görüldüğü üzere bazı şirketler, yaşanan onca krizlere rağmen bırakın 50 yılı, bin yıldan fazla yaşayabiliyorlar. Kimi şirketler ise bir yılı tamamlamadan, hatta bazen daha erken yok olabiliyorlar. Elbette, bu durumun pek çok nedeni var. Bir şirketin çok uzun ömürlü olmasında, şirketin iyi yönetilmesinin ve yönetme biçiminin yanında, dış etkenler ve konjonktürel durumlar da çok etkili olabiliyor. Uzun yaşayabilmek için sert rüzgarlara dayanıklı olmak yetmiyor, aynı zamanda iyi bir ekip – ekipman, inovatif bir anlayış ve doğru yön (vizyon – misyon) tayini gerekiyor. ünlü Pazarlama Gurusu Tom Peters; “gelecek 15 yıldaki değişimlerin yanında, geçmiş 15 yıldaki değişimler çok önemsiz kalacak” diyor. Demek ki; gerek teknoloji ve gerekse dış dünyada yaşanan gelişim ve değişimler, geçmişte yaşananlardan çok çok daha hızlı ilerliyor. Geçmişi unutmayıp, oluşan ve oluşacak değişimleri yakalamak, hatta geçmek gerekiyor. Aksi durum, işletmeyi çöküşe doğru götürüyor. O halde bir işi geçmişte yaptığımız gibi yaparak, işletmenin ömrünü uzatamayız. Mutlak surette “Sürekli Gelişim – Kaizen” anlayışı ile hareket edilmeli.
Aynı şekilde, Charles Darwin; “Hayatta kalmasını bilenler ne çok güçlü ve ne de çok zeki olanlar, fakat değişime ayak uydurmasını bilebilenlerdir” diyor. Elbette Darwin bu ifadeyi şirketler değil, canlıların uzun yaşayabilmesi için söylemiş ama kanımca şirketler için de geçerlidir. Değişime ayak uydurabilmek, şirketler için varolmanın neredeyse vazgeçilmez koşuludur. Israrla, “Ben yeni teknoloji kullanmak istemiyorum.”, “Yeni mevzuat beni bağlamaz” ya da “Müşteri ihtiyaç ve beklentileri benim için önemli değil, ben bildiğimi yaparım” diyen bir şirket düşünebiliyor musunuz? Elbette hayır. O halde çağa ve çevresel koşullara ayak uydurmak zorunluluktur.
İşletme yönetiminde bunu başarmak, yani uzun ömürlü olmak için aşağıdaki dört ana başlık büyük önem taşımaktadır.
• MüŞTERİ ODAKLI OLMAK: Sam Walton’ın, “Tek bir patron tanırım: Müşteri! İnanın kızdırmaya gelmez, yoksa hepimizi işten atar” ifadesiyle bu durumu çok güzel açıklamıştır. Müşteri tatmini, pazar payını artırır, çalışan memnuniyeti yaratır, verimlilik ve karlılığı artırır.
• çAĞA AYAK UYDURABİLMEK: İçinde bulunulan durumu (şirketin mevcut durumu, sektör, rakipler ve dünyadaki gelişmeler) iyi anlayarak, buna uygun stratejiler geliştirmek gerekiyor.
• İNOVASYON: Toyota‘nın vizyonunda gördüğümüz gibi “Hiçbir şey, daha iyisi yapılamayacak kadar iyi değildir.” Ya da Coca Cola‘nın felsefesinde olduğu gibi “Pazara yeni bir şeyi sunan her zaman diğerlerinden daha karlıdır.” çünkü o icat etmiştir. İki numara hep saldırıda kalmak zorundadır.
• İYİ BİR EKİP VE EKİPMAN: Aynı hedefe odaklanmış, birbirine inanan, gelişime ve değişime açık, yetenekli insanlardan oluşan, yeterli ekipmana (özellikle teknoloji) sahip bir takım şarttır. çünkü “Kişiler kazanmaz, takımlar kazanır.” Dolayısıyla bu anlamda, çalışanlara önem vermek, iç müşteri memnuniyetine de odaklanmak gerekiyor. McDonalds ilkelerinden biri “dış müşterileri memnun etmenin yolu, iç müşterileri memnun etmekten geçer” şeklindedir.
Bütün bunların yanında, uzun yaşamak ve kısa zamanda ölmemek için, hasta olmadan önce koruyucu ve önleyici bir yaklaşım sergilenmesi ve gerekli önlemlerin zamanında alınması gerekiyor. Aksi halde, dünya örneklerinden görülen 1000 yılı deviren şirketlere rastlamak hayal olur.
Vizyon
Şaban çağıran
Denizbank A.Ş. Genel Müdürlük / Grup Müdürü
cagiran@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.
Kesinlikle feyz alınacak çok guzel bir yazı.
“Değişmeyen tek şey değişimin kendisi” emeğinize sağlık
katılıyorum. kurumun temel hedeflerinden ayrılmaması yada bunları güncellemesi de önemli olabilir.