– İnsanlık için en tehlikeli olarak algılanan, düşünülen ve hatta korkulan genel yapay zekaya her türlü olası suçu, kötülüğü, tehlikeyi ve riski yükleyerek günlerimizi geçiriyoruz. Ancak bu durum ChatGPT ve benzeri gibi yapay zeka ile her geçen gün daha yakınlaşmamıza engel olmuyor.
– Yapay zeka ile ilgili son dönemdeki hızlı ilerlemenin yarattığı rahatsızlık, belki de daha doğrusu belirsizlik yeterince gerçektir ve anlaşılabilir. OpenAI, ChatGPT’ye soruları yanıtlamak, şühreleri gidermek için yeni bir güç veren ve yapay zeka araştırmacılarını şaşırtan büyük bir dil modeli olan GPT-4’ü piyasaya sürmüştü.
-GPT-4 ve diğer dil modellerinin potansiyeli daha belirgin hale geldikçe, anketler halkın yapay zeka teknolojisi konusunda heyecandan ziyade endişeye kapıldığını gösteriyor. Bu araçların kötüye kullanılabileceği bariz yollar, dünya çapındaki düzenleyicileri harekete geçirecek.
-Bugün yapay zekanın girmediği hiç bir alanın kalmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunun zaman içinde insanları işsiz bırakacağını düşünebiliriz. Ancak, burada yine kaçırmamak gereken bir detay vardır. Bir insanın işini yapay zeka elinden almaz, yapay zekayı daha iyi kullanan başka bir insan alır…
-Değişmeyen, gelişmeyen insanın yaşama şansı kalmayacak. Kesinlikle birden fazla meslek öğrenmek, birini unutup diğerini yapmaya başlamak ya da hepsini unutup yepyeni bir formatta yaşamak zorunda kalacağız. Yapay zekanın hayatımıza girdiğinde bizleri nasıl etkilediğine bakmamız gerekecek. Bu yeni duruma nasıl uyumlandıracağımızı düşünmek ve harekete geçmek zorundayız.
Yaklaşık bir yıldır, yapay zeka ile ilgili tüm algımızın değiştiği, bilgimizin deneyimleyerek güncellendiği günler geçiriyoruz. Bildiğimizi düşündüğümüz yapay zekadan, üretici yapay zekaya geçişi beklenmedik şekilde yaşarken ve yararları kadar da olası zararlarının hemen her gün tartışıldığı günleri yaşıyoruz, yaşayacağız. Bir de bunların üstüne, insanlık için en tehlikeli olarak algılanan, düşünülen ve hatta korkulan genel yapay zekaya her türlü olası suçu, kötülüğü, tehlikeyi ve riski yükleyerek günlerimizi geçiriyoruz. Ancak bu durum ChatGPT ve benzeri gibi yapay zeka ile her geçen gün daha yakınlaşmamıza engel olmuyor.
YAPAY ZEKA MÜHENDİSLERİNDEN “YAPAY ZEKA DENEYLERİNİ DURAKLATIN” ÇAĞRISI
Altı ay önce, birçok önde gelen yapay zeka araştırmacısı, mühendisi ve girişimcisi, OpenAI’nin en yeni GPT-4 dil oluşturucusundan daha yetenekli yapay zeka sistemlerinin geliştirilmesine altı aylık bir ara verilmesi çağrısında bulunan açık bir mektubu imzaladı. Mektubun başlığı “Dev Yapay Zeka Deneylerini Duraklatın” idi. Yapay zekanın o kadar hızlı ve öngörülemez bir şekilde ilerlediğini, sayısız işi ortadan kaldırabileceğini, bizi bilgi kirliliğine boğabileceğini ve -panik manşetlerde bildirildiği gibi- insanlığı yok edebileceğini savundu.
İMZACI ELON MUSK DA YAPAY ZEKA ŞİRKETİ KURDU
Mektup, yapay zeka gelişiminde bir duraklamaya ya da daha ölçülü bir tempoya doğru yavaşlamaya bile yol açmadı. Şirketler, bunun yerine daha gelişmiş yapay zeka oluşturma çabalarını hızlandırdı. En önde gelen imzacılardan biri olan Elon Musk, fazla beklemedi. Temmuz ayında, mevcut yapay zekanın ötesine geçerek OpenAI, Google ve Microsoft ile rekabet edeceğini söylediği yeni bir şirket olan xAI’yi duyurdu. Mektubu imzalayan birçok Google çalışanı, OpenAI’nin GPT-4’ünden daha geniş yeteneklere sahip olan Gemini adlı bir yapay zeka modelini piyasaya sürmeye hazırlanan şirketlerine sadık kaldı.
Mektubun geniş bir duraklamayı tetiklemedeki başarısızlığına rağmen, yapay zekanın insanlığı yok edip ana tartışma konusu haline getirebileceği fikrinin ilerletilmesine yardımcı oldu. Bunu, OpenAI ve Google’ın DeepMind AI bölümünün liderleri tarafından imzalanan ve yapay zekanın oluşturduğu varoluşsal riski nükleer silahlar ve salgın hastalıklarla karşılaştıran bir basın açıklaması izledi. İngiliz hükümeti, birçok ülkeden liderlerin varoluşsal tehditler de dahil olmak üzere yapay zekanın neden olabileceği olası zararları tartışacağı uluslararası bir “Yapay Zeka Güvenliği” konferansına ev sahipliği yapacak.
HALK, HEYECANDAN ZİYADE ENDİŞEYE KAPILDI
Yapay zeka ile ilgili son dönemdeki hızlı ilerlemenin yarattığı rahatsızlık, belki de daha doğrusu belirsizlik yeterince gerçek ve anlaşılır. Mektubun yazılmasından birkaç hafta önce OpenAI, ChatGPT’ye soruları yanıtlamak için yeni bir güç veren ve yapay zeka araştırmacılarını şaşırtan büyük bir dil modeli olan GPT-4’ü piyasaya sürmüştü. GPT-4 ve diğer dil modellerinin potansiyeli daha belirgin hale geldikçe, anketler halkın yapay zeka teknolojisi konusunda heyecandan ziyade endişeye kapıldığını gösteriyor. Bu araçların kötüye kullanılabileceği bariz yollar, dünya çapındaki düzenleyicileri harekete geçirecek.
Mektubun yapay zeka gelişimi konusunda altı aylık bir moratoryum talebi, imzacıların yakında kötü şeyler olacağını beklediği izlenimini yaratmış olabilir. Ancak birçoğu için temel tema, yapay zekanın gerçekte ne kadar yetenekli olduğu, işlerin ne kadar hızlı değişebileceği ve teknolojinin nasıl geliştirildiği konusundaki belirsizlik gibi görünüyor.
“YAPAY ZEKA ŞÜPHECİSİ, KIYAMET SENARYOSU DUYMAK İSTİYOR”
Massachusetts Amherst Üniversitesi’nde yapay zeka riski üzerinde çalışan ve mektubu imzalayan Profesör Scott Niekum, “Birçok yapay zeka şüphecisi somut bir kıyamet senaryosu duymak istiyor” diyor. Belirsizlik, insanlığın tehlikede olduğunun kanıtı değildir. Ancak yapay zeka alanında çalışan bu kadar çok insanın hâlâ kararsız görünmesi, yapay zekayı geliştiren şirketlerin daha düşünceli veya daha yavaş bir yaklaşım benimsemesi için yeterli neden olabilir.
Tam da bu noktada, yapay zeka güncel hayatın içine adım adım entegre oldukça, kullanıcıların da yapay zekanın becerilerini daha yakından tanıması ve hayatı kolaylaştırıcı olması, operasyonel hataları en aza indirmesi ya da ortadan kaldırması gibi durumları da merak ve heyecanla kabul ettiklerini ve hızla alıştıklarını gözlemledik. Yani bir yandan “yapay zeka insanlığı yok edecek” ucundan, “Eh! Pek de fena değilmiş, işe de yarıyormuş…” ucuna geldiğimiz bu günlerde, dikkatinizi çekmek istediğim başka konu başlıkları karşımıza çıktı.
YAPAY ZEKA KULLANILARAK SANAT YAPILDI, AMA…
Yapay zaka kullanılarak “ sanat” yapıldı, ancak açılan davalarda mahkeme “uygulamanın içinde insan yoktur” savı ile bunun sanat olmadığına karar verdi.
Soru: Yapay zeka’nın bu uygulamayı yapabilmesi için “enter” tuşuna bir insanın bastığı gözden kaçan bir detay mıydı acaba ?
Ulusal, uluslararası platformlarda başlayan, yapay zekanın kendi eğitimi/öğrenimi sırasında, yazarların eserlerinin izinsiz kullanıldığı için açılan kapsamlı “ telif hakkı” davaları gündeme geldi.
Soru: Yapay Zeka, belleğinde olan bilgilerden çekip derlediği çıktıların sonuna, kaynakça bölümü koyup, burada tüm yazarların ve eserlerinin isimlerini listeleseydi, yine aynı durum söz konusu olur muydu acaba?
Futbol maçlarında kullanılan VAR uygulamasında, hakemlerin insani tarafları öne çıkartılarak hata yapabilme hakkı olduğunu savunup, bu hataların da yeri geldiğinde çok ciddi hatalara sebep olduğunu bilirken, “VAR Masası”na yapay zekayı oturtarak ve kariyerinde binlerce maç yönetmiş insan hakemlerin yerine, tüm dünya liglerinde arşivli milyonlarca maç kaydını izlemiş yapay zeka ve veri tabanı üzerinden kararların değerlendirilmesini sağlamak, sebep olunan hataları ve zararlarını en aza indirir ya da ortadan kaldırır diyebilir miyiz acaba ? Yoksa, bu kararda da insan faktörü yok diye geçerliliği olmaz mıydı?
YAPAY ZEKA, BİR İNSANIN İŞİNİ ELİNDEN ALMAZ…
Bu örneklerle aslında anlatılmak istenen “değişim” olgusuna dikkati çekmektir. Sadece bu üç örnekte görüleceği gibi, bugüne kadar aklımıza gelmeyen, ya da imkansız dediğimiz o kadar çok şey ile birlikte yaşamak durumunda kalıyoruz ve kalacağız ki, bu bağlamda yaşamımızdaki tüm tanımları da yeniden yapmak zorunda kalacağız. Bugün yapay zekanın girmediği hiç bir alanın kalmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunun zaman içinde insanları işsiz bırakacağını düşünebiliriz. Ancak, burada yine kaçırmamak gereken bir detay vardır. Bir insanın işini yapay zeka elinden almaz, yapay zekayı daha iyi kullanan başka bir insan alır…
DEĞİŞMEYEN, GELİŞMEYEN İNSANIN LAŞAMA ŞANSI KALMAYACAK
Fütürist gibi düşünmek dediğimiz yaklaşımda, tüm sinyallere farklı disiplinlerin birbirlerine olan etkilerinden bahsetmeden ve değişimin getirdiği yeni durumları tanımlamadan bakmak mümkün değildir. Yukarıdaki iş örneğine de bakarak en büyük değişimi insanın kendisi göstermek zorunda kalacaktır. Değişmeyen, gelişmeyen insanın yaşama şansı kalmayacak. Bir ömürde kesinlikle birden fazla meslek öğrenmek, süreçte birini unutup diğerini yapmaya başlamak ya da hepsini unutup yepyeni bir formatta yaşamak zorunda kalacağız. Yapay zekanın hayatımıza girdiğinde bizleri nasıl etkilediğine bakmamız gerekecek. Kendimizi bu yeni duruma nasıl uyumlandıracağımızı düşünmek ve harekete geçmek kaçınılmaz olacak.
BU FİLMİ İZLEMENİZİ TAVSİYE EDİYORUM
Bu noktada sizlere bir film tavsiyesinde bulunan isterim. 2016 yılında AlphaGo ve dünyanın o tarihteki Dünya Go Oyunu Şampiyonu (18 aralıksız şampiyonluk) arasında yapılan maçların ve bu maçlar sırasında sadece oyuncunun değil, tüm izleyenlerin duygu durumlarını ve işin çok kolay bir şekilde Yapay zeka – insani zeka çarpışması haline nasıl dönüşebildiğini görebileceğimiz AlphaGo Belgeseli’nden bahsediyorum.
Yönetmenliğini Greg Kohs’un yaptığı ve orijinal müziklerini Akademi Ödülü adayı Hauschka’nın üstlendiği AlphaGo’nun prömiyeri Tribeca Film Festivali’nde yapıldı. O zamandan bu yana, Oxford koridorlarından Bordeaux’nun arka sokaklarına, Londra’daki DeepMind kodlama terminallerinden geçerek yedi günlük turnuvaya uzanan bir yolculuğu anlatan bir hikayeyle sayısız ödül ve neredeyse evrensel övgü kazandı. En iyi belgesel ödülü: Denver Uluslararası Film Festivali (2017), Varşova Uluslararası Film Festivali (2017) ve Traverse City Film Festivali (2017). Tribeca Film Festivali (2017), BFI Londra Film Festivali (2017) ve Eleştirmenlerin Seçimi Belgesel Ödülleri’nde (2017) ya aday gösterildi ya da ödül kazandı.
Filme bu linkten https://www.alphagomovie.com/ ya da YouTube üzerinden ulaşabilirsiniz. Filmin özellikle son 5 dakikasında, serinin 5. maçı da tamamlandıktan sonra dile getirilen yorum, görüş, soru ve kestirimlerin çok ilginizi çekeceğini söyleyebilirim. Filmi seyretmemiş olanlara keyifli bir seyir sağlayacağına eminim. Daha önce seyredenlere de, bir de bugünkü kafayla seyretmelerini öneririm.
Soru: Yapay zeka, 3000 yıllık bir oyun hakkında ne ortaya çıkartabilir? Bize insanlık hakkında ne öğretebilir?
Kamil Kazım Sarı
Fütüristler Derneği Başkan Yardımcısı
sari@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.