Son Haberler

Yapay zekâyı iş dünyasında ölçeklendirmek mümkün mü?

– Yapay Zekâ (YZ) teknolojileri, sadece birkaç yıl içinde iş dünyasının gündeminde merkezî bir konuma geldi. Ancak birçok şirket, bu teknolojiyi yalnızca küçük çaplı projelere entegre ediyor ve gerçek potansiyelinden uzak kalıyor. Çünkü Yapay Zekâ’dan anlamlı sonuç almak, teknolojiden önce organizasyonel bir dönüşüm gerektirir. Öne çıkan örnekler, Yapay Zekâ dönüşümüne stratejik bir alan seçerek başlayan kurumların kısa sürede yüksek etki yarattığını gösteriyor.

– Türkiye gibi dinamik ve dönüşüme açık bir pazarda, Yapay Zekâ ‘nın ölçeklenebilir biçimde uygulanması; müşteri deneyiminden operasyonel verimliliğe, insan kaynağından stratejik planlamaya kadar birçok alanda fark yaratma potansiyeline sahiptir. Unutulmaması gereken gerçek şu: Teknoloji hızla gelişiyor ama kurumlar çok daha yavaş dönüşüyor. Bu makale, teknolojik potansiyeli kurumsal yapılarla uyumlu hâle getirmenin yollarını ortaya koyuyor.

– Yapay Zekâ, yalnızca bir teknoloji değil; karar alma süreçlerimizi, iş gücü dağılımını, hatta müşteriyle kurduğumuz ilişkiyi temelden değiştirecek bir dönüşüm aracıdır. Örneğin, bir perakendecinin müşteriye özel ürünleri sipariş bile verilmeden aynı gün teslim edebilmesi artık hayal değil. Bu senaryo, kulağa bilim kurgu gibi gelebilir ama buna imkân tanıyan YZ teknolojileri bugün elimizin altında.

– Yapay Zekâ’dan gerçek anlamda verim alabilmek için sadece birkaç süreci optimize etmek yetmez. Organizasyonun bütününe yayılan bir zihniyet ve iş yapış modeli değişikliğine ihtiyaç var. YZ’yi bir sürece entegre etmek ve birkaç içgörü üretmesini sağlamakla bu iş olmaz. Çoğu zaman, departmanlar kendi başlarına yeni sistemler kurdukça, kurum içinde hem maliyet hem karmaşıklık artar. Ölçeklemek zorlaşır. Önerim şu: Her şeyi bir anda değiştirmeye çalışmayın. Ama önemli bir yerden başlayın…

– Yapay Zekâ ile dönüşüm bir vizyon işidir, ancak vizyonun hayata geçmesi için dikkatle seçilmiş bir başlangıç noktası gerekir. Benim önerim şu: Stratejik öneme sahip, kısa sürede sonuç üretme potansiyeli olan bir iş alanı (domain) belirleyin. Küçük bir zafer, büyük bir dönüşümün kapısını açar. Sadece doğru domain seçimiyle 8–12 haftalık bir projede ciddi sonuçlar almak mümkün. Doğru alan seçildiğinde, o domain içinde daha önce elde edilmiş veri, teknoloji ve yetkinlikler yeniden kullanılabilir.

 – Yapay zekâ mı, iş problemi mi? Başarılı şirketler, “yapay zekâ”ya değil, iş problemlerine yatırım yapar. Hangi teknolojiyi kullandığımız ikincildir; önemli olan müşteri deneyimini iyileştirmek ve iş değerini artırmaktır. Zekâdan çok strateji belirleyicidir. YZ’yi sadece bir otomasyon aracı gibi görmek, en büyük fırsatı ıskalamaktır. Asıl değer, süreçleri ve karar alma mekanizmalarını yeniden tasarladığımızda ortaya çıkar.

– Yapay zekâ bugün hâlâ birçok şirketin gündeminde “gelecek teknolojisi” gibi konuşuluyor. Oysa artık bu teknoloji, bugünün rekabet avantajı için vazgeçilmez bir unsur. Üstelik sadece yazılım şirketlerinin ya da teknoloji devlerinin değil — üretimden finansa, perakendeden lojistiğe kadar her sektörde, her ölçekte şirket için geçerli. Yönetim kurullarında, üst düzey strateji toplantılarında artık “Yapay Zekâ’yı nasıl kullanırız?” sorusu değil, “Bu dönüşüme nasıl liderlik ederiz?” sorusu sorulmalı.

Teknoloji hızla gelişiyor, ancak organizasyonlar yavaş değişiyor. Asıl mesele yeni teknolojiyi edinmek değil; onu kurumun kültürüne, süreçlerine ve liderliğine entegre edebilmek. Dönüşüm, teknolojiden daha zor ama daha kalıcı bir meseledir.

Yapay Zekâ (YZ) teknolojileri, sadece birkaç yıl içinde iş dünyasının gündeminde merkezî bir konuma geldi. Ancak birçok şirket bu teknolojiyi yalnızca küçük çaplı projelere entegre ediyor ve gerçek potansiyelinden uzak kalıyor. Çünkü Yapay Zekâ’dan anlamlı sonuç almak, teknolojiden önce organizasyonel bir dönüşüm gerektirir.

Öne çıkan örnekler, Yapay Zekâ dönüşümüne stratejik bir alan seçerek başlayan kurumların kısa sürede yüksek etki yarattığını gösteriyor. Küçük bir domain içinde yakalanan başarı, tüm organizasyona yayılabilecek bir kültürel ve operasyonel değişimin ilk kıvılcımı olabilir.

Bu yazı, iş dünyasının karar vericilerine yönelik hazırlanmış bir rehber niteliğindedir. Yapay  Zekâ’nın sadece teknoloji ekiplerine bırakılmaması gerektiğini, dönüşümün üst yönetim desteği, doğru ekip yapısı ve yeniden tasarlanmış süreçlerle nasıl mümkün olabileceğini adım adım ele alıyor.

Özellikle Türkiye gibi dinamik ve dönüşüme açık bir pazarda, Yapay Zekâ ‘nın ölçeklenebilir biçimde uygulanması; müşteri deneyiminden operasyonel verimliliğe, insan kaynağından stratejik planlamaya kadar birçok alanda fark yaratma potansiyeline sahiptir.

Unutulmaması gereken gerçek şu: Teknoloji hızla gelişiyor ama kurumlar çok daha yavaş dönüşüyor. Bu makale, teknolojik potansiyeli kurumsal yapılarla uyumlu hâle getirmenin yollarını ortaya koyuyor.

TEKNOLOJİYİ HAYALDEN GERÇEĞE TAŞIMAK

Bir yönetici olarak kariyerim boyunca birçok kavramın ortaya çıktığını, heyecan yarattığını ama bir kısmının zaman içinde etkisini kaybettiğini gördüm. Ancak bazıları var ki, sadece iş yapış biçimimizi değil, organizasyonun tüm sinir sistemini baştan şekillendiriyor. Yapay Zekâ da bunların başında geliyor.

Bugün Türkiye’deki birçok lider gibi ben de şunu görüyorum: Yapay Zekâ, yalnızca bir teknoloji değil; karar alma süreçlerimizi, iş gücü dağılımını, hatta müşteriyle kurduğumuz ilişkiyi temelden değiştirecek bir dönüşüm aracıdır. Örneğin, bir perakendecinin müşteriye özel ürünleri sipariş bile verilmeden aynı gün teslim edebilmesi artık hayal değil. Bu senaryo, kulağa bilim kurgu gibi gelebilir ama buna imkân tanıyan YZ teknolojileri bugün elimizin altında.

Asıl mesele şu:

Teknoloji hazır.

Ama biz hazır mıyız?

YAPAY ZEKA HAKKINDA AŞIRI GENİŞ YA DA AŞIRI DAR DÜŞÜNDÜĞÜNÜZÜ GÖSTEREN İŞARETLER..

Bugün birçok şirket dijitalleşme adına çeşitli girişimlerde bulunuyor. Bazıları müşteri deneyimini daha iyi yönetmekte, bazıları üretim süreçlerini daha çevik hale getirmekte başarılar elde etti. Ancak Yapay Zekâ’dan gerçek anlamda verim alabilmek için sadece birkaç süreci optimize etmek yetmez. Organizasyonun bütününe yayılan bir zihniyet ve iş yapış modeli değişikliğine ihtiyaç var. YZ’yi bir sürece entegre etmek ve birkaç içgörü üretmesini sağlamakla bu iş olmaz. Çünkü bu tür lokal uygulamalar, organizasyon genelinde sürdürülebilir dönüşüm yaratmaz. Hatta çoğu zaman, departmanlar kendi başlarına yeni sistemler kurdukça kurum içinde hem maliyet hem karmaşıklık artar. Ölçeklemek zorlaşır.

Benim bu yazıdaki temel önerim şu olacak: Her şeyi bir anda değiştirmeye çalışmayın. Ama önemli bir yerden başlayın…

Yapay Zekâ bir “tek seferlik proje” değil; sürdürülebilir ve evrimsel bir dönüşüm yolculuğudur. Bu yolculuğa doğru adımlarla başlayanlar, iş dünyasının geleceğinde söz sahibi olacak. Başlamayı erteleyenler ise, rekabetin dışında kalacak.

STRATEJİYİ BELİRLEMEK: BÜYÜK ETKİ, KÜÇÜK BAŞLANGIÇ

Yapay Zekâ ile dönüşüm bir vizyon işidir, ancak vizyonun hayata geçmesi için dikkatle seçilmiş bir başlangıç noktası gerekir. Bu noktayı belirlemek CEO’nun ve üst yönetimin en kritik sorumluluğudur.

Benim önerim şu: Stratejik öneme sahip, kısa sürede sonuç üretme potansiyeli olan bir iş alanı (domain) belirleyin. Küçük bir zafer, büyük bir dönüşümün kapısını açar. Örneğin, McKinsey tarafından yayımlanan küresel bir çalışmada, bir havayolu şirketi 10 farklı iş alanını analiz etti. Bunlar arasında “kargo operasyonları” kısa sürede yüksek değer yaratma potansiyeli taşıdığı için önceliklendirildi. İlk YZ uygulamasıyla sadece birkaç ay içinde 30 milyon dolarlık ek kâr sağlandı. Dahası, bu başarı diğer bölümlerde de dönüşüm isteğini tetikledi.

Türkiye’de ise benzer bir etki yaratma potansiyeli olan alanlar arasında tedarik zinciri yönetimi, çağrı merkezi otomasyonu, kredi değerlendirme sistemleri ve satış tahminleme çözümleri öne çıkıyor. Sadece doğru domain seçimiyle 8–12 haftalık bir projede ciddi sonuçlar almak mümkün.

Yapılacak ilk iş, şu üç soruya net cevap vermek:

  1. Bu domain şirketin kârlılığına, müşteri deneyimine ya da operasyonel verimliliğine doğrudan etki ediyor mu?
  2. Bu alanda mevcut veri altyapısı ve teknoloji ekosistemi dönüşüme uygun mu?
  3. Bu işe liderlik edecek güçlü bir iç sponsor (örneğin birim başkanı) mevcut mu?

Doğru alan seçildiğinde, o domain içinde daha önce elde edilmiş veri, teknoloji ve yetkinlikler yeniden kullanılabilir. Bu sayede her yeni girişim bir öncekine omuz verir; organizasyon, adım adım dönüşür.

EKİBİ YAPILANDIRMAK: DOĞRU İNSANLAR, DOĞRU ROLLER

Bir dönüşümün başarısı, sadece teknolojide değil, insanlarda yatar. YZ projelerinde başarılı olmak istiyorsak, ekip yapısını da bu anlayışla şekillendirmeliyiz.

Bu noktada önerim çok net:

Domain bazlı çalışacak, fonksiyonlar arası bir ekip kurun. Bu ekipte şu roller mutlaka olmalı:

  • Ürün Sahibi: Değeri tanımlayan ve teslimatın başında duran kişi,
  • Analitik-İş Çevirmeni: YZ ile iş sonuçları arasındaki bağı kuran uzman,
  • Değişim Lideri: Davranışsal ve kültürel dönüşümün motoru,
  • Veri bilimciler ve mühendisler,
  • Ve en önemlisi: Günlük operasyonu yürüten saha çalışanları.

Özellikle saha ekiplerinin dönüşüme erken dahil edilmesi çok kritik. Aksi halde geliştirilen sistemler masa başında kalır, sahada dirençle karşılaşır. Oysa birlikte tasarlanan sistem, birlikte sahiplenilir.

Projeler büyüdükçe, ekipler “squad”lara bölünebilir. Örneğin bir telekom şirketi, müşteri yaşam döngüsünü kapsayan dört ayrı YZ takımına ayrıldı: kazanım, sadakat, faturalı ve ön ödemeli müşteri ekipleri. Bu ekiplerin hepsini destekleyen ayrı bir veri mühendisliği ekibi de kuruldu.

İŞ YAPIŞ BİÇİMİNİ KURGULAMAK : YALNIZCA OTOMASYON DEĞİL, YENİDEN TASARIM

Yapay zekâ mı, iş problemi mi? Başarılı şirketler, “yapay zekâ”ya değil, iş problemlerine yatırım yapar. Hangi teknolojiyi kullandığımız ikincildir; önemli olan müşteri deneyimini iyileştirmek ve iş değerini artırmaktır.

Zekâdan çok strateji belirleyicidir.

YZ’yi sadece bir otomasyon aracı gibi görmek, en büyük fırsatı ıskalamaktır. Asıl değer, süreçleri ve karar alma mekanizmalarını yeniden tasarladığımızda ortaya çıkar.

Bunun için önerim:

“İdeal durum ne olurdu?” diye sorun ve geriye doğru düşünün. Örneğin bir havayolu şirketi, kargo rezervasyonlarında yaşanan belirsizlikleri analiz etti. Çoğu çalışan, tahminlere dayalı kararlar veriyor; uçaklar boş kalkıyor ya da müşteriler mutsuz oluyordu. Bunun üzerine, sistemin önerdiği kapasite yönetimini sağlayacak bir YZ paneli geliştirildi. Temsilciler bu panel üzerinden uçuş bazında veri aldı, önerilere göre karar verdi.

Sonuç?

Yükleme kapasitesi verimli kullanıldı,

  • Kârlılık arttı,
  • Müşteri memnuniyeti yükseldi.

YZ dönüşümünün her adımında şu iki kavram öne çıkmalı:

Geri bildirim ve kullanıcı güveni.

Teknolojiye güven inşa edilmedikçe, hiçbir model sahada karşılık bulmaz.

ORGANİZASYONEL VE TEKNOLOJİK UYUM: ALTYAPIDAN DAVRANIŞA

YZ dönüşümü sadece bir teknoloji yatırımı değil, aynı zamanda organizasyonel dönüşümdür. Bu sebeple teknolojiyle birlikte şu adımlar da atılmalı:

  • Takım üyelerinin hedef ve teşvik sistemleri yeni rollerle uyumlu hâle getirilmeli,
  • Çevik ekip yapıları oluşturulmalı,
  • Organizasyonel silolar kaldırılmalı,
  • Üst yönetim dönüşüme aktif liderlik etmeli.

Teknoloji tarafında sıfırdan başlamak gerekmez. Ancak bazı yatırımlar kaçınılmazdır.

Bunlar arasında:

  • Bulut tabanlı veri platformları,
  • API mimarisi ve mikroservis altyapısı,
  • DevOps kültürü ve model izleme araçları,
  • Gerçek zamanlı veri erişimi çözümleri yer alır.

Bütçe ne kadar?

Uluslararası raporlar, YZ altyapı yatırımlarının ilk fazda şirketin yıllık BT bütçesinin %10–15’ine denk geldiğini gösteriyor. Bu oran orta ölçekli firmalar için yılda 2–5 milyon dolar yatırım anlamına gelebilir. Ancak bu yatırım, kısa sürede ölçülebilir geri dönüş sağlar. Özellikle karar destek sistemlerinin dijitalleştiği sektörlerde ROI (yatırım geri dönüşü) ilk 12 ayda görünür hâle gelir.

KÜÇÜK BİR KIVILCIM, BÜYÜK BİR DÖNÜŞÜM

Yapay zekâ bugün hâlâ birçok şirketin gündeminde “gelecek teknolojisi” gibi konuşuluyor. Oysa artık bu teknoloji, bugünün rekabet avantajı için vazgeçilmez bir unsur. Üstelik sadece yazılım şirketlerinin ya da teknoloji devlerinin değil — üretimden finansa, perakendeden lojistiğe kadar her sektörde, her ölçekte şirket için geçerli.

Yönetim kurullarında, üst düzey strateji toplantılarında artık “Yapay Zekâ’yı nasıl kullanırız?” sorusu değil, “Bu dönüşüme nasıl liderlik ederiz?” sorusu sorulmalı. Çünkü bu dönüşüm sadece teknik değil, kültüreldir. Liderlik tarzını, karar alma biçimini, ekip yapılanmasını ve performans ölçümünü yeniden tanımlar.

Küresel araştırmalara göre, YZ dönüşümünü sistematik şekilde başlatan şirketler ilk 12–18 ay içinde çift haneli verimlilik ve kârlılık artışı elde ediyor. Türkiye’de bu potansiyel daha da yüksek, çünkü hâlâ birçok alanda veri odaklı karar alma sistemleri oluşmuş değil. Avantaj bizden yana; yeter ki harekete geçebilelim.

Bu yazıda sunduğum yaklaşım, bir reçete değil. Ama size rehber olabilecek bir yol haritası. Adım adım gidin. Cesurca başlayın. Küçük başarıları görünür hâle getirin.

Unutmayın: Yapay Zekâ, sadece bir yazılım projesi değil. Bu bir liderlik sınavı.

Kazananlar, bu sınavı stratejiyle, ekip ruhuyla ve cesaretle verenler olacak!

SAVAŞ ÜNSAL KİMDİR?

Dr. Savaş Ünsal, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Matematik Bölümü’nden lisans, 1980 yılında Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri Yüksek Lisans derecesini, 1995 yılında Oklahoma City University’den MBA ve 2023 yılında İstanbul Nişantaşı Üniversitesi’nden İşletme alanında Doktora derecesini alDI.

Profesyonel kariyerine 1981 yılında Koç Grubu’nda başlaDI; 1985 yılında ise Kuzey Amerika’da General Motors ve Bell Canada International şirketlerinde sistem programcısı ve danışman olarak görev aldı. Daha sonra Kuala Lumpur’da kurduğu danışmanlık şirketi aracılığıyla birçok büyük kuruluşa yönetim danışmanlığı hizmeti sundu, 1996 yılında Petronas İkiz Kuleleri’nin bilgi teknolojileri altyapı projesine liderlik etti.

1999 yılında Türkiye’ye dönerek Turkcell’de Teknik Direktörlük görevini üstlendi; ardından 2000-2011 yıllarında Superonline CEO’su olarak görev yaptı. Superonline yönetim kurulundan ayrıldıktan sonra Türkiye’nin ilk kitlesel fonlama platformu olan “crowdFON.com”u kurdu.

Hâlen İstanbul Nişantaşı Üniversitesi’nde Yapay Zekâ, Makine Öğrenmesi ve Girişimcilik alanlarında dersler veriyor; aynı zamanda teknoloji girişimciliği ekosistemine stratejik melek yatırımlarıyla katkı sağlamaya devam ediyor.

Dr. Savaş ÜNSAL

Nişantaşı Üniversitesi Öğretim Üyesi

unsal@turcomoney.com

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

İlgili Haberler

Site Haritası