Son Haberler

Yatırımcılar, dalgalanmalardan kendilerini nasıl korumalı?

-Kasım ayında yatırımcılar, 2024’ün neler getireceğini merak etmelerine neden olan bir dizi olaya tanık oldu. Kasım ayında açıklanan verilere bakıldığında ABD ekonomisinin yavaşlayacağı mı yoksa resesyona mı gireceği hala belirsiz. Zayıf işgücü piyasasının yanı sıra konut satışları, perakende satışlar ve ISM üretim sektörü ve üretim dışı sektörü Satın Alma Yöneticisi Endeksleri (Purchasing Manager Index PMI) düşerken, konut fiyatları ve Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) güçlenmeye devam etti.

-Konut fiyatları endeksindeki yükseliş ve daha hızlı artan üç aylık GSYH gibi bazı parlak noktalar da ABD ekonomisindeki bir miktar dirence işaret etti. Piyasalardaki olumlu havayı tetikleyen aslında olumlu makroekonomik veriler değildi. Asıl neden tam tersine ekonomideki yavaşlama emareleri ve enflasyonun peyderpey gerilemesiydi. Nitekim ABD yıllık tüketici fiyatları endeksi (Consumer Price Index CPI) ve enerji ile gıda fiyatlarını hariç tutan çekirdek tüketici fiyatları endeksi Ekim’de sırasıyla %3,7 ve %4,1 iken Kasım ayında %3,2 ve %4’e geriledi.

-28 Kasım itibarıyla, ABD hisse senedi endeksi S&P 500 ve Avrupa hisse senedi endeksi Euro Stoxx 50, sırasıyla aylık +%8,6 ve +%7 artış göstererek sene başına göre getirilerinin %18,6 ve %14,6’a yükselmesine neden oldu. Aynı dönemde, global hisse senedi endeksi MSCI All Country World Index (ACWI) ve gelişen piyasalar endeksi MSCI EEM, aylık bazda sırasıyla +%8,6 ve +%8,2 gibi ciddi bir artış gösterdi. ACWI sene başından bugüne getirisini bir ay içerisinde neredeyse ikiye katlayarak %15,2’ye çıkartırken, EEM +%4,8’lik getiri ile tekrar artıya geçti.

28 Kasım itibarıyla altının ilk ay vadeli işlem sözleşmesi aylık bazda +%3,3’lük bir artışla sene başından itibaren getirisini +%12,8’e çıkardı. Yatırımcılar genellikle altını hem değerini muhafaza etmesi hem de enflasyona karşı koruma özelliği nedeniyle tercih ediyor. Enerji piyasasının kalbi olan ham petrolün fiyatı Kasım ayında düştü. 28 Kasım itibarıyla, ABD ham petrolü WTI ilk ay vadeli işlem sözleşmesi aylık bazda -%5,7 düşerek sene başına göre getirisinin -%4,8’e gerilemesine neden oldu.

-Faizler ve tahviller diyarında Kasım ayında durum Ekim ayındaki gibi biraz karmaşıktı. Normalde piyasaların risk azaltma eğiliminde olduğu olumsuz piyasa koşullarında yatırımcılar, tahvillere ve özellikle de devlet tahvilleri gibi daha güvenli varlıklara yönelmeyi tercih ederler. Bu da, tahvillere olan talebi artırarak, tahvil fiyatlarının artmasına ve dolayısıyla da getiri faizlerinin düşmesine neden olur… Piyasaların daha olumlu ve risk arttırma eğiliminde olduğu dönemlerde ise bunun tam tersi olur.

Kripto yatırımların Kasım ayındaki performansı, 2023 yılının kripto için muhteşem bir yıl olacağını açıkça ortaya koydu. 28 Kasım itibarıyla Bitcoin +%9,6 ile güçlü bir ayı daha geride bırakarak, sene başından itibaren +%130 gibi müthiş bir getiri elde etti. Ethereum da aynı dönemde aylık +%13,2’lik yükselişle göz kamaştırırken yıllık performansını da +%71,3 gibi kayda değer bir seviyeye taşıdı.

Türkiye hisse senedi piyasası Kasım ayında hem yerel hem de dolar bazında iyi bir getiri elde etti. 28 Kasım itibarıyla Türk hisse senedi endeksi BIST 100 yerel para birimi bazında +%7,7 (ABD Doları bazında +%5,4) değer kazandı. Bu durum endeksin yerel bazda yılbaşından bugüne getirisini +%47’ye çıkarırken, dolar bazında kaybının -%5’e gerilemesine yardımcı oldu. Endeksin Ekim ayında ABD Doları bazındaki getirisinin Türk Lirası cinsinden getirisinden daha aşağıda olmasının ana nedeni, ABD Doları’nın Türk Lirası karşısında aylık bazda +%2,2 değer kazanması oldu.

-Yılın sonuna doğru piyasa oyuncularının tatil öncesinde pozisyonlarını azaltmaları veya tamamen kapatmayı tercih etmeleri nedeniyle piyasalardaki dalgalanmalar artma eğilimi gösterir. Azalan likidite dönemleri, piyasalarda bu tarz ani iniş çıkışlar için çok uygun bir ortam yaratır. Tüm yatırımcılar, çok ihtiyatlı davranmalı. Örneğin, yatırımcılar dalgalanma ihtimalinin arttığı dönemlerde nakit, altın veya ABD doları gibi daha güvenli yatırımlara yönelmeyi düşünebilirler.

Kasım ayında yatırımcılar, 2024’ün neler getireceğini merak etmelerine neden olan bir dizi olaya tanık oldu. Bu ayın gündeminde ABD Merkez Bankası FED’in dönüm noktası niteliğindeki faiz oranı kararı, açıklanan bir dizi ekonomik veri ve bir önceki sayımızda da belirttiğimiz gibi, global finans piyasalarında şok dalgaları yaratan İsrail’deki beklenmedik savaş vardı.

ABD’nin kalbi olan ekonomik datalarla başlayalım.

Kasım ayında açıklanan verilere bakıldığında ABD ekonomisinin yavaşlayacağı mı yoksa resesyona mı gireceği hala belirsiz. Zayıf işgücü piyasasının yanı sıra konut satışları, perakende satışlar ve ISM üretim sektörü ve üretim dışı sektörü Satın Alma Yöneticisi Endeksleri (Purchasing Manager Index PMI) düşerken, konut fiyatları ve Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) güçlenmeye devam etti.

Öncelikle mevcut ve yeni konut satışlarına bakarsak, bu iki gösterge Ekim’de sırasıyla 3,96M ve 0,76M iken Kasım ayında 3,79M ve 0,68M seviyelerine düşerek konut piyasasının kısmen zayıfladığına işaret etti (M = milyon). Perakende satışlar Ekim ayı itibariyle yıllık %3,8 artarken, Kasım ayında %2,5’e geriledi. ABD iş koşullarının göstergesi olan ISM üretim ve üretim dışı PMI endeksleri, Ekim ayında sırasıyla 49 ve 53,6’dan Kasım ayında 46,7 ve 51,8’e düşerek olası bir ekonomik daralmaya işaret etti.

ABD İŞ GÜCÜ PİYASASI YAVAŞLADI

Merkez bankalarının para politikası kararlarının odak noktası olan iş gücü piyasalarında da yavaşlama işaretleri yok değildi. İş gücü piyasasının sağlığının göstergesi olan ABD işsizlik rakamları, Ekim ayında %3,8 seviyesinden Kasım’da %3,9’a yükseldi. Bu da iş piyasasının kademeli olarak zayıfladığının altını çizdi. Belirli bir ayda yaratılan yeni işlerin göstergesi tarım dışı istihdam verileri de benzer şekilde Ekim ayında 336.000’den Kasım ayında %50’den fazla düşerek 150.000’e geriledi.

Konut fiyatları endeksindeki yükseliş ve daha hızlı artan üç aylık GSYH gibi bazı parlak noktalar da ABD ekonomisindeki bir miktar dirence işaret etti.

Piyasalardaki olumlu havayı tetikleyen aslında olumlu makroekonomik veriler değildi. Asıl neden tam tersine ekonomideki yavaşlama emareleri ve enflasyonun peyderpey gerilemesiydi. Nitekim ABD yıllık tüketici fiyatları endeksi (Consumer Price Index CPI) ve enerji ile gıda fiyatlarını hariç tutan çekirdek tüketici fiyatları endeksi Ekim’de sırasıyla %3,7 ve %4,1 iken Kasım ayında %3,2 ve %4’e geriledi.

FED’in Kasım ayındaki faiz kararı da piyasadaki havanın şekillenmesinde önemli bir rol oynadı. Merkez Bankası, ekonomik büyümeyi desteklerken enflasyonist baskıları da yönetebilmek amacıyla gösterge faiz oranını mevcut %5,5 seviyesinde tutmayı tercih etti. Bu karar, kademeli olarak düşen enflasyon ve ekonomik yavaşlama sinyalleriyle birleştiğinde, FED’in sadece faiz artışlarına son vermekle kalmayıp, 2024’te faiz indirimine gidebileceği beklentisini de artırdı.

Bu durum, global piyasalarda son derece olumlu ve risk almaya daha uygun bir hava yarattı.

HİSSE SENETLERİ FED’İN 2024’TE OLASI FAİZ İNDİRİMLERİNİ FİYATLANDIRDI

Hisse senetleriyle başlayalım. 28 Kasım itibarıyla, ABD hisse senedi endeksi S&P 500 ve Avrupa hisse senedi endeksi Euro Stoxx 50, sırasıyla aylık +%8,6 ve +%7 artış göstererek sene başına göre getirilerinin +%18,6 ve +%14,6’ya yükselmesine neden oldu.

Global hisse senedi piyasaları da tabi ki bu iyimser havadan faydalandı. Aynı dönemde, global hisse senedi endeksi MSCI All Country World Index (ACWI) ve gelişen piyasalar endeksi MSCI EEM, aylık bazda sırasıyla +%8,6 ve +%8,2 gibi ciddi bir artış gösterdi. ACWI sene başından bugüne getirisini bir ay içerisinde neredeyse ikiye katlayarak +%15,2’ye çıkartırken, EEM +%4,8’lik getiri ile tekrar artıya geçti.

ALTIN TIRMANMAYA DEVAM ETTİ

28 Kasım itibarıyla altının ilk ay vadeli işlem sözleşmesi aylık bazda +%3,3’lük artışla sene başından itibaren getirisini +%12,8’e çıkardı. Yatırımcılar genellikle altını hem değerini muhafaza etmesi hem de enflasyona karşı koruma özelliği nedeniyle tercih ediyor.

HAM PETROL FİYATINDAKİ DÜŞÜŞ PİYASALARDAKİ OLUMLU HAVAYI DESTEKLEDi

Enerji piyasasının kalbi olan ham petrolün fiyatı Kasım ayında düştü. Bu gerilemeye katkıda bulunan faktörler arasında global ekonomideki yavaşlamaya bağlı olarak talepte yavaşlama riskinin artması ve global petrol arzında yaşanan artış bulunuyor. 28 Kasım itibarıyla, ABD ham petrolü WTI ilk ay vadeli işlem sözleşmesi aylık bazda -%5,7 düşerek sene başına göre getirisinin -%4,8’e gerilemesine neden oldu. Petrol fiyatlarındaki bu düşüş, global enflasyonda gerileme ve dolayısıyla merkez bankalarının faiz indirimine gitme ihtimalini de güçlendirdi.

TAHVİL GETİRİ FAİZLERİ NİHAYET GERİLEMEYE BAŞLADI

Faizler ve tahviller diyarında Kasım ayında durum Ekim ayındaki gibi biraz karmaşıktı. Önceki sayımızda paylaştığımız üzere, normalde piyasaların risk azaltma eğiliminde olduğu olumsuz piyasa koşullarında yatırımcılar, tahvillere ve özellikle de devlet tahvilleri gibi daha güvenli varlıklara yönelmeyi tercih ederler. Bu da, tahvillere olan talebi artırarak, tahvil fiyatlarının artmasına ve dolayısıyla da getiri faizlerinin düşmesine neden olur… Piyasaların daha olumlu ve risk arttırma eğiliminde olduğu dönemlerde ise bunun tam tersi olur. Yani tahvillere olan talep azalma eğilimi gösterir. Bu durumda tahvil fiyatları sabit kalır veya hafif düşer. Dolayısıyla getiri faizleri de hafif artar.

Okurlarımızın hatırlayacağı gibi Ekim ayında tahviller beklenenin tam tersi bir tepki verdi. Olumsuz havaya rağmen tahvil fiyatları düşerken getiri faizleri yükseldi. Bunun nedeni, beklenenden daha güçlü ekonomik büyüme ve beklenenden yüksek enflasyon nedeniyle “daha uzun süre daha yüksek faiz” beklentisiydi. Kasım ayında da tahviller normalden farklı davranmaya devam etti. Ancak bu sefer Ekim ayının tam tersi yönde hareket etti. Nedeni de Ekim ayının aksine Kasım’da oluşan olumlu hava ve tahvil fiyatlarının düşmek yerine yükselmesiydi. Bu da getiri faizlerinin uzun bir aradan sonra ilk defa düşmesine neden oldu. Bunun nedeni ise makroekonomik verilerde yavaşlama nedeniyle piyasaların, FED’in 2024’te faiz indirimine gitme olasılığının arttığını düşünmesiydi.

Kredi derecesi “yatırım yapılabilir” olan global tahvillerin göstergesi sayılan Bloomberg Global Tahvil Endeksi, Kasım ayında +%3,2 artarak sene başından itibaren getirisini +%3,6’ya çıkardı. Benzer şekilde Bloomberg Global Şirket Tahvili ve Yüksek Getirili Tahvil Endeksleri de ay boyunca sırasıyla +%4,3 ve +%4,1 artış kaydetti. Bu da endekslerin sene başından itibaren getirilerini sırasıyla %4,7 ve %8,8’e yükseltti.

KRİPTO İÇİN MUHTEŞEM BİR YIL OLDU

Kripto yatırımların Kasım ayındaki performansı, 2023 yılının kripto için muhteşem bir yıl olacağını açıkça ortaya koydu. 28 Kasım itibarıyla Bitcoin +%9,6 ile güçlü bir ayı daha geride bırakarak, sene başından itibaren +%130 gibi müthiş bir getiri elde etti. Ethereum da aynı dönemde aylık +%13,2’lik yükselişle göz kamaştırırken yıllık performansını da +%71,3 gibi kayda değer bir seviyeye taşıdı. Dijital para birimlerinin, yatırımcıları cezbetmesinin ana nedenleri arasında gündelik hayatta kullanımlarının artması, geleneksel merkezi finans piyasalarından farklı olarak merkezi olmayan finans piyasalarının oluşumuna olanak sağlamaları, portföylerde çeşitlilik yaratma ve enflasyona karşı koruma özellikleri bulunuyor.

TÜRK HİSSE SENETLERİ PİYASALARDAKİ OLUMLU HAVADAN FAYDALANDI

Türkiye hisse senedi piyasası Kasım ayında yönünü yukarı çevirerek hem yerel hem de dolar bazında iyi bir getiri elde etti. 28 Kasım itibarıyla Türk hisse senedi endeksi BIST 100 yerel para birimi bazında +%7,7 (ABD Doları bazında +%5,4) değer kazandı. Bu durum endeksin yerel bazda yılbaşından bugüne getirisini +%47’ye çıkarırken, dolar bazında kaybının -%5’e gerilemesine yardımcı oldu. Endeksin Ekim ayında ABD Doları bazındaki getirisinin Türk Lirası cinsinden getirisinden daha aşağıda olmasının ana nedeni, ABD Doları’nın Türk Lirası karşısında aylık bazda +%2,2 değer kazanması oldu.

PİYASADAKİ DALGALANMALAR YIL SONUNA DOĞRU ARTABİLİR

Son birkaç aydır yatırımcıların ekonominin hangi yöne gideceğine tam karar verememesi nedeniyle piyasalar ciddi bir zikzak yaptı. Piyasalardaki konsensüs olumlu yöne işaret ediyor gibi görünse de enflasyonun %2 hedefine gerçekten geri dönüp dönmeyeceği, dönerse bunun ne kadar süreceği ve bunun resesyona yol açmadan gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceği hala belirsiz.

Ekonomi yavaşlamaya devam ederken enflasyonun düşmeme olasılığı ve bunun ABD ve diğer G7[1] ülkelerinin çoğunu hoş olmayan bir stagflasyon ortamına sürükleme ihtimali de hala yüksek. Stagflasyon, ekonomik yavaşlama veya resesyonla birlikte süregelen enflasyon ve yüksek işsizlik olarak tanımlanır. Stagflasyon ortamı, merkez bankaları için çözmesi oldukça zor bir problem yaratır. Bunun nedeni ise enflasyonu düşürmek için merkez bankalarının faiz oranlarını yükseltmesinin ekonomiyi ciddi biçimde yavaşlatma ihtimali… Ekonomiyi desteklemek adına faizleri yükseltmemenin ise enflasyonu körükleme ve çözülmesi çok daha büyük bir soruna yol açma ihtimalini arttırması. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler, bu açmazı ve stagflasyonu çözmenin ne kadar zor olduğunu geçmiş tecrübelerinden dolayı gayet iyi biliyorlar.

Son dönemde piyasalar ABD, Avrupa ve Çin gibi büyük ekonomik oyunculardan gelen her makroekonomik veriye odaklandığı için piyasalardaki havanın aniden yön değiştirme ihtimali nispeten yüksek. Önceki sayımızda da belirttiğimiz gibi, yılın sonuna doğru piyasa oyuncularının tatil öncesinde pozisyonlarını azaltmaları veya tamamen kapatmayı tercih etmeleri nedeniyle piyasalardaki dalgalanmalar artma eğilimi gösterir. Azalan likidite dönemlerinin, piyasalarda bu tarz ani iniş çıkışlar için çok uygun bir ortam yarattığını tekrar hatırlatalım.

Süregelen jeopolitik gerilimleri ve potansiyel Kovid-19 varyantları gibi ekonomik olmayan faktörleri de unutmayalım.

Tüm bu faktörler, yatırımları ne olursa olsun tüm yatırımcıların çok ihtiyatlı olmasını gerektiriyor. Örneğin, yatırımcılar dalgalanma ihtimalinin arttığı dönemlerde nakit, altın veya ABD doları gibi daha güvenli yatırımlara yönelmeyi düşünebilirler.

PİYASALARDA TEMKİNLİ İYİMSER HAVA DEVAM EDİYOR

2023’ün sonuna yaklaşırken piyasa görünümü temkinli bir şekilde iyimser olmaya devam ediyor. ABD ekonomisi, iyileşen makroekonomik verilerin yanı sıra FED’in faizleri muhafaza etmesi nedeniyle tekrar büyümeye hazır. Jeopolitik gerilimlerin çözülmesi ve istikrara yönelik devam eden çabalar piyasa güvenini daha da güçlendirebilir. 2024’te büyük merkez bankalarının resesyon veya enflasyon veya stagflasyonla mücadele etmek zorunda kalmamak için para politikalarında çok hassas bir denge kurmayı becermeleri gerekiyor. Aksi takdirde 2024, piyasaları çok kötü sürprizlerin beklediği bir yıl olabilir.

Her zamanki gibi yatırımcılar sadece portföylerini değil, aynı zamanda yatırım risklerini de çeşitlendirmeli ve sürekli değişen piyasa şartlarına ayak uydurabilmek için uyanık, çevik ve stratejik olmalı.

[1] G7 olarak bilinen Yediler Grubu Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Birleşik Krallık, ABD yanı sıra Avrupa Birliği de dahil olmak üzere dünyanın ileri gelen gelişmiş ekonomilerinden oluşan gayri resmi bir gruptur.

ELA KARAHASANOĞLU, MBA, CFA, CAIA

Uluslararası Yatırım Uzmanı

karahasanoglu@turcomoney.com

ela.karahasanoglu@ekrportfolioadvisory.com

https://www.linkedin.com/in/elakarahasanoglu/

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Site Haritası