Son Haberler

Yatırımcılar! Kaybetmek istemiyorsanız bazı riskleri azaltın!

Bu makale yayınlandığında, yeni ABD Başkanı seçilmiş olacak. Bu sadece ABD’yi değil, dünyayı da etkileyecek bir seçim. Kamala Harris kazanırsa ABD’de vergilerin ve devlet harcamalarının yükselecek, daha dışa dönük bir ekonomik aktivite ve göçmenlere daha ılıman bir politika izlenecek. Trump kazanırsa bunların hepsinin daha az veya tamamen tersi olması kuvvetle muhtemel … ve piyasalar Trump’ın kazanacağı fikrine ısınmış gibi görünüyor. Bu da ABD Merkez Bankası FED’in Eylül ayında yaptığı faiz indirimleri nedeniyle ümitlenen piyasaları daha da heyecanlandırdı.

-Bu gelişmeler, Ekim ayında ABD hisse senetleri ve kripto gibi hisse senedi benzeri araçlarda artışa neden oldu. Global hisse senetleri ve ABD tahvilleri ise kayıp yaşadı. ABD tahvil faizleri ise yavaş yavaş normalleşmeye başlamış gibi görünüyor. Bunun nedeni de tahvil piyasalarında reel faizlerin ve enflasyonun eskiye nazaran yüksek seyredeceği beklentisi. Bu da tahvil fiyatları üzerinde aşağı yönlü bir baskı oluşturuyor. Tüm bunlar, senenin sonuna yaklaşırken piyasa dinamiklerinin değişmek üzere olduğu anlamına gelebilir.

-ABD’de iyi seyreden makroekonomik veriler ve FED’in faiz indirimlerine devam edeceği beklentisi ABD hisse senetlerini desteklemeye devam etti. 25 Ekim itibarıyla ABD hisse senedi endeksi S&P 500 aylık bazda +%0,8 artarak yıl başından bu yana getirisini +%21,8’e çıkardı. Öte yandan global hisse senedi piyasaları, global makroekonomik koşulların zayıf seyretmesi nedeniyle Ekim ayında geriledi. Avrupa hisse senedi endeksi Euro Stoxx 50 aynı dönemde -%1,2 kayıpla sene başından bu yana getirisinin +%9,3’e gerilemesine neden oldu.

Nisan ayının sonundan beri yükselişini sürdüren tahvil fiyatları ilk kez yön değiştirdi. ABD tahvil faizi getiri eğrisi sadece yukarıya kaymakla kalmadı, aynı zamanda düzleşti. 2021 sonundan beri tahvil faizi getiri eğrisinin aşağı yönlü olduğu düşünülürse, eğrinin düzleşmesi demek daha uzun vadeli getiri faizlerinin kısa vadeli olanlara kıyasla daha fazla arttığı anlamına geliyor. Ekim ayından evvel uzun vadeli nominal faizlerde yaşanan düşüş, hem uzun vadeli tahmini enflasyondaki hem de beklenen reel faizlerdeki düşüşten kaynaklanmıştı. Ekim ayında bu hikâye biraz değişti.

Bazı kripto paraların getirileri, global likidite koşullarının gevşemesinden faydalanırken diğer kripto paralar zayıf bir ay geçirdi. 25 Ekim itibarıyla Bitcoin aylık bazda +%5,4 artış gösterirken, Ethereum -%5,3 kaybetti. Ağustos ayındaki kayıplarına rağmen Bitcoin, yıl başından bu yana +%58,1 ile etkileyici bir performans sergilerken, Ethereum aynı dönemde sadece +%8,4 artarak Bitcoin’in oldukça gerisinde kaldı. Parasal genişleme nedeniyle altın, 2023’te başlayan yükseliş trendini Ekim ayında da sürdürdü. 25 Ekim itibariyle, altının ilk ay vadeli işlem sözleşmesi aylık bazda +%3,6 artttı.

-OPEC+ ülkelerinin petrol üretimini arttırma olasılığı ve global makroekonomik göstergelerin bazılarının beklenenden zayıf geldi. Buna rağmen, petrol üretiminin kilit bölgelerinden biri olan Orta Doğu’da jeopolitik gerginliğin tekrar alevlenmesi, ham petrol fiyatlarının aşağı yönlü seyrini tersine çevirdi. Bu durum, ham petrolün Ekim ayında çok olumlu bir ay geçirerek yılın ilk dokuz ayındaki kayıplarını telafi etmesine neden oldu. 25 Ekim itibariyle, ABD ham petrolü, aylık bazda +%5,3 artttı. Petrolün yıl başından bu yana getirisi +%0,2 ile tekrar artıya geçti.

Global hisse senedi piyasalarındaki olumsuz hava, Türkiye borsasını da negatif etkiledi. 25 Ekim itibarıyla Borsa İstanbul Endeksi BIST100, yerel para birimi cinsinden aylık bazda %7,8 (ABD doları bazında %8,1) kayıpla yerel para birimi cinsinden yıl başından bu yana getirisinin +%19,3’e (ABD doları bazında +%2,7’ye) gerilemesine neden oldu. BIST100’ün sene başından bu yana ABD doları bazında getirisinin yerel para birimi cinsinden getirisinin altında kalmasının nedeni, doların Türk lirası karşısında 2023 sonundan bu yana +%16,1 değer kazanması.

-Uzun vadeli makro görünüm finansal piyasalarda bir yükselişe işaret ederken belli başlı yatırım araçlarının fiyatlarının yüksek seyretmesi nedeniyle piyasalarda aşağı yönlü bir düzeltme riski de artıyor. Bu nedenle yatırımcılar, piyasaların biraz normalleşmesini beklerken yatırımlarının bir kısmını nakde çevirerek portföylerindeki riski bir miktar azaltmayı düşünebilirler. Yatırımın temel sloganlardan biri, “trend yatırımcının dostudur”. Bu yaklaşım, genellikle işe yarar… Tabi işe yaramadığı zamanlar hariç… ve genellikle de bu yıl sonuna doğru olur.

ABD’de son zamanlarda sadece piyasalarda değil, siyasi arenada da durum tam anlamıyla kızışmış durumda. Bu makale yayınlandığında, yeni ABD Başkanı seçilmiş olacak. Bu sadece ABD’yi değil, dünyayı da etkileyecek bir seçim. Kamala Harris kazanırsa ABD’de vergilerin ve devlet harcamalarının yükselmesi, daha dışa dönük bir ekonomik aktivite ve göçmenlere daha ılıman bir politika izlenmesi yüksek olasılık. Trump kazanırsa bunların hepsinin daha az veya tamamen tersi olması kuvvetle muhtemel … ve piyasalar Trump’ın kazanacağı fikrine ısınmış gibi görünüyor. Bu da ABD Merkez Bankası FED’in Eylül ayında yaptığı ve devamı beklenen faiz indirimleri nedeniyle zaten ümitlenmiş olan piyasaları daha da heyecanlandırdı.

Tüm bunlar Ekim ayında ABD hisse senetleri ve kripto gibi hisse senedi benzeri araçlarda artışa neden olurken, global hisse senetleri ve ABD tahvilleri kayıp yaşadı. Nedeni ise basit: global hisse senedi piyasaları hâlâ zayıf makroekonomik veriler ve yüksek enflasyonun etkisi altında. ABD tahvil faizleri ise yavaş yavaş normalleşmeye başlamış gibi görünüyor. Bunun nedeni de tahvil piyasalarında reel faizlerin ve enflasyonun eskiye nazaran yüksek seyredeceği beklentisi. Bu da tahvil fiyatları üzerinde aşağı yönlü bir baskı oluşturuyor. Tüm bunlar, senenin sonuna yaklaşırken piyasa dinamiklerinin değişmek üzere olduğu anlamına gelebilir. Ülkeler arasında makroekonomik verilerde ve merkez bankalarının para politikaları arasındaki farklılıklar yakın gelecekte piyasalar için sancılı bir döneme işaret ediyor gibi.

 ABD HİSSE SENETLERİ EKİM AYINDA YÜKSELMEYE DEVAM ETTİ

ABD’de iyi seyreden makroekonomik veriler ve FED’in faiz indirimlerine devam edeceği beklentisi ABD hisse senetlerini desteklemeye devam etti. 25 Ekim itibarıyla ABD hisse senedi endeksi S&P 500 aylık bazda +%0,8 artarak yıl başından bu yana getirisini +%21,8’e çıkardı. Öte yandan global hisse senedi piyasaları, global makroekonomik koşulların zayıf seyretmesi nedeniyle Ekim ayında geriledi. Avrupa hisse senedi endeksi Euro Stoxx 50 aynı dönemde -%1,2 kayıpla sene başından bu yana getirisinin +%9,3’e gerilemesine neden oldu. Global gelişen piyasalar hisse senedi endeksi MSCI EM de Ekim ayında -%1,6 düşerek yıl başından bu yana +%12,2 getiri elde etti. Global hisse senedi piyasaları da bu olumsuz havayı yansıttı. Global hisse senedi göstergesi MSCI All Country World Index (ACWI) Ekim ayında -%0,6 düşüşle yıl sonundan bu yana +%16,8 getiri elde etti.

TAHVİL FİYATLARI NİSAN’DAN BERİ İLK KEZ DÜŞTÜ

Nisan ayının sonundan beri yükselişini sürdüren tahvil fiyatları ilk kez yön değiştirdi. ABD tahvil faizi getiri eğrisi sadece yukarıya kaymakla kalmadı, aynı zamanda düzleşti. 2021 sonundan beri tahvil faizi getiri eğrisinin aşağı yönlü olduğu düşünülürse, eğrinin düzleşmesi demek daha uzun vadeli getiri faizlerinin kısa vadeli olanlara kıyasla daha fazla arttığı anlamına geliyor. Getiri faizlerinde bu hareketin nedenini ve getiri eğrisinin şeklini neyin belirlediğine bir göz atalım.

Kısa vadeli getiri faizlerini merkez bankasının faiz kararları etkilerken, uzun vadelerdeki nominal getiri faizlerinin o vadelerdeki tahmini enflasyon ve reel faize göre hareket ettiğini daha evvel de belirtmiştik (basitleştirilmiş haliyle nominal getiri faizi = reel faiz + tahmini enflasyon). O zaman getiri eğrisinin uzun vadeli kısmında ne oldu?

UZUN VADELİ REEL FAİZLER EKİM AYINDA YÜKSELDİ

Ekim ayından evvel uzun vadeli nominal faizlerde yaşanan düşüş, önceki sayılarımızda da ele aldığımız üzere hem uzun vadeli tahmini enflasyondaki hem de beklenen reel faizlerdeki düşüşten kaynaklanmıştı. Ekim ayında bu hikâye biraz değişti. Aşağıdaki grafikte de gösterildiği gibi, FED’in Eylül ayında gösterge faizini düşürmesi ve faiz indirmeye devam edeceğinin sinyalini vermesi, tahmini enflasyondaki düşüşün önünü keserek, uzun vadeli tahmini enflasyonun Ekim’de (gri çizgi) Eylül’e (yeşil) kıyasla bir miktar artmasına neden oldu.

Hatırlatalım: Nominal Getiri Faizi = Reel Faiz + Tahmini Enflasyon

Kaynak: Bloomberg

Ekim ayında, uzun vadeli tahmini reel faizlerinin tahmini enflasyonla birlikte yükselmesi, tahvil piyasalarında ani bir tepkiye neden oldu. Tahvil faizi getiri eğrisinin uzun vadeli kısmındaki artış kısa vadeli faizlere kıyasla çok daha yüksek gerçekleşti ve dolayısıyla tahvil faizi getiri eğrisi nispeten düzleşti. Okuyucularımıza tekrar hatırlatalım: Tahvil faizi getiri eğrisinin normal piyasa koşullarında yukarı eğimli olması yani kısa vadeli getiri faizlerinin uzun vadeli getiri faizlerinden düşük olması beklenir. Nitekim, 2021’in sonunda durum aynen böyleydi (aşağıdaki grafikteki mavi çizgi). Ancak o zamandan beri aşağıdaki grafikte gösterildiği gibi tahvil getiri faizi eğrisi aşağı yönlü eğimini muhafaza etti.

Son dönemde tahvil faizi getiri eğrisinin şeklindeki bu değişiklik (aşağıdaki grafikteki gri çizgi) tahvil piyasaları dinamiklerinde bir normalleşmeye işaret etmesi bakımından oldukça önemli. Zira, tahvil piyasaları faizlerin “normal” koşullara geri dönmesini yani uzun vadeli getiri faizlerinin kısa vadeli getiri faizlerinden daha yüksek olmasını bekliyor gibi görünüyor.

Kaynak: Bloomberg

Uzun vadeli tahvil getiri faizlerindeki bu ani artışa paralel olarak, 25 Ekim itibarıyla hem Bloomberg Global Tahvil Endeksi hem de Global Kurumsal Tahvil Endeksi negatif performans gösterirken Yüksek Getirili Tahvil Endeksi nispeten sabit kaldı. Üç endeks sırasıyla aylık bazda -%1,1, -%1,3 ve -%0,07 kayıpla yıl başından bu yana sırasıyla +%3,2, +%3,9 ve +%9,5 getiri elde etti.

KRİPTO PARALAR EKİM AYINDA KARIŞIK BİR PERFORMANS SERGİLEDİ

Bazı kripto paraların getirileri, global likidite koşullarının gevşemesinden faydalanırken diğer kripto paralar zayıf bir ay geçirdi. 25 Ekim itibarıyla Bitcoin aylık bazda +%5,4 artış gösterirken, Ethereum -%5,3 kaybetti. Ağustos ayındaki kayıplarına rağmen Bitcoin, yıl başından bu yana +%58,1 ile etkileyici bir performans sergilerken, Ethereum aynı dönemde sadece +%8,4 artarak Bitcoin’in oldukça gerisinde kaldı.

ALTIN ​​TIRMANIŞINI SÜRDÜRDÜ

Parasal genişleme nedeniyle altın, 2023’te başlayan yükseliş trendini Ekim ayında da sürdürdü. Bunun nedenlerinden biri yaklaşan ABD seçimleri nedeniyle oluşan belirsizlik. Yatırımcıların altına yönelmesinin ana nedeni, belirsizliğin arttığı ve enflasyonun yükselme eğilimi gösterdiği dönemlerde altının değerini muhafaza etmesi. 25 Ekim itibariyle, altının ilk ay vadeli işlem sözleşmesi aylık bazda +%3,6 artarak yıl başından bu yana getirisini +33% gibi ciddi bir seviyeye çıkardı.

HAM PETROL KAYIPLARINI TELAFİ ETTİ

Daha evvel de belirttiğimiz gibi, ham petrol fiyatlarını hem arz hem de talep dinamikleri belirler. OPEC+ ülkelerinin petrol üretimini arttırma olasılığı ve global makroekonomik göstergelerin bazılarının beklenenden zayıf gelmesine rağmen, petrol üretiminin kilit bölgelerinden biri olan Orta Doğu’da jeopolitik gerginliğin tekrar alevlenmesi ham petrol fiyatlarının aşağı yönlü seyrini tersine çevirerek ham petrolün Ekim ayında çok olumlu bir ay geçirerek yılın ilk dokuz ayındaki kayıplarını telafi etmesine neden oldu. 25 Ekim itibariyle, ABD ham petrolü WTI için ilk ay vadeli işlem sözleşmesi aylık bazda +%5,3 artarak yıl başından bu yana getirisinin +%0,2 ile tekrar artıya geçmesine neden oldu.

TÜRKİYE HİSSELERİ KÖTÜ BİR AY GEÇİRDİ

Global hisse senedi piyasalarındaki olumsuz hava, Türkiye borsasını da negatif etkiledi. 25 Ekim itibarıyla Borsa İstanbul Endeksi BIST100, yerel para birimi cinsinden aylık bazda -%7,8 (ABD doları bazında -%8,1) kayıpla yerel para birimi cinsinden yıl başından bu yana getirisinin +%19,3’e (ABD doları bazında +%2,7’ye) gerilemesine neden oldu. BIST100’ün sene başından bu yana ABD doları bazında getirisinin yerel para birimi cinsinden getirisinin altında kalmasının nedeni, doların Türk lirası karşısında 2023 sonundan bu yana +%16,1 değer kazanması.

YATIRIMCILAR PORTFÖYLERİNDEKİ BAZI RİSKLERİ AZALTMAYI DÜŞÜNEBİLİRLER

Daha önce olası bir FED faiz indiriminin ve yaklaşan ABD seçimlerinin sonuçlarını ve yatırımcıların portföylerini yeniden yapılandırmak için bu fırsatı nasıl değerlendirmeleri gerektiğini tartışmıştık. Ancak bu tür bir ortamın, finansal piyasalarda dalgalanmaları da beraberinde getirebileceğini belirtmiştik. Nitekim ABD hisse senedi piyasalarındaki dalgalanmaların göstergesi kabul edilen VIX endeksinin, Haziran ayının sonunda %12,4’de seyrederken, Ağustos sonunda %15’e ve 25 Ekim itibarıyla %20,3’e sıçradığını belirtelim. Özellikle ABD Başkanlık seçimlerinin ardından bu dalgalanmaların yılın son çeyreğinde de devam etmesini bekliyoruz.

Bu tarz bir makroekonomik ortamda devlet tahvilleri üzerinden fiyatlandırılan kurumsal ve yüksek getirili tahviller gibi kredi ve faiz bazlı yatırımların özellikle uzun vadeli olanlarının değer kazanmasını beklediğimizin altını çizmiştik. Uzun vadeli makro görünüm finansal piyasalarda bir yükselişe işaret ederken belli başlı yatırım araçlarının fiyatlarının yüksek seyretmesi nedeniyle piyasalarda aşağı yönlü bir düzeltme riski de artıyor. Bu nedenle yatırımcılar, piyasaların biraz normalleşmesini beklerken yatırımlarının bir kısmını nakde çevirerek portföylerindeki riski bir miktar azaltmayı düşünebilirler.

YATIRIMCILARIN BU DÖNEM EKSTRA DİKKATLİ OLMALARI ŞART

Yatırımın temel sloganlardan biri, “trend yatırımcının dostudur”. Bu yaklaşım, genellikle işe yarar… Tabi işe yaramadığı zamanlar hariç… ve genellikle de bu yıl sonuna doğru olur. Zira bu dönemlerde piyasalarda ciddi ani iniş çıkışlar daha sıklıkla yaşanır. ABD Başkanlık seçimleri, Orta Doğu’da ve Rusya ile Ukrayna arasında artan jeopolitik gerginlik ve makroekonomik koşulların ve para politikalarının ülkeler arasında farklılık göstermesi nedeniyle bu etki bu yıl daha büyük olabilir. Dolayısıyla yatırımcıların yılın son çeyreğine girerken çok dikkatli olmaları gerektiğinin tekrar altını çizelim.

ELA KARAHASANOĞLU, MBA, CFA, CAIA

Uluslararası Yatırım Direktörü

karahasanoglu@turcomoney.com

ela.karahasanoglu@ekrportfolioadvisory.com

https://www.linkedin.com/in/elakarahasanoglu/

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

İlgili Haberler

Site Haritası