YENİ BİR EKONOMİK KRİZ ÇIKAR MI?

Türkiye’nin küresel ekonomilerle bütünleşme seviyesi oldukça yüksek seviyede. Bu nedenle küresel ekonomik ve politik atmosferi anlamadan Türkiye’yi anlamak oldukça güçtür. O açıdan ilk önce küresel yatırım atmosferinden bahsedelim. Küresel ekonomik aktivitede hâlihazırda istikrar henüz sağlanabilmiş değil. Finansal riskler hala yüksek seyrediyor, Risk ve büyüme açısından küresel ekonomiler konjonktürün farklı safhalarında bulunuyor. ülkelerin heterojen pozisyonları ve farklı duruşları da piyasalarda sürekli olarak yüksek oynaklığa neden oluyor. ülkelerin heterojen konumlarına rağmen duruş farklılıklarını 5 grup altında toplayabiliriz:

• Gelişmiş ekonomiler içerisinde sadece ABD ve Birleşik Krallık ekonomileri,ılımlı toparlanma eğilimi gösteriyor

• Avro Bölgesinde ekonomik aktivite beklentilerine altında, kırılgan ve heterojen bir görünüm sergilemekle birlikte güçlenme sinyalleri veriyor

• Japonya’da toparlanmanın sürdürülebilirliği belirsizliğini hala koruyor

• Emtia ihracatçısı ülkelerde durgunluk riski iyice yükseliyor

• çin ve çin ile ticari bağları yüksek ülkeler başta olmak üzere, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu gelişmekte olan ekonomilerde büyüme görünümü kötüleşiyor

Art arda iki seçimin yüküne ve tahribatına maruz kalan 2015 yılı, tam bir kayıp yılıdır. 2015 yılının seçimlerle geçmesi, Türkiye’de politika yapıcılarının müdahale kapasitelerini ve yapıcı dinamiklerini azalttı. 2015’de oluşan iç ve dış kaynaklı siyasi belirsizlik, reformların yapılmasını aksattı, ekonominin büyümesini engelledi ve dış faktörlere bağımlılığı artırdı. Kredi artış hızının düşmesi, devam eden siyasi belirsizlikler ve Türkiye’nin güneydoğusundaki gerginlikler, özel sektörün yatırım harcamalarını sürdürmesini güçleştirdi. İşletmeler ve yatırımcılar yeniden istikrarlı bir siyasi denge yakalanıncaya kadar yatırım harcamalarını kıstı.

Türkiye ekonomisi özellikle son birkaç ayda oldukça hırpalandı. Bu aşamadan sonra ekonominin sorunlarla baş etme gücü zayıfladı. Türkiye politik altyapısını güçlendiremediği ve dış şoklara karşı dayanıklılığını artıramadığı için iç dengesizliklerin ve düşük büyüme problemlerinin yarattığı ve yaratacağı sorunlarla baş etme gücü zayıfladı. Sonuçta Türk ekonomisi, son yıllarda elde ettiği ekonomik kazanımları kaybetme riski altına girdi. Son bir iki yıllık süreçte Türkiye’de varlıklar özellikle gayrimenkuller yanlış fiyatlandı. Bu alanda fiyat düzeltmeleri, finansal ekonomi üzerinde olumsuz yansımalara neden olacak ve esnekliği azalan piyasa likiditesinin erimesine yol açacak.

Dosyanın devamı için Turcomoney dergisinin Ocak sayısına bakabilirsiniz…