-Yakın dönemde BRICS ülkelerinin beş para birimini (Real, Ruble, Rupi, Renminbi, Rand) kapsayacak bir işbirliğine gidebilecekleri iddiası veya Brezilya ile Arjantin başta olmak üzere Güney Amerika’nın ortak bir para oluşturabilecekleri düşüncesi bu yönde taze örnekler. Ülkemizde de son dönemde sıklıkla vurgulanan bir konu bu: Dış ticarette ulusal paramızın kullanılması öneriliyor.
–Herhangi bir ulusal paranın gücü ve/veya itibarı, o paranın değerinde görülen istikrara bağlıdır. ABD Doları da küresel düzeyde istikrar arayanlar açısından halihazırda birincil konumda. ABD ekonomisinin/devletinin gücü nedeniyle ABD Doları talep ediliyor. ABD Doları’nın rezerv para statüsünü değiştirmek istiyorsanız en az onun kadar istikrarlı bir para ortaya çıkmalı. Ayrıca dünyanın karşısına çıkarak resesyona bile hazır olduğunu söyleyen ve daraltıcı para politikalarını uygulayacağı güvencesini veren bir merkez bankası olması gerekir.
Küresel parasal ilişkiler söz konusu olduğunda çok ilginç bir açmaz karşımıza çıkıyor. Başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere neredeyse her aktör, ABD Dolar’ını yaygın bir biçimde kullanırken, diğer taraftan da aynı para biriminden şikayet ediyor ve ondan kurtulmanın yollarını aradıklarını belirtiyorlar. Yakın dönemde BRICS ülkelerinin beş para birimini (Real, Ruble, Rupi, Renminbi, Rand) kapsayacak bir işbirliğine gidebilecekleri iddiası veya Brezilya ile Arjantin başta olmak üzere Güney Amerika’nın ortak bir para oluşturabilecekleri düşüncesi bu yönde taze örnekler. Ülkemizde de son dönemde sıklıkla vurgulanan bir konu bu: Dış ticarette ulusal paramızın kullanılması öneriliyor. Kulağa hoş gelen ancak ayakları yere basmak söz konusu olduğunda şüphe uyandıran fikirler bunlar.
Pekiyi neden böyle?
Duygu-akıl ikileminde bize zorluk çıkartan nasıl bir yanı var paranın? Hayatımızın her yanına sinen ama diğer taraftan da kavramakta son derece zorlanmamıza neden olan nedir?
Öncelikle tarihsel perspektiften başlamak yararlı olabilir.
İkinci Dünya Savaşı ertesinde dünyanın rezerv parası olarak ABD Doları’nın benimsendiği/benimsetildiği şüphe götürmez bir olgu. Bu konumun eleştirilere uğramaya başladığı dönem ise 1970’lere doğru karşımıza çıkar. Nitekim 1970’li yılların stagflasyon ortamında, ABD Bretton Woods Anlaşması ile kurulmuş olan Dolar-Altın bağlantısını ortadan kaldırdığında dünyanın geri kalanı açısından doların rezerv para statüsüne yönelik şüphelerin arttığı görülüyor. Yine de söz konusu tarihten bu yana yarım yüzyıl geçtiğini ve halihazırda doların rezerv para olmak bağlamında tartışmasız biçimde önde olduğuna da işaret etmek yerinde olacaktır.
DOLAR’IN TAHTI YIKILABİLİR Mİ?
Benzer şekilde ABD ekonomisinde görülen dalgalanmalar ve/veya krizler, ABD dolarının rezerv para statüsünü kaybetmesine yol açacaktır görüşü sıklıkla dile getiriliyor. Yakın zamanda ortaya çıkan Euro deneyimi ve Çin’in ekonomik bir dev haline gelmesiyle parasının rezerv para olma ihtimali arasında kurulan bağlar yabana atılamaz. Ancak, bu gelişmelere rağmen bugüne kadar ve öngörülebilir gelecekte doların tahtını devralabilecekleri konusunda şüpheler bulunuyor.
NASIL OLUYOR DA DÜNYA ABD DOLARI’NA MAHKUL KALMAYA DEVAM EDİYOR?
Öncelikle bu spekülasyonları dile getirenler genellikle ilgili ekonomilerin büyüklüklerini karşılaştırıyorlar. Gerçekten de ABD, Çin ve AB ekonomilerinde geçerli olan paraların ikamesi olarak herhalde onlardan çok daha küçük bir ekonominin ulusal parasının benimsenmesi beklenmemelidir. Ancak, ekonomik büyüklüğün tek başına yeterli olacağını iddia etmek de tutarlı değil. O halde bir ulusal paranın sahip olması gereken diğer niteliklere dikkatle yaklaşmak gerekiyor. Bazı diğer yaklaşımlarda da dünya ticaretinden alınan pay, sermaye hareketlerinde tercih edilme ve benzeri değişkenler öne çıkartılıyor. Bunlar da doğru önermeler olsa dahi ABD Doları’ndan vazgeçilmesi gerektiği sonucuna varmaya yeterli olmuyorlar. Yine ilginç argümanlar olarak siyasal güç, diplomatik güç ve askeri güç üzerine yapılan argümanlar akla gelebilir. Ancak bu güç perspektiflerinden yaklaşıldığında da ABD Doları’nın önüne geçen bir ulusal para karşımıza çıkmıyor. O halde bir defa daha sormak gerekiyor: Nasıl oluyor da dünya ABD Doları’na mahkum kalmaya devam ediyor?
ALTERNATİFLERİ İLE KARŞILAŞTIRILDIĞINDA ABD DOLARI AVANTAJLI
Aslında bu sorunun cevabı bilinen bir yerde. Hatta ders kitaplarında bile yer alıyor diyebilirim. Nasıl herhangi bir ulusal paranın gücü ve/veya itibarı o paranın değerinde görülen istikrara bağlı ise, aynı şekilde ABD Doları da küresel düzeyde istikrar arayanlar açısından halihazırda birincil konumda. Paranın iktisadi aktörler açısından tercih edilmesi bağlamında genellikle ihmal edilen nokta işte burası. ABD ekonomisinin veya devletinin gücü nedeniyle ABD Doları’nın talep edildiğine (paranın işlem aracı olma işlevine) odaklanılıyor. Aslında birçok iktisadi aktör açısından paranın değer saklama işlevi daha ön planda ve bu nedenle de tercih anı geldiğinde alternatifleri karşısında Dolar’ın büyük bir avantajı karşımıza çıkıyor.
ABD DOLARI’NIN REZERV PARA STATÜSÜNÜ DEĞİŞTİRMEK İSTİYORSANIZ…
Küresel düzeyde yaygın konumda olan kapitalist ilişkiler içerisindeki aktörler, sadece işlemlerini ABD Doları ile yapmak istemiyorlar, aynı zamanda tasarruflarını, birikimlerini, finansal işlemlerini de halihazırda istikrarlı olduğuna güvendikleri için ABD Doları ile gerçekleştirmek istiyorlar. O halde şöyle diyebiliriz: ABD Doları’nın rezerv para statüsünü değiştirmek istiyorsanız en az onun kadar istikrar sergileyen bir para ortaya çıkmalı. Dolayısıyla bunun için sadece dış ticarette kullanmak veya ekonomik büyüme performansını büyütmek yetmeyecektir. Gerektiğinde tüm dünyanın karşısına çıkarak resesyona bile hazır olduğunu söyleyen ve bu doğrultuda daraltıcı para politikalarını uygulayacağı güvencesini veren bir merkez bankanız olması gerekir. Bizim de sıklıkla yaşadığımız bir sorun bu.
Paraya dair tek yönlü bir bakış: Her zaman çoğaltalım. Peki azalması gerektiğinde ne yapalım? O gün geldiğinde bakarız çaresine!
Doç. Dr. Ertuğrul Kızılkaya
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi
kizilkaya@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.