– Her ülkede olduğu gibi, Türkiye’de de seçimler, ülkenin yeni bir rota çizmek için büyük bir fırsattır. Yeni hükümet, ülkemizin yaşadığı zorlukları doğrudan ele almalıdır. Bunu yapabilmek için geniş bir destek koalisyonu kurması ve milli birlik duygusu oluşturması gerekiyor. Türkiye için yapılacak bir acil eylem planı öncesinde ele alınması gereken ilk konu “Adalet” olmalıdır. Adaletin olmadığı yerde hiçbir plan işlerlik kazanamaz.
– Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) göre, küresel mal ve hizmet ticareti 2022’de 32,0 trilyon dolarlık rekora ulaştı. Bu, 2021’e göre yüzde 2,7’lik bir artışı temsil ediyor. Covid 19, Ukrayna’daki savaş, enerji ve emtiaların artan maliyeti, ABD ile Çin arasındaki ticari gerilim gibi olumsuz şartlara rağmen, küresel ticaretin 2023’te büyümeye devam etmesi bekleniyor. Türkiye, 32 trilyon dolarlık pastadan en az 500 milyar dolar alacak bir ihracat stratejisi oluşturulmalı, bu dev pastadan payını artırmalıdır.
-Yeni hükümet olarak ilk 100 günde acilen karar alın ve uygulayın. Hukukun üstünlüğünü ve demokrasiyi güçlendirin. İnsan haklarını teşvik edin. Ekonomiyi yeniden canlandırın. Bütçe açığını ve ulusal borcumuzu azaltın. Mülteci krizini çözün. Avrupa Birliği ile ilişkileri geliştirilin. Yenilenebilir enerji kaynaklarını ve enerji verimliliğini teşvik edin. Türkiye’nin çevresini koruyun. Hava kirliliğini, su kirliliğini ve toprak erozyonunu azaltın.
-Türkiye’nin ordusu güçlendirin. Yeni silahlara ve teknolojiye yatırım yapın. Eğitim, sağlık ve ulaşım kalitesini iyileştirin. Yolsuzluğu azaltın, bürokraside verimliliği artırın. Yargı bağımsızlığını güçlendirin. Tarafsız ve bağımsız hakim ve savcıları atayın, yargının siyasi müdahaleden uzak olmasını sağlayın. Eğitim sisteminde reform yapın. Eğitimi, daha erişilebilir ve uygun fiyatlı hale getirin.
-Sağlık sisteminde reform yapın. Yoksulluğu ve eşitsizliği azaltın… Sosyal programlara yatırım yapın, yoksulluk ve eşitsizliğin en önemli sebeplerinden olan enflasyon ile mücadele edin. Sürdürülebilir kalkınmayı teşvik edin. Yenilenebilir enerjiye yatırım yapın, çevreyi koruyun ve kirliliği azaltın. Türkiye’nin komşularıyla ilişkilerini güçlendirin… Anlaşmazlıkları barışçıl bir şekilde çözün, ticareti ve yatırımı teşvik edin.
Bu yazıyı kaleme alırken daha seçimin ikinci turu yapılmamıştı. Balkon konuşmasını kimin yapacağını bilmeden, ülkenin gündemindeki acil konuları ele almak istedim. Geçmiş balkon konuşmalarını hatırladım. Balkon konuşmalarıyla icraatların birbirini tutmadığına da şahit oldum. Hükümetin ilk 100 günü icraatları yani acil eylem planları önemlidir. Yarım asrı aşan vatandaşlık deneyimi ile acil icraatların neler olması gerektiğine dair bir liste sunmadan önce küreselde neler olduğuna bakalım.
Balkon konuşması, seçimi kazanan liderler için bütün dünyada adettir. İşte son iki yılda iktidara gelen farklı ülke liderlerinin ilk balkon konuşmalarından birkaç örnek:
“FRANSIZLARIN BAŞKANI OLMAK İSTİYORUM”
Emmanuel Macron: “Ortak projenin başkanı, birlikte yaşamak isteyen Fransızların başkanı, ülkeleriyle gurur duymak isteyen Fransızların başkanı olmak istiyorum.”
Fransa’da yükselen milliyetçilik akımına karşı böyle söylemiş olabilir.
ALMANYA’YI İKLİMDEN BAĞIMSIZ BİR ÜLKE HALİNE GETİRECEĞİZ
Olaf Scholz: “Eğitim, araştırma ve altyapıya yatırım yapacağız. 2045 yılına kadar istihdam yaratacağız ve Almanya’yı iklimden bağımsız bir ülke haline getireceğiz.”
Küresel iklim krizinden etkilenmeme hedefini anlamlı buldum.
“BARIŞ GETİRMEK İÇİN ELİMDEN GELEN HER ŞEYİ YAPACAĞIM”
Yair Lapid: “İsrail halkını birleştirmek ve bölgemize barış getirmek için elimden gelen her şeyi yapacağım.”
Demek ki İsrail’in Filistinliler ile çözümsüzlüğü daha da sürecek.
“HİNDİSTAN’I MÜREFFEH BİR ULUS YAPMAK İÇİN YORULMADAN ÇALIŞACAĞIM”
Narendra Modi: “Hindistan’ı güçlü ve müreffeh bir ulus yapmak için yorulmadan çalışacağım.”
Nüfus sayısında Çin’i geçen Hindistan’ın sırada kalkınmada da geçme niyetini bu konuşmada okuyabilirsiniz.
“ÖZELLİKLE YOKSULLARIN HAYATLARINI İYİLEŞTİRMEK İÇİN ÇALIŞACAĞIM”
Şeyh Hasina: “Tüm Bangladeşlilerin, özellikle yoksulların ve marjinalleştirilmişlerin hayatlarını iyileştirmek için çalışacağım.”
Son 10 yılda, Çin’den sonra en yüksek kalkınma hızına sahip, dünyanın en fakir ve sorunlu ülkesi için gayretli bir yaklaşım.
YENİ HÜKÜMETİN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KONUSUNDAKİ YAKLAŞIMI NE OLACAK?
Dünya genelinde, bütün hükümetler hala Covid 19 yaralarını sarmayı mutlaka programlarına almışlar. Bizim seçimde Covid 19, pandemi kelimelerini hiç duymadık. Yine bütün hükümetler “iklim değişikliği”ne hazırlık hedefleri koyuyorlar. Bizim yeni hükümetin bu konudaki yaklaşımını merak ediyorum.
SORUNLAR KABUL EDİLMEDEN ÇÖZÜM BULUNMAZ
Yine bütün hükümetler “ayrımcılık” ve “ötekileştirme” ile mücadele edeceklerini öncelikle ifade ediyorlar. Türkiye’deki durumu takdirlerinize bırakıyorum.
Her ülkede olduğu gibi, Türkiye’de de seçimler, ülkenin yeni bir rota çizmek için büyük bir fırsattır. Mevcut hükümet yaklaşık yirmi yıldır iktidarda ve bu süre zarfında Türkiye ekonomik istikrarsızlık, siyasi kutuplaşma ve insan haklarında düşüş de dahil olmak üzere bir dizi zorluk içine sokuldu. Sorunlar kabul edilmeden çözüm bulunmaz. Yeni hükümet, bu zorlukları doğrudan ele almalıdır. Bunu yapabilmek için geniş bir destek koalisyonu kurması ve milli birlik duygusu oluşturması gerekiyor. Ayrıca, popüler olmasalar bile zor kararlar vermeye istekli olmalıdır.
ELE ALINMASI GEREKEN İLK KONU ADALET OLMALIDIR
Türkiye için yapılacak bir acil eylem planı öncesinde ele alınması gereken ilk konu “Adalet” olmalıdır. Adaletin olmadığı yerde hiçbir plan işlerlik kazanamaz. Türkiye’de son bir ay içinde işadamından esnafına, memurundan işçisine herkes seçimleri değil, bankaların parasal kararlarını konuştu. Bankalar kredi vermemek, elindeki dövizi bozdurmamak, hatta kredi kartı avanslarını bile kullandırmamak için mücadele etti.
TÜRKİYE’NİN 300 MİLYAR DOLARA İHTİYAÇ VAR
Türkiye’nin kredi risk primi (CDS) tarihinde ilk kez rekor kırarak 700 baz puanı aştı. Yani dünyanın pek çok ülkesi, uluslararası kredi kuruluşlarından neredeyse yüzde 1’in altında faiz oranı ile borçlanırken, Türkiye yüzde 7 faizle borçlanıyor demektir. Eğer CDS 900 baz puanı aşarsa, uluslararası pazarlardan borç bulma imkanımız da kalmayacak demektir. Halbuki Türkiye’nin dış borçlarını kapatmak ve yeni yatırımları için bu yıl 300 milyar dolara ihtiyacı vardır.
Bir ülke kredi sorunlarını üç şekilde çözebilir:
1)Doğrudan yatırım sermayesi çekerek…
2)Borsa ve mali piyasalara yabancı yatırımcı gelmesini sağlamak suretiyle…
3) Kayıt dışı paraların trafiğinin Türkiye’den geçmesine kapı aralamak suretiyle…
Dördüncü ihtimal de, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile niyet mektubu imzalayıp, radikal yapısal çözümler arayışına girdiğini diğer kredi kuruluşlarına da kapısını açarak.
TÜRKİYE, 1.5 TRİLYON DOLARLIK YABANCI YATIRIM PASTASINDAN HAK ETTİĞİ PAYI ALAMIYOR
Doğrudan yabancı yatırım (DYY), ekonomiyi büyütmenin ana itici gücüdür ve bütün ülkeler için en garantili yabancı sermaye girişimdir. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’na (UNCTAD) göre, küresel doğrudan yabancı yatırım (DYY) akışları 2021’de 1,5 trilyon dolar ile rekor seviyeye ulaştı. Bu, 2020’ye göre yüzde 8’lik bir artış ve 2016’dan bu yana en yüksek DYY seviyesi olarak gerçekleşti. Maalesef Türkiye, bu 1.5 trilyonluk pastadan hak ettiği DYY miktarını hiç bir zaman çekemiyor.
Amerika ve Çin, güçlü sermaye yapılarına rağmen DYY cazibesini her dönem devam ettiriyorlar. 2021 yılında Amerika 394 milyar dolar, Çin ise 176 milyar dolar DYY çekmeyi başardı. Hong Kong’un da ilave olarak 146 milyar dolar çektiğini hesap ederseniz, Çin’in bu alandaki cazibesini daha iyi görürsünüz.
Bir şehir devlet olarak Singapur’un 146 milyar dolar, yatırım sorunlarını çözmüş olan Hollanda’nın 132 milyar dolar çektiği bir piyasada Türkiye’nin 2021 yılında 13.8 milyar dolarda kalması düşündürücüdür.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası verilerine göre Türkiye son 10 yılda doğrudan yabancı sermaye yatırımlarından toplam 138,4 milyar dolar çekmeyi başardı. Çekilen en yüksek DYY miktarı 13,84 milyar dolarla 2021’de gerçekleşti. Çekilen en düşük DYY miktarı 7,83 milyar dolarla 2020’de gerçekleşti.
Bir de yabancı sermaye denilince, hep Katar konuşuluyor. Halbuki son 10 yılda Türkiye’ye en çok yatırım yapan ilk 5 ülke arasında Körfez Ülkelerinin adı geçmiyor: Almanya, 30,2 milyar dolar, Birleşik Krallık, 26,9 milyar dolar, Hollanda, 20,3 milyar dolar, Amerika Birleşik Devletleri, 19,3 milyar dolar, Fransa, 18,7 milyar dolar ile DYY gerçekleştirmiş.
YENİ HÜKÜMET, AB İLE MÜZAREKELERDE YENİ BİR İVME KAZANDIRMALI
İhracatımızın da yüzde 50’den fazlasının AB ülkeleri olduğu gerçeğinden hareketle, yeni hükümetin AB ile müzakerelerde yeni bir ivme kazandırması beklenmelidir.
Borsa, kripto para birimleri ve değerli metaller için küresel para birimi hareketlerinin hacmi son yıllarda istikrarlı bir şekilde artmaya devam ediyor. Küreselleşmenin yükselişi, gelişmekte olan pazarların büyümesi, kripto para birimlerine olan ilginin artması ve değerli metallerin fiyatlarının artışı küresel para hareketlerinin bu alanlara yönelmesine sebep oluyor. Ayrıca, döviz piyasalarının artan oynaklığı, e-ticaretin yükselişi, yeni finansal araçların geliştirilmesi, küresel ekonominin büyümesi de küresel hareketlerin hacminin artışına katkıda bulunuyor. Buradaki pasta 1.5 trilyonluk DYY pastasının neredeyse 5 katı büyüklüğündedir. 2022’de küresel para birimi hareketlerinin toplam değerinin 6,6 trilyon dolar olduğu tahmin ediliyordu. Küresel ekonomi büyümeye devam ettikçe ve bu varlıklara daha fazla insan yatırım yaptıkça bu sayının önümüzdeki yıllarda artması bekleniyor. Borsa için küresel para birimi hareketlerinin hacmi en büyüğüdür. 2022 yılında küresel borsa işlemlerinin toplam değerinin 25 trilyon doları aştığı biliniyor. Yine son yılların en cazip yatırım alanlarından biri haline gelen kripto para birimi işlemlerinin toplam değerinin geçen yıl 1.5 trilyon dolar olduğu belirtiliyor.
KÜRESEL METAL İŞLEMLERİNİN TOPLAM DEĞERİ 1 TRİLYON DOLARA ULAŞTI
Değerli metaller için küresel para birimi hareketlerinin hacmi üçüncü en büyüğüdür. 2022 yılında küresel değerli metal işlemlerinin toplam değerinin 1 trilyon dolar olduğu tahmin ediliyordu. Yabancı sermaye açısından üçüncü seçenek pek tercih edilmese de, bütün küresel oyuncular buradan da pay kapmak istiyor. Pek çok devlet kayıt dışı paralar için Cayman, Man Adası, Panama, İsviçre Offshore Adalarını kullanıyor. Bu adalar, yatırımcılara düşük vergiler, gizlilik yasaları ve uluslararası finansal piyasalara kolay erişim dahil olmak üzere çeşitli avantajlar sunuyor. Sonuç olarak, kara para aklama, vergi kaçakçılığı ve diğer mali suçlar için popüler bir yer haline geldiler
AKLANAN PARA MİKTARI 2 TRİLYON DOLARA YAKLAŞTI
Bağımsız bir araştırma grubu olan Tax Justice Network’e göre, denizaşırı hesaplarda tutulan para miktarının 21 trilyon ila 36 trilyon dolar arasında olduğu tahmin ediliyor. Bu, küresel ekonominin önemli bir bölümünü temsil ediyor ve hükümetler ve düzenleyiciler için önemli bir endişe kaynağı olmasına rağmen varlıklarını sürdürüyor. Yine Tax Justice Network’e göre, her yıl denizaşırı hesaplar aracılığıyla aklanan para miktarının 2 trilyon dolara yaklaştığı öngörülüyor. Evet, küresel olarak kayıtsız para hareketlerinin miktarına dair farklı tahminler de var. Mali Eylem Görev Gücü (FATF), her yıl küresel olarak aklanan para miktarının 2 trilyon ila 5 trilyon dolar arasında olduğunu tahmin ediyor. Dünya Bankası, her yıl küresel olarak yasadışı finansal akışların (IFF) miktarının 762 milyar dolar ile 1,6 trilyon dolar arasında olduğunu varsayıyor. Küresel Finansal Dürüstlük (GFI), her yıl küresel olarak IFF miktarının 1 trilyon ila 1,6 trilyon dolar arasında olduğunu kabul ediyor.
KÜRESEL KUMAR PAZARI 533 MİLYAR DOLAR
Amerikan Oyun Birliği’ne göre, küresel kumar pazarı 2021’de 533 milyar dolar değerindeydi. Bunun 138 milyar doları çevrimiçi kumar yani internet üzerinden tarafından ve 400 milyar doları kara tabanlı kumarhanelerde dönen para olduğunu belirtiyor. Bir de illegal kumarhaneler olduğunu da unutmayalım. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC), kayıt dışı para hareketlerinin miktarının yılda 2,5 trilyon ila 3 trilyon dolar arasında olduğunu tahmin ediyor.
İHRACAT STRATEJİSİ OLUŞTURULMALI
Türkiye, ihracatçı yönüyle aktif bir ülkedir. Dünya ticaretindeki rolü güçlendirilerek bu dev pastadan payını artırmalıdır. Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) göre, küresel mal ve hizmet ticareti 2022’de 32,0 trilyon dolarlık rekora ulaştı. Bu, 2021’e göre yüzde 2,7’lik bir artışı temsil ediyor. Covid 19, Ukrayna’daki savaş, enerji ve emtiaların artan maliyeti, ABD ile Çin arasındaki ticari gerilim gibi olumsuz şartlara rağmen, küresel ticaretin 2023’te büyümeye devam etmesi bekleniyor. Bu 32 trilyon dolarlık pastadan en az 500 milyar dolar alacak bir ihracat stratejisi oluşturulmalıdır.
Bir diğer seçenek olan IMF, Türkiye’nin de üye olduğu ve her yıl belli bir fon verdiğimiz bir kredi kaynağıdır. IMF ile bir anlaşma ve niyet mektubu oluşturmayı kimse sevmiyor. Ancak dünya genelinde kabul edilen ve başvurulan bir yöntemdir. Yani dünya genelinde, tahminlerin ötesinde bir nakit akışı var ve bu para kendine yol arıyor. Yeni hükümetin cazip yatırım alanları, dijitalleşme ve yeni teknolojiler, genç insan kaynakları ve rekabet ortamı ile bu dev kaynakların ilgi odağı olmalıdır.
İLK 100 ACİLEN ALINMASI GEREKEN KARARLAR
Her insan gibi, hükümetlerin de cebinde para varsa, karar almada daha rahat olurlar. Türkiye için mali kararlar önemli ama bunun yanı sıra yeni hükümetin ilk 100 gününde alması gereken acil siyasi kararlar için konu başlıkları şöyle olmalıdır:
. Hukukun üstünlüğünü ve demokrasiyi güçlendirin… Bu yaklaşım, dini, etnik kökenleri veya siyasi eğilimleri ne olursa olsun, tüm vatandaşlara yasalara eşit davranılmasını sağlamayı içerir. Aynı zamanda ifade özgürlüğünü, toplanma özgürlüğünü ve din özgürlüğünü korumayı da içerir.
. İnsan haklarını teşvik edin… Bu, tüm vatandaşların eğitime, sağlık hizmetlerine ve diğer temel hizmetlere erişimini sağlar. Aynı zamanda kadın haklarının, çocuk haklarının ve azınlıkların haklarının korunmasını da içerir.
. Ekonomiyi yeniden canlandırın… Bu, istihdam yaratmayı, altyapıya yatırım yapmayı ve ihracatı teşvik eder. Ayrıca bütçe açığının ve ulusal borcun azaltılmanın yoludur.
MÜLTECİ KRİZİNİ ÇÖZÜN
. Mülteci krizini ele alın… Bu, mültecilere insani yardım sağlamayı, Türk toplumuna entegre olmalarına yardımcı olmayı ve Suriye iç savaşına kalıcı bir çözüm bulmanın da adımıdır.
. Avrupa Birliği ile ilişkileri geliştirmek… Bu, AB ile bir üyelik anlaşması müzakere etmeyi ve AB’nin siyasi ve ekonomik standartlarını karşılamak için önemli bir hamledir.
. Türkiye’nin bölgedeki rolünü güçlendirin… Bu, Orta Doğu’da barış ve istikrarı teşvik etmeyi ve Kıbrıs sorununu çözmek için çalışmayı içerir.
. Türkiye’nin çevresini koruyun… Bu, hava kirliliğini, su kirliliğini ve toprak erozyonunu azaltmayı içerir. Aynı zamanda yenilenebilir enerji kaynaklarının ve enerji verimliliğinin teşvik edilmesini de sağlar.
. Kültürel çeşitliliği teşvik edin… Bu, Türkiye’nin zengin kültürel mirasını korumayı ve farklı kültürler arasında hoşgörü ve anlayışı teşvik eder.
YENİ SİLAHLARA VE TEKNOLOJİYE YATIRIM YAPIN
. Türkiye ordusunu güçlendirin… Bu, yeni silah ve teknolojiye yatırım yapmayı ve Türk birliklerinin eğitimini geliştirmektir.
. Kamu hizmetlerini iyileştirin… Bu, eğitim, sağlık ve ulaşım kalitesini iyileştirmeyi içerir. Aynı zamanda yolsuzluğun azaltılmasını ve hükümet bürokrasisinin verimliliğinin artırılmasını da içerir.
. Yargı bağımsızlığını güçlendirin… Bu, tarafsız ve bağımsız hakim ve savcıların atanmasını ve yargının siyasi müdahaleden uzak olmasını sağlar.
. Eğitim sisteminde reform yapın… Bu, eğitimi daha erişilebilir ve uygun fiyatlı hale getirmeyi ve tüm öğrencilerin kaliteli bir eğitime eriştirir. Ayrıca yapay zeka ve dijitalleşmekte rekabet açısından insan kaynağı sorununu çözmek de eğitim reformunun hedefleri arasında yer almalıdır.
. Sağlık sisteminde reform… Bu, sağlık hizmetlerini daha erişilebilir ve uygun fiyatlı hale getirmeyi ve tüm vatandaşların kaliteli sağlık hizmetlerine erişmesini sağlar.
YOKSULLUĞU VE EŞİTSİZLİĞİ AZALTIN
. Yoksulluğu ve eşitsizliği azaltın… Bu, sosyal programlara yatırım yapmayı, iş yaratmayı ve asgari ücreti yükseltir. Ayrıca, yoksulluk ve eşitsizliğin en önemli sebeplerinden olan enflasyon ile mücadele de acil eylem planı içinde yer almalıdır.
. Sürdürülebilir kalkınmayı teşvik edin… Bu, yenilenebilir enerjiye yatırım yapmayı, çevreyi korumayı ve kirliliği azaltmayı içerir.
.Türkiye’nin komşularıyla ilişkilerini güçlendirin… Bu, anlaşmazlıkların barışçıl bir şekilde çözülmesini, ticaret ve yatırımın teşvik edilmesini ve güvenlik konularında işbirliği yapmayı içerir.
Bunlar, Türkiye’nin acil eylem planı olarak görmesi gereken en önemli konulardan sadece birkaçıdır. Yeni hükümetin Türk halkının yaşamını iyileştirmek için bu konuları ele almak için çalışması gerekecek.
Zuhal Mansfield
TMG Dış Tic ve Madencilik Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı
mansfield@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.