*İşletmelerin gelişmelere karşı son derece duyarlı olmamaları, ar-ge, start-up’lar ile işbirliklerine önem vermeyerek statükocu yaklaşımlara devam etmeleri halinde, makro ekonomik gelişmelerden daha ziyade yıkıcı yeniliklerin etkisine maruz kalacaklarını bilmeleri gerekiyor.
*Katma değeri düşük ucuz ürünler ihraç eden Türkiye’nin dış ticaret açığının yarısından fazlasının ileri teknoloji ürünleri dış ticaretinden kaynaklanıyor. Katma değerli ürün yanında enerjide dışa bağımlı bir ekonomik yapıyı sürdürerek yıkıcı teknolojilerin getirdiği fırsatı gözden kaçırmaktayız.
*Küresel güçlerin enerji yanında bilgiyi kontrol etme çabaları bir küresel ticaret savaşına dönerken, gelişen ekonomilerin bu savaşı bir fırsata dönüştürebilmeleri için iletişim, ticaret, finans, eğitim, sağlık, gıda, savunma gibi 7 ana sektörde bağımlılığın azaltılmasını gerekli kılıyor.
Son 10 yıl içinde özellikle Apple ve sonra Facebook’un öncülük ettiği yıkıcı akım ile yeni kavramların ortaya çıktığını görüyoruz. Bunlardan “Start-up” kavramı ilk olarak silikon vadisinde ortaya çıkmış olmakla birlikte son yıllarda A.B.D. ve Çin arasındaki rekabet ile artan oranlı olarak dikkatimizi çekmeye başladı.
“Start-up” kavramının maalesef literatürde ve Türk Dil Kurumu’nda kabul gören bir Türkçe karşılığı bulunmuyor. Yurtdışındaki literatüre bu anlamda katkı sağlayan girişimci ve akademisyen Steve Blank, startup’ı, “ölçeklenebilir ve tekrar edilebilir bir iş modeli bulmak için oluşturulan bir yapı” olarak tanımlarken, Neil Blumental “Startup, çözümün belli, başarının ise garanti olmadığı bir cevabı bulmaya çalışan bir şirkettir” şeklinde tanımlanıyor.
UNİCORN: DEĞERİ 1 MİLYAR DOLARI GEÇEN TEKNOLOJİ ŞİRKETİ
Endüstri katma değer ve en değerli markalar sıralaması birlikte ele alındığında yakın zamanda sıralamaların çok hızlı bir şekilde değiştiğine tanık olacağız gibi görünüyor. Özellikle 2010 sonrası kurulan ve Hectocorn olarak adlandırılan şirketlerin (Unicorn: Değeri 1 milyar doları geçen, Decacorn: Değeri 10 milyar doları geçen, Hectocorn: Değeri 100 milyar doları geçen teknoloji şirketleri) hızla bu listede önümüzdeki yıllarda yer bulması kuvvetle muhtemeldir.
Tablo 1. Hectocorn Şirketler Ocak 2019 Sıralaması
Kaynak: https://howmuch.net/articles/the-world-tech-giants
Hectocorn şirketlerde A.B.D. ağırlığı görülmekte iken decacorn’lar içerisinde üst sıraları zorlamaya başlayan Çinli şirketler dikkati çekiyor. A.B.D. – Çin ticaret savaşları içerisinde Huawei-Apple çekişmesinin nedeni aşağıdaki rakamlardan açıkça görülüyor. 2017-2018 ürünlerin marka bazında adet satışlarına bakıldığında, Apple yüzde 17 gerileme gösterirken, Huawei yüzde 48 oranında artış kaydetti. 2019 ilk çeyreğinde de bu eğilim devam etmekte olup, Samsung yüzde 22’den yüzde 21’e, Apple yüzde 14’ten yüzde 12’ye gerilerken, Huawei yüzde 11’den yüzde 17’e yükselerek ikinciliği elde etti. Sıralamada 4, 5 ve 6. markalar da Çinli üreticilere aittir.
Tablo 2.Decacorn Şirketler Ocak 2019 Sıralaması
Kaynak:https://fourweekmba.com/decacorn/
Esas rekabetin yaşandığı unicorn segmentinde ise, küresel oyuncular olan A.B.D. ve Çin yanına diğer ülkelerin de katıldığını görüyoruz. CB Insights raporuna göre, kayıtlı 292 unicorn içerisinde 140 adet A.B.D. (%48) ve 81 adet Çin teknoloji şirketi (%28) bulunmakta olup kalan yüzde 24’ün 21 ülke arasındaki dağılımı aşağıda yer alan tablodaki gibidir. Bunlar arasında İngiltere’nin 15 (%5), Hindistan’ın 13 (%4), Güney Kore’nin 6 (%2) ve Almanya’nın 6 adet (%2) şirketi bulunuyor. Listede bulunmamakla birlikte Rusya’nın da 2 şirketi bu kapsamda değerlendiriliyor (Mail.ru 6.9 ve Avito 2.7 milyar USD).
GELİŞEN EKONOMİLER İÇİN FIRSATLAR
Yıkıcı teknolojilerin başlangıç noktasını oluşturan bebek girişimler, düşük yatırım maliyeti yanında yüksek büyüme potansiyeli taşıması nedeniyle gelişmiş ülkeler yanında özellikle gelişmekte olan ülkeler için de büyük bir fırsat doğuruyor. Bu nedenle özellikle gelişmekte olan ülkeler açısından bakıldığında üç ana konuda önemli fayda sağlıyor:
Unicorn şirketlerin sektörel olarak dağılımına bakarsak iletişim (GSM, operatingsystems, applications), e-ticaret (e-commerce/e-marketplace), e-hizmet (e-service) ve finansal teknolojilerin (fintech) öne çıktığını görüyoruz.
BAĞIMLILIĞIN AZALTILACAĞI ÖNEMLİ 7 ANA SEKTÖR
Ancak küresel güçlerin enerji yanında bilgiyi kontrol etme çabaları bir küresel ticaret savaşına dönerken, gelişen ekonomilerin bu savaşı bir fırsata dönüştürebilmeleri için devletler tarafından 7 ana sektörde bağımlılığın azaltılması ve katma değerli ürünlerin ortaya konulabilmesi amacıyla yoğun çaba gösterilmesini ve ulusal düzeyde politikalar oluşturulmasını gerekli kılıyor. Bu sektörler ise şunlardır:
Ülkeleri yarattıkları unicorn şirket sayısına göre ayırıp ilk 5 ülkenin ar-ge harcamalarının milli gelirlerine oranına bakacak olursak aşağıdaki grafikler ortaya çıkmaktadır. Türkiye’ye ait veri 2015 yılına ait olup yüzde 0,88 seviyesindedir.
Grafik 1.Unicorn sahibi ilk 5 ülkenin ar-ge harcamalarının milli gelirlerine oranı, %
DIŞ AÇIĞIN YARISINDAN FAZLASI İLERİ TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİ DIŞ TİCARETİNDEN
Ankara Ticaret Odası tarafından 2010 yılında yapılan araştırmada Türkiye’nin dış ticaretinde katma değer yapısı analiz edilmiş olup ATO Başkanı tarafından basına yapılan açıklamada “katma değeri düşük ucuz ürünler ihraç eden Türkiye’nin 2009 yılındaki dış ticaret açığının yarısından fazlasının ileri teknoloji ürünleri dış ticaretinden kaynaklanmaktadır” denildi.
Günümüzde de bu yapı devam etmekte olup katma değerli ürün yanında enerjide dışa bağımlı bir ekonomik yapıyı sürdürerek yıkıcı teknolojilerin getirdiği fırsatı gözden kaçırmaktayız.
Mektupların yerini e-postaların, atların yerini motor gücünün, karasal hatların yerini uyduların, gazetelerin yerini e-haber sitelerinin, taksilerin yerini pek çok ülkede Uber’in alması gibi örneklerde yıkıcı yeniliklerin etkisi günümüzde artan oranda görülüyor.
YIKICI ETKİYE SAHİP TEKNOLOJİK GELİŞMELERDEN SAKLANMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL
Kafamızı kuma gömerek ve görmezden gelerek veya yasaklayarak üzerimize tüm gücü ile gelen, yıkıcı etkiye sahip teknolojik gelişmelerden saklanmamız mümkün değil. Sektörde rekabet içerisinde olan dev firmaların ortadan kalkmasına neden olan etkinin birbirlerinden çok belki şu an ortada bile olmayan start-up’lardan (bebek girişim) gelecek olması gerçeğine kendimizi alıştırmamız gerekiyor.
Bilgi paylaşımındaki artış ile birlikte özellikle mevcut orta ve büyük üretici işletmeler ile finansal hizmetler ve ticaret sektörlerinin daha yüksek bir tehdit altında olduğu görülüyor.
AR-GE VE START-UP’LAR İLE İŞBİRLİKLERİNE ÖNEM VERİLMELİ
İşletmelerin gelişmelere karşı son derece duyarlı olmamaları, ar-ge, start-up’lar ile işbirliklerine önem vermeyerek statükocu yaklaşımlara devam etmeleri halinde, makro ekonomik gelişmelerden daha ziyade yıkıcı yeniliklerin etkisine maruz kalacaklarını bilmeleri gerekiyor.
Bu konu ile ilgili çözüm önerisi olarak uzun süredir varlığını sürdüren, kamu özel sektör işbirliğine en güzel çözümlerden biri olarak gördüğüm teknoparkların durumu, sorunları ve iyileştirme önerilerime ise bir sonraki sayıda değineceğim.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.