*Türkiye’nin önünde bulunan fırsatı değerlendirebilmesi için AR-GE harcamalarını asgari 2 kat artırarak, inovatif teknolojileri katma değerli ürün ve hizmetlere dönüştürmesi gerekiyor.
*Yıkıcı teknolojiler ile karşılaştığımızda bunların içselleştirilmesi ve hayatımızla uyumlandırılması konusunda özel ve kamu kesiminin hazır olmadığını düşünüyorum.
*Yasaklayıcı olmaktan ziyade düzenleyici ve teşvik edici olunması, inovasyonla birlikte toplum refahının da artırılmasını sağlayacaktır. Kaldı ki değişim ateşi bir kez yandıktan sonra bunun önüne geçilmesi de zor görünüyor.
Önceki yazılarımda defaten katma değerli ürün ve üreten startup’ların ve gelecekte dönüşecekleri değeri 1 milyar doları aşan unicorn’ların önemine değinmiştim. Cb Insight’ın raporuna göre, dünyada 292 unicorn ve 20 adet decacorn (değeri 10 milyar doları aşan), 12 adet hectocorn (değeri 100 milyar doları aşan) şirket bulunuyor. Bu girişimler ağırlıkla ABD ve Çin’de bulunmakta olup dört ana sektörde faaliyet gösteriyor.
Bu sektörler:
İletişim (GSM, operating systems, applications),
Yine Dünya Bankası verileri üzerinden Türkiye’nin AR-GE Harcamaları/GSYİH ortalamalarını bu şirketlere sahip olan ülkeler ile karşılaştıracak olursak,Türkiye’nin yüzde 0,88 ile bu ülkelerin 1/3’ü oranında kaldığı görülüyor (www.worldbank.org, 2015).
AR-GE HARCAMALARININ ASGARİ 2 KAT ARTMASI GEREKİYOR
Türkiye’nin önünde bulunan fırsatı değerlendirebilmesi için AR-GE harcamalarını asgari 2 kat artırarak, inovatif teknolojileri katma değerli ürün ve hizmetlere dönüştürmesi gerekiyor.
Ülkemizde 84 teknopark, TÜBİTAK, KOSGEB ve Melek Yatırım Ağlarınca start-up’lar desteklenmekle birlikte bunlardan çok azı kendi içerisinde ekosistem yaratmakta ve hiçbirisi unicorn yaratamıyor.
Start-up’ların gelişebileceği ekosistemler yaratılmalıdır. AR-GE’ye ayrılan bütçenin devlet ve özellikle özel sektör tarafında artırılması, eğitimin yenilikçi teknoloji yaratabilecek bilgi ve donanıma kavuşması için sayıdan ziyade kaliteye önem verilmesi gerekiyor.
START-UP’LARIN ALTERNATİF FİNANSAL KAYNAKLAR İLE DESTEKLENMESİ HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR
Ülkemizde devlet ve özel girişim tarafından tam anlamı ile dikkate alınmamış olan BKS sisteminin tamamlayıcı kurumlar (kuluçka merkezleri ve hızlandırıcılar) ile düzenlenerek gelişiminin teşvik edilmesi gerekiyor. 2023 hedeflerinin yakalanabilmesi katma değerli ürün ve hizmet üretilmesi ve istihdam yaratacak girişim sayısının artırılabilmesi için start-up’ların özellikle melek yatırımcılık sistemi ve alternatif finansal kaynaklar ile desteklenmesi hayati önem taşıyor.
Tüm bu tespitlere ve konunun ülkemiz açısından önemine rağmen yıkıcı teknolojiler ile karşılaştığımızda bunların içselleştirilmesi ve hayatımızla uyumlandırılması konusunda özel ve kamu kesiminin hazır olmadığını düşünüyorum.
UBER’E ERİŞİMİN HAKSIZ REKABET OLUŞTURDUĞU GEREKÇESİYLE ENGELLENMESİ KARARI
17 Ekim tarihli haberde, dünyanın en büyük girişimlerinden biri olan UBER’e karşı açılan dava sonuçlandı. Esnaf Odası ile Birleşik Taksiciler Derneği’nin, internet uygulaması üzerinden ulaşım hizmeti veren UBER’e karşı açtığı davaya ilişkin olarak, Türkiye’de UBER’e erişimin haksız rekabet oluşturduğu gerekçesi ile mahkeme kararı sonucunda engellenmesi kararı verildi.
Bir diğer örneğin hedefinde olan Booking.com için de durum farklı olmadı. 18 Ekim tarihli habere göre, “Türkiye’deki faaliyetleri tedbiren durdurulan online otel rezervasyon portalı booking.com ile ilgili “haksız rekabet” davasında, mahkeme haksız rekabetin tespitine karar vererek, ”haksız rekabet” sebeplerinin ortadan kaldırılması ile 500 bin TL teminat yatırılması halinde ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına hükmedildi” (https://www.ntv.com.tr).
YASAKLAYICI OLMAKTAN ZİYADE DÜZENLEYİCİ VE TEŞVİK EDİCİ OLUNMALI
Benzer durum Türkiye’de olduğu gibi dünya genelinde kripto paralar için de yaşanmaktadır. Burada önemli olan konu inovatif gelişimin önünü kesmeden yapılacak yasal düzenlemeler ile yıkıcı yeniliklerin teşvik edilmesidir.
Yasaklayıcı olmaktan ziyade düzenleyici ve teşvik edici olunması, inovasyonla birlikte toplum refahının da artırılmasını sağlayacaktır. Kaldı ki değişim ateşi bir kez yandıktan sonra bunun önüne geçilmesi de zor görünüyor.
E-ticaret, e-hizmet, finansal teknolojiler ve iletişim alanlarında yaşanan hızlı gelişmenin yasaklama ile durdurulabilmesi mümkün görünmüyor. Bu durumu taksicilik, bankacılık, perakendecilik gibi işlerin yok olması yerine bunların değişim ve gelişimi yanında bir fırsat olarak algılayıp, gerekli teknik ve hukuki altyapının yanında mantalite değişikliğinin de yapılmasına ihtiyaç duyuyoruz.
Doç. Dr. Mehmet Yazıcı
Bursa Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi
yazici@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.