Ağustos ayında hem global piyasalarda hem de yurt içi piyasalarda yaşanan sert satışlarla 2014 yılı seviyelerine kadar geri çekilme izlemiştik. Eylül ayı ile birlikte global piyasalarda görülen dip seviyelerden yukarı yönlü hareketler ön plana çıkarken, yurt içi piyasalarda ise satış baskısının kısmen de olsa sürdüğünü izledik. Yurtdışı piyasalarda özellikle FED’in Eylül toplantısında, global büyüme endişeleri ve yatırım iştahındaki azalmaya bağlı olarak, faiz artırımının öteleneceğine ilişkin beklentilerin ön planda olması, yukarı hareketleri destekledi. Yurtiçi piyasalarda ise yeni rekorlar kırarak 3.07 seviyelerine ulaşan DolarTL ve 3.48 seviyelerine ulaşan EuroTL, erken seçim kararının alınması ile yükselen siyasi belirsizlik, terör eylemlerine bağlı artan iç güvenlik endişeleri ve artan siyasi riske bağlı olarak yatırım yapılabilir notunun kaybedilebileceğine yönelik tedirginlik, Borsa İstanbul’un yurt dışı piyasalardan negatif yönde ayrışmasını beraberinde getirdi. Bu gelişmelere bağlı olarak Eylül ayına 75.000 seviyelerinden başlayan Borsa İstanbul, ay içinde 71.000 seviyelerine kadar gerilerken, FED kararı öncesinde yeniden 75.000 seviyelerine doğru harekete geçmiştir. FED kararının ardından ise Dolar/TL’de 3.00 seviyelerine yakın seyirler sürerken, Borsa İstanbul tarafında ise kur tarafında yaşanan gevşemenin ardından yukarı yönlü hareketler sürdü. Derecelendirme kuruluşu Fitch’in, ay içinde gerçekleştirdiği not değerlendirmesinde, piyasa beklentilerine paralel olarak Türkiye’nin kredi notu ve notun görünümünü değiştirmemesi de Borsa İstanbul’daki yükselişlerin 76.000 seviyelerine ulaşmasında etkili olduğunu söyleyebiliriz.
Hem yurtiçi hem de yurtdışı piyasaların Eylül ayındaki en önemli gündem maddesi olan FED toplantısından, piyasa beklentilerine paralel olarak, faizlerde herhangi bir değişim kararı çıkmadı. İki günlük toplantının sonucunda 18 Eylül’de faiz kararını açıklayan FED, enflasyon ve küresel ekonomideki belirsiz görünümü işaret ederken, son dönemde finans piyasalarında yaşanan karışıklıklara vurgu yaptı. Düşük enflasyon oranının sorun olmaya devam ettiğine işaret eden FED, istihdam piyasasında ise iyileşmenin devamının görülmesinin istendiğini belirtti. FED, faizde değişime gitmeme kararını 1‘e karşı 9 oyla alırken, Başkan Yellen yaptığı açıklamalarda Ekim’de de faiz artırımının mümkün olduğunu ifade etti. çin ve diğer gelişmekte olan ekonomilerdeki büyüme kaygılarının da izlendiğini vurgulayan Yellen, ilk faiz artırımının zamanlamasının ise gelen verilere bağlı olduğunu tekrarladı. Fed, 2015 yılı büyüme hedefini yükseltirken, 2016 ve 2017 yılları için beklentilerini aşağı revize etti. Son PPK toplantısında politika faizlerinde değişime gitmeyen Merkez Bankası %7,50’de sabit tutan TCMB, FED’in faiz artışlarına bağlı olarak politika faizinin yükselebileceğine işaret etmişti. Son gelinen nokta itibariyle, 22 Eylül’de gerçekleşecek olan PPK toplantısından, FED’in faiz artırım yönünde bir karar almamasını da göz önüne aldığımızda, piyasa beklentilerine paralel olarak faiz tarafında bir değişiklik yaşamayacağını öngörüyoruz.
GLOBAL RİSK VE KIRILGAN EKONOMİ
Eylül ayında FED kararı ile birlikte yurt içi piyasaların ana gündem maddelerinden bir diğeri de Fitch’in 18 Eylül’de Türkiye’nin kredi notuna ilişkin değerlendirmeleri oldu. Fitch, 18 Eylül’deki değerlendirme öncesinde Türkiye’yi, FED’in faiz artırımına karşı en duyarlı gelişen ülkelerden biri olarak göstermişti. Türk bankalarının dış borçlarındaki artışa vurgu yapan Fitch, global risk iştahındaki değişimlere karşı Türkiye’nin kırılganlığına bir kez daha işaret etti. Fitch’in Türkiye analisti Gamble tarafından yapılan bir değerlendirmede ise, politik belirsizliklere karşın Türkiye‘nin notu üzerinde mali pozisyonun kilit önemde olduğu vurgulanırken, mali gücün ise politik ortama rağmen sarsılmadığı ifade edilmişti. Dolayısıyla da piyasalarda Fitch tarafından yatırım yapılabilir seviyesindeki Türkiye’nin kredi notuna ilişkin bir değişime gitmeyeceği beklentileri hakimdi. Genel piyasa beklentilerine paralel olarak Fitch, Türkiye’nin kredi notu ve görünümünde değişime gitmedi.
1 Kasım’da gerçekleştirilecek olan erken seçime ilişkin olarak gelecek anketler, piyasaların seyri açısından önemli olacak. Aynı zamanda da Borsa İstanbul’un yurt dışı piyasalardaki seyirden ayrışmasında önemli bir rol oynayacak.
Eylül ayına 1.120’li seviyelerden başlayan altın, faiz artırımıyla ilgili gelen olumsuz sinyaller ile tekrar yükselişe geçti. Fed Başkanı Yellen her ne kadar artırımın zamanlamasının önemsiz olduğunu vurgulasa da piyasa bu gelişmeyi daha çok fiyatladı. Yükselişlerde 1.150 ve daha üst seviyelere gelinmesi durumunda 1.180 – 1.200 aralığı test edilebilir. Geri çekilmelerde ise 1.120 ve 1.100 destek görevi görebilir.
1.12 seviyesinin altında Eylül ayına başlayan Euro/Dolar paritesi FED etkisiyle yükselişe geçen yatırım enstrümanlarından oldu. 1.11’i kendine destek yapan parite yükselişlerde direnç seviyesi olarak gözlenen 1.1450’yi geçebildiği takdirde 1.15 ve Ağustos ayının zirvesi olan 1.17’leri tekrar test edebilir. ABD’den gelebilecek iyi veriler sonrası geri çekilebilecek paritede 1.11 ve 1.08 ana destekler olarak görülebilir.
3.00 seviyesinin üzerinde tutunmaya çalışan Dolar/TL, Eylül ayı içinde yeni rekora imza attı. FED’den gelen ılımlı açıklamalara rağmen sınırlı düşüş yaşayan kurda, 2.97 ve 2.95 destekleri izlenebilir bu seviyenin altındaki fiyatlamalarda ise 2.90 hedeflenebilir. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in de notu ve görünümü değiştirmemesi piyasada olumlu algılanırken, kötü senaryolarda 3.10 ve üst seviyeler görülebilir.
28 EKİM’DEKİ FED TOPLANTISI öNEMLİ
Ekim ayında yurt dışı piyasaların gözü yine FED’in 28 Ekim’de açıklayacağı faiz kararında olacak. Bunun yanı sıra, Eylül faiz kararında FED’in vurgu yaptığı maddeler olan ABD enflasyonu başta olmak üzere istihdam verileri, global piyasalarda endişelere neden olan çin’in ekonomi verilerine ek olarak emtia fiyatlarının seyri yakından izlenmeye devam edecek. Ay içinde 28 Ekim’deki toplantıya yönelik FED üyelerinden gelecek açıklamalar da global piyasaların seyri üzerinde etkili olacaktır.
Yurt içinde ise global piyasaların seyrinin yanı sıra yurt içi gündemin ilk sırasında yer alan erken seçime ilişkin gelişmeler yakından izlenecek. özellikle 1 Kasım’da gerçekleştirilecek olan erken seçime ilişkin olarak gelecek anketler, piyasaların seyri açısından önemli olacak. Aynı zamanda da Borsa İstanbul’un yurt dışı piyasalardaki seyirden ayrışmasında önemli bir rol oynayacak. Olası tek parti iktidarını işaret eden anketlerin Borsa İstanbul’u da yurt dışı piyasalardan ayrıştırarak bir seçim rallisine yol açabileceği unutulmamalıdır. 7 Haziran seçimlerinin sonucuna benzer koalisyon seçeneklerine işaret eden anket sonuçları ise BİST tarafında ekstra bir harekete yol açmamakla birlikte, siyasilerden gelecek mesajlara göre mevcut stresin bir miktar daha artmasına katkı yapacağı da unutulmamalıdır. BİST’in aşağı hareketlenmesinde etkili olan yurt içi terör olaylarının meydana gelmesi, yine kur üzerinde stresi artırarak aşağı yönlü risk unsuru olmaya devam edecektir. Borsa İstanbul şirketlerinin ay içinde açıklayacağı üçüncü çeyrek mali verileri de piyasaların gündemindeki bir diğer konu olacaktır.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.